34 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Said el-Eşecc, İshak b. İbrahim, onlara Veki, ona el-A'meş, ona İbrahim et-Teymi, ona babası (Yezid b. Şerik), ona da Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Güneş, kendisi için belirlenen yörüngesinde akıp gitmektedir.' [Yâsîn, 36/38] ayetini sordum, bana 'onun yörüngesi Arş'ın altındadır' buyurdu."
Bize Ebu Nuaym, ona el-A’meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası (Yezid b. Şerik et-Teymî), ona da Ebu Zer şöyle demiştir: "Ben güneşin batışı esnasında Nebî (sav) ile birlikte mescitteydim. Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Zer! Güneş nerede batar bilir misin?' diye sordu. Ben de 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Güneş, Arş'ın altında (Allah’a) secde etmek için gider. İşte 'Güneş kendisine ait yerleşik bir düzene göre (yörüngesinde) akıp gider. Bu, çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın takdiridir' [Yâsîn 36/38] ayetinin ifade ettiği şey budur' buyurdu."
Bize Humeydî, ona Veki, ona A'meş, ona İbrahim et-Teymî, ona babası (Yezîd b. Şerîk), ona Ebu Zerr şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Güneş, kendisi için belirlenen yörüngesinde akıp gitmektedir.' [Yâsîn, 36/38] ayetini sordum, bana 'onun yörüngesi Arş'ın altındadır' buyurdu."
Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona İbn Mübarek, ona Ma'mer; (T) Bize Muhammed b. Râfi, -hadisin lafızları ona aittir- ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Peygamberlerden biri gazâya çıktı ve kavmine, 'Bir kadınla yeni evlenmiş, henüz gerdeğe girmemiş ve gerdeğe girme arzusunda olan kimse benim peşimden gelmesin. Bir ev yapan, ama henüz çatısını yapıp bitirmemiş olan olan kimse peşimden gelmesin. Gebe bir koyun ya da deve satın alan ve hayvanının yavrularını doğurmasını bekleyen kimse peşimden gelmesin' dedi, ardından gazâya çıktı. İkindi namazı, ya da ona yakın bir vakitte bir yerleşim yerine yaklaştı ve güneşe, 'Sen de emir kulusun ben de. Allah'ım! Onun benim için biraz durdur' dedi. Allah kendisine fethi müyesser kılana dek (güneş) onun için durduruldu. (Fetihten sonra) elde ettikleri ganimetleri topladılar. Ateş de ganimeti yemek için çıkageldi, (ancak) onu yemekten vazgeçti. Peygamber 'İçinizde ganimetten çalanlar var. Her kabileden bir kişi bana biat etsin' dedi. Ona biat ettiler. (Derken) bir adamın eli onun eline yapışıverdi. Peygamber 'Ganimetten çalanlar sizin içinizdedir. Kabilen bana biat edecek' dedi. Kabilesi ona biat etti, onlardan iki ya da üç adamın eli (onun eline) yapışıverdi. Peygamber 'Ganimetten çalanlar sizin içinizde. Siz çaldınız' dedi. Bunun üzerine onlar, Peygamberin önünde, inek kafası kadar altını çıkarıp yerde duran (ganimet) malının içine koydular. Ateş de gelip, bu (ganimet malını) yedi (yaktı). Ganimetler bizden önce hiç bir kimse için helal kılınmadı. Ancak şanı yüce Allah, bizim zayıflığımızı ve acizliğimizi bildiği için ganimeti bize helal kıldı."