Giriş

Bize Amr en-Nakıd ve Züheyr b. Harb, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona da Urve, Hz. Aişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: Bir grup Yahudi Rasulullah'ın (sav) yanına girmek için izin istedi ve essâmü aleyküm (ölüm üzerinize olsun) dedi. Hz. Aişe de (onlara); bilakis ölüm sizin üzerinize olsun, lanet de karşılığını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "ey Aişe! Şüphesiz Allah (ac), bütün işlerde yumuşaklığı sever" buyurdu. Aişe; onların dediklerini işitmedin mi deyince, Hz. Peygamber; "Ben de onlara ve aleyküm (sizin üzerinize olsun) dedim ya" buyurdu.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ اللَّهَ يُحِبُّ الرِّفْقَ فِى الأَمْرِ كُلِّهِ

    Öneri Formu
6019 M005656 Müslim, Selam, 10

Bize Hasan b. Ali el-Hulvânî ve Abd b. Humeyd, onlara Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona babası, ona Salih; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Mamer, onlara da (Mamer ve Salih'e) Zührî bu isnadla rivayet etmiştir. Her ikisinin hadisinde de Rasulullah (sav); (onlara) "aleyküm (Sizin üzerinize olsun) dedim ya" buyurdu ifadesi vardır. (Burada sadece 'aleyküm' demek suretiyle) vâv harfini zikretmemişlerdir.


Açıklama: "ve aleyküm" dendiğinde mana "Sana da olsun" demek iken "vav" harfi zikredilmediği zaman "sana olsun" anlamına gelmektedir. Bununla birlikte buradaki "vav"ı isti'naf olarak kabul eden bazı alimlere göre ise Hz. Peygamber onlara "sizin üzerinize olsun" diyerek "hak ettiğiniz şey sizin başınıza gelecek" demek istemiştir. Ancak "vav"ın isti'naf olması bazı alimlere göre doğru bulunmamıştır (Zürkânî, Şerhu'l-Muvatta, IV, 458), "vav"ın atıf kabul edildiği rivayetlerde "ölüm benim üzerime olduğu gibi senin de üzerine olsun" anlamı çıktığı için bunun ne manaya geldiği tartışılmış fakat bu hadisin başka bir rivayetinde yer alan "Onların bedduaları kabul olmaz ama bizim ki kabul olur" açıklamasına istinaden Yahudilerin sözlerinin boş olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ölüm müslümanın zihninde kötü bir son değilken Yahudiler için ölüm ayetin de belirttiği gibi (Cum'a, 62/6-7) kesinlikle istenilen bir şey değildir (Zürkânî, Şerhu'l-Muvatta, IV, 458).

    Öneri Formu
6021 M005657 Müslim, Selam, 10

Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes , Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti (T); Bana İsmail b. Sâlim, ona Hüşeym, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da dedesi Enes b. Mâlik, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettmiştir: "Ehl-i kitap size selam verdiğinde 'Aleyküm (Sizin üzerinize olsun)' deyin."


    Öneri Formu
6011 M005652-2 Müslim, Selam, 6

Bize Yahya b. Yahya, Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail b. Cafer, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Şüphesiz Yahudiler size selam verdikleri zaman onlardan biri es-Sâmu aleyküm (Ölüm üzerinize olsun) der. Sen de (ona); aleyke (senin üzerine olsun) de!"


    Öneri Formu
6016 M005654 Müslim, Selam, 8

Bize Ubeydullah b. Muaz, ona babası (Muaz b. Muaz el-Anberî); (T) Bana Yahya b. Habîb, ona Halid b. el-Haris, onlara (Muaz ile Halid'e) Şu'be; (T) Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşâr -hadis bu ikisinin lafızlarıyla nakledilmiştir- o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona da Katade, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) ashabı O'na (sav); ehl-i kitap bize selam veriyor. Onların selamını nasıl alalım diye sordu. Rasulullah da (sav); "onlara ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun) deyin" cevabını verdi.


    Öneri Formu
6014 M005653 Müslim, Selam, 7

Bize Züheyr b. Harb, ona Abdurrahman, ona Süfyan, ona Abdullah b. Dinar, ona da İbn Ömer, Peygamber'den (sav) bu hadisin bir benzerini rivayet etti. Ancak rivayette (farklı olarak) Hz. Peygamber (sav); "siz de (onlara) ve aleyküm (sizin üzerinize de olsun) deyin" buyurmuştur (ifadesi yer almaktadır).


    Öneri Formu
6018 M005655 Müslim, Selam, 9

Bize Kuteybe, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yahudi ve Hıristiyanlara selam vermeyi önce siz başlatmayın. Onlarla yolda karşılaştığınız zaman, onları yolun dar yerinden yürümeye zorlayın." [Ebû İsâ (Tirmizî: 'Bu, hasen sahîh bir hadistir' demiştir.]


    Öneri Formu
15913 T002700 Tirmizi, İsti’zan ve Âdâb, 12

Bize Yahya b. Yahya, ona Hüşeym, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes; (T) Bana İsmail b. Salim, ona Hüşeym, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da dedesi Enes b. Malik, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Ehl-i kitap size selam verdiği zaman siz de (onlara) ve aleyküm (Sizin üzerinize olsun) deyin."


    Öneri Formu
270573 M005652 Müslim, Selam, 6

Bize Ebu’l-Yemân, ona Şuayb ona, Zührî, ona da Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, Abdullah b. Abbas'ın verdiği şu haberi nakletti: Rum hükümdarı Hirakl, Ebu Süfyan b. Harb’e haber yollayıp onu yanına çağırdı. Sonra Rasulullah'ın (sav) Dıhye el-Kelbî ile Busra emirine gönderdiği mektubu istedi. Busra emiri mektubu Hirakl’e verdi, O da okudu. Mektupta şöyle yazıyordu: "Bismillahirrahmanirrahîm (Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. Allah'ın (cc) kulu ve elçisi olan Muhammed’den Rum büyüğü (hükümdarı) Hirakl’e. Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun. Bundan sonra (Konumuza gelince): Ben seni İslam’a davet ediyorum. Müslüman ol; kurtul. Böylece Allah sana iki kat mükafat verir. Eğer (bu daveti) reddedersen, halkının günahı da senin boynunadır. 'Ey Kitap Ehli, Bizimle sizin aranızda ortak bir söze gelin…', (ayeti) 'şahit olun ki, biz Müslümanlarız.' [Âl-i İmrân, 3/64)] sözüne kadar( yazılıydı)".


    Öneri Formu
165933 EM001109 Buhari, Edebü'l-Müfred, 517

Bize Ebu Abdullah el-Hâfız, ona Ebu'l-Abbas (Muhammed b. Yakub el-Ümevî), ona el-Utâridî (Ebu Ömer Ahmed b. Abdülcebbar), ona Yunus b. Bükeyr, ona da İbn İshak, rivayeti (bu senedle) zikretti. Sahr b. Aliyye'nin rivayetinde ise Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ey Sahr, Bir topluluk Müslüman olduğu zaman, onların mallarına ve canlarına ilişmeyiniz." Sabit olan hadiste İbn Abbas'ın şöyle dediği bize rivayet edilmiştir: Müslümanlardan bir takım kimseler, kendisine ait küçük bir koyun sürüsünün yanında bulunan bir adamla karşılaştılar. Adam onlara, 'es-Selâmü aleyküm' diyerek selam verdi. Onlar da onu tutup öldürdüler ve o küçük koyun sürüsüne el koydular. Bunun üzerine 'Size selam veren kimseye, sen mü’min değilsin demeyin.' [(Nisâ, 4/94)] âyeti nazil oldu. İbn Abbâs (ayetteki kelimeyi) 'es-Selâm' şeklinde okumuştur.


    Öneri Formu
202821 BMS005458 Beyhaki, Ma’rifetu’s- Sunen Ve’l- Âsâr, VII, 60