Bize Müsedded, ona Karrân b. Tammâm; (T)
Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid -bu metnin lafızları ona aittir-, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ, ona Osman b. Abdullah b. Evs, ona da dedesi, -Abdullah b. Said rivayetinde, ona da Evs b. Huzeyfe rivayet etmiştir: Sakîf Heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldik. Ahlâf sülalesi Muğîra b. Şube'ye misafir oldu. Beni Malikileri de Hz. Peygamber kendisine ait bir çadıra aldı. Müsedded; Evs, Sakîf'ten Rasulullah'a gelen bir heyetin içinde idi dedi. Efendimiz her gece yatsıdan sonra bize gelir ve -Ebu Said'in dediğine göre- ayak üstü durarak anlatırdı. Hatta uzun süre ayakta kalmaktan dolayı biraz bir ayağı üzerine biraz da diğeri üzerine yaslanırdı. Hz. Peygamber'in en çok anlattığı şey, kavmi olan Kureyş'ten gördüğü ezâ ve cefâ idi. Rasulullah şöyle derdi:
"Onlarla biz eşit değildik. Biz zayıf ve zelil idik (onlarsa kuvvetli idiler)" -Müsedded Mekke'de der- Medine'ye gelince harp nöbetleri onlarla bizim aramızda devam etti. "Kâh biz onlara galip geliyoruz kâh onlar bize." Bir gece Resul-i Ekrem her zamanki geldiği vakitten geç geldi. Biz, bu gece geç kaldın? dedik.
"Kur'an'dan (okuduğum) cüzüm aklıma geliverdi. Onu tamamlamadan gelmeyi istemedim," buyurdu. Rasulullah'ın (sav) ashabına; Kur'an'ı nasıl hizblere ayırıyorsunuz? diye sordum: Üç, beş, yedi, dokuz, on bir, on üç, mufassalları tek hizb (olarak) cevabını verdiler.
[Ebû Davud dedi ki: Ebû Said'in rivayeti (Müsedded'inkinden) daha tamdır.]
Açıklama: Sakîf, Tâif'te oturan bir kabiledir. Ahlâf ve Mâlik oğulları diye iki kola ayrılır. Heyet, Rasulullah'a (sav.) Tebük dönüşü hicrî 9. yıl Ramazan ayında geldi. Heyette ikisi Ahlâf'tan, üçü Malik'ten olmak üzere beş kişi vardı. Müslüman olmak için geldiklerini söylemişler, ancak namaz, zekât ve cihaddan muaf tutulmaları, putlarının yıkılmaması, fâiz, içki ve zinanın kendilerine serbest bırakılmalarını istiyorlardı. Uzun müzakerelerden sonra Hz. Peygamber, bu şartlardan hiçbirini kabul etmedi, onlar da mecburen Hz. Peygamber’in öngördüğü şartlarla anlaşma yapmaya rıza gösterdiler. Hz. Peygamber onlara, en gençleri olan Osman b. Ebî’l-Âs'ı Emir tayin etti. Ebû Süfyan ve Muğîre’yi de kabilenin putu Lât’ı yıkmakla görevlendirdi.
Bu rivayette muayyen zamanlarda bir miktar Kur'an okumayı alışkanlık hâline getirmekten söz edilmektedir. Ancak bu muayyen zamanları, senenin muayyen zamanları diye uzun bir zaman aralığı olarak değil, her günün muayyen vakitleri diye anlamak gerekir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9745, D001393
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ أَخْبَرَنَا قُرَّانُ بْنُ تَمَّامٍ ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا أَبُو خَالِدٍ - وَهَذَا لَفْظُهُ - عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْلَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَوْسٍ عَنْ جَدِّهِ - قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ فِى حَدِيثِهِ أَوْسُ بْنُ حُذَيْفَةَ - قَالَ قَدِمْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى وَفْدِ ثَقِيفٍ - قَالَ - فَنَزَلَتِ الأَحْلاَفُ عَلَى الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ وَأَنْزَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَنِى مَالِكٍ فِى قُبَّةٍ لَهُ. قَالَ مُسَدَّدٌ وَكَانَ فِى الْوَفْدِ الَّذِينَ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ ثَقِيفٍ قَالَ كَانَ كُلَّ لَيْلَةٍ يَأْتِينَا بَعْدَ الْعِشَاءِ يُحَدِّثُنَا. قَالَ أَبُو سَعِيدٍ قَائِمًا عَلَى رِجْلَيْهِ حَتَّى يُرَاوِحَ بَيْنَ رِجْلَيْهِ مِنْ طُولِ الْقِيَامِ وَأَكْثَرُ مَا يُحَدِّثُنَا مَا لَقِىَ مِنْ قَوْمِهِ مِنْ قُرَيْشٍ ثُمَّ يَقُولُ
"لاَ سَوَاءً كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ مُسْتَذَلِّينَ" - قَالَ مُسَدَّدٌ بِمَكَّةَ - "فَلَمَّا خَرَجْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ كَانَتْ سِجَالُ الْحَرْبِ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ نُدَالُ عَلَيْهِمْ وَيُدَالُونَ عَلَيْنَا." فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةً أَبْطَأَ عَنِ الْوَقْتِ الَّذِى كَانَ يَأْتِينَا فِيهِ فَقُلْنَا لَقَدْ أَبْطَأْتَ عَنَّا اللَّيْلَةَ. قَالَ إِنَّهُ
"طَرَأَ عَلَىَّ جُزْئِى مِنَ الْقُرْآنِ فَكَرِهْتُ أَنْ أَجِىءَ حَتَّى أُتِمَّهُ."
قَالَ أَوْسٌ سَأَلْتُ أَصْحَابَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَيْفَ يُحَزِّبُونَ الْقُرْآنَ قَالُوا ثَلاَثٌ وَخَمْسٌ وَسَبْعٌ وَتِسْعٌ وَإِحْدَى عَشْرَةَ وَثَلاَثَ عَشْرَةَ وَحِزْبُ الْمُفَصَّلِ وَحْدَهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ أَتَمُّ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Karrân b. Tammâm; (T)
Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid -bu metnin lafızları ona aittir-, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ, ona Osman b. Abdullah b. Evs, ona da dedesi, -Abdullah b. Said rivayetinde, ona da Evs b. Huzeyfe rivayet etmiştir: Sakîf Heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldik. Ahlâf sülalesi Muğîra b. Şube'ye misafir oldu. Beni Malikileri de Hz. Peygamber kendisine ait bir çadıra aldı. Müsedded; Evs, Sakîf'ten Rasulullah'a gelen bir heyetin içinde idi dedi. Efendimiz her gece yatsıdan sonra bize gelir ve -Ebu Said'in dediğine göre- ayak üstü durarak anlatırdı. Hatta uzun süre ayakta kalmaktan dolayı biraz bir ayağı üzerine biraz da diğeri üzerine yaslanırdı. Hz. Peygamber'in en çok anlattığı şey, kavmi olan Kureyş'ten gördüğü ezâ ve cefâ idi. Rasulullah şöyle derdi:
"Onlarla biz eşit değildik. Biz zayıf ve zelil idik (onlarsa kuvvetli idiler)" -Müsedded Mekke'de der- Medine'ye gelince harp nöbetleri onlarla bizim aramızda devam etti. "Kâh biz onlara galip geliyoruz kâh onlar bize." Bir gece Resul-i Ekrem her zamanki geldiği vakitten geç geldi. Biz, bu gece geç kaldın? dedik.
"Kur'an'dan (okuduğum) cüzüm aklıma geliverdi. Onu tamamlamadan gelmeyi istemedim," buyurdu. Rasulullah'ın (sav) ashabına; Kur'an'ı nasıl hizblere ayırıyorsunuz? diye sordum: Üç, beş, yedi, dokuz, on bir, on üç, mufassalları tek hizb (olarak) cevabını verdiler.
[Ebû Davud dedi ki: Ebû Said'in rivayeti (Müsedded'inkinden) daha tamdır.]
Açıklama:
Sakîf, Tâif'te oturan bir kabiledir. Ahlâf ve Mâlik oğulları diye iki kola ayrılır. Heyet, Rasulullah'a (sav.) Tebük dönüşü hicrî 9. yıl Ramazan ayında geldi. Heyette ikisi Ahlâf'tan, üçü Malik'ten olmak üzere beş kişi vardı. Müslüman olmak için geldiklerini söylemişler, ancak namaz, zekât ve cihaddan muaf tutulmaları, putlarının yıkılmaması, fâiz, içki ve zinanın kendilerine serbest bırakılmalarını istiyorlardı. Uzun müzakerelerden sonra Hz. Peygamber, bu şartlardan hiçbirini kabul etmedi, onlar da mecburen Hz. Peygamber’in öngördüğü şartlarla anlaşma yapmaya rıza gösterdiler. Hz. Peygamber onlara, en gençleri olan Osman b. Ebî’l-Âs'ı Emir tayin etti. Ebû Süfyan ve Muğîre’yi de kabilenin putu Lât’ı yıkmakla görevlendirdi.
Bu rivayette muayyen zamanlarda bir miktar Kur'an okumayı alışkanlık hâline getirmekten söz edilmektedir. Ancak bu muayyen zamanları, senenin muayyen zamanları diye uzun bir zaman aralığı olarak değil, her günün muayyen vakitleri diye anlamak gerekir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Şehru Ramazan 327, /328
Senetler:
1. Evs b. Ebu Evs es-Sekafî (Evs b. Huzeyfe)
2. Osman b. Abdullah es-Sekafi (osman b. abdullah b. evs)
3. Abdullah b. Abdurrahman et-Tâifi (Ebu Ya'lâ Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ b. Mürra)
4. Ebu Halid Süleyman b. Hayyan el-Caferî (Süleyman b. Hayyan)
5. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
Kur'an, okumak ve yaşamak
Sohbet, ayakta sohbet
Zikir, vird edinmek
Bize Muhammed b. İsa, ona Hüşeym, ona Husayn, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas, ona babası, ona da dedesi şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerini misvakladı. Sonra şu ayet-i kerimeleri okumaya başladı:
"Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır." (Al-i İmran, 2/190). Sureyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı. Dişlerini misvakladı ve iki rekât namaz kıldı, sonra da vitri kıldı.
[Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi İbn Fudayl, Husayn'dan rivayet etti ve şöyle dedi: Rasulullah ağzını misvakladı şu ayetleri okuyarak abdest aldı. "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında..." (Al-i İmran, 2/190) Ayetlerinden itibaren sureyi sonuna kadar okudu.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1285, D000058
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا حُصَيْنٌ عَنْ حَبِيبِ بْنِ أَبِى ثَابِتٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ قَالَ: بِتُّ لَيْلَةً عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا اسْتَيْقَظَ مِنْ مَنَامِهِ أَتَى طَهُورَهُ فَأَخَذَ سِوَاكَهُ فَاسْتَاكَ ثُمَّ تَلاَ هَذِهِ الآيَاتِ "(إِنَّ فِى خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لأُولِى الأَلْبَابِ)" حَتَّى قَارَبَ أَنْ يَخْتِمَ السُّورَةَ أَوْ خَتَمَهَا ثُمَّ تَوَضَّأَ فَأَتَى مُصَلاَّهُ فَصَلَّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ ثُمَّ رَجَعَ إِلَى فِرَاشِهِ فَنَامَ ثُمَّ اسْتَيْقَظَ فَفَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ كُلُّ ذَلِكَ يَسْتَاكُ وَيُصَلِّى رَكْعَتَيْنِ ثُمَّ أَوْتَرَ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ ابْنُ فُضَيْلٍ عَنْ حُصَيْنٍ قَالَ فَتَسَوَّكَ وَتَوَضَّأَ وَهُوَ يَقُولُ: "(إِنَّ فِى خَلْقِ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ)" حَتَّى خَتَمَ السُّورَةَ .]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. İsa, ona Hüşeym, ona Husayn, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas, ona babası, ona da dedesi şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerini misvakladı. Sonra şu ayet-i kerimeleri okumaya başladı:
"Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır." (Al-i İmran, 2/190). Sureyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı. Dişlerini misvakladı ve iki rekât namaz kıldı, sonra da vitri kıldı.
[Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi İbn Fudayl, Husayn'dan rivayet etti ve şöyle dedi: Rasulullah ağzını misvakladı şu ayetleri okuyarak abdest aldı. "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında..." (Al-i İmran, 2/190) Ayetlerinden itibaren sureyi sonuna kadar okudu.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Tahâret 30, /23
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ali b. Abdullah el-Kuraşî (Ali b. Abdullah b. Abbas)
3. Muhammed b. Ali el-Haşimi (Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas)
4. Habib b. Ebu Sabit el-Esedî (Habib b. Kays b. Dinar)
5. Ebu Hüzeyl Husayn b. Abdurrahman es-Sülemî (Husayn b. Abdurrahman)
6. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
7. Muhammed b. İsa el-Bağdadî (Muhammed b. İsa b. Necîh)
Konular:
Abdest, abdest alırken misvak kullanmak
İbadet, Hz. Peygamber'in gece ibadeti
Kur'an, okumak ve yaşamak
Misvak, gece gündüz uykudan uyandığında misvak kullanmak
Namaz, misvak kullanmak
Sağlık, ve Tedavi (Tıbbu’n-Nebevi)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6634, D000831
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو وَابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ بَكْرِ بْنِ سَوَادَةَ عَنْ وَفَاءِ بْنِ شُرَيْحٍ الصَّدَفِىِّ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا وَنَحْنُ نَقْتَرِئُ فَقَالَ
"الْحَمْدُ لِلَّهِ كِتَابُ اللَّهِ وَاحِدٌ وَفِيكُمُ الأَحْمَرُ وَفِيكُمُ الأَبْيَضُ وَفِيكُمُ الأَسْوَدُ اقْرَءُوهُ قَبْلَ أَنْ يَقْرَأَهُ أَقْوَامٌ يُقِيمُونَهُ كَمَا يُقَوَّمُ السَّهْمُ يَتَعَجَّلُ أَجْرَهُ وَلاَ يَتَأَجَّلُهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr (b. Haris) ve İbn Lehîa, onlara Bekir b. Sevade, ona Vefa b. Şureyh es-Sadefî, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidi (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir gün biz Kur'an-ı Kerim okurken Rasulullah (sav) yanımıza geldi (ve bizi bu halde görünce);
"Allah'a hamdolsun, Allah'ın Kitabı birdir. Siz içinizde kırmızısı, beyazı ve siyahı bulunuyor olduğunuz halde, onu (Kur'an) ok gibi dosdoğru okuyup ecrini dünyada alacak ve ahirete bırakmayacak kavimler gelmeden okuyunuz," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 140, /195
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Vefa b. Şureyh es-Sadefî (Vefa b. Şureyh)
3. Ebu Sümame Bekir b. Sevade el-Cüzami (Bekir b. Sevade b. Sümame)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'an, öğretmenin fazileti
Kur'an, okumak ve yaşamak
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مَيْسَرَةَ أَخْبَرَنِى قَالَ سَمِعْتُ النَّزَّالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ يَقُولُ سَمِعْتُ رَجُلاً قَرَأَ آيَةً سَمِعْتُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم خِلاَفَهَا ، فَأَخَذْتُ بِيَدِهِ ، فَأَتَيْتُ بِهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ "كِلاَكُمَا مُحْسِنٌ" . قَالَ شُعْبَةُ أَظُنُّهُ قَالَ "لاَ تَخْتَلِفُوا فَإِنَّ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمُ اخْتَلَفُوا فَهَلَكُوا".
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18098, B002410
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ مَيْسَرَةَ أَخْبَرَنِى قَالَ سَمِعْتُ النَّزَّالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ يَقُولُ سَمِعْتُ رَجُلاً قَرَأَ آيَةً سَمِعْتُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم خِلاَفَهَا ، فَأَخَذْتُ بِيَدِهِ ، فَأَتَيْتُ بِهِ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ "كِلاَكُمَا مُحْسِنٌ" . قَالَ شُعْبَةُ أَظُنُّهُ قَالَ "لاَ تَخْتَلِفُوا فَإِنَّ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمُ اخْتَلَفُوا فَهَلَكُوا".
Tercemesi:
Bize Ebu Velid, ona Şube, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Nezzal, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir:
Ben bir adamın bir ayeti, Peygamber'den (sav) dinlediğimden farklı okuduğunu işittim. Hemen elinden tuttum ve onu Rasulullah'a (sav) götürdüm. [Biz olayı anlattıktan sonra] Rasulullah, "Her ikiniz de güzel okudunuz" buyurdu.
Şube, Ben Rasulullah'ın şunu da söylediğini zannediyorum, dedi: "[Kur'an hakkında] ihtilâf etmeyiniz. Çünkü sizden evvelki ümmetler ihtilâf ettiler bu yüzden de helak oldular."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Husûmât 1, 1/669
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Nezzal b. Sebre el-Hilali (Nezzal b. Sebre)
3. Ebu Zeyd Abdülmelik b. Meysere el-Amirî (Abdülmelik b. Meysere)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
Hz. Peygamber, Kur'ân okuyuşu
Kur'an, hakkında ihtilafa düşmek
Kur'ân, kıraat farklılıkları
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, yedi harf üzere inmesi
Sahabe, Aralalarındaki ihtilaflar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9735, D001388
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ أَخْبَرَنَا أَبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُ
"اقْرَإِ الْقُرْآنَ فِى شَهْرٍ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى عِشْرِينَ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى خَمْسَ عَشْرَةَ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى عَشْرٍ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً . قَالَ
"اقْرَأْ فِى سَبْعٍ وَلاَ تَزِيدَنَّ عَلَى ذَلِكَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدِيثُ مُسْلِمٍ أَتَمُّ.]
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim ve Musa b. İsmail, o ikisine Ebân (b. Yezîd el-Attâr), ona Yahya (b. Ebu Kesir), ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman ez-Zührî), ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle dediğini nakletmiştir.
"Kur'an'ı bir ayda oku" Abdullah, ben (daha kısa sürede okumaya) takatim olduğunu görüyorum, dedi. Hz. Peygamber (sav), "yirmi günde oku" buyurdular. Abdullah yine daha kısa sürede okumaya gücüm var, deyince Hz. Peygamber (sav), "on beş günde oku" buyurdu. Abdullah tekrar daha kısa sürede okuyabilirim, deyince Hz. Peygamber (sav), "o zaman on günde oku" buyurdular. Abdullah yine daha kısa sürede okuyabilirim, deyince Hz. Peygamber (sav), "o zaman yedi günde oku ama bundan daha da fazla olmaz" buyurdular.
[Ebû Davud, (hadisi aldığı iki hocasından birisi olan) Müslim'in (b. İbrahim) hadisinin daha eksiksiz ve tam olduğunu söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Şehru Ramazan 326, /327
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Kur'ân, güzel/ doğru okumak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271770, D000831-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو وَابْنُ لَهِيعَةَ عَنْ بَكْرِ بْنِ سَوَادَةَ عَنْ وَفَاءِ بْنِ شُرَيْحٍ الصَّدَفِىِّ عَنْ سَهْلِ بْنِ سَعْدٍ السَّاعِدِىِّ قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا وَنَحْنُ نَقْتَرِئُ فَقَالَ
"الْحَمْدُ لِلَّهِ كِتَابُ اللَّهِ وَاحِدٌ وَفِيكُمُ الأَحْمَرُ وَفِيكُمُ الأَبْيَضُ وَفِيكُمُ الأَسْوَدُ اقْرَءُوهُ قَبْلَ أَنْ يَقْرَأَهُ أَقْوَامٌ يُقِيمُونَهُ كَمَا يُقَوَّمُ السَّهْمُ يَتَعَجَّلُ أَجْرَهُ وَلاَ يَتَأَجَّلُهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr (b. Haris) ve İbn Lehîa, onlara Bekir b. Sevade, ona Vefa b. Şureyh es-Sadefî, ona da Sehl b. Sa'd es-Sâidi (ra) şöyle rivayet etmiştir: Bir gün biz Kur'an-ı Kerim okurken Rasulullah (sav) yanımıza geldi (ve bizi bu halde görünce);
"Allah'a hamdolsun, Allah'ın Kitabı birdir. Siz içinizde kırmızısı, beyazı ve siyahı bulunuyor olduğunuz halde, onu (Kur'an) ok gibi dosdoğru okuyup ecrini dünyada alacak ve ahirete bırakmayacak kavimler gelmeden okuyunuz," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 140, /195
Senetler:
1. Sehl b. Sa'd es-Sâidi (Sehl b. Sa'd b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)
2. Vefa b. Şureyh es-Sadefî (Vefa b. Şureyh)
3. Ebu Sümame Bekir b. Sevade el-Cüzami (Bekir b. Sevade b. Sümame)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Kur'an, öğretmenin fazileti
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19829, D003136
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا زَيْدٌ - يَعْنِى ابْنَ الْحُبَابِ - ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو صَفْوَانَ - يَعْنِى الْمَرْوَانِىَّ - عَنْ أُسَامَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - الْمَعْنَى - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَرَّ عَلَى حَمْزَةَ وَقَدْ مُثِّلَ بِهِ فَقَالَ
"لَوْلاَ أَنْ تَجِدَ صَفِيَّةُ فِى نَفْسِهَا لَتَرَكْتُهُ حَتَّى تَأْكُلَهُ الْعَافِيَةُ حَتَّى يُحْشَرَ مِنْ بُطُونِهَا." وَقَلَّتِ الثِّيَابُ وَكَثُرَتِ الْقَتْلَى فَكَانَ الرَّجُلُ وَالرَّجُلاَنِ وَالثَّلاَثَةُ يُكَفَّنُونَ فِى الثَّوْبِ الْوَاحِدِ - زَادَ قُتَيْبَةُ - ثُمَّ يُدْفَنُونَ فِى قَبْرٍ وَاحِدٍ فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْأَلُ
"أَيُّهُمْ أَكْثَرُهُمْ قُرْآنًا." فَيُقَدِّمُهُ إِلَى الْقِبْلَةِ.
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hâcib; (T)
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Safvân (Abdullah b. Said)- el-Mervânî-, ona Üsame b. Zeyd, ona da (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, Enes b. Malik'in (ra)-hadisini mana olarak- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) (Uhud savaşı sona erdikten sonra bazı) organları kesilmiş halde bulunan Hamza'nın (ra) (cesedi) yanına uğradı.
"Eğer (Hamza'nın kız kardeşi) Safiyye bir üzüntü hissetmeyecek olsaydı, Hamza'yı kurtlar, kuşlar yesin de kıyamet günü onların karınlarından haşredilsin diye (defnetmeden) bırakırdım" buyurdu. Elbise az;(buna karşılık) şehitler çoktu, (da bu yüzden) bir, iki veya üç şehit (birden) bir elbise içerisine kefenlendiler. -(Ravi) Kuteybe- (bu hadise şu sözleri de) ilave etti: Sonra bir kabre defnedildiler. Rasulullah (sav) "-Kur'an'ı- (ezberlemiş olma) bakımından bunların hangisi daha çok bilmektedir?" diye soruyor. Ezberi çok olanı (mezarda) kıble tarafına öne geçiriyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 31, /734
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Safvân Abdullah b. Said el-Ümevî (Abdullah b. Said b. Abdulmelik b. Mervan)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cenaze, definde mevtayı kıbleye doğru çevirmek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, KIBLE
Kur'ân, ezberlemek/ hafız olmak/ Unutmamak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Şehit, gömülmesi
Şehit, kefenlenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274718, D003136-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا زَيْدٌ - يَعْنِى ابْنَ الْحُبَابِ - ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا أَبُو صَفْوَانَ - يَعْنِى الْمَرْوَانِىَّ - عَنْ أُسَامَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ - الْمَعْنَى - أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مَرَّ عَلَى حَمْزَةَ وَقَدْ مُثِّلَ بِهِ فَقَالَ
"لَوْلاَ أَنْ تَجِدَ صَفِيَّةُ فِى نَفْسِهَا لَتَرَكْتُهُ حَتَّى تَأْكُلَهُ الْعَافِيَةُ حَتَّى يُحْشَرَ مِنْ بُطُونِهَا." وَقَلَّتِ الثِّيَابُ وَكَثُرَتِ الْقَتْلَى فَكَانَ الرَّجُلُ وَالرَّجُلاَنِ وَالثَّلاَثَةُ يُكَفَّنُونَ فِى الثَّوْبِ الْوَاحِدِ - زَادَ قُتَيْبَةُ - ثُمَّ يُدْفَنُونَ فِى قَبْرٍ وَاحِدٍ فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَسْأَلُ
"أَيُّهُمْ أَكْثَرُهُمْ قُرْآنًا." فَيُقَدِّمُهُ إِلَى الْقِبْلَةِ.
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Zeyd b. Hâcib; (T)
Bize Kuteybe b. Said, ona Ebu Safvân (Abdullah b. Said)- el-Mervânî-, ona Üsame b. Zeyd, ona da (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, Enes b. Malik'in (ra)-hadisini mana olarak- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) (Uhud savaşı sona erdikten sonra bazı) organları kesilmiş halde bulunan Hamza'nın (ra) (cesedi) yanına uğradı.
"Eğer (Hamza'nın kız kardeşi) Safiyye bir üzüntü hissetmeyecek olsaydı, Hamza'yı kurtlar, kuşlar yesin de kıyamet günü onların karınlarından haşredilsin diye (defnetmeden) bırakırdım" buyurdu. Elbise az;(buna karşılık) şehitler çoktu, (da bu yüzden) bir, iki veya üç şehit (birden) bir elbise içerisine kefenlendiler. -(Ravi) Kuteybe- (bu hadise şu sözleri de) ilave etti: Sonra bir kabre defnedildiler. Rasulullah (sav) "-Kur'an'ı- (ezberlemiş olma) bakımından bunların hangisi daha çok bilmektedir?" diye soruyor. Ezberi çok olanı (mezarda) kıble tarafına öne geçiriyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cenâiz 31, /734
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Zeyd Üsame b. Zeyd el-Leysî (Üsame b. Zeyd)
4. Ebu Huseyin Zeyd b. Hubab et-Temimi (Zeyd b. Hubab b. Reyyan)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Cenaze, definde mevtayı kıbleye doğru çevirmek
Ehl-i Beyt, Hz. Hamza
KTB, KIBLE
Kur'ân, ezberlemek/ hafız olmak/ Unutmamak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Şehit, gömülmesi
Şehit, kefenlenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275913, D001388-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالاَ أَخْبَرَنَا أَبَانُ عَنْ يَحْيَى عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لَهُ
"اقْرَإِ الْقُرْآنَ فِى شَهْرٍ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى عِشْرِينَ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى خَمْسَ عَشْرَةَ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً. قَالَ
"اقْرَأْ فِى عَشْرٍ." قَالَ إِنِّى أَجِدُ قُوَّةً . قَالَ
"اقْرَأْ فِى سَبْعٍ وَلاَ تَزِيدَنَّ عَلَى ذَلِكَ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدِيثُ مُسْلِمٍ أَتَمُّ.]
Tercemesi:
Bize Müslim b. İbrahim ve Musa b. İsmail, o ikisine Ebân (b. Yezîd el-Attâr), ona Yahya (b. Ebu Kesir), ona Muhammed b. İbrahim, ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman ez-Zührî), ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) kendisine şöyle dediğini nakletmiştir.
"Kur'an'ı bir ayda oku" Abdullah, ben (daha kısa sürede okumaya) takatim olduğunu görüyorum, dedi. Hz. Peygamber (sav), "yirmi günde oku" buyurdular. Abdullah yine daha kısa sürede okumaya gücüm var, deyince Hz. Peygamber (sav), "on beş günde oku" buyurdu. Abdullah tekrar daha kısa sürede okuyabilirim, deyince Hz. Peygamber (sav), "o zaman on günde oku" buyurdular. Abdullah yine daha kısa sürede okuyabilirim, deyince Hz. Peygamber (sav), "o zaman yedi günde oku ama bundan daha da fazla olmaz" buyurdular.
[Ebû Davud, (hadisi aldığı iki hocasından birisi olan) Müslim'in (b. İbrahim) hadisinin daha eksiksiz ve tam olduğunu söylemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Şehru Ramazan 326, /327
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. İbrahim et-Teymî el-Kuraşî (Muhammed b. İbrahim b. Hâris b. Hâlid)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Yezid Ebân b. Yezîd el-Attâr (Ebân b. Yezîd)
6. Ebu Amr Müslim b. İbrahim el-Ferahidi (Müslim b. İbrahim)
Konular:
Kur'ân, güzel/ doğru okumak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275914, D001393-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ أَخْبَرَنَا قُرَّانُ بْنُ تَمَّامٍ ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ أَخْبَرَنَا أَبُو خَالِدٍ - وَهَذَا لَفْظُهُ - عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ يَعْلَى عَنْ عُثْمَانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَوْسٍ عَنْ جَدِّهِ - قَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ فِى حَدِيثِهِ أَوْسُ بْنُ حُذَيْفَةَ - قَالَ قَدِمْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى وَفْدِ ثَقِيفٍ - قَالَ - فَنَزَلَتِ الأَحْلاَفُ عَلَى الْمُغِيرَةِ بْنِ شُعْبَةَ وَأَنْزَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بَنِى مَالِكٍ فِى قُبَّةٍ لَهُ. قَالَ مُسَدَّدٌ وَكَانَ فِى الْوَفْدِ الَّذِينَ قَدِمُوا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم مِنْ ثَقِيفٍ قَالَ كَانَ كُلَّ لَيْلَةٍ يَأْتِينَا بَعْدَ الْعِشَاءِ يُحَدِّثُنَا. قَالَ أَبُو سَعِيدٍ قَائِمًا عَلَى رِجْلَيْهِ حَتَّى يُرَاوِحَ بَيْنَ رِجْلَيْهِ مِنْ طُولِ الْقِيَامِ وَأَكْثَرُ مَا يُحَدِّثُنَا مَا لَقِىَ مِنْ قَوْمِهِ مِنْ قُرَيْشٍ ثُمَّ يَقُولُ
"لاَ سَوَاءً كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ مُسْتَذَلِّينَ" - قَالَ مُسَدَّدٌ بِمَكَّةَ - "فَلَمَّا خَرَجْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ كَانَتْ سِجَالُ الْحَرْبِ بَيْنَنَا وَبَيْنَهُمْ نُدَالُ عَلَيْهِمْ وَيُدَالُونَ عَلَيْنَا." فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةً أَبْطَأَ عَنِ الْوَقْتِ الَّذِى كَانَ يَأْتِينَا فِيهِ فَقُلْنَا لَقَدْ أَبْطَأْتَ عَنَّا اللَّيْلَةَ. قَالَ إِنَّهُ
"طَرَأَ عَلَىَّ جُزْئِى مِنَ الْقُرْآنِ فَكَرِهْتُ أَنْ أَجِىءَ حَتَّى أُتِمَّهُ."
قَالَ أَوْسٌ سَأَلْتُ أَصْحَابَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَيْفَ يُحَزِّبُونَ الْقُرْآنَ قَالُوا ثَلاَثٌ وَخَمْسٌ وَسَبْعٌ وَتِسْعٌ وَإِحْدَى عَشْرَةَ وَثَلاَثَ عَشْرَةَ وَحِزْبُ الْمُفَصَّلِ وَحْدَهُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَحَدِيثُ أَبِى سَعِيدٍ أَتَمُّ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Karrân b. Tammâm; (T)
Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid -bu metnin lafızları ona aittir-, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ, ona Osman b. Abdullah b. Evs, ona da dedesi, -Abdullah b. Said rivayetinde, ona da Evs b. Huzeyfe rivayet etmiştir: Sakîf Heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldik. Ahlâf sülalesi Muğîra b. Şube'ye misafir oldu. Beni Malikileri de Hz. Peygamber kendisine ait bir çadıra aldı. Müsedded; Evs, Sakîf'ten Rasulullah'a gelen bir heyetin içinde idi dedi. Efendimiz her gece yatsıdan sonra bize gelir ve -Ebu Said'in dediğine göre- ayak üstü durarak anlatırdı. Hatta uzun süre ayakta kalmaktan dolayı biraz bir ayağı üzerine biraz da diğeri üzerine yaslanırdı. Hz. Peygamber'in en çok anlattığı şey, kavmi olan Kureyş'ten gördüğü ezâ ve cefâ idi. Rasulullah şöyle derdi:
"Onlarla biz eşit değildik. Biz zayıf ve zelil idik (onlarsa kuvvetli idiler)" -Müsedded Mekke'de der- Medine'ye gelince harp nöbetleri onlarla bizim aramızda devam etti. "Kâh biz onlara galip geliyoruz kâh onlar bize." Bir gece Resul-i Ekrem her zamanki geldiği vakitten geç geldi. Biz, bu gece geç kaldın? dedik.
"Kur'an'dan (okuduğum) cüzüm aklıma geliverdi. Onu tamamlamadan gelmeyi istemedim," buyurdu. Rasulullah'ın (sav) ashabına; Kur'an'ı nasıl hizblere ayırıyorsunuz? diye sordum: Üç, beş, yedi, dokuz, on bir, on üç, mufassalları tek hizb (olarak) cevabını verdiler.
[Ebû Davud dedi ki: Ebû Said'in rivayeti (Müsedded'inkinden) daha tamdır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Şehru Ramazan 327, /328
Senetler:
1. Evs b. Ebu Evs es-Sekafî (Evs b. Huzeyfe)
2. Osman b. Abdullah es-Sekafi (osman b. abdullah b. evs)
3. Abdullah b. Abdurrahman et-Tâifi (Ebu Ya'lâ Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ b. Mürra)
4. Ebu Temmâm Kurrân b. Temmâm el-Esedî (Kurrân b. Temmâm)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Kur'an, okumak ve yaşamak
Sohbet, ayakta sohbet
Zikir, vird edinmek