Giriş

Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb -hadisin lafzı Yahya'ya aittir-, onlara Ebu Muaviye, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) üç parça beyaz pamuklu Sehûliyye (Yemen'de dokunan bir kumaş) bezi içinde kefenlendi. Kefenlendiği eşyalar içinde gömlek ve sarık yoktu. Hülleye gelince insanlar bunun Rasulullah'a (sav) kefen yapmak için satın alınıp alınmadığında şüpheye düştü. Bundan dolayı kefenleme esnasında hülle kullanılmadı. Rasulullah (sav) üç parça beyaz pamuklu Sehûliyye (Yemen'de dokunan) bezi içinde kefenlendi. Bunun üzerine Abdullah b. Ebu Bekir hülleyi aldı ve ben bu hülleyi kendime kefen yapmak için saklayacağım dedi. Sonra da Allah (ac) bununla Peygamberinin kefenlenmesine razı olsaydı, ona kefen yapardı dedi. Hülleyi sattı ve parasını da fakirlere dağıttı."


    Öneri Formu
3673 M002179 Müslim, Cenaiz, 45

Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Amr, ona da Muhammed b. Abdurrahman şöyle rivayet etmiştir: "Urve'ye, hacca niyet ederek Mekke dışından gelen ve Kâbe'yi tavaf eden kişinin ihramdan çıkıp çıkamayacağını sordum, şöyle dedi: Bana Hz. Âişe'nin (r. anhâ) rivayet ettiğine göre Mekke'ye geldiği vakit Hz. Peygamber'in (sav) yaptığı ilk şey, abdest almak oldu, sonra Kâbe'yi tavaf etti. Ancak bu bir umre olmadı. (Yani ihramdan çıkmadı.) Daha sonra Ebu Bekir ve Ömer de (r. anhümâ) da aynı şekilde yaptı. Daha sonra babam Zübeyir (ra) ile birlikte hac ibadetini eda ettim. Onun da ilk yaptığı şey, tavaf oldu. Ayrıca muhacir ve Ensar'ı da böyle yaparken gördüm. Annem (Esma bt. Ebu Bekir) bana; kendisinin, kız kardeşinin (Hz. Âişe), Zübeyir'in, falan ve falanın telbiye getirip umre için ihrama girdiklerini ve dolayısıyla Hacerülesved'e el sürünce (tavafı bitirince) ihramdan çıktıklarını söyledi."


    Öneri Formu
202163 B001615 Buhari, Hac, 63

Bize Abdurrahman b. Bişr, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Amr (b. Dinar), ona da İbn Ebu Müleyke 'Bizler Ümmü Ebân bt. Osman'ın cenazesindeydik...' demiş ve hadisin devamını nakletmiştir. Ancak Eyyüb ve İbn Cüreyc'in yaptıkları gibi, hadisi ref etmemiş yani hadisi Hz. Ömer tarikiyle Hz. Peygamber'e (sav) dayandırmamıştır. Eyyüb ve İbn Cüreyc'in rivayet ettikleri hadis, Amr (b. Dinar)'ın hadisinden daha tamdır.


Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M002150 numaralı hadis.

    Öneri Formu
3613 M002151 Müslim, Cenaiz, 23

Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Cerîr b. Hâzim, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer'e, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav) naklen 'Cenazeyi takip eden kimseye bir kırat sevap vardır' diye bir hadis naklettiği bildirildi. İbn Ömer bunu duyunca 'Ebu Hureyre bize baya bir sevap vadetmiştir' deyip meseleyi sorması için Âişe'ye birini gönderdi. Âişe de Ebu Hureyre'nin söylediğini tasdik etti. Bunun üzerine İbn Ömer 'Demek pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3694 M002194 Müslim, Cenaiz, 55

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Yezid b. Abdullah b. Kusayt, ona Davud b. Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Âmir b. Sa'd) şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Derken sâhibü'l-maksûre lakaplı Habbâb çıkageldi ve 'Ey Abdullah b. Ömer! Ebu Hureyre'nin ne dediğini duydun mu? O, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyormuş: Kim cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, onun namazını kılar, ardından da defnedilene dek onu takip ederse, o kimseye iki kırat sevap vardır. Her kırat da Uhud Dağı kadardır. Kim de cenaze namazına iştirak eder, ardından cenazeyi takip etmeyerek geri dönerse, ona da Uhud Dağı kadar sevap vardır. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Ebu Hureyre'nin sözünü sorması ve sonra da kendisine gelip bildirmesi için Âişe'ye gönderdi. İbn Ömer, gönderdiği elçi gelinceye dek mescidin taşlarından bir avuç aldı, onları elinde evirip çevirmeye başladı. Nihayet elçi (Habbab) dönüp Âişe'nin 'Ebu Hureyre doğru söylemiştir' sözünü iletince, İbn Ömer elindeki taşları yere attı ve 'Pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3695 M002195 Müslim, Cenaiz, 56

Bize Muhammed b. Râfi ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzâk (b. Hemmâm), ona da İbn Cüreyc, ona da Abdullah b. Ebu Müleyke şöyle rivayet etmiştir: "Osman b. Affan'ın bir kızı Mekke'de vefat etmişti. Biz de cenazeye katılmak için gelmiştik. İbn Ömer ve İbn Abbas da gelmişti. Ben de o ikisinin arasında oturuyordum. Şöyle ki ben onlardan birinin yanına varıp oturmuş, ardından da diğeri gelip benim yanıma oturmuştu. Abdullah b. Ömer, karşısında duran Amr b. Osman'a şöyle dedi: Cenazede ağlanmasını men engellemeyecek misin? Zira Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona ağlaması sebebiyle azap görür' buyurmuştur. İbn Abbas (buna itiraz sadedinde), Ömer'in 'Bir kısım ağlamalar sebebiyle (ölüye azap edilir)' dediğini söyledi. Sonra da şu olayı anlattı: Ömer'le birlikte Mekke'den ayrılarak yola çıkmıştım. Beydâ denilen yere vardığımızda baktım ki bir ağacın altında bir kervan duruyor. Ömer 'Git bak bakalım. Kervandakiler kimlermiş?' dedi Gidip baktığımda gördüm ki Suheyb de orada imiş. Hemen gelip Ömer'e haber verdim. Ömer de 'Onu bana çağır' dedi. Suheyb'in yanına döndüm ve 'Kalk, müminlerin emirine gidiyoruz' dedim. Bir süre sonra Ömer yaralandığında Suheyb yine ağlayarak ve 'Vah kardeşim! Vah arkadaşım!' diyerek geldi. Bunun üzerine Ömer ona şöyle dedi: Ey Suheyb! Rasulullah (sav) 'Şüphesiz ölen kişi, ailesinin ona olan bazı ağlamaları sebebiyle azap görür' buyurmuşken bana mı ağlıyorsun? İbn Abbas sözlerine şöyle devam etti: Ömer vefat edince, bu rivayeti Hz. Âişe'ye söyledim. Bunu duyunca Hz. Âişe şu itirazda bulundu: 'Allah, Ömer'e rahmet etsin. Hayır. Vallahi Rasulullah (sav) 'Şüphesiz Allah, bir kimsenin ağlaması sebebiyle ölen kişiye azap eder' buyurmadı. Fakat o 'Şüphesiz Allah, ailesinin kendisine ağlaması sebebiyle kafirin azabını artırır' buyurmuştur. Hz. Âişe ayrıca 'Size Kur'an'daki şu ayet de bu konuda yeter (Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez) (En'am, 6/164) dedi. İbn Abbas da buna karşı 'Güldüren de ağlatan da ancak Allah'tır' dedi." [İbn Ebu Müleyke 'Vallahi bu durum karşısında İbn Ömer hiçbir şey söylemedi' demiştir.]


    Öneri Formu
3611 M002150 Müslim, Cenaiz, 23


    Öneri Formu
31796 B004119 Buhari, Megâzî, 30


    Öneri Formu
16769 B005355 Buhari, Nafakat, 2