836 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb (Muhammed b. Alâ), ona Yahya b. Adem, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona A'meş (Süleyman b. Mihran), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Rib'î b. Hirâş, ona da Abdullah b. Mesud, hadisi Hz. Peygamber'den naklen şöyle aktarmıştır: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever. Geceleyin kalkıp Allah’ın kitabını okuyan kişiyi, sağ eliyle verdiği sadakayı sol elinden gizleyen adamı, bir müfrezede bulunan ve arkadaşlarının yenilip kaçmasına rağmen düşmana karşı koyan kimseyi." [Ebu İsa (Tirmizî), hadisin bu senedle garib olup mahfuz olmadığını (şâz olduğunu) söylemiş, sahih olan tarikin; Şu'be ve başkalarına Mansur, ona Rib’î b. Hırâş, ona Zeyd b. Zabyân, ona da Ebu Zer'in Hz. Peygamber'den (sav) naklettiği sened olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ebû Bekir b. Ayyâş'ın çok hata yapan bir kişi olduğunu da eklemiştir.]
Bize Ebu Küreyb, ona Muhammed b. Fudayl, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Ziyad et-Tâî, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Bizler 'Yâ Rasulullah! Bize ne oluyor da senin huzurundayken kalplerimiz yumuşuyor, dünyaya aldırış etmiyoruz ve ahiret ehlinden oluyoruz. Senin huzurundan ayrılıp da ailemizle bir araya geldiğimizde ve evlatlarımızı kokladığımızda, önceki halimizden eser kalmıyor?' dedik. Rasulullah (sav) 'Şayet huzurumdan ayrıldığınızda da haliniz öyle kalsaydı, melekler sizi evlerinizde ziyaret ederdi. Sizler günah işlemeseydiniz, muhakkak ki Allah (cc) günah işleyip de kendilerini affedeceği başka kimseleri yaratırdı' buyurdu. Ben 'Yâ Rasulullah! Mahlukat neyden yaratılmıştır?' dediğimde, 'Sudan' buyurdu. 'Peki ya cennet neden yapılmıştır?' dediğimse ise 'Malzemesi gümüşten ve altından olan tuğladan, harcı hoş kokulu miskten, taşları inci ve yakuttan, toprağı ise zaferândandır. Oraya girenler, nimetlere nail olur, üzüntüye kapılmaz, sonsuza kadar hayatta kalır ve ölmezler. Elbiseleri eskimez, gençlikleri de son bulmaz' buyurdu. Ardından da 'Şu üç kişinin duası geri çevrilmez: Adeletli yöneticinin, iftar ederken oruçlunun ve mazlumun duası. Allah mazlumun duasını bulutların üzerine çıkarır, o dua için göğün kapıları açılır ve Rab azze ve celle 'İzzetim hakkı için, bir zaman sonra dahi olsa sana muhakkak yardım edeceğim' buyurur' dedi." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, isnadı pek sağlam olmayan bir hadis olup bana göre muttasıl da değildir. Bu hadis, Ebu Hureyre vasıtası ile Nebî'den (sav) başka bir isnadla da nakledilmiştir.]
Bize Affan ve Hasan b. Musa, onlara Hammad b. Seleme, ona Asım b. Behdele, ona Zir b. Hubeyş, ona da İbn Mesud (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Hac) mevsiminde bana ümmetler gösterildi. Ümmetimin gösterilmesi (diğer ümmetlerden sonra) geç oldu. Sonunda ümmetimi gördüm, onların çokluğu ve heybetleri beni sevindirdi. Onlar ovaları ve dağları doldurmuşlardı. Hasan der ki: (Allah Teala) “Ey Muhammed! Razı oldun mu?” dedi. Ben de “Evet” dedim. O (cc) da, “Ey Muhammed bunlarla birlikte sana, hesapsız bir şekilde cennete girecek, yetmiş bin kişi bağışladım. Bunlar rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, ateşle dağlama yapmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler” buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe “Beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedi. Rasulullah (sav) de, dua etti. Sonra bir başkası da “Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!' dedi. Hz. Peygamber (sav), “Bu hususta Ukkâşe seni geçti” buyurdu."
Bize Affan ve Hasan b. Musa, onlara Hammad b. Seleme, ona Asım b. Behdele, ona Zir b. Hubeyş, ona da İbn Mesud (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Hac) mevsiminde bana ümmetler gösterildi. Ümmetimin gösterilmesi (diğer ümmetlerden sonra) geç oldu. Sonunda ümmetimi gördüm, onların çokluğu ve heybetleri beni sevindirdi. Onlar ovaları ve dağları doldurmuşlardı. Hasan der ki: (Allah Teala) “Ey Muhammed! Razı oldun mu?” dedi. Ben de “Evet” dedim. O (cc) da, “Ey Muhammed bunlarla birlikte sana, hesapsız bir şekilde cennete girecek, yetmiş bin kişi bağışladım. Bunlar rukye yapmazlar, uğursuzluğa inanmazlar, ateşle dağlama yapmazlar, onlar ancak Rablerine tevekkül ederler” buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe “Beni onlardan kılması için Allah'a dua et” dedi. Rasulullah (sav) de, dua etti. Sonra bir başkası da “Beni de onlardan kılması için Allah'a dua et!' dedi. Hz. Peygamber (sav), “Bu hususta Ukkâşe seni geçti” buyurdu."