199 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yezîd, ona Hayve, ona Ebû Akîl, ona amcasının oğlu, Ukbe b. Âmir rivâyet etti: "O, (Ukbe) Rasûlullah'la (sav) birlikte Tebük gazasına çıkmıştı. Bir gün Hz. Peygamber oturup ashâbı ile konuştu ve şöyle dedi: "Her kim güneş yükseldiği zaman güzelce abdest alır sonra iki rekât namaz kılarsa, hataları bağışlanır, o kadar ki annesinden doğduğu gündeki gibi olur." Ukbe b. Âmir, bunun üzerine ben, "Bu sözü Rasûlullah'tan (sav) işitmekle beni rızıklandıran Allah'a hamdolsun!" dedim, der. Sonra karşımda oturan Ömer b. el-Hattâb bana şöyle dedi: "- Bu söz hoşuna mı gitti? Hz. Peygamber (sav), sen gelmeden önce bundan daha güzel bir şey söyledi." "- Anam babam sana feda olsun, ne söyledi?" diye sordum. Hz. Ömer (ra), Rasûlşullah (sav) şöyle buyurdu, dedi: "Her kim güzelce abdest alır, sonra yüzünü göğe doğru çevirir ve 'Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve rasûlüdür' derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve hangisinden dilerse oradan cennete girer."
Açıklama: Ebu Akil'in amcasının oğlunun kim olduğunun bilinmemesiden dolayı rivayet zayıftır. Mutabatla sahih li-gayrihi olur.
Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."
Bize Vekî', ona ÖMis'ar ile Süfyan, onlara Osman b. el-Muğîre es-Sekıafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Ali (ra) rivâyet etti: "Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak beni ondan dilediği kadarıyla faydalandırırdı. Biri bana Hz. Peygamber'den (sav) bir hadis rivâyet ettiği zaman ona yemin verdirirdim, yemin ederse rivâyetini tasdik ederdim. Hz. Ebû Bekir (ra) bana bir hadis rivâyet etti, Ebû Bekir Hz. Peygamber'in (sav) şöyle söylediğini işittiği konusunda doğru söyledi: "İnsan bir günah işler ve arkasından hemen güzelce abdest alır -Mis'ar ve namaz kılarsa dedi, Süfyan ise sonra iki rekât namaz kılarsa dedi- sonra da Azîz ve Celîl olan Allah'tan bağışlanmasını isterse, Allah onu mutlaka bağışlar."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona da Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a 'Bize Rasûlullah'tan (sav) bir hadis rivâyet et!' denildi. Sevbân (ra), 'Herhalde benim yalan söylediğimi zannediyorsunuz' dedi ve sonra da 'Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini bizzat işittim' diye ekledi: "Allah için secde eden bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir günahını siler."
Açıklama: Hadis inkıtadan dolayı zayıftır.Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Amr b. Murra, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd rivâyet etti: "Sevbân'a (ra), 'Bize Rasûlullah'tan (sav) işittiğin bir hadis söyle!' denildi. Sevbân, 'Beni yalan söylemekle mi itham ediyorsunuz?' dedi ve 'Benj Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu bizzat duydum' diye ekledi: "Allah için secde yapan bir müslümanı Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir vfe bir hatasını siler."
Bize Ebû'l-Muğîre, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm, ona da Ma'dân rivâyet etti: "Hz. Peygamber'in (sav) âzatlısı Sevbân'a (ra), 'Cenâb-ı Hakk'ın bize fayda vereceği bir hadis söyle!' dedim. 'Ben Rasûlullah;'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim' dedi: "Allah için secde eden bir kulu Cenâb-ı Hak mutlaka bir derece yükseltir ve onun bir hatasını siler."
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Saîd b . Ebî Amr, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Ahmed b. Abdülcebbâr, ona ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından 25 kat daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girince de, namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu müddetçe de, kimseye eziyet vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, ona merhamet eyle! Allah’ım, onu bağışla!’ diye duâ ederler." Bu hadîsi Buhârî ve Müslim, Müsedded'den rivâyet ettiler. Ayrıca Müslim rivâyetin tamamını Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Ebû Muâviye'den de rivâyuet etti.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Saîd b . Ebî Amr, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Ahmed b. Abdülcebbâr, ona ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından 25 kat daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girince de, namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu müddetçe de, kimseye eziyet vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, ona merhamet eyle! Allah’ım, onu bağışla!’ diye duâ ederler." Bu hadîsi Buhârî ve Müslim, Müsedded'den rivâyet ettiler. Ayrıca Müslim rivâyetin tamamını Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Ebû Muâviye'den de rivâyuet etti.