Giriş

Bize Muhammed b. Râfi' ve el-Hulvânî, o ikisine Abdürrezzâk, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona İsmail b. Muhammed b. Sa'd, ona da Hamza b. Muğîre, Abbâd'ın hadisinin benzerini zikretti ve şöyle dedi: Muğîre dedi ki: Abdurrahman'ı geriye doğru çekmek istedim. Hz. Peygamber "Bırak [namazı kıldırmaya devam etsin]" buyurdu.


Açıklama: Hadisin yine Sahih-i Müslim'de geçen Abbâd b. Ziyâd rivayetinden anlaşıldığı üzere hadiste Tebük Gazvesi sırasında yaşanan bir olay aktarılmaktadır. Abdurrahman b. Avf, Hz. Peygamber'in yanlarında bulunmadığı sırada cemaate namaz kıldırmaya başlamış, Hz. Peygamber abdest aldıktan sonra yanlarına geldiğinde ise Muğîre b. Şu'be, Abdurrahman'ı geriye çekmek istemiştir. Hz. Peygamber ise Abdurrahman'ın namazı kıldırmaya devam etmesini uygun görmüştür.

    Öneri Formu
281106 M000953-2 Müslim, Salât, 105

Bize Abdülvehhâb b. Abdülhakem el-Bağdâdî el-Verrâk ve Ebu Ammâr Hüseyin b. Hureys, onlara Yahya b. Süleym, ona İsmail b. Kesîr, ona Âsım b. Lakît b. Sabre, ona da babası (Lakît b. Âmir) şöyle rivayet etmiştir: Ben, "Yâ Rasulullah! Bana abdestten bahset" dedim. Hz. Peygamber (sav), "Abdesti layıkıyla alıp parmaklar arasını hilalle ve oruçlu olmadığın(da) da burnuna epeyice su çek (istinşâk)" buyurdu. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. İlim ehli, oruçlunun (burundan) ilaç alma(sını) kerih görüp bunun orucunu bozacağını benimsemiştir. Bu hadiste, onların görüşlerini destekleyecek (bilgi) vardır.


    Öneri Formu
14394 T000788 Tirmizi, Savm, 69

Bize Hafs b. Ğiyâs, ona Abdülmelik, ona Atâ şöyle dedi: "İnsan abdestte başını mesh etmeyi unutur da sakalında ıslaklık görürse, o ıslaklıkla başını mesh etmesi yeterlidir."


    Öneri Formu
96058 MŞ215 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 20

Bize Ebû'l-Hüseyin b. Bişrân, ona Ebû Cafer Muhammed b. Amnr er-Rezzâz, ona Sa'dân b. Nasr, ona İshak b. Yusuf el-Ezrak, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona İbnu'z-Zübeyr'in âzatlısı Eymen, ona Tubey', ona da Kâ'b şöyle rivâyet etti: "Her kim güzelce abdest alır, sonra dört rekât namaz kılar, bu namazın rukû ve secdelerini tam yapar ve namazında ne okuduğunu da bilirse, bu onun için Kadir gecesi değerinde olur." Bu rivâyete Buhârî Tarih'inde işaret etti, o ve başkaları kalkanın değeri miktarında hırsızlık yapanın elinin kesileceği konusunda bu adamın hadisi ile istidlâl ettiler.


    Öneri Formu
154405 BS17261 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,422

Bize İshak b. İbrahim ed-Deberî, ona Abdurrezzak, ona İbn Cüreyc, ona İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle dedi: "Bir arkadaşımla beraber Rasûlullah'ın (sav) yanına gitmiştim, ama kendisini evde bulamadık. Hz. Âişe bize hurma ve asîde aşı (un, yağ, süt ve bal karışımından yapılan bir tatlı) ikram etti. O sırada da Hz. Peygamber çıkageldi. Hz. Âişe'ye, 'Misafirlere bir şeyler ikram ettin mi?' diye sordu. Biz cevaben 'Evet' dedik. Biz böyle oturduğumuz sırada, çoban koyunları getirmiş, ağıla sokmaya çalışıyordu, kucağında da yeni doğmuş bir kuzu vardı. Hz. Peygamber, "- Hayvan doğum yaptı mı?" diye sordu. Çoban, "- Evet" dedi. Rasûlullah (sav), "- Öyleyse bize bir koyun kes!" buyurdu. Sonra bize döndü ve, "- Bu koyunu sizin için kestiğimizi sanma -buradaki aynı manaya gelen fiili 'lâ tehsibenne' diye değil, 'lâ tehsebenne' diye kullandı-, bizim yüz tane koyunumuz var, bu sayının çoğalmasını istemiyoruz; bundan dolayı çobanın bir koyunu doğum yaptığında, ona koyunlardan birini kesmesini emrederiz" dedi. Ben dedim ki: "- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" "- Abdest alırken suyu uzuvlara iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle, burnuna su aldığında eğer oruçlu değilsen suyu derinlere kadar ulaştır" buyurdu. "- Ey Allah'ın Rasûlü, benim bir karım var..." diyerek onun dilinin uzunluğundan ve kötü sözler söylediğinden bahsetti. Hz. Peygamber, "- Öyleyse boşa onu!" dedi. Ben, "- Ey Allah'ın Rasûlü, onun sohbeti iyidir, ayrıca çocukları da var" dedim. "- Öyleyse onu nikâhında tut, kendisine de dilini tutmasını emret. Eğer kendisinde bir hayır görürsen devam edersin. Sakın câriyeni döver gibi karını dövme!" buyurdu.


    Öneri Formu
177228 MK16581 Taberani, el-Mu'cemu'l-Kebir, XIX, 215

Bize Abde, ona Hârise b. Ebî'r-Ricâl, ona da Amre şöyle rivâyet etti: Hz. Âişe'ye (ra), namazını sordum, şu cevabı verdi: "Rasûlullah (sav) abdest alacağı zaman, bismillah diyerek elini su kabının içine sokar, abdest alır ve suyu uzuvlarına iyice ulaştırırdı."


    Öneri Formu

Bize Ebû'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Ali el-Mukrî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir ile Yahya b. Habîb b. Arabî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Ebû Cehdam Musa b. Salim, ona Abdullah b. Ubeydullah b. el-Abbas şöyle rivâyet etti: "Benû Hâşim fitnesi sırasında İbn Abbas'ın (ra) huzurunda oturuyorduk. Bir ara şöyle dedi: Vallahi Rasûlullah (sav), diğer insanlardan farklı, sadece bize mahsus olan üç şeyden söz etti: Bize (ehl-i beytine) abdest uzuvlarımızı yıkarken geniş tutmayı, sadaka malını yememeyi ve eşeği ata çekmemeyi emretti."


Açıklama: Ulemadan bazıları bu rivâyete dayanarask eşeği ata çekmeyi mekruh görmüşlerdir. Ancak çoğunluk bunu caiz görür ve eşeği ata çekmek caiz olmasaydı, bu ilişkiden doğacak olan katıra binmek de caiz olmazdı, halbuki böyle bir şey söz konusu değildir, derler.

    Öneri Formu
150257 BS13365 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 45

Bize Ebû Bekir Ahmed b. el-Hasan el-Kadî ile Ebû Zekeriya b. Ebî İshak el-Müzekkî, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona er-Rabî' b. Süleyman, ona eş-Şâfiî, ona Yahya b. Süleym, ona Ebû Hâşim İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle anlattı: "Ben, Müntefik oğullarının Rasûlullah'a (sav) gönderdiği elçisi -veya Müntefik oğullarının heyeti içinde bulunyor- idim. Hz. Peygamber'e geldik, ama O'nu bulamadık. Hz. Âişe'yi (ra) gördük. Âişe bize, içinde hurma bulunan bir örtü (kınâ') getirdi. -Buradaki kınâ' kelimesi tabak demektir-. Bizim için hazîra (su, kuşbaşı et ve undan yapılan bir yemek) yapılmasını emretti. Yemek yapıldı, sonra yemeği yedik. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) da geldi: "- Bir şeyler yediniz mi? Sizin için bir şeyler yapılması emredildi mi?" diye sordu. "- Evet" dedik. Çok geçmeden çoban koyun sürüsünü getirdi. Bir kuzunun melediğini gördük. Hz. Peygamber çobana, "- Ne doğurttun, ey çoban?" diye sordu. Çoban, "- Dişi bir yavru" dedi. Hz. Peygamber, "- Onun yerine bize bir koyun kes!" dedi. Sonra bana döndü ve dedi ki: "- Sakın bunu senin için kestiğimizi sanma! -Burada Hz. Peygamber zannetmek anlamına gelen fiili "tehsebenne" şeklinde değil, "tehsibenne" diye telaffuz etti-. Bizim yüz tane koyunumuz var, artık çoğalmasını istemiyoruz. Bu yüzden ne zaman çoban bir yavru doğurtursa, onun yerine bir koyun keseriz." "- Ey Allah'ın Rasûlü, benim karımın dilinde bir problem var" dedim, yani ağzının bozuk olduğunu söylemek istiyor. Hz. Peygamber, "- Öyleyse boşa onu!" buyurdu. "- Ama ondan çocuklarım var ve onun sohbeti iyidir" dedim. "- Öyleyse ona emret. -Nasihat et demek istiyordu-. Eğer senin için onda bir hayır varsa kabul et, ama sakın câriyeni döver gibi onu dövme!" dedi. "- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" dedim. "- Suyu organlarına iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle ve eğer oruçlu değilsen suyu burnuna iyice çek!" buyurdu.


    Öneri Formu
151876 BS14887 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 479

Bize Ebû'l-Hasan b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona el-Abbas b. el-Fadl ile Ebû Bekir et-Tayâlisî Muhammed b. İbrahim, onlara İbrahim, ona Ebû'l-Velîd, ona İshak b. Saîd b. Amr b. Saîd b. el-Âs, ona babası, ona da babası şöyle rivâyet etti: "Osman b. Affân'ın (ra) yanında bulunuyordum. Hz. Osman abdest için su istedi ve 'Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğine şahit oldum' dedi: "Bir müslümasn farz namaz vaktine erişir, güzelce abdestini alır, rukûunu ve secdelerini tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemediği müddetçe bu namaz onun geçmişteki (küçük) günahlarına kefaret olur. Bu hüküm, bütün zaman için geçerlidir." Bunu Müslim Sahîh'inde, Abd b. Humeyd ve diğerleri vasıtasıyla Ebû'l-Velîd'den tahric eder.


    Öneri Formu
158101 BS21354 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,310

Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû Ahmed b. Ebî'l-Hasan, ona Muhammed b. İshak, ona Ali b. Hucr, ona İsmail b. Cafer, ona el-Alkâ', ona babası, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Büyük günahlar işlenmediği takdirde beş vakit namaz kendi aralarında, Cuma namazı da gelecek Cuma'ya kadar işlenen (küçük) günahlara kefarettir." Bunu Müslim Sahîh'inde Ali b. Hucr ve diğerlerinden tahric eder.


    Öneri Formu
158102 BS21355 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,311