Öneri Formu
Hadis Id, No:
2487, M004573
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنِى إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ غَزَوْنَا فَزَارَةَ وَعَلَيْنَا أَبُو بَكْرٍ أَمَّرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَيْنَا فَلَمَّا كَانَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ الْمَاءِ سَاعَةٌ أَمَرَنَا أَبُو بَكْرٍ فَعَرَّسْنَا ثُمَّ شَنَّ الْغَارَةَ فَوَرَدَ الْمَاءَ فَقَتَلَ مَنْ قَتَلَ عَلَيْهِ وَسَبَى وَأَنْظُرُ إِلَى عُنُقٍ مِنَ النَّاسِ فِيهِمُ الذَّرَارِىُّ فَخَشِيتُ أَنْ يَسْبِقُونِى إِلَى الْجَبَلِ فَرَمَيْتُ بِسَهْمٍ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ الْجَبَلِ فَلَمَّا رَأَوُا السَّهْمَ وَقَفُوا فَجِئْتُ بِهِمْ أَسُوقُهُمْ وَفِيهِمُ امْرَأَةٌ مِنْ بَنِى فَزَارَةَ عَلَيْهَا قِشْعٌ مِنْ أَدَمٍ - قَالَ الْقِشْعُ النِّطَعُ - مَعَهَا ابْنَةٌ لَهَا مِنْ أَحْسَنِ الْعَرَبِ فَسُقْتُهُمْ حَتَّى أَتَيْتُ بِهِمْ أَبَا بَكْرٍ فَنَفَّلَنِى أَبُو بَكْرٍ ابْنَتَهَا فَقَدِمْنَا الْمَدِينَةَ وَمَا كَشَفْتُ لَهَا ثَوْبًا فَلَقِيَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى السُّوقِ فَقَالَ:
"يَا سَلَمَةُ هَبْ لِى الْمَرْأَةَ." فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَاللَّهِ لَقَدْ أَعْجَبَتْنِى وَمَا كَشَفْتُ لَهَا ثَوْبًا ثُمَّ لَقِيَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنَ الْغَدِ فِى السُّوقِ فَقَالَ لِى
"يَا سَلَمَةُ هَبْ لِى الْمَرْأَةَ لِلَّهِ أَبُوكَ." فَقُلْتُ هِىَ لَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَوَاللَّهِ مَا كَشَفْتُ لَهَا ثَوْبًا فَبَعَثَ بِهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَهْلِ مَكَّةَ فَفَدَى بِهَا نَاسًا مِنَ الْمُسْلِمِينَ كَانُوا أُسِرُوا بِمَكَّةَ.
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammar, ona İyas b. Seleme, ona da babası (Seleme b. Ekva') şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) bize komutan tayin ettiği Ebu Bekir (ile) Fezâre üzerine gazâya çıktık. Bizimle su kaynağı arasında bir müddet (mesafe) kaldığında Ebu Bekir, bize mola vermemizi emretti. Biz de mola verdik. Ardından müfrezeyi parçalara ayırıp su kaynağına vardı. Orada bulunan (düşman topluluğundan kimini) öldürdü, (kimini de) esir aldı. Ben de o insan topluluğuna bakıyordum. İçlerinde çoluk çocuk bulunuyordu. Beni geçip dağa ulaşmalarından endişe duydum da onlarla dağ arasına bir ok fırlattım. Oku gördüklerinde (oldukları yerde) durdular. Onları sevk ederek (ve esir olarak) getirdim. İçlerinde Fezâre oğullarından (olup) üzerinde deriden elbise (kiş') -ravilerden biri 'kiş'i' kelimesinin 'natah' (esirlere giydirilen bir tür elbise olduğu açıklamasında bulunmuştur- bir kadın, onun beraberinde Araplar'ın en güzellerinden (olan) kızı vardı. Ebu Bekir'in yanına getirene dek onları sevk ettim. Ebu Bekir de (o kadının) kızını bana ilave bir ganimet (nefel) olarak verdi. Medine'ye geldik. Ben, (o kızın) elbisesini (Medine'ye gelene dek) açmadım! Rasulullah (sav) benimle çarşıda karşılaşıp; "ya Seleme! O kızı bana hibe et" buyurdu. Ben, ya Rasulullah! Vallahi! O benim hoşuma gitti. (Bununla beraber), onun elbisesini (dahi) açmadım dedim. Sonra Hz. Peygamber (sav), ertesi gün çarşıda benimle (yine) karşılaşıp; "vallahi! Onu bana hibe et" buyurdu. Ben, o senindir ya Rasulullah! Vallahi! Onun elbisesini (bile) açmadım dedim. Nebî (sav), onu Mekkeliler'e gönderip ona karşılık Mekke'de esir tutulan müslümanlardan (bazı) insanları (kurtarmak üzere) fidye verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4573, /746
Senetler:
()
Konular:
Bağış, Hibe
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Teşvik edilenler, Fidye vermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2484, M004571
Hadis:
وَحَدَّثَنِى زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا صَفْوَانُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ الأَشْجَعِىِّ قَالَ:
"خَرَجْتُ مَعَ مَنْ خَرَجَ مَعَ زَيْدِ بْنِ حَارِثَةَ فِى غَزْوَةِ مُؤْتَةَ وَرَافَقَنِى مَدَدِىٌّ مِنَ الْيَمَنِ."
وَسَاقَ الْحَدِيثَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم، بِنَحْوِهِ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ فِى الْحَدِيثِ قَالَ:
"عَوْفٌ فَقُلْتُ يَا خَالِدُ أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَضَى بِالسَّلَبِ لِلْقَاتِلِ قَالَ بَلَى وَلَكِنِّى اسْتَكْثَرْتُهُ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Velid b. Müslim, ona Safvan b. Amr, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Avf b. Malik el-Eşcaî şöyle rivayet etmiştir:
"Mute gazasına Zeyd b. Harise ile çıkanlarla birlikte çıktım. Yemen'den orduya destek olmak üzere gelen biri bana arkadaşlık etti." (Ardından Avf), hadisin (kalanını) Hz. Peygamber'den (sav) benzeri şekilde rivayet etti. Ancak Avf hadiste; "ben, ey Halid! Rasulullah'ın (sav) öldüren kimseye (öldürdüğünün) eşya(sını) verdiğini bilmiyorsun dedim. O, elbette (biliyorum)! Ancak ben onu çok gördüm dedi demiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4571, /746
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Siyer, Mute Savaşı
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَيُّمَا قَرْيَةٍ أَتَيْتُمُوهَا وَأَقَمْتُمْ فِيهَا فَسَهْمُكُمْ فِيهَا وَأَيُّمَا قَرْيَةٍ عَصَتِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ خُمُسَهَا لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ ثُمَّ هِىَ لَكُمْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2499, M004574
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا مَا حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ أَحَادِيثَ مِنْهَا وَقَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَيُّمَا قَرْيَةٍ أَتَيْتُمُوهَا وَأَقَمْتُمْ فِيهَا فَسَهْمُكُمْ فِيهَا وَأَيُّمَا قَرْيَةٍ عَصَتِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَإِنَّ خُمُسَهَا لِلَّهِ وَلِرَسُولِهِ ثُمَّ هِىَ لَكُمْ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Hanbel ve Muhammed b. Râfi', o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"(Gazâ etmek üzere) herhangi bir yerleşim yerine geldiğiniz(de) ve orada kaldığınız(da) (ganimete ilave olarak alacağınız) payınız (sabittir). Allah'a ve Rasulüne isyan eden herhangi bir yerleşim yerine (gazâ ettiğinizde de ganimetin) beşte biri Allah'a ve Rasulüne ait (olup) kalanı size aittir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4574, /747
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2503, M004576
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مَعْمَرٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Mamer, ona da ez-Zührî bu isnad ile rivayette bulunmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4576, /747
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2485, M004572
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ الْحَنَفِىُّ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ حَدَّثَنِى إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ حَدَّثَنِى أَبِى سَلَمَةُ بْنُ الأَكْوَعِ قَالَ غَزَوْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم هَوَازِنَ فَبَيْنَا نَحْنُ نَتَضَحَّى مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَ رَجُلٌ عَلَى جَمَلٍ أَحْمَرَ فَأَنَاخَهُ ثُمَّ انْتَزَعَ طَلَقًا مِنْ حَقَبِهِ فَقَيَّدَ بِهِ الْجَمَلَ ثُمَّ تَقَدَّمَ يَتَغَدَّى مَعَ الْقَوْمِ وَجَعَلَ يَنْظُرُ وَفِينَا ضَعْفَةٌ وَرِقَّةٌ فِى الظَّهْرِ وَبَعْضُنَا مُشَاةٌ إِذْ خَرَجَ يَشْتَدُّ فَأَتَى جَمَلَهُ فَأَطْلَقَ قَيْدَهُ ثُمَّ أَنَاخَهُ وَقَعَدَ عَلَيْهِ فَأَثَارَهُ فَاشْتَدَّ بِهِ الْجَمَلُ فَاتَّبَعَهُ رَجُلٌ عَلَى نَاقَةٍ وَرْقَاءَ. قَالَ سَلَمَةُ وَخَرَجْتُ أَشْتَدُّ فَكُنْتُ عِنْدَ وَرِكِ النَّاقَةِ. ثُمَّ تَقَدَّمْتُ حَتَّى كُنْتُ عِنْدَ وَرِكِ الْجَمَلِ ثُمَّ تَقَدَّمْتُ حَتَّى أَخَذْتُ بِخِطَامِ الْجَمَلِ فَأَنَخْتُهُ فَلَمَّا وَضَعَ رُكْبَتَهُ فِى الأَرْضِ اخْتَرَطْتُ سَيْفِى فَضَرَبْتُ رَأْسَ الرَّجُلِ فَنَدَرَ ثُمَّ جِئْتُ بِالْجَمَلِ أَقُودُهُ عَلَيْهِ رَحْلُهُ وَسِلاَحُهُ فَاسْتَقْبَلَنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَالنَّاسُ مَعَهُ فَقَالَ:
"مَنْ قَتَلَ الرَّجُلَ." قَالُوا ابْنُ الأَكْوَعِ. قَالَ
"لَهُ سَلَبُهُ أَجْمَعُ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus el-Hanefî, ona İkrime b. Ammar, ona İyas b. Seleme, ona da babası Seleme b. Ekva' şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ile Hevâzin'e gazâya çıktık. Hz. Peygamber (sav) ile birlikte kahvaltı yaparken kızıl bir devenin üzerinde biri geliverdi! Ardından, (devenin) böğründen bir ip çıkarıp onunla deveyi bağladı. Sonra, toplulukla beraber kahvaltı yapmak için ilerledi ve (etrafına) bakmaya başladı. Bizde bir zayıflık, bineklerde de yorgunluk hâli vardı. Bir kısmımız da piyade idi. (Derken adam) hızlıca kalkıp devesinin yanına geldi (ve) ipini çözdü. Daha sonra onu ıhtırdı ve üzerine atladı. (Devesini) kontrol etti, deve de onu hızlıca uzaklaştırdı. (Bizden) biri siyahımsı bir deve üzerinde onu takip etti. Ben de hızlıca (koşup) çıkıverdim! (Bizden ilk çıkan adamın) devesine (koşarak) yetiştim! Ardından onu geçtim. Neticede (o adamın) devesinin arkasına vardım! Daha sonra onu da geçip nihayet devenin yularını yakaladım (ve) onu ıhtırdım! (Deve) dizlerini yere koyunca kılıcımı sıyırıp o adamın başına indirdim! Adam düşüverdi! Akabinde, üzerinde olduğum halde deveyi getirdim. (Devenin) üzerinde (adamın) eşyası ve silahı vardı. Beni Rasulullah (sav) ve beraberindeki insanlar karşıladılar. Hz. Peygamber (sav); "o adamı kim öldürdü" buyurdu. (İnsanlar), İbn Ekva' (öldürdü) dediler. Nebî de (sav); "(o adamın) eşyasının hepsi (Seleme'nindir)" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4572, /746
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّهُ أَتَى ابْنَ مُطِيعٍ. فَذَكَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
[حِينَ كَانَ مِنْ أَمْرِ الْحَرَّةِ مَا كَانَ زَمَنَ يَزِيدَ بْنِ مُعَاوِيَةَ فَقَالَ اطْرَحُوا لأَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ وِسَادَةً فَقَالَ إِنِّى لَمْ آتِكَ لأَجْلِسَ أَتَيْتُكَ لأُحَدِّثَكَ حَدِيثًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُهُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِىَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِى عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2507, M004794
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الأَشَجِّ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّهُ أَتَى ابْنَ مُطِيعٍ. فَذَكَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ.
[حِينَ كَانَ مِنْ أَمْرِ الْحَرَّةِ مَا كَانَ زَمَنَ يَزِيدَ بْنِ مُعَاوِيَةَ فَقَالَ اطْرَحُوا لأَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ وِسَادَةً فَقَالَ إِنِّى لَمْ آتِكَ لأَجْلِسَ أَتَيْتُكَ لأُحَدِّثَكَ حَدِيثًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُهُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِىَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِى عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً."]
Tercemesi:
Bize İbn Nümeyr, ona Yahya b. Abdullah b. Bükeyr, ona Leys, ona Ubeydullah b. Ebu Cafer, ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, ona da Nafi', İbn Ömer'den naklen onun İbn Mutî'e geldiği rivayet edip Hz. Peygamber'den (sav) benzeri bir hadis aktarmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4794, /794
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا ابْنُ مَهْدِىٍّ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ جَبَلَةَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ قَالاَ جَمِيعًا حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَى حَدِيثِ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
[جَاءَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطِيعٍ حِينَ كَانَ مِنْ أَمْرِ الْحَرَّةِ مَا كَانَ زَمَنَ يَزِيدَ بْنِ مُعَاوِيَةَ فَقَالَ اطْرَحُوا لأَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ وِسَادَةً فَقَالَ إِنِّى لَمْ آتِكَ لأَجْلِسَ أَتَيْتُكَ لأُحَدِّثَكَ حَدِيثًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُهُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِىَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِى عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2509, M004795
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا ابْنُ مَهْدِىٍّ ح
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرِو بْنِ جَبَلَةَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ قَالاَ جَمِيعًا حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمَعْنَى حَدِيثِ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ
[جَاءَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُطِيعٍ حِينَ كَانَ مِنْ أَمْرِ الْحَرَّةِ مَا كَانَ زَمَنَ يَزِيدَ بْنِ مُعَاوِيَةَ فَقَالَ اطْرَحُوا لأَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ وِسَادَةً فَقَالَ إِنِّى لَمْ آتِكَ لأَجْلِسَ أَتَيْتُكَ لأُحَدِّثَكَ حَدِيثًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُهُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: "مَنْ خَلَعَ يَدًا مِنْ طَاعَةٍ لَقِىَ اللَّهَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ لاَ حُجَّةَ لَهُ وَمَنْ مَاتَ وَلَيْسَ فِى عُنُقِهِ بَيْعَةٌ مَاتَ مِيتَةً جَاهِلِيَّةً."]
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali, ona İbn Mehdî; (T)
Bize Muhammed b. Amr b. Cebele, ona Bişr b. Ömer, onlara Hişam b. Sa'd, ona Zeyd b. Eslem, ona babası (Eslem), ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), Nafi'nin İbn Ömer'den naklettiği hadisin manasına uygun şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4795, /794
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2592, M004605
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - يَعْنِى ابْنَ الْمُغِيرَةِ - حَدَّثَنَا حُمَيْدُ بْنُ هِلاَلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُغَفَّلٍ قَالَ:
"أَصَبْتُ جِرَابًا مِنْ شَحْمٍ يَوْمَ خَيْبَرَ - قَالَ - فَالْتَزَمْتُهُ فَقُلْتُ لاَ أُعْطِى الْيَوْمَ أَحَدًا مِنْ هَذَا شَيْئًا - قَالَ - فَالْتَفَتُّ فَإِذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مُتَبَسِّمًا."
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferruh, ona Süleyman b. Mu'temir, ona Humeyd b. Hilal, ona da Abdullah b. Muğaffel şöyle rivayet etmiştir:
"Hayber günü yağ (dolu) bir kap ele geçirdim. (Kendi kendime) Bugün, kimseye bundan bir şey vermeyeceğim dedim. (Arkamı) döndüm; bir de baktım ki Hz. Peygamber (sav) tebessüm ediyor!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4605, /755
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, taksim edilmesi, miktarları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2595, M004606
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ الْعَبْدِىُّ حَدَّثَنَا بَهْزُ بْنُ أَسَدٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ حَدَّثَنِى حُمَيْدُ بْنُ هِلاَلٍ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مُغَفَّلٍ يَقُولُ:
"رُمِىَ إِلَيْنَا جِرَابٌ فِيهِ طَعَامٌ وَشَحْمٌ يَوْمَ خَيْبَرَ فَوَثَبْتُ لآخُذَهُ قَالَ فَالْتَفَتُّ فَإِذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَحْيَيْتُ مِنْهُ."
[وَحَدَّثَنَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ بِهَذَا الإِسْنَادِ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ جِرَابٌ مِنْ شَحْمٍ وَلَمْ يَذْكُرِ الطَّعَامَ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr el-Abdî ona Behz b. Esed, ona Şube, ona Humeyd b. Hilal, ona da Abdullah b. Muğaffel şöyle rivayet etmiştir:
"Hayber günü bize içinde yemek ve yağ olan bir kap atıldı! Onu almak için yeltendim. Baktım kim Hz. Peygamber (sav)! Ondan utanıp (kabı almaktan geri durdum)."
[Bu hadisi bize Muhammed b. Müsenna, ona Ebu Davud, ona da Şube bu isnad ile nakledip yağ (dolu) bir kap ibaresini zikredip yemek ifadesini kaydetmemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4606, /755
Senetler:
()
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Siyer, Hayber günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55803, HM006250
Hadis:
حَدَّثَنَا حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا لَيْثٌ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَانَ يُنَفِّلُ بَعْضَ مَنْ يَبْعَثُ مِنْ السَّرَايَا لِأَنْفُسِهِمْ خَاصَّةً سِوَى قَسْمِ عَامَّةِ الْجَيْشِ وَالْخُمُسُ فِي ذَلِكَ وَاجِبٌ لِلَّهِ تَعَالَى
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Ömer b. el-Hattab 6250, 2/545
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, Humus, ganimetin beşte biri
Ganimet, Hz. Peygamber'in taksimi