Giriş

Bize Ubeydullah b. Muaz el-Anberî, ona Şu’be, ona Ma’bed b. Hâlid, ona da Hârise b. Vehb şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) 'Size cennetlikleri haber vereyim mi?' buyurdu. (Sahâbe) 'evet' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'güçsüz ve insanlar tarafından da zayıf görülen kişilerdir. Onlar Allah adına yemin etseler, Allah onları yeminlerini boşa çıkarmaz' buyurdu. Sonra Allah Rasulü (sav) 'size cehennemlikleri haber vereyim mi?' buyurdu. (sahâbe yine) 'evet' dedi Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'kalbi katı, mal biriktiren ve cimrilik yapan, kibirli kimselerdir' buyurdu."


    Öneri Formu
14208 M007187 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 46

Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır. İşte onlar cehennnemin yakıtıdır.


    Öneri Formu
53018 KK3/10 Âl-i İmrân, 3, 10

(Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer. Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi. Allah'ın cezası çok şiddetlidir.


    Öneri Formu
53020 KK3/11 Âl-i İmrân, 3, 11

Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Abdüla'la, ona Ubeydullah, ona Said el-Makburî, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den bir önceki hadisin benzerini nakletmiştir.


Açıklama: hadisin tam metni için M006677 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
9644 M006678 Müslim, Birr ve Sıla, 134

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be bu isnadla bu hadisin benzerini rivayet etmiş, rivayetinde "أَلاَ أَدُلُّكُمْ" ifadesini kullanmıştır.


Açıklama: Hadisin tam metni için M007187 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
14209 M007188 Müslim, Cennet ve Sıfât'u Naîmihâ ve Ehlihâ, 46

Bize Yezid, ona Muhammed ve İbn Nümeyr, o ikisine Muhammed, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Bir kediyi bağlayıp ona yiyecek ve içecek vermeyen ve onu yeryüzünün haşeratını yemesi için salıvermeyen bir kadın bu yaptıkları yüzünden cehennemlik olmuştur."


Açıklama: Hadis sahihtir.

    Öneri Formu
46535 HM007538 İbn Hanbel, II, 261

Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Ebu Nadr, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Size cehennemlikleri ve cennetlikleri haber vereyim mi? Cennetlikler, güçsüz olan ve zayıf görülen, üstü başı dağınık, iki elbisesi de eski püskü kimselerdir. Allah’a yemin etseler Allah onların yeminlerini boşa çıkarmaz. Cehennemlikler ise katı kalpli, cimri, çok mal biriktiren, vermesi gerekeni vermeyen ve peşinden gideni çok olan kimselerdir."


Açıklama: mütabileriyle sahihtir.

    Öneri Formu
60623 HM012504 İbn Hanbel, III, 145

Bize Süveyd b. Said, ona Hafs b. Meysera, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesar, ona da Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber döneminde güneş tutuldu. Rasulullah (sav) da beraberinde insanlarla birlikte namaz kıldı. Bakara suresi okunacak kadar uzunca bir süre kıyamda durduktan sonra uzunca bir rükû yaptı, sonra rükudan kalktı ve uzunca ayakta durdu. Ama bu önceki kıyamından daha kısa idi. Sonra uzunca bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü, sonra secdeye vardı, sonra ayağa kalkarak uzun bir kıyam yaptı. Bu kıyamı ilk kıyamından daha kısa sürdü, sonra uzun bir sure rükûda kaldı, bu da birinci rükûdan daha kısa sürdü. Sonra rükûdan kalktı uzunca ayakta durdu, bu da ilk kıyamından daha kısa sürdü. Sonra uzun bir rükû yaptı, bu da ilk rükûdan daha kısa sürdü. Sonra secde yaptı sonra da namazını bitirdiğinde güneş de açılmış idi. Sonra 'şüphesiz güneş ve ay Allah’ın ayetlerinden iki ayettir. Bir kimsenin ölümü ve hayatı sebebiyle tutulmazlar. Bu hali görecek olursanız hemen Allah’ı zikrediniz' buyurdu. Ashab 'ey Allah’ın Rasulü, durduğun bu yerinde bir şey almak ister gibi elini uzattığını, sonra da hemen geri çektiğini gördük' dediler. Hz. Peygamber (sav) 'ben cenneti gördüm, cennetten bir salkıma elimi uzattım, eğer onu almış olsaydım dünya devam ettikçe ondan yiyecektiniz. Cehennemi de gördüm. Ben asla bugünkü kadar korkunç bir manzara daha görmedim. Cehennem ehlinin çoğunluğunun kadınlar olduğunu da gördüm' buyurdu. Ashab 'neden, ey Allah’ın Rasulü' diye sordular. Hz. Peygamber (sav) 'kâfirlikleri (nankörlükleri) sebebiyle' buyurdu. Kendisine 'Allah’ı inkâr ederek mi kâfir oluyorlar' denilince, Hz. Peygamber (sav) şu cevabı verdi: (Hayır) onlar kocalarına karşı nankörlük ediyorlar, kendilerine karşı yapılan iyiliklere nankörlük ediyorlar. Onlardan birisine ömür boyu iyilikte bulunsan, sonra da senden bir kötülük görse, 'senden hayır namına bir şey görmedim ki' der."


    Öneri Formu
3297 M002109 Müslim, Küsûf, 17

Bana Nasr b. Ali el-Cehdamî, ona Abdul’alâ, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nafi, ona da (Abdullah) b. Ömer Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Bir kadın, bir kedi yüzünden azaba uğradı. Onu bağlamış, doyurup sulamamış yerdeki böceklerden yemesine de müsaade etmemişti."


    Öneri Formu
9640 M006677 Müslim, Birr ve Sıla, 134

Bize Yunus, ona Leys, ona Yezîd b. Hâd, ona Amr b. Ebu Amr, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü, insanlar içinde ilk defa kabri açılacak olan benim. Ama bunu övünmek için söylemiyorum. Hamd sancağı bana verilecek. Ama bunu övünmek için söylemiyorum. Kıyamet gününde insanların efendisi benim. Ama övünmek için söylemiyorum. Cennete ilk girecek kişi de benim. Ama bunu övünmek için söylemiyorum. Cennetin kapısına geleceğim, kapının halkasını tutup çalacağım. Melekler 'Bu kimdir?' diyecek. 'Ben Muhammed’im' diyeceğim. Bana kapı açılacak, içeri gireceğim. Cebbâr (Rabbim) bana yönelmiş olarak karşıma çıkacak. Ben ona secde edeceğim. Allah Teâlâ 'başını kaldır ey Muhammed, konuş, dinlenesin, dile, dileğin kabul edilsin, şefaat et, şefaatin kabul edilsin' buyuracak. Ben başımı kaldırıp 'Ümmetim, ümmetim ey Rabbim' diyeceğim. Allah Teâlâ 'ümmetin arasına dön, kalbinde bir arpa tanesi kadar iman bulunanı cennete sok' buyurur. Ben dönüp, kalbinde o kadar iman olan herkesi bulup cennete sokarım. Sonra yine Rabbim bana yönelir, tekrar secde ederim. Allah yine 'kaldır başını, konuş dinlensin, dile verilsin, şefaat et şefaatin kabul edilsin' buyurur. Ben başımı kaldırır ve 'ey Rabbim, ümmetim, ümmetim' derim. Allah Teâlâ 'ümmetin arasına dön, kalbinde yarım arpa tanesi kadar iman bulunanı Cennete sok' buyurur. Ben dönüp, kalbinde o kadar iman olan herkesi bulup cennete sokarım. Sonra yine Rabbim bana yönelir, tekrar secde ederim. Allah yine 'kaldır başını, konuş dinlensin, dile verilsin, şefaat et şefaatin kabul edilsin' buyurur. Ben başımı kaldırır ve 'ey Rabbim, ümmetim, ümmetim' derim. Allah Teâlâ 'ümmetin arasına dön, kalbinde bir hardal tanesi kadar iman bulunanı Cennete sok' buyurur. Ben dönüp, kalbinde o kadar iman olan herkesi bulup cennete sokarım." "Allah Teâlâ insanların hesabını bitirince, cehenneme giren ümmetimden geri kalanları da, orada bulunanlarla birlikte ateşe koyar. Cehennem ehli onlara 'Aziz ve Celil Allah’a ibadet etmeniz ne işinize yaradı? Hiçbir şeyi O'na ortak koşmamıştınız ama yine de buradasınız' derler. Bunun üzerine Aziz ve Celil Cebbâr (Allah) 'izzetim hakkı için, onları ateşten kurtaracağım' buyurur. Melek gönderilir, onlar, ateşte yanmış, kömür gibi olmuş bir şekilde, cehennemden çıkarılıp hayat nehrine bırakılırlar. Orada, sel sularının taşıdığı çerçöp üzerinde filizlenen tohum gibi yeniden yeşerir, dirilirler. Alınlarında 'bunlar Aziz ve Celil Allah’ın azatlı kullarıdır' yazısı olur. Melekler onları götürür, cennete girerler. Cennet ehli onları görünce 'Bunlar cehennemlikler değil mi?' derler. Cebbâr (Allah) 'hayır, bunlar, Aziz ve Celil olan Cebbâr'ın (Allah’ın) azatlı kullarıdır' buyurur."


    Öneri Formu
60590 HM012496 İbn Hanbel, III, 144