Öneri Formu
Hadis Id, No:
13440, M007040
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا أَبُو النَّضْرِ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - وَهُوَ ابْنُ الْمُغِيرَةِ - عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ كَانَ مِنَّا رَجُلٌ مِنْ بَنِى النَّجَّارِ قَدْ قَرَأَ الْبَقَرَةَ وَآلَ عِمْرَانَ وَكَانَ يَكْتُبُ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَانْطَلَقَ هَارِبًا حَتَّى لَحِقَ بِأَهْلِ الْكِتَابِ - قَالَ - فَرَفَعُوهُ قَالُوا هَذَا قَدْ كَانَ يَكْتُبُ لِمُحَمَّدٍ فَأُعْجِبُوا بِهِ فَمَا لَبِثَ أَنْ قَصَمَ اللَّهُ عُنُقَهُ فِيهِمْ فَحَفَرُوا لَهُ فَوَارَوْهُ فَأَصْبَحَتِ الأَرْضُ قَدْ نَبَذَتْهُ عَلَى وَجْهِهَا ثُمَّ عَادُوا فَحَفَرُوا لَهُ فَوَارَوْهُ فَأَصْبَحَتِ الأَرْضُ قَدْ نَبَذَتْهُ عَلَى وَجْهِهَا ثُمَّ عَادُوا فَحَفَرُوا لَهُ فَوَارَوْهُ فَأَصْبَحَتِ الأَرْضُ قَدْ نَبَذَتْهُ عَلَى وَجْهِهَا فَتَرَكُوهُ مَنْبُوذًا .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ehu'n-Nadr rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Süleyman (bu zat İbnû Muğî-ra'dır.) Sâbit'dcn, o da Enes b. MâHk'den naklen rivayet etti. (Şöyle demiş) : Bizden (yâni) Benî Neccâr'dan bir adam vardı ki, Bakara ile Âl-i İmrân Sûrelerini okumuştu. Peygamber (Saliallahü Aleyhi ve Sellem) 'e katilik yapıyordu. Derken kaçarak savuştu gitti. Ve ehl-i kitaba katıldı. Onlar kendisini kaldırdılar : Bu adam Muhammed'e kâtiplik yapıyordu, dediler. Ve onu beğendiler. Fakat çok geçemeden aralarında Allah onbn boynunu helak etti. Kendisine bir hendek kazarak, onu içine gömdüler. Ama yer onu yüzüne atmış olarak sabahladı. Sonra döndüler, ona tekrar bir çukur kazarak gömdüler. Yer yine onu yüzüne atmış olarak sabahladı. Sonra döndüler ona tekrar bir çukur kazarak gömdüler. Fakat yer yine onu yüzüne atmış olarak sabahladı. Nihayet onu atılmış olarak bıraktılar,
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7040, /1147
Senetler:
()
Konular:
İrtidad
Sahabe, mucizevî/harikulade olaylar, sahabenin karşılaştığı
حدثنا عند الصمد حدثنا ملازم حدثنا عبدالله بن بدرو سراج بن عقبة أن عمه قيس بن طلق حدثه أن أبا طلق بن علي حدثه أنه انطلق إلى رسول الله (ص) حتى أتوه فأخبروه أن بأرضهم بيعة و استوهبوه من طهوره فضله فدعا بماء فتوضأ و تمضمض ثم صبه في إداوة ، و قال : اذهبوا بهذا الماء ، فإذا قدمتم بلدكم فكسروا بيعتكم و انضحوا مكانها من هذا الماء و اتخذوا مسجدا. قال : قلنا : يا نبي الله إنا نخرج في زمان كثير السموم و الحر، و الماءُ ينشف. قال: فمدّوه من الماء فإنه يبقى منه ’’ شيئٌ كثيرُ رطبُ ‘‘ . قال : فخرجنا حتى بلغنا بلدنا فكسرنا بيعتنا و نحضنا مكانها بذلك الماء و اتخذناها مسجدا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
72877, HM024243
Hadis:
حدثنا عند الصمد حدثنا ملازم حدثنا عبدالله بن بدرو سراج بن عقبة أن عمه قيس بن طلق حدثه أن أبا طلق بن علي حدثه أنه انطلق إلى رسول الله (ص) حتى أتوه فأخبروه أن بأرضهم بيعة و استوهبوه من طهوره فضله فدعا بماء فتوضأ و تمضمض ثم صبه في إداوة ، و قال : اذهبوا بهذا الماء ، فإذا قدمتم بلدكم فكسروا بيعتكم و انضحوا مكانها من هذا الماء و اتخذوا مسجدا. قال : قلنا : يا نبي الله إنا نخرج في زمان كثير السموم و الحر، و الماءُ ينشف. قال: فمدّوه من الماء فإنه يبقى منه ’’ شيئٌ كثيرُ رطبُ ‘‘ . قال : فخرجنا حتى بلغنا بلدنا فكسرنا بيعتنا و نحضنا مكانها بذلك الماء و اتخذناها مسجدا.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Talk b. Ali el-Hanefi 24243, 7/866
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, abdest suyunun bereketi,
İbadethaneler, Camii, Mescid, Havra, Kilise vb
Mescid, inşa etmek veya inşası için bedelsiz arsa tahsis etmek
Sahabe, mucizevî/harikulade olaylar, sahabenin karşılaştığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166, M007519
Hadis:
[حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ مَعْرُوفٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ - وَتَقَارَبَا فِى لَفْظِ الْحَدِيثِ - وَالسِّيَاقُ لِهَارُونَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ عَنْ يَعْقُوبَ بْنِ مُجَاهِدٍ أَبِى حَزْرَةَ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ الْوَلِيدِ بْنِ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ] قَالَ فَأَتَيْنَا الْعَسْكَرَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا جَابِرُ نَادِ بِوَضُوءٍ » . فَقُلْتُ أَلاَ وَضُوءَ أَلاَ وَضُوءَ أَلاَ وَضُوءَ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَا وَجَدْتُ فِى الرَّكْبِ مِنْ قَطْرَةٍ وَكَانَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ يُبَرِّدُ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَاءَ فِى أَشْجَابٍ لَهُ عَلَى حِمَارَةٍ مِنْ جَرِيدٍ قَالَ فَقَالَ لِىَ « انْطَلِقْ إِلَى فُلاَنِ بْنِ فُلاَنٍ الأَنْصَارِىِّ فَانْظُرْ هَلْ فِى أَشْجَابِهِ مِنْ شَىْءٍ » . قَالَ فَانْطَلَقْتُ إِلَيْهِ فَنَظَرْتُ فِيهَا فَلَمْ أَجِدْ فِيهَا إِلاَّ قَطْرَةً فِى عَزْلاَءِ شَجْبٍ مِنْهَا لَوْ أَنِّى أُفْرِغُهُ لَشَرِبَهُ يَابِسُهُ . فَأَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى لَمْ أَجِدْ فِيهَا إِلاَّ قَطْرَةً فِى عَزْلاَءِ شَجْبٍ مِنْهَا لَوْ أَنِّى أُفْرِغُهُ لَشَرِبَهُ يَابِسُهُ قَالَ « اذْهَبْ فَأْتِنِى بِهِ » . فَأَتَيْتُهُ بِهِ فَأَخَذَهُ بِيَدِهِ فَجَعَلَ يَتَكَلَّمُ بِشَىْءٍ لاَ أَدْرِى مَا هُوَ وَيَغْمِزُهُ بِيَدَيْهِ ثُمَّ أَعْطَانِيهِ فَقَالَ « يَا جَابِرُ نَادِ بِجَفْنَةٍ » . فَقُلْتُ يَا جَفْنَةَ الرَّكْبِ . فَأُتِيتُ بِهَا تُحْمَلُ فَوَضَعْتُهَا بَيْنَ يَدَيْهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ فِى الْجَفْنَةِ هَكَذَا فَبَسَطَهَا وَفَرَّقَ بَيْنَ أَصَابِعِهِ ثُمَّ وَضَعَهَا فِى قَعْرِ الْجَفْنَةِ وَقَالَ « خُذْ يَا جَابِرُ فَصُبَّ عَلَىَّ وَقُلْ بِاسْمِ اللَّهِ » . فَصَبَبْتُ عَلَيْهِ وَقُلْتُ بِاسْمِ اللَّهِ . فَرَأَيْتُ الْمَاءَ يَتَفَوَّرُ مِنْ بَيْنِ أَصَابِعِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ فَارَتِ الْجَفْنَةُ وَدَارَتْ حَتَّى امْتَلأَتْ فَقَالَ « يَا جَابِرُ نَادِ مَنْ كَانَ لَهُ حَاجَةٌ بِمَاءٍ » . قَالَ فَأَتَى النَّاسُ فَاسْتَقَوْا حَتَّى رَوَوْا قَالَ فَقُلْتُ هَلْ بَقِىَ أَحَدٌ لَهُ حَاجَةٌ فَرَفَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَدَهُ مِنَ الْجَفْنَةِ وَهِىَ مَلأَى
Tercemesi:
Demiş ki, müteakiben ordunun yanına geldik. Resûlüllah (Sav): Abdest suyu diye seslen!» buyurdu. Ben de: Abdest suyu! Dikkat abdest suyu! Dikkat abdest suyu yok. «Yâ Câbir Dikkat! mi? diye seslemdim. -Yâ Rasulallah! Kafilede bir damla (su) bulamadım, dedim. Ensardan bir zât Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) için hurma dalından bir askı üzerinde bulunan eski bir tulumunda su soğuturdu. Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bana: «Ensardan filân oğlu filâna git de, tulumunda bir sey var mı bak!» dedi. Ona giderek tuluma baktım. Ama içinde tulumun ağzında kalmış bir damladan başka bir şey bulamadım. Onu boşaltacak olsam, tulumun kuru tarafı içerdi. Hemen Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)e gelerek : — Yâ Resûlallah! Ben onun içinde tulumun ağzındaki bir damladan başka bir şey bulamadım. Onu boşaltacak olsam tulumun kuru tarafı İçecek, dedim. «Git, onu bana getir!» buyurdu. Onu derhal kendisine getirdim. Eliyle aldı. Ve ne olduğunu anlamadığım bir şey konuşmaya başladı. Hem iki eliyle onu sıkıyordu. Sonra onu bana verdi ve : «Yâ Câbîr! Büyük bir çanak dîye seslen!» buyurdu. Ben:
— Ey kafilenin çanak'sahibi, diye seslendim. Hemen onu yüklenip bana getirdiler. Çanağı huzuruna koydum. Bunun üzerine Resûlüllab. (Sallallahü Aleyhi vg Sellem) çanağın içine eliyle şöyle yaptı. Elini yaydı ve parmaklarının arasını ayırdı. Sonra elini çanağın dibine koydu ve: «Yâ Câbir! Al da üzerime dok ve Bismillah de!» buyurdu. Ben hemen suyu üzerine döktüm ve Bismillah, dedim. Müteakiben suyu Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellern^in parmakları arasından kaynarken gördüm. Sonra çanak kaynadı, döndü, nihayet doldu. Bunun üzerine : «Yâ Câbîr! Suya ihtiyacı olanlara seslen!» uyurdu. Derken cemâat gelerek kanmcaya kadar su İçtiler. Ben : — İhtiyacı olan kimse kaldı mı? dedim. Artık Resûlüîlah (Sallallahü Aleyhi vt Sellem) dolu olduğu halde çanağın üzerinden elini kaldırdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zühd (ve'r-rikâk) 7519, /1227
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, uğrunda çabalamak
Sahabe, mucizevî/harikulade olaylar, sahabenin karşılaştığı