308 Kayıt Bulundu.
Aynı isnadla gelen başka bir rivâyete göre de Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Abdest azalarına suyu tam olarak ulaştırmanızdan dolayı kıyamet gününde sakar ve sekili (alnı ve ayakları beyaz) atlar gibi geleceksiniz. Dolayısıyla gücünüz yettiğince beyazlığını uzatın!" Bu hadisi Müslim de Sahîh'inde Ebû Küreyb ve diğerleri vasıtasıyla Halid b. Mahled'den rivayet etmiştir.
Bize Ebû Nasr b. Katâde, ona Ebû'l-Hasan Muhammed b. Ahmed b. Zekeriya, ona Ebû'l-Fadl Ahmed b. Seleme el-Bezzâz, ona el-Hasan b. Muhammed b. A'yun, ona da Ma'kıl aynı manada bir hadis rivayet etti. Bunu Müslim b. el-Haccâc Sahîh'te Seleme b. Şebîb'in el-Hasan'dan rivâyeti şeklinde tahric etmiştir. Ayrıca Ebû Süfyan'ın da Cabir'den, Ebû'z-Zübeyr'in rivâyetine muhalif bir rivayeti vardır.
Bize el-Hüseyin b. Muhammed el-Fakîh, ona Ebû Bekir b. Dâse, ona Ebû Davud, ona Harun b. Ma'rûf, ona İbn Vehb, ona Cerîr b. Hâzim, ona Katâde b. Diâme, ona da Enes şöyle rivâyet etmiştir: "Bir adam Rasûlullah'ın (sav) yanına gelip abdest aldı.Adam ayağında tırnak kadar bir yere suyu ulaştırmamıştı.Rasûlullah (sav) ona, "- Git, abdestini güzelce al!" buyurdu. Ebû Davud dedi ki: Bu hadîs ma'rûf değildir, onu Cerîr b. Hâzim'den bu isnadla İbn Vehb'den başkası rivayet etmemiştir. Yine Ebû Davud dedi ki: Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd, ona Yunus ve Humeyd, onlara da el-Hasan, Hz. Peygamber'den (sav) Katâde'nin hadisi ile aynı manada bir hadis rivâyet etmiştir, ancak bu rivayet mürseldir. Yine Ebû Davud dedi ki: Ma'kıl b. Ubeydullah el-Cezerî'den, o Ebû'z-Zübeyr'den, o Cabir'den, o Hz. Ömer'den ve o da Hz. Peygamber'den bu hadisin benzeri rivayet edilmiştir. Bu rivâyete de Hz. Peygamber'in, "Dön, abdestini güzelce al!" dediği zikredilmektedir. Adam da gitti, tekrar abdest aldı ve sonra namaz kıldı. Bu rivayette adam için "şeyh" tabirini kullandı.
Bize Ebû Bekir Muhammed b. İbrahim el-Hafız, ona Ahmed b. Amr b. Muhammed el-Irakî, ona Süfyan b. Muhammed, ona Ali b. el-Hasan b. Ebî İsa, ona Abdullah b. el-Velîd el-Adenî, ona Süfyan es-Sevrî, ona el-A'meş, ona Ebû Süfyan, ona da Cabir şöyle rivâyet etti: "Ömer b. el-Hattâb abdest alan bir adamı görmüştü, adam ayağında kuru bir yer bırakmıştı. Hz. Ömer ona 'Tekrar abdest al!' dedi."
Bize Ebû'l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mukriî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub, ona Abdullah b. Abdülvehhâb, ona Abdulvâhid b. Ziyâd, ona Leys, ona Abdurrahman b. Sâbit, ona Ebû Umâme yahut Ebû Umâme'nin kardeşi şöyle dedi: "Rasûlullah (sav) bir gurup insanın (abdest aldığını), içlerinden birisinin topuklarında dirhem veya tırnak büyüklüğünde bir yere suyun değmemiş olduğunu gördü ve, 'Vay o topukların ateşten çekeceklerine!' dedi. Bunun üzerine her biri topuklarına baktı, birisi topuğunun bir noktasına suyun değmediğini gördü ve tekrar abdest aldı." Bu rivayet eğer sahih ise, onlar tekrar abdest almayı kendileri düşünmüş olabilirler, ancak tekrar abdest almak ifadesiyle sadece suyun değmediği yeri yıkamayı kastetmiş olma ihtimali de vardır.
Bize Ebû'l-Alâ el-Hasan b. Sevvâr, ona Leys, ona Muâviye, ona Ebû Osman, ona Cübeyr b. Nüfeyr rivâyet etti. (T) Yine bize Rabîa b. Yezîd, ona Ebû İdris el-Havlânî rivâyet etti. (T) Yine bize Abdülvehhâb b. Buht, ona el-Leys b. Süleym el-Cühenî, bütün bunlara da Ukbe b. Âmir (ra) şöyle dedi: "Biz bazen kendimize zaman ayırır, (bu yüzden) develeri nöbetleşe güderdik. Develeri gütme sırası bana gelmişti, akşam vakti olunca onları sevk ettim. Sonra Rasûlullah'a (sav) yetiştim, ayakta insanlara konuşma yapıyordu. Yanına geldiğimde şöyle diyordu: "Sizden biri güzelce abdest alır, abdest suyunu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra kalkar kalbi ve bütün benliğiyle yönelerek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona nvacip olur ve günahları bağışlanır." O anda ben; 'Bu ne kadar güzel!' demişim. Önümde duran biri; 'Ya Ukbe, bundan önceki daha güzeldi' dedi. Baktım ki o kişi, Ömer b. el-Hattâb imiş. Kendisine; "- O nedir, ey Ebû Hafs!" diye sordum. Hz. Ömer (ra) şöyle cevap verdi: "- Sen gelmeden önce Rasûlullah (sav) şöyle demişti: "Sizden biri güzelce abdest alır, suyu uzuvlarına iyice ulaştırır, sonra da, 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilâhy yoktur, O te3ktir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehâdet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu vfe rasûlüdür) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır ve dilediğinden içeri girer."
Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Ebû Bekir b. İshak el-Fakîh, ona İsmail b. Kuteybe, ona Yahya b. Yahya, ona Yahya b. Süleym, ona İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da babası şöyle rivayet etti: "Benû'l-Müntefik kabilesinin Rasûlullah'a (sav) gönderdiği heyette bulunuyordum. Hz. Peygamber'e dedim ki: "- Ey Allah'ın Rasûlü, bana abdesti anlat!" Şöyle cevap verdi: "- Suyu uzuvlara iyice ulaştır, parmaklarının arasını hilâlle, eğer oruçlu değilsen burnuna su verdiğinde genzine kadar çek!" Hz. Peygamber'in (sav) nasıl abdest aldığı ile ilgili olarak Şekîk b. Seleme'nin Hz. Osman'dan (ra) rivâyet ettiği hadiste, Rasûlullah'ın (sav) ayak parmaklarının arasını da hilâllediği zikredilmektedir.
Bize Ebû ali el-Hüseyin b. Muhammed er-Rûzbârî, ona Ebû Bekir Muhammed b. Bekir, ona Ebû Davud, ona Hayve b. Şureyh, ona Bakıyye, ona Bahîr b. Sa'd, ona Halid b. Ma'dân, ona da Hz. Peygamber'in (sav) ashabından biri rivâyet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) namaz kılan bir adam gördü, adamın ayağının üstünde dirhem büyüklüğünde bir yere suyun değmemiş olduğunu gördü. Rasûlullah (sav) ona abdestini ve namazını tekrar etmesini emretti." Aynı manada mürsel bir hadis de vardır. Mevsûl bir hadiste de aynı şey rivâyet edilmiştir.
Bize Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. el-Hâris el-Fakîh, ona Ali b. Ömer el-Hafız, ona Ahmed b. Abdullah, ona el-Hasan b. Arafe, ona Hüşeym, ona el-Haccâc ve Abdülmelik, onlara Ata, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî şöyle rivâyet etmiştir: "Ömer b. el-Hattâb, abdest alan, ancak ayağının üstünde bir yere suyu ulaştırmayan bir adamı görmüş ve ona, "- Bu abdestle mi namaz kılacaksın?" demişti. Adam, "- Ey mü'minlerin emîri, soğuk çok şiddetli, beni ısıtacak bir şeyim de yok" dedi. Hz. Ömer ona üzüldü ve acıdı, sonra da, "- Ayağının yıkamadığın yerini yıka ve namazını tekrar kıl!" dedi ve ona bir gömlek verilmesini emretti.
Bize Ebû Muhammed Abdullah b. Yusuf b. Ahmed el-Isbahânî, ona Ebû Bekir Muhammed b. el-Hüseyin b. el-Hasan el-Kattân, ona İbrahim b. el-Hâris el-Bağdâdî, ona Yahya b. Ebî Bukeyr, onaZüheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebû Saîd el-Hudrî’nin rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav), “Size, Cenâb-ı Hakk’ın hataları örttüğü, ama güzellikleri çoğalttığı bir şeyi haber vereyim mi?” diye sormuş, cemâat; “- Buyur ey Allah’ın Rasûlü “ deyince de şöyle söylemiştir: “Zorluk hâlinde de abdesti tam olarak almak, şu camilere gitmek için çok adım atmak ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namazı beklemektir. Sizden biri abdestli olarak evinden çıkar, namazını insanlarla birlikte cemaat hâlinde kılar, sonra da şu camide oturup diğer namazı beklerse, melekler onun için şöyle dua ederler: ‘Allah’ım onu bağışla! Allah’ım ona merhamet eyle!’ Namaza kalktığınızda saflarınızı düzgün yapınız ve namazı öyle kılınız. Safların aralarındaki boşlukları doldurunuz, çünkü ben sizleri arkamdan da görüyorum. İmamınız ‘Allahu ekber’ dediği zaman siz de ‘Allahu ekber’ deyin. İmam rukûya gidince, siz de hemen rukûya gidin. İmam ‘Semiallahu lime hamideh’ dediği zaman, siz de ‘Allahumme rabbenâ leke’l-hamd’ deyin. Erkek saflarının en hayırlısı öndeki saftır, en kötüsü de arkadaki saftır. Kadın saflarının en hayırlısı arkadaki, en kötüsü de öndeki saftır. Ey kadınlar cemâati! Erkekler secdeye gittikleri zaman gözlerinizi indirin ki, gömleğin darlığından dolayı erkeklerin avret mahallini görmeyesiniz.”