228 Kayıt Bulundu.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre; bir adam, birinin İhlâs suresini tekrar tekrar okuduğunu duymuş, sabah olunca Rasulullah'a (sav) gelip adamın bu sureyi sürekli okuyuşunu azımsayarak durumu anlatmıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav.); "Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, o sure Kur'an-ı Kerîm'in üçte birine denktir" buyurdu.
Açıklama: İhlâs suresinin, neden dolayı Kur'an'ın üçte birine eşit olduğu konusu iki şekilde izaha çalışılmıştır. Birincisi, okuyana verilecek olan sevap itibariyle Kur'an'ın üçte birine denk olduğudur. Buna göre İhlâs suresini okuyan, Kur'an'ın üçte birini okumuş gibi sevap kazanır. Ancak surenin hangi özelliğinden dolayı bu kadar sevap kazanılacağı açık değildir. Yüce Mevlâ’nın, bazı zahmetsiz ibadetlere, zahmetli ibadetlerden daha çok sevap vermesine mani bir şey olmamakla birlikte yine de bu husus izaha muhtaçtır. Diğer bir görüşe göre de bu sûrenin fazileti, mana ve muhtevâsında aranmalıdır. Buna göre Kur’ân, ahkâm, ahbâr ve tevhîd olmak üzere üç ana konuyu ihtivâ etmektedir. İhlâs suresi de bunlardan Tevhîd’i özet olarak içine almaktadır, dolayısıyla bu da Kur'an'ın üçte biri demektir. Özellikle de Allah'ın eşi olmadığını ifade eden “Ehad” ismi ile, herkesin daima kendisine muhtaç olduğunu, üstünlüklerin son noktası ve isteklerin tek mercii olduğunu ifade eden “Samed” ismine ve bu iki ismin bir arada zikredilen tek sure olduğuna dikkat çekilir.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Muhammed b. Seleme, ona Muhammed b. İshak, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona babası, ona da Ukbe b. Âmir (ra) rivayet etmiştir: Ben Rasulullah (sav) ile birlikte Cuhfe ile Ebvâ arasında yol alırken aniden ortalığı bir rüzgâr ve zifirî bir karanlık kapladı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) hemen Felak ve Nâs surelerini okuyarak Allah'a sığınmaya başladı. Bana "Ey Ukbe! Bu iki sure ile Allah'a sığın! Sığınarak korunmaya çalışan hiç kimse bu iki sure gibisiyle Allah'a sığınmış değildir" dedi. Sonra da bu iki sure ile bize namazda imamlık yaptığını bizzat işittim.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona Alkame, ona da Ebu Mesud el-Bedrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bakara Suresi'nin sonunda iki ayet vardır ki her kim geceleyin o iki ayeti okursa, ona yeterli olur." Abdurrahman der ki: Ben Ebu Mesud'la, kendisi Kabe'yi tavaf ederken karşılaştım ve bu hadisi ona sordum. Kendisi bana bu hadisi aynı şekilde aktardı.
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, ona Muaviye, ona el-Ala b. el-Haris, ona Muaviye'nin azadlısı el-Kasım, ona da Ukbe b. Âmir (ra) rivayet etmiştir: Bir yolculuk sırasında ben Rasulullah'ın (sav) bindiği deveyi sevk ediyordum. Bana "Ya Ukbe! Sana okunan iki hayırlı sureyi öğreteyim mi?" buyurdu ve bana Felak ve Nâs surelerini öğretti. Ama benim pek fazla sevinmediğimi de gördü. Sabah namazı için konaklayınca cemaate namazı o iki sure ile kıldırdı. Namazı bitirince bana dönüp "nasıl buldun, ya Ukbe?" dedi.
Bize İshak, ona Ravh, ona Şu'be, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Saîd b. Muallâ (ra) şöyle demiştir: Ben namaz kılarken Rasulullah (sav) bana uğradı ve beni çağırdı. Ben de namazı bitirinceye kadar O'nun yanına gitmedim, O'ndan sonra yanına gittim. Rasulullah (sav) "bana gelmene engel olan nedir? Allah: 'Ey iman edenler, sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah'a ve Rasulü'ne icabet edin' buyurmadı mı?" dedi. Sonra da bana "bu mescitten çıkmadan önce, sana Kur'an'da değeri çok büyük olan bir sure öğreteceğim" buyurdu. Rasulullah (sav) tam mescitten çıkacağı zaman, kendisine verdiği sözü hatırlattım. Rasulullah (sav) "o sure seb'u'l-mesânî olan (Elhamdu lillahi Rabbi'l-alemîn) Fatiha'dır" buyurdu. Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Hubeyb, ona Hafs, ona da Hz. Peygamber'in (sav) sahabesinden bir adam olan Ebu Saîd bu hadisi rivayet etmiştir.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona Alkame, ona da Ebu Mesud el-Bedrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bakara Suresi'nin sonunda iki ayet vardır ki her kim geceleyin o iki ayeti okursa, ona yeterli olur." Abdurrahman der ki: Ben Ebu Mesud'la, kendisi Kabe'yi tavaf ederken karşılaştım ve bu hadisi ona sordum. Kendisi bana bu hadisi aynı şekilde aktardı.
Bize İshak, ona Ravh, ona Şu'be, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Asım, ona da Ebu Saîd b. Muallâ (ra) şöyle demiştir: Ben namaz kılarken Rasulullah (sav) bana uğradı ve beni çağırdı. Ben de namazı bitirinceye kadar O'nun yanına gitmedim, O'ndan sonra yanına gittim. Rasulullah (sav) "bana gelmene engel olan nedir? Allah: 'Ey iman edenler, sizi, size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman Allah'a ve Rasulü'ne icabet edin' buyurmadı mı?" dedi. Sonra da bana "bu mescitten çıkmadan önce, sana Kur'an'da değeri çok büyük olan bir sure öğreteceğim" buyurdu. Rasulullah (sav) tam mescitten çıkacağı zaman, kendisine verdiği sözü hatırlattım. Rasulullah (sav) "o sure seb'u'l-mesânî olan (Elhamdu lillahi Rabbi'l-alemîn) Fatiha'dır" buyurdu. Muâz der ki: Bize Şu'be, ona Hubeyb, ona Hafs, ona da Hz. Peygamber'in (sav) sahabesinden bir adam olan Ebu Saîd bu hadisi rivayet etmiştir.