Giriş

Bize İsmail b. Halil, ona Ali b. Müshir, ona Ubeydullah b. Ömer, Ona Nâfi, ona da İbn Ömer'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden önceki ümmetlerden üç kişilik bir topluluk yürüyüp giderlerken birden yağmura yakalandılar. Hemen bir mağaraya sığındılar. Akabinde mağaranın girişi kapandı. (Mağarada mahsur kalanlar) birbirlerine 'Arkadaşlar! Bizi buradan doğruluktan başka bir şey kurtarmaz. Onun için her birimiz, doğru olduğunu bildiği bir şeyle Allah'a (cc) dua etsin' dediler. Bunlardan birisi: 'Allah'ım! Kesinlikle bilmektesin ki, benim üç farak (1 farak= yaklaşık 6,5 kg.) pirinç karşılığı çalışan bir işçim vardı. (Bir gün) o işçi ücreti almadan gitti. Ben de bu ücret karşılığı olan pirinci aldım ve onu ektim. Neticesinde (tarladan) çıkan pirinçlerle sığır satın aldım. Bir müddet sonra o işçi bana gelip ücretini istedi. Ben de ona 'şu sığırların yanına git ve onları sürüp götür' dedim. O da 'Benim senden sadece (bir kaç) farak pirinç alacağım vardır' dedi. Ben de 'Şu sığırların yanına git. Onlar senin alacağın olan faraktan (pirinç) çoğaldılar' dedim. İşçi onları alıp gitti. Ey Allah'ım! Sen bilmektesin ki, ben senden duyduğum korkudan ötürü böyle yaptım. Onun (hatırına) bizden bu sıkıntıyı gider! diye dua etti. Kaya önlerinden biraz açıldı. Diğeri de: 'Allah’ım! Şüphesiz sen bilmektesin ki benim yaşlı ihtiyar anamla babam vardı. Ben her gece onlara koyunlarımın sütünü getirirdim (ve içirirdim.) Bir gece bir engel sebebiyle bunlara süt getirmekte geciktim. Geldiğimde uyumuşlardı. Ailem ve çocuklarım açlıktan feryat ediyorlardı. Fakat ben anam babam içmeden çocuklarıma süt içiremezdim. Bu durumda onları uyandırmayı istemedim. Kendilerini terk edip de yataklarında süt içmeyi bekler halde bırakmak istemedim. (Süt tası elimde) tan yeri ağarıncaya kadar bekledim. Allah'ım! Sen pek iyi bilmektesin ki ben senden duyduğum korkudan dolayı böyle yaptım. Bizden bu sıkıntıyı gider!' dedi. Akabinde kaya önlerinden biraz açıldı, hatta gökyüzünü gördüler. Diğeri de: 'Allah’ım! Sen kesinlikle bilmektesin ki, benim bir amca kızım vardı. O bana insanların en sevgilisi idi. Ben ondan emelime nail olmak istedim. Fakat kendisine yüz dinar vermedikçe bunu kabul etmedi. Ben de (bu yüz altını) kazanmaya çalıştım ve sonunda temin ettim. Sonra (yüz dinarı) kendisine getirdim ve teslim ettim. O da kendisini bana teslim etti. Ben onun iki bacağı arasına geçince kız 'Allah'tan kork! Bekaret mührünü sahih bir nikah kıymadıkça bozma!' dedi. Bu söz üzerine (kızın üstünden) indim ve yüz dinarı da ona bıraktım. Şüphesiz sen bilmektesin ki ben ancak senden duyduğum korkudan ötürü böyle yaptım. Dolayısıyla bizden bu sıkıntıyı gider! dedi. Bu dua akabinde Allah onlardan sıkıntılarını giderdi ve çıkıp gittiler."


    Öneri Formu
33684 B003465 Buhari, Ehadisü'l-Enbiya, 53

Bize Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya, o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Said b. el-Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İşini iyi yapan köleye iki ecir vardır". Ebu Hureyre'nin nefsi elinde olan Allah'a yemin olsun ki Allah yolunda cihada katılmak, haccetmek ve anneme iyilik etmek olmasaydı, köle olarak ölmeyi dilerdim. Said b. el-Müseyyeb 'Bize ulaştığına göre, Ebu Hureyre annesiyle birlikte kaldığından dolayı, o vefat edene kadar hac yapmamıştır. [Ebu Tahir bu hadisi "İşini iyi yapan kul" şeklinde nakletmiş, köle ifadesini zikretmemiştir.]


    Öneri Formu
1548 M004320 Müslim, Eyman, 44

Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, -Hadisin metni İbn Müsennâ'ya aittir.- Onlara Muâz b. Hişâm, ona babası (Hişâm ed-Destevâî), ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Üseyr b. Câbir şöyle rivayet etmiştir: Yemenlilerin yardımları geldiği zaman Hz. Ömer onlara “Üveys b. Âmir aranızda mı?” diye sordu Sonunda onu buldu ve “sen Üveys b. Âmir misin?” diye sordu. Üveys “evet ben Üveys'im” dedi. Hz. Ömer “Merâd'dan ve Karen'densin, değil mi?” diye sorunca Üveys “evet” diye cevap verdi. Hz. Ömer “sende alaca hastalığı vardı. Geçmiş, sadece bir dirhemlik kalmış” deyince Üveys “evet” dedi. Hz. Ömer “senin annen hayatta mı?” diye sordu. Üveys “evet, hayatta” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer “ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Sonra Ömer “Haydi Üveys! Benim için istiğfar et” dedi. Üveys de Hz. Ömer için istiğfar etti. Hz. Ömer ona “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Üveys “Kufe'ye” dedi. Hz. Ömer “senin için Kufe valisine bir mektup yazayım mı?” diye sordu. Üveys “insanların fakirleri ve düşkünleri ile birlikte olmayı daha çok isterim” dedi. Ertesi yıl, Yemenlilerin eşrafından bir adam hacca geldi ve Hz. Ömer'i gördü. Hz. Ömer ona Üveys'i sordu. Adam “Onu bırakıp buraya geldiğimde evi boş, malı azdı” dedi. Hz. Ömer, adama “ben Rasululah'ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Adam, hac dönüşü Üveys'in yanına geldi ve “benim için istiğfar et” dedi. Üveys ona “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” diye cevap verdi. Adam tekrar “benim için istiğfar et” deyince Üveys yine “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” dedi. En sonunda “yoksa sen Ömer'i mi gördün?” diye sordu. Adam “evet” dedi. Bunun üzerine Üveys adam için istiğfar etti. Halk onun kim olduğunu anladı, sonra dönüp gitti. Üseyr der ki: Üveys'in elbisesi çizgili bir hırkaydı. İnsanlar onu görünce “acaba Üveys bunu nereden bulmuş” derlerdi.


    Öneri Formu
8058 M006492 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 225

Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Şu'be, ona Velid b. el-Ayzâr, Ebu Amr eş-Şeybânî'yi şöyle derken işittiğini nakletmiştir: -Abdullah b. Mesûd'un evini göstererek- "Bu evin sahibi bize şöyle rivayet etti: Rasulullah'a (sav) "Hangi amel Allah'a daha sevimlidir?" diye sordum. "Vaktinde kılınan namaz, ana babaya iyilik ve Allah yolunda cihat" buyurdu.


    Öneri Formu
22400 N000611 Nesai, Mevâkıt, 51

Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, -Hadisin metni İbn Müsennâ'ya aittir.- Onlara Muâz b. Hişâm, ona babası (Hişâm ed-Destevâî), ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Üseyr b. Câbir şöyle rivayet etmiştir: Yemenlilerin yardımları geldiği zaman Hz. Ömer onlara “Üveys b. Âmir aranızda mı?” diye sordu Sonunda onu buldu ve “sen Üveys b. Âmir misin?” diye sordu. Üveys “evet ben Üveys'im” dedi. Hz. Ömer “Merâd'dan ve Karen'densin, değil mi?” diye sorunca Üveys “evet” diye cevap verdi. Hz. Ömer “sende alaca hastalığı vardı. Geçmiş, sadece bir dirhemlik kalmış” deyince Üveys “evet” dedi. Hz. Ömer “senin annen hayatta mı?” diye sordu. Üveys “evet, hayatta” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer “ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Sonra Ömer “Haydi Üveys! Benim için istiğfar et” dedi. Üveys de Hz. Ömer için istiğfar etti. Hz. Ömer ona “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Üveys “Kufe'ye” dedi. Hz. Ömer “senin için Kufe valisine bir mektup yazayım mı?” diye sordu. Üveys “insanların fakirleri ve düşkünleri ile birlikte olmayı daha çok isterim” dedi. Ertesi yıl, Yemenlilerin eşrafından bir adam hacca geldi ve Hz. Ömer'i gördü. Hz. Ömer ona Üveys'i sordu. Adam “Onu bırakıp buraya geldiğimde evi boş, malı azdı” dedi. Hz. Ömer, adama “ben Rasululah'ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Adam, hac dönüşü Üveys'in yanına geldi ve “benim için istiğfar et” dedi. Üveys ona “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” diye cevap verdi. Adam tekrar “benim için istiğfar et” deyince Üveys yine “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” dedi. En sonunda “yoksa sen Ömer'i mi gördün?” diye sordu. Adam “evet” dedi. Bunun üzerine Üveys adam için istiğfar etti. Halk onun kim olduğunu anladı, sonra dönüp gitti. Üseyr der ki: Üveys'in elbisesi çizgili bir hırkaydı. İnsanlar onu görünce “acaba Üveys bunu nereden bulmuş” derlerdi.


    Öneri Formu
275078 M006492-2 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 225

Bize İshak b. İbrahim el-Hanzalî, Muhammed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr, -Hadisin metni İbn Müsennâ'ya aittir.- Onlara Muâz b. Hişâm, ona babası (Hişâm ed-Destevâî), ona Katâde, ona Zürâre b. Evfâ, ona da Üseyr b. Câbir şöyle rivayet etmiştir: Yemenlilerin yardımları geldiği zaman Hz. Ömer onlara “Üveys b. Âmir aranızda mı?” diye sordu Sonunda onu buldu ve “sen Üveys b. Âmir misin?” diye sordu. Üveys “evet ben Üveys'im” dedi. Hz. Ömer “Merâd'dan ve Karen'densin, değil mi?” diye sorunca Üveys “evet” diye cevap verdi. Hz. Ömer “sende alaca hastalığı vardı. Geçmiş, sadece bir dirhemlik kalmış” deyince Üveys “evet” dedi. Hz. Ömer “senin annen hayatta mı?” diye sordu. Üveys “evet, hayatta” dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer “ben Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken işittim” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Sonra Ömer “Haydi Üveys! Benim için istiğfar et” dedi. Üveys de Hz. Ömer için istiğfar etti. Hz. Ömer ona “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Üveys “Kufe'ye” dedi. Hz. Ömer “senin için Kufe valisine bir mektup yazayım mı?” diye sordu. Üveys “insanların fakirleri ve düşkünleri ile birlikte olmayı daha çok isterim” dedi. Ertesi yıl, Yemenlilerin eşrafından bir adam hacca geldi ve Hz. Ömer'i gördü. Hz. Ömer ona Üveys'i sordu. Adam “Onu bırakıp buraya geldiğimde evi boş, malı azdı” dedi. Hz. Ömer, adama “ben Rasululah'ı (sav) işittim, şöyle buyuruyordu” dedi: "Size Yemenlilerle birlikte Yemen'in Murad ve Karen bölgesinden Üveys b. Âmir diye bir adam gelecek. Kendisinde bulunan alaca hastalığından iyileşmiş, sadece dirhem kadar kalmıştır. Onun bir anası vardır. Üveys annesine çok iyilik eder. Eğer imkanın olur da onu görürsen senin için istiğfar etmesini iste. O da bunu yapsın." Adam, hac dönüşü Üveys'in yanına geldi ve “benim için istiğfar et” dedi. Üveys ona “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” diye cevap verdi. Adam tekrar “benim için istiğfar et” deyince Üveys yine “sen kutlu bir seyahatten döndün, sen benim için istiğfar et” dedi. En sonunda “yoksa sen Ömer'i mi gördün?” diye sordu. Adam “evet” dedi. Bunun üzerine Üveys adam için istiğfar etti. Halk onun kim olduğunu anladı, sonra dönüp gitti. Üseyr der ki: Üveys'in elbisesi çizgili bir hırkaydı. İnsanlar onu görünce “acaba Üveys bunu nereden bulmuş” derlerdi.


    Öneri Formu
275079 M006492-3 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 225