308 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû’l-Hasan b. Mansur, ona Harun b. Yusuf, ona İbn Ebî Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Humrân şöyle anlattı: “Hz. Osman (ra) oturaklar üzerinde üç defa abdest aldı ve sonra, ben Rasûlullah’ın (sav) abdest aldığını gördüm, sonra da şöyle söylediğini işittim: “Güzelce abdest alıp sonra namaz kılan insanın o namazla kılacağı diğer namaz arasında işlediği (küçük günahları) bağışlanır.” Bunu Müslim Sahîh’inde İbn Ebî Ömer’den tahric etti. İmam Şâfiî, başı birden çok defa meshetmek konusunda bu rivayete dayandı. Bu hadis, bağımsız bir rivayettir. Humrân’dan sabit olan ve açıklaması yapılan rivâyetler ise, abdest azalarını birden çok kez yıkamak gerektiği hususunun, başını meshetmenin dışındaki organlar için söz konusu olduğuna, başını ise sadece bir kere meshettiğine delâlet etmektedir. Bize Ebû Ali er-Rûzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Bekir, ona da Ebû Davud es-Sicistânî’nin haber verdiğine göre; Hz. Osman’dan gelen bütün sahih rivâyetler, başın sadece bir defa meshedildiğine delâlet etmektedir. Bu rivayetlerde onlar, diğer abdest organlarının üçer defa yıkandığını belirtmekte, baş için ise, diğer uzuvlar için söylediklerinin aksine, sadece başını meşhetti demekte, herhangi bir sayıdan söz etmemektedirler. Şeyh dedi ki: Başı birden çok defa meshetme ile ilgili olarak Hz. Osman’dan çeşitli vecihlerle gelen garip rivâyetler vardır. Ancak bu rivâyetler, güvenilir hadis hafızlarının rivâyetlerine muhaliftir. Bundan dolayıdır ki, her ne kadar bazı hocalarımız onları delil kabul ederler ise de, ilim adamları nezdinde o rivâyetler delil olmazlar.
Bize Ebû Bekir Muhammed b. el-Hasan b. Fûrek, ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona Şu'be rivâyet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona Hemezân'da Ebû'l-Kasım Abdurrahman b. el-Hasan el-Esedî, ona İbrahim b. el-Hüseyin, ona Âdem b. Ebî İyâs, ona Şu'be, ona Muhammed b. Ziyâd'ın rivâyet ettiğine göre; insanlar abdet mahallinden abdest alırken Ebû Hureyre (ra) yanımıza geldi ve, "Abdestinizi tam alın, çünkü ben Ebû'l-Kasım'ın (sav) şöyle söylediğini işittim" dedi: "Vay o topukların ateşten çekeceklerine!" Âdem'in rivâyet ettiği hadisin lafzını Buhârî es-Sahîh'te Âdem'den tahric etti. Müslim de hadisi Şu'be'den çeşitli vecihlerle rivâyet etti.
Bize Ebû Bekir b. Fûrek, ona Abdullah b. Cafer, ona Yunus b. Habîb, ona Ebû Davud, ona İbn Ebî Zi'b, ona İmrân b. Beşîr, ona da Salim Sebelân, Hz. Âişe'nin kardeşine şöyle söylediğini işittiğini haber vermiş: "Ya Abdurrahman! Abdest alırken suyu uzuvlarına iyice ulaştır. Çünkü ben Rasûlullah'ın (sav), 'Kıyamet günü vay o topukların cehennemden çekeceklerine!' dediğini işittim."
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona imla yoluyla Ebû Ali el-Hüseyin b. Ali el-Hafız, ona Ali b. Ahmed b. Süleyman el-Mısrî ile Ali b. el-Hüseyin b. Kudeyd el-Mısrî ve Asım b. Râzih el-Mısrî, onlara Ebû Tahir, ona İbn Vehb, ona Mahreme b. Bükeyr, ona babası, ona Şeddâd'ın âzatlısı Salim'in rivayet ettiğine göre; Abdurrahman b. Ebî Bekir Hz. âişe'nin yanına gitmiş, onun yanında abdest almıştı. Hz. Âişe ona, "- Ya Abdurrahman! Abdest alırken suyu uzuvlarına iyice ulaştır. Çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim" demiş: "Vay o topukların ateşten çekeceklerine!" Bu hadisi Müslim, Sahîh'inde Ebû't-Tahir'den rivayet etti, ancak topuklar anlamna gelen kelimeyi "arâkîb" değil, "a'kab" diye zaptetti. Hadisi aynı mana ile Muhammed b. Abdurrahman ve Nuaym b. Abdullah da Salim'den rivayet ettiler.
Bize Ebû Abdullah, ona Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. İshakes-Sağânî, ona Harun b. Ma'rûf, ona İbn Vehb, ona Cerîr b. Hâzim, ona Katâde b. Diâme, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti: "Bir adam Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelmiş abdest alıyordu. Abdest sırasında ayağında tırnak kadar bir yere suyu ulaştırmamıştı. Rasûlullah (sav) ona şöyle buyurdu: "Git, abdestini güzelce al!"
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Muhammed b. Salih b. Hânî', ona İbrahim b. Muhammed es-Saydalânî, ona Seleme b. Şebîb, ona el-Hasan b. Muhammed b. A'yun, ona Ma'kıl, ona Ebû'z-Zübeyr, ona Cabir, ona da Ömer b. el-Hattâb rivâyet etti: "Bir adam abdest almış, ayağında tırnak büyüklüğünde bir yere su vurmamıştı. Hz. Peygamber (sav) onu gördü ve 'Git, abdestini güzelce al!' buyurdu. Adam da gitti, yeniden abdest aldı ve namazını kıldı." Bu hadîsi Müslim b. el-Haccâc Sahîh'inde Seleme b. Şebîb'den rivâyet etmiştir.
Bize Muhammed b. Merzûk b. Bukeyr, ona Abdullah b. Recâ', ona Ebû Amr el-Askalanî, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Abbas'ın (ra) Hz. Peygamber'e ref' ettiği rivâyetinde Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Su organlara iyice ulaştığı takdirde her uzvu birer kez yıkamak yeterlidir."
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hafız, ona Ali b. Hamşâz el-Adl, ona Ali b. Abdülaziz, ona el-Haccâc b. el-Minhâl, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona da amcası Rifâa b. Râfi'in rivâyet ettiğine göre; Rifâa Rasûlullah'ın (sav) yanında otururken, insanın kıldığı namaz konusunu zikretmiş, Rasûlullah (sav) da şöyle buyurmuş: "Cenâb-ı Hakk'ın emrettiği gibi suyu organlara iyice ulaştırarak abdest almadıkça hiçbirinizin namazı tam olmaz; yüzünü yıkar, kollarını dirseklerine kadar yıkar, başını mesheder, ayaklarını da topuklarına kadar (yıkar)." Rifâa bu hadisi zikretti. Hocalarımız, abdest alırken besmele çekmenin farz olmadığına bu hadisi delil gösterdiler.
Bize el-Hasan b. es-Sabbâh el-Bezzâr, ona Halef b. Temîm, ona İsmail b. İbrahim b. Muhâcir, ona babası, ona Mücahid, ona Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Hz. Osman'ı (ra) gördüm, su istedi ve abdest aldı, sonra da Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim, dedi: "Kim güzelce abdest alıp temizlenir, sonra da namaz kılarsa geçmiş günahlarına kefaret olur." Hz. Osman sonra arkadaşlarına döndü ve 'Allah aşkına size soruyorum, ben bunu Rasûlullah'dan (sav) işitmedim mi?' dedi. Bu sözü üç veya dört kez tekrarladı. Yanındakiler de, 'Evet, biz de işittik' dediler." Mücahid'in Humrân vasıtasıyla Hz. Osman'dan bundan başka bir rivâyetinin olduğunu bilmiyoruz. Bunu İsmail b. İbrahim'den başka biri İbrahim b. Muhâcir'den, o da İkrime b. Halid'den rivâyet etmiştir. Birinin İbrahim b. Muhâcir Mücahid'den ve o da Humrân'dan rivâyet etti dediğini bilmiyoruz, bunu sadece Halef İsmail'den rivâyet etmiştir.
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Bağdat'ta Ebû Bekir Muhammed b. Abdullah b. Amr el-Bezzâz, ona Muhammed b. el-Ferec, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Abdullah, ona Ebû Bekir b. İshak el-Fakîh -buradaki lafız ona aittir-, ona Ebû'l-Müsennâ, ona Müsedded, ona Yahya b. Saîd, ona İbn Cüreyc, ona İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babasının rivâyet ettiğine göre; bir arkadaşı ile birlikte Rasûlullah'ı (sav) görmek üzere Hz. Âişe'nin evine gitmişler, ama Hz. Peygamber'i orada bulamamışlardı. Hz. Âile onlara hurma ve asîd ikram etti. Çok geçmeden Rasûlullah (sav) hızlı adımlarla ve canlı bir yürüyüşe geldi ve hemen, "- Size kimse bir şeyler yedirdi mi?" diye sordu. Ben, "- Evet, ey Allah'ın Rasûlü" dedim, sonra da kendisine, "- Ey Allah'ın Rasûlü, bize namazdan haber verin" dedim. Buyurdu ki: "Suyu uzuvlarına iyice ulaştırarak abdest al, bu sırada parmaklarının arasını da hilâlle. Burnuna su çektiğinde de eğer oruçlu değilsen suyu genzine kadar ulaştır."