72 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T) Bize İshak b. Mansur, ona Abdurrahman, ona Süfyan, Cerir ve Süfyan, o ikisine A'meş, ona Ebu Süfyan, bu isnadla hadisi rivayet etmiş, ama rivayetinde "bir damarını kesip dağladı" ifadesini söylememiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M005745 numaralı rivayete bakınız.
Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -lafız Ebu Küreyb'e aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: "Hz. Peygamber (sav), Übey b. Ka'b'a bir doktor gönderdi. Doktor (tedavi maksadıyla) onun bir damarını kesip dağladı."
Bize Bişr b. Halid, ona Muhammed (yani İbn Cafer), ona Şube, ona Süleyman, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle söyledi: "Hendek Savaşında Übey bileğindeki can damarından vuruldu, bunun üzerine Rasulullah (sav) onu dağlama ile tedavi etti."
Bize Ravh, ona Zem’a b. Salih, ona İbn Şihâb, ona da Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, Ebu Ümâme'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Esad b. Zürâre, Akabe biatındaki temsilcilerden biri idi ve onun yüzünde ve vücudunda kızarıklık çıkmıştı. Hz. Peygamber (sav) onu ziyarete geldiğinde iki kez şöyle dedi: Ne kötü bir ölümdür bu! Şimdi Yahudiler 'Muhammed arkadaşının hastalığını tedavi etseydi ya' diyecekler. Benim ona zarar vermeye de fayda vermeye de gücüm yetmez. Ama onu elimden geldiğince tedavi etmeye çalışacağım. Sonra Esad’ın başının iki çizgi halinde dağlanmasını istedi. Ancak Esad kısa bir süre sonra vefat etti."
Bana Züheyr b. Harb, ona Abdussamed b. Abdulvâris, ona Hacib b. Ömer, ona Ebu Huşeyne es-Sekafî, ona el-Hakem b. el-A'rec, ona İmrân b. Husayn'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav); "Ümmetimden yetmiş bin kişi cennete hesapsız girecektir" buyurmuştu. Oradakiler; ey Allah'ın Rasulü! Onlar kimdir? diye sorunca Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Efsun yapmayan, bazı şeyleri uğursuz saymayan, vücutlarını demirle dağlamayan ve (işlerinde) Rablerine tevekkül edenlerdir."
Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muâz b. Muâz), ona Şube, ona Humeyd b. Hilal, ona da Mutarrif şöyle rivayet etmiştir: İmran b. Husayn bana 'Sana bir hadis nakledeyim. Umulur ki onunla Allah seni faydalandırır' dedi ve şöyle rivayet etti: "Rasulullah (sav) hac ile umreyi bir arada yaptı, sonra da ölene kadar bunu yasaklamadı. Bu hususta, Kur'an'da onu haram kılan bir hüküm de inmedi. Ben dağlama tedavisi uygulamaya başlamadan önce (melekler tarafından) bana selam verilirdi. Ama dağlama tedavisi uyguladığımda selam kesildi. Ben dağlamayı bırakınca tekrar selam verildi."
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona Mutarrif, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Peygamber (sav) (bize) dağlama (yoluyla tedavi) yapmayı yasakladı, ama biz dağlama yoluyla tedaviye devam ettik. Gel gör ki ne yaralar iyileşti, ne de tedavi başarıya ulaştı." [Ebu Davud der ki: İmran b. Husayn, dağlama ile tedavi yapmadan önce meleklerin selamını işitirdi. Dağlama tedavisi uygulamaya başlayınca selam kesildi, bırakınca eski hali tekrar kendisine döndü.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), ok yarasından dolayı, Sa'd b. Muaz'a dağlama (tedavisi) uygulamıştır."