Giriş

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya Kattan, ona Ubeydullah, ona da Nafi şöyle rivayet etmiştir: Haccac'ın İbn Zübeyir ile savaşmak üzere (Mekke yakınına) indiği zaman Abdullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah (babaları) Abdullah (b. Ömer) ile konuşup ona “bu sene hacca gitmesen zarar etmiş olmazsın. Zira biz bunlar (Haccac ile İbn Zübeyir) arasında çıkacak bir savaşın, senin Kabe'ye varmana engel olmasından endişe ediyoruz” dediler. O da “eğer benim Kabe'ye varmama engel olunursa, ben de kendisi ile birlikte iken Rasulullah'ın (sav), Kureyş kâfirleri kendisinin Kabe'ye varmasına engel olduğunda, yaptığı gibi yapar, umreyi kendime vacip kıldığıma sizleri şahit tutarım” deyip yola koyuldu. Nihâyet Zü'l-Huleyfe'ye vardığında umre yapmak niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi. Sonra “eğer benim önüm kesilmezse umremi eda ederim. Şayet bana engel olunup Kabe'ye varmama engel olunursa, o zaman ben de kendisi ile bulunduğum zaman Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım” dedi. Sonra da "And olsun ki Allah’ın Rasulü’nde sizin için uyulmaya değer güzel örnekler vardır" (Ahzâb, 21) ayetini okuyup yoluna devam etti. Nihâyet Beydâ'nın üst taraflarına vardığında “hac ile umrenin durumu şüphesiz aynıdır. Eğer benim umre yapmama engel olunursa, hac yapmama da engel olunmuş olur. Umre ile birlikte hac yapmayı kendime vacip kıldığıma sizi şahit tutuyorum” diyerek yola devam etti. Nihâyet Kudeyd'de bir kurbanlık satın aldı. Sonra hem umre hem de hac için Beyt'in etrafında bir tavaf ve Safa ile Merve arasında bir defa sa'y yaptı ve Kurban Bayramı birinci günü haccını tamamlayıncaya kadar, hac ve umre için giydiği ihramından çıkmadı.


    Öneri Formu
8759 M002990 Müslim, Hac, 181

Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys; (T) Bize Kuteybe –bu lafızla-, ona Leys, ona da Nafi şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer (r.anhumâ) Haccac’ın İbn Zübeyir’i kuşatma altına aldığı sene hac yapmak istedi. Ona “insanlar arasında bir savaş var, bu sebeple onların seni (hac etmekten) alıkoymalarından korkarız” denilince, O da "And olsun ki sizin için Allah’ın Rasulü’nde güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 21) ayetini okuyup sonra da “o zaman ben de Rasulullah’ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Ben kendim için umre yapmayı vacip kıldığıma sizi şahit tutarım” dedi. Sonra yola koyulup Beydâ sırtlarına varınca “hacc ile umrenin durumu aynıdır. Umre ile birlikte bir haccı yapmayı da kendime vacip kıldığıma şahit olun” İbn Rumh der ki: “sizi şahit tutarım” dedi ve Kudeyd’den satın aldığı bir hayvanı hedy (kurbanlık) olarak beraberinde olduğu halde hem hac hem de umre için ihrama girip Mekke'ye vardı. Kabe'yi tavaf edip sa'y yaptı, fazla da bir şey yapmadı. Kurban Bayramı gününe kadar kurban kesmedi, ihram yasaklarına uyup ne tıraş oldu, ne de saçlarını kısalttı. Kurban Bayramı günü kurbanını kesti, saçlarını tıraş etti ve ilk yaptığı tavafın hem hac hem de umre tavafı yerine geçtiğine hükmetti. İbn Ömer (r.anhumâ) “İşte Rasulullah (sav) da böyle yapmıştı” dedi.


    Öneri Formu
8764 M002992 Müslim, Hac, 182

Bize İsmail, ona Mâlik, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer (r.anhuma) Mekke’ye fitne zamanında umre yapmak üzere çıkıp gittiği zaman “Eğer Beyt’e ulaşmam engellenecek olursa Rasulullah (sav) ile birlikte yaptığımız gibi yaparız” deyip, umre niyetiyle telbiye getirerek ihrama girdi. Çünkü Nebi (sav) de Hudeybiye yılında umre niyetiyle telbiye getirip ihrama girmişti. Daha sonra Abdullah b. Ömer durumunu gözden geçirdi ve “Her ikisinin (haccın da, umrenin de) durumu ancak birdir” dedi. Arkadaşlarına dönerek “Her ikisinin durumu da ancak birdir, benim umre ile birlikte hac etmeyi de kendime vacip kıldığıma (kıran haccı yapacağıma) dair sizleri şahit tutuyorum” dedikten sonra –kendisi için yeterli olduğu kanaatinde olduğundan- her ikisi için bir tavaf yaptı, kurbanını da kesti."


    Öneri Formu
13001 B001813 Buhari, Muhsar, 4

Bize İshak b. Mansur, ona Ravh b. Ubade, ona Haccac (b. Ebu Osman) es-Savvâf, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime (Mevla İbn Abbas), ona da Haccac b. Amr şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kimin bir uzvu kırılır veya sakatlanır bu sebeple de o yıl hac yapamaz ise bir sonraki yıl hac yapması gerekir." [(İkrime dedi ki:) Ben bu hadisi İbn Abbas ve Ebu Hureyre'ye sordum, onlar da doğru söylemiştir, dediler. Bize İshak b. Mansur, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensarî, ona da Haccac b. Sellâm bu hadisin bir benzerini rivayet etti ve şöyle dedi: "Bu hadisi Rasulullah'dan (sav) işittim" dedi.] [Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bir çoğu bu hadisi bunun bir benzeri şekilde Haccac es-Savvâf'tan rivayet etmiştir. Ma'mer ve Muaviye b. Sellâm bu hadisi Yahya b. Ebu Kesir'den, o İkrime’den, o Abdullah b. Rafi’den, o Haccac b. Amr’dan, o da Rasulullah'dan (sav) rivayet etmiştir. Haccac es-Savvâf rivayet ettiği hadiste Abdullah b. Rafi'i zikretmemiştir. Hadisçilere göre Haccac sika (güvenilir) ve hafız bir kimsedir. Muhammed'den şöyle dedi: 'Ma'mer ve Muaviye b. Sellam’ın rivayetleri daha sahihtir.'] [Bize Abd b. Humeyd, ona Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona İkrime, ona Abdullah b. Râfi', ona Haccac b. Amr, o da Rasulullah'dan (sav) bu hadisin bir benzerini nakletmiştir.]


    Öneri Formu
15242 T000940 Tirmizi, Hac, 96

Bize Muhammed b. Müsenna, ona Yahya Kattan, ona Ubeydullah, ona da Nafi şöyle rivayet etmiştir: Haccac'ın İbn Zübeyir ile savaşmak üzere (Mekke yakınına) indiği zaman Abdullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah (babaları) Abdullah (b. Ömer) ile konuşup ona “bu sene hacca gitmesen zarar etmiş olmazsın. Zira biz bunlar (Haccac ile İbn Zübeyir) arasında çıkacak bir savaşın, senin Kabe'ye varmana engel olmasından endişe ediyoruz” dediler. O da “eğer benim Kabe'ye varmama engel olunursa, ben de kendisi ile birlikte iken Rasulullah'ın (sav), Kureyş kâfirleri kendisinin Kabe'ye varmasına engel olduğunda, yaptığı gibi yapar, umreyi kendime vacip kıldığıma sizleri şahit tutarım” deyip yola koyuldu. Nihâyet Zü'l-Huleyfe'ye vardığında umre yapmak niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi. Sonra “eğer benim önüm kesilmezse umremi eda ederim. Şayet bana engel olunup Kabe'ye varmama engel olunursa, o zaman ben de kendisi ile bulunduğum zaman Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım” dedi. Sonra da "And olsun ki Allah’ın Rasulü’nde sizin için uyulmaya değer güzel örnekler vardır" (Ahzâb, 21) ayetini okuyup yoluna devam etti. Nihâyet Beydâ'nın üst taraflarına vardığında “hac ile umrenin durumu şüphesiz aynıdır. Eğer benim umre yapmama engel olunursa, hac yapmama da engel olunmuş olur. Umre ile birlikte hac yapmayı kendime vacip kıldığıma sizi şahit tutuyorum” diyerek yola devam etti. Nihâyet Kudeyd'de bir kurbanlık satın aldı. Sonra hem umre hem de hac için Beyt'in etrafında bir tavaf ve Safa ile Merve arasında bir defa sa'y yaptı ve Kurban Bayramı birinci günü haccını tamamlayıncaya kadar, hac ve umre için giydiği ihramından çıkmadı.


    Öneri Formu
287636 M002990-2 Müslim, Hac, 181


    Öneri Formu
13820 B005089 Buhari, Nikah, 15


    Öneri Formu
15246 T000942 Tirmizi, Hac, 98

Bize Kuteybe, ona el-Leys, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: İbn Ömer (r.anhumâ) Haccac’ın İbn Zübeyir’i kuşatma altına aldığı sene hac yapmak istedi. Ona “insanlar arasında bir savaş var, bu sebeple onların seni (hac etmekten) alıkoymalarından korkarız” denilince, O da "And olsun ki sizin için Allah’ın Rasulü’nde güzel bir örnek vardır" (Ahzab, 21) ayetini okuyp sonra da “o zaman ben de Rasulullah’ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Ben kendim için umre yapmayı vacip kıldığıma sizi aynıdır. Sizi umrem ile birlikte bir haccı yapmayı da kendime vacip kıldığıma şahit tutarım” dedi ve Kudeyd’den satın aldığı bir hayvanı hedy (kurbanlık) olarak beraberinde götürdü. Bundan fazla da bir şey yapmadı ve Kurban Bayramı gününe kadar kurban kesmedi, ihram yasaklarına uyup ne traş oldu, ne de saçlarını kısalttı. Kurban Bayramı günü kurbanını kesti, saçlarını tıraş etti ve ilk yaptığı tavafın hem hac hem de umre tavafı yerine geçtiğine hükmetti. İbn Ömer (r.anhumâ) “İşte Rasulullah (sav) da böyle yapmıştı” dedi.


    Öneri Formu
10643 B001640 Buhari, Hac, 77


    Öneri Formu
24303 N002862 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 102


    Öneri Formu
277951 N002862-2 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 102