47 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeyd b. Esbât b. Muhammed el-Kuraşî, ona babası (Esbât b. Muhammed), ona el-A‘meş, ona Abdullah b. Abdullah er-Razî, ona da Talha b. Ömer’in azatlısı Sa‘d şöyle demiştir: Nebi’yi (sav) bir hadisi zikrederken dinledim, eğer ben onu bir ya da iki defa –yedi defa sayıncaya kadar devam etti- dinlememiş olsaydım (bu hadisi rivayet etmezdim). Fakat ben bu hadisi bundan daha fazla sayıda dinledim. Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim: "el-Kifl İsrail oğullarından birisi idi. İşlediği hiçbir günahtan çekinmezdi. Ona bir kadın geldi, onunla beraber olma karşılığında ona altmış dinar verdi. Bir erkeğin hanımı ile beraber olmak için oturduğu şekilde, o kadının yanına oturunca kadın titredi ve ağladı. El-Kifl 'Neden ağlıyorsun, ben seni zorladım mı?' dedi. Kadın 'Hayır, fakat bu şimdiye kadar hiç yapmadığım bir iştir, beni bu işi yapmaya iten de muhtaçlıktan başkası değildir' dedi. el-Kifl 'Sen bu işi daha önce yapmadığın halde mi yapacaktın? Haydi, git, o para da senin olsun' dedi. Ayrıca 'Hayır, Allah’a yemin ederim, artık bundan sonra ebediyen Allah’a isyan etmeyeceğim' diye ekledi. Aynı gece vefat etti, sabah olunca kapısının üzerinde 'Şüphesiz Allah el-Kifl’in günahlarını bağışladı' ibaresi yazılı idi." [Ebu İsa der ki: Bu, hasen bir hadistir. Bu hadisi Şeybân ve daha başkaları da el-A‘meş’den buna yakın olarak zikretmiş ve onu Hz. Peygamber'in (sav) sözü (merfu) olarak rivayet etmişlerdir. Kimisi de bu hadisi el-A‘meş’den rivayet etmiş ama Hz. Peygamber'den (sav) (merfu olarak) rivayet etmemiştir.] [Ebu Bekr b. Ayyaş da bu hadisi el-A‘meş’den rivayet etmekle birlikte rivayetinde hata etmiş ve “Abdullah b. Abdullah’a Saîd b. Cübeyr, ona İbn Ömer rivayet etmiştir” demiştir. Hâlbuki bu mahfuz bir rivayet değildir. Abdullah b. Abdullah er-Razî ise Kûfeli birisidir. Onun büyük annesi Ali b. Ebu Talib’in bir cariyesi idi. Abdullah b. Abdullah er-Razî’den Ubeyde ed-Dabbî, el-Haccac b. Ertâ ve büyük ilim ehlinden daha başkaları rivayet almışlardır.]
Bize İbrahim b. Ebu Abbas, ona Bakıyye, ona Bahîr b. Sa'd, ona Halid b. Ma'dân, ona Ebu Zerr'in söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kalbindeki imanı samimi olan, kalbini her türlü kötü duygulardan koruyan, diliyle sadece doğruyu söyleyen, Allah'ın takdirine rıza gösteren, istikamet üzere yaşayan, kulağıyla hakkı ve hakikati dinleyen, gözleriyle Allah'ın yarattıklarındaki mükemmelliği gören kişi kurtuluşa ermiştir. Kulak kalbe imanı, bilgiyi aktarmakta, göz ise kalpteki imanı bilgiyi sabit tutmaktadır. Kalbini imanla ve salih amel ile dolduran kurtuluşa ermiştir."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, ona Süfyan, ona Ziyad b. İlâka, ona Cerir b. Abdullah şöyle söylemiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) her müslümana karşı samimi olmaya dair biat ettim."
Bize Süreyc b. Yunus ve Yakub ed-Devrakî, ona Hüşeym, ona Seyyâr, ona Şa'bî, ona Cerir şöyle söyledi: "Hz. Peygamber'e (sav) onun sözlerini dinleyip itaat edeceğime dair biat ettim. Benden gücümüm yettiği kadar ifadesini söylememi ve tüm müslümanlara karşı samimi olmamı istedi." [Yakub rivayetinde; bize Seyyâr tahdis yoluyla rivayet etti demiştir.]