832 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyân, ona Ma’bed b. Halid el-Kaysî, ona da Hârise b. Vehb el-Huzâ’î'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size cennetlikleri haber vereyim mi? Zayıf ve mütevazı kişilerdir. Yemin etseler, Allah onları yeminlerinde sadık çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Katı ve sert, mal biriktiren ve cimrilik yapan, kibirli kimselerdir."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Gunder, ona Şu’be, ona Mabed b. Halid, ona da Hârise b. Vehb'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size cennetlikleri haber vereyim mi? Zayıf ve insanların zayıf gördüğü kişilerdir. Yemin etseler, Allah onları yeminlerinde sadık çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Mal biriktiren ve cimrilik yapan, Katı ve sert, kibirli kimselerdir."
Bize Nuaym, ona Süfyan, ona Ma’bed b. Hâlid, ona da Hârise b. Vehb el-Huzâ’î'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size cennetlikleri haber vereyim mi? Zayıf ve mütevazı kişilerdir. Yemin etseler, Allah onları yeminlerinde sadık çıkarır. Size cehennemlikleri haber vereyim mi? Katı ve sert, mal biriktiren ve cimrilik yapan, kibirli kimselerdir."
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Ebu Gassân, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) de bulunduğu bir gazvede, Müslümanlar için çok yararlılıklar gösteren bir adam vardı. Peygamber ona doğru baktı ve "Her kim cehennem ehlinden bir kimseye bakmak isterse, şu adama baksın!" buyurdu. Bu söz üzerine oradaki topluluktan bir kimse, o adamın arkasından gitti. Adam hâlâ müşriklere en ağır darbeleri indirmekteydi. Nihayet yaralandı ve ölümünü hızlandırmak istedi. Hemen kılıcının sivri tarafını göğsünün ortasına koydu ve üzerine yüklendi. Kılıcın ucu iki omzunun arasından dışarı çıktı. Onu takip edip gözetleyen adam süratle Hz. Peygamber'in (sav) yanına döndü ve "Şehâdet ederim ki, Sen Allah'ın resulüsün!" dedi. Rasûlullah: "Bu şehâdetin sebebi nedir?" diye sordu. Adam: Filan kimse için "Cehennem ehlinden olan bir kimseye bakmak isteyen, şu adama baksın" demiştiniz. Halbuki o kişi, aramızda bu savaşta müslümânlara en fazla fayda verenlerden biriydi. Bu sözünüzden, ben onun bu hal üzere (savaşıp cihad ederken) ölmeyeceğini anladım ve onu takip ettim. Yaralanınca ölümünü hızlandırmak istedi ve intihar etti' dedi. Hz. Peygamber (sav): "Şübhesiz bir kul, cehennem ehlinin amelini işler halbuki o cennet ehlindendir. Yine bir kul da cennet ehlinin amelini işler ama cehennemlik olur. Ameller ancak sonuçları ile değerlendirilir" buyurdu.
Bize Hâşim, ona Süleyman, ona Sabit, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: (Ey iman edenler! Sesinizi Peygamberin sesinden fazla yükseltmeyin; birbirinize bağırdığınız gibi ona bağırmayın. Yoksa yaptığınız iyilikler mahvolur gider de farkına bile varmazsınız.) -Hucurat, 2- ayeti indiğinde sesi gür olan Sabit b. Kays b. Şemmâs "ben sesi, Allah Rasulü'nün (sav) sesinden daha yüksek çıkan biriyim, amelim boşa gitti. Ben cehennemliğim" dedi ve üzüntülü bir şekilde evinde oturdu (dışarı çıkmadı). Allah Rasulü (sav) onun yokluğunun farkına varıp soruşturdu. toplumdan bazı kişiler onun yanına varıp "Allah Rasulü (sav) seni soruyor, ne oldu sana" dediler. Sabit "ben sesi, Allah Rasulü'nün (sav) sesinden daha gür ve yüksek çıkan biriyim, amelim boşa gitti ve ben cehennemliğim" dedi. Gelip Hz. Peygamber'e (sav) durumu bildirdiler. Hz. Peygamber "aksine o cennetliktir" buyurdu. Enes der ki: "Biz onu aramızda yürürken görüyor ve onun cennetlik olduğunu biliyorduk. Yemâme günü olunca hezimete uğrar gibi olduk. Sabit b. Kays b. Şemmâs geldi, kokulu yağlar süründü, kefenini giydi ve 'size denk düşmanın karşısında kaçışınız ne kötü' dedi. Sonra öldürülene kadar savaştı."
Açıklama: İsnadı مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو dolayısıyla hasendir.
Açıklama: مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو konusunda ihtilaf vardır. Ancak isnad hasendir. Talha b. Ubeydullah ile Ebu Seleme b. Abdurrahman arasında inkıta bulunduğu zannedilmektedşr. Lakin bir önceki hadisin isnadında görüldüğü üzere ikisinin arasında Ebû Hureyre vardır.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Amr b. Yahya el-Mâzinî, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Yüce Allah ‘Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman varsa onu (ateşten) çıkarınız’ diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp Hayâ (veya Hayat) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabani otların tohumları nasıl (hızlıca) yerden biterse öylece biterler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler." [Vüheyb’in Amr’dan nakline göre kelime “hayat” şeklindedir. Ve o “hardal tanesi ağırlığınca iman” cümlesini, “hardal tanesi ağırlığınca hayır” şeklinde nakletmiştir.]