111 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî; (T) Bize Bişr b. Hâlid, ona Muhammed b. Cafer, o ikisine Şube, ona da el-A'meş bu isnad ile Cerir'in rivayetine benzer şekilde hadisi nakletmiş ve "övünme ve büyüklenme deve sahiplerindedir. Sekinet ve vakâr da koyun sahiplerindedir" ilavesinde bulunmuştur.
Açıklama: Hadisin tam metni için M000189 numaralı hadise bakınız.
Bize İshak b. İbrahim, ona Abdullah b. Hâris el-Mahzûmî, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona Cabir b. Abdullah, Rasülullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Katı kalplilik ve kabalık doğu tarafında (olanlarda), iman ise Hicazlılardadır."
Açıklama: Hadiste doğu tarafı ile kastedilen Medine'nin doğusudur.
Bize Yahya b. Yahya, ona kıraat yoluyla Malik, ona Ebu Zinad, ona el-A'rec, ona Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Küfrün başı doğu tarafındadır. Kendini beğenme ve kibir at ve deve sahibi, yaygaracı bedevilerdedir. Vakar ise koyun sahiplerindedir."
Bana Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğiine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kibir ve böbürlenme deve ve sığır sahibi yaygaracı bedevilerde, vakar ve sükûnet ise davar sahiplerindedir."
“Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir.”
Buna (bu güzel davranışa) ancak sabredenler kavuşturulur; buna ancak (hayırdan) büyük nasibi olan kimse kavuşturulur.
Bana Rabî b. Süleyman b Davud, ona İshak b. Bekir, ona babası (Mudar b. el-Kuraşî), ona Amr b. Haris, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir ve Said b. Müseyyeb, onlara da Hakim b. Hızâm şöyle demiştir: Rasulullah’tan (sav) bir şeyler istedim, bana verdi. Sonra tekrar istedim, yine verdi. Sonra şöyle buyurdu: "Ey Hakim! Bu mal, tatlıdır. Kim bunu tok gözlü olarak alırsa onun için bereketli olur. Kim de açgözlülükle alırsa ona bereketi olmaz. O yiyip yiyip de doymayan kimse gibi olur. Veren el de alan elden üstündür." Hakim der ki: Bunun üzerine ben “Ey Allah'ın Rasulü! Seni Hak olarak gönderene yemin olsun ki senden sonra, bu dünyadan ayrılıncaya kadar hiç kimseden hiç bir şey istemeyeceğim” dedim.
Bize Asım b. Ali (b. Asım), ona İbn Ebu Zi'b (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğire b. Haris b. Hişam), ona Saîd b. Halid (Saîd b. Abdullah b. Kariz b. Şeybe), ona İsmail b. Abdurrahman b. Ebu Zi'b, ona Ata b. Yesar, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre İbn Abbas ve beraberindekiler birlikte otururlarken Rasulullah (sav) onların yanına gelmiş ve "Size kimin mertebesinin en yüksek olduğunu söyleyeyim mi?" buyurmuştu. Biz "Evet" deyince Rasulullah (sav) "Atının -veya bir atın- başındaki (yularından tutup) ölünceye ya da öldürülünceye kadar Allah yolunda cihad eden kimsedir." buyurdu. Sonra "Peki size bu kimseden sonra mertebesi en yüksek olan kişinin kim olduğunu söyleyeyim mi? diye sordu. Biz de "Evet Ya Rasulullah (sav)" diye cevap verdik. Bunun üzerine "Dağların arasında kuytu bir yere çekilip namazını kılan, zekatını veren ve insanların şerrinden uzak duran kimsedir." buyurdu. Sonra "Peki size kimin mertebesinin en kötü olduğunu söyleyeyim mi?" diye sordu. Biz de "Evet Ya Rasulullah (sav)" diye cevap verdik. "Kendisinden Allah adına bir şey istenip onun adına vermeyen kimsedir." buyurdu.
Açıklama: Kadı İyaz'ın verdiği bilgiye göre sözü edilen kimse, Uyeyne b. Hısn'dır. Kendisi Müslüman olduğunu söylemişse de aslında Müslüman değildir. Nitekim, Hz. Ebu Bekir (ra) döneminde dinden dönenlerle birlikte İslam'ı terk etmiş daha sonra, dinden dönenler arasında esir alınarak Hz. Ebu Bekir'e getirilmiştir. Hz. Peygamber (sav) bu adamın iyi bir kimse olmadığı belirtmek için durumu açıklamıştır. Ancak belki imana gelir diye de yüzüne karşı yumuşak sözler kullanmaktan geri durmamıştır. ( Muhatasarı Tecrîd-i Sarîh, II/399. (Hüner Yayınları-2009))