832 Kayıt Bulundu.
Bize İshak, ona Ravh b. Ubade, ona Şu'be, ona Huseyn b. Abdurrahman, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetimden yetmişbin kişi, hesaba çekilmeden cennete girecektir. Onlar efsun yapmazlar, uçan hayvanlarla uğursuzluk olacağı görüşüne gitmezler ve her hususta Rabb'lerine güvenip dayanırlar."
Açıklama: Burada zikredilen 70.000 rakamını kesretten kinaye olarak görmek gerekir. Hesapsız cennete gitmeyi ise, inançlarına şirk bulaştırmadıkları ve Allah'a tam bir tevekkül ile inandıkları için, huzurda tek tek yaptıklarının hesabını vermeye mahal bırakmadan Allah Teala tarafından affedilecekleri şeklinde anlamak gerekmektedir.
Bize İmran b. Meysere, ona İbn Fudayl, ona Husayn, ona da Âmir şöyle demiştir: İmran b. Husayn’ın (r.anhumâ) “Rukye tedavisi, ancak göz değmesinden ve zehirli (hayvan sokmasın)dan olur” dedi. Ben de bunu Saîd b. Cübeyr’e söyleyince, o şöyle dedi: İbn Abbas bize rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bana ümmetler gösterildi, bir nebi ve iki nebi beraberlerinde bir topluluk ile birlikte, bir diğer nebi beraberinde hiç kimse olmadığı halde geçiyordu, sonunda bana büyük bir kalabalık gösterildi. Ben, “bu ümmetim mi?” dedim. “Bu, Musa ve kavmidir” diye cevap verildi. Ardından “Şu ufka bak” denildi. Ufku dolduran bir karartı gördüm. Sonra semanın ufuklarında “şuraya da bak, şuraya da bak” denildi. Ufku dolduran kalabalık bir karartı gördüm. “İşte, senin ümmetin budur. Bunlardan yetmiş bin kişi hesaba çekilmeden cennete gireceklerdir” denildi.” Sonra (Allah Rasulü) onlara bir açıklama yapmadan içeri girdi. Orada bulunanlar söze daldılar ve “biz Allah’a iman eden, Rasulü’ne uyan kimseleriz, onlar bizler olmalıyız ya da İslam geldikten sonra doğan çocuklarımızdır. Çünkü biz cahiliye döneminde dünyaya gelmiştik” dediler. Bu söyledikleri Nebi’ye (sav) ulaşınca, dışarı çıktı ve şöyle buyurdu: “Onlar Rukye ile tedavi olmayanlar, bir şeylerin uğursuzluğuna kapılmayanlar, yaralarını dağlamayanlar ve Rablerine tevekkül edenlerdir” buyurdu. Bu sefer Ukkâşe b. Mihsan, “ben onlardan birisi miyim? Ey Allah’ın Rasulü” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Evet” buyurdu. Bir başkası daha kalkarak “Ben onlardan mıyım”, diye sordu. Allah Rasulü: “Bu hususta Ukkâşe senden öne geçti” buyurdu."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لاَ رُقْيَةَ إِلاَّ مِنْ عَيْنٍ أَوْ حُمَةٍ
Bize Müsedded, ona Husayn b. Numeyr, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhumâ) “Bir gün Nebi (sav) yanımıza çıkıp geldi ve şöyle buyurdu” demiştir: "Bana ümmetler gösterildi, bir nebi beraberinde bir adamla, bir başka nebi iki adamla, bir diğeri beraberinde bir topluluk ile geçmeye başladılar. Hatta kimi nebi ile beraber hiç kimse yoktu. Derken ufku kapatan çok kalabalık bir topluluk gördüm. Bunun benim ümmetim olacağını ümit ettim, ancak “Bu, Musa ve onun kavmidir” denildi. Sonra bana “bir bak” denildi. Baktım ve ufku kapatan çok sayıda bir kalabalık gördüm. Bana, “Şuraya ve şuraya da bak” denildi. Yine ufku kapatan çok sayıda kalabalık gördüm. “İşte bunlar senin ümmetindir, bunlarla beraber hesapsız olarak cennete girecek yetmiş bin kişi vardır” denildi. Rasulullah (sav) kendilerine geniş bir açıklama yapmadan insanlar dağıldı. Nebi’nin (sav) ashabı kendi aralarında müzakere ederek “Bizler müşrik olarak doğduk, fakat Allah’a ve Rasulü’ne iman ettik, Fakat bunlar (bu sözü edilen yetmiş bin kişi) bizim oğullarımız olmalıdır” dediler. Bu söyledikleri Nebi’ye (sav) ulaşınca, O şöyle buyurdu: “Onlar herhangi bir şeyi uğursuzluk saymayan, rukye, dağlama yapmayan ve Rablerine tevekkül edenlerdir” buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mihsan ayağa kalkarak “Ey Allah’ın Rasulü, ben onlardan birisi miyim?” dedi. Rasulullah (sav) “Evet” buyurdu. Bir başkası ayağa kalkarak “Ben onlardan birisi miyim?” dedi. Allah Rasulü: “Ukkâşe bunu senden önce sordu” buyurdu."
Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.