Öneri Formu
Hadis Id, No:
30915, B003950
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا شُرَيْحُ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ مَيْمُونٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - حَدَّثَ عَنْ سَعْدِ بْنِ مُعَاذٍ أَنَّهُ قَالَ كَانَ صَدِيقًا لأُمَيَّةَ بْنِ خَلَفٍ ، وَكَانَ أُمَيَّةُ إِذَا مَرَّ بِالْمَدِينَةِ نَزَلَ عَلَى سَعْدٍ ، وَكَانَ سَعْدٌ إِذَا مَرَّ بِمَكَّةَ نَزَلَ عَلَى أُمَيَّةَ ، فَلَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ انْطَلَقَ سَعْدٌ مُعْتَمِرًا ، فَنَزَلَ عَلَى أُمَيَّةَ بِمَكَّةَ ، فَقَالَ لأُمَيَّةَ انْظُرْ لِى سَاعَةَ خَلْوَةٍ لَعَلِّى أَنْ أَطُوفَ بِالْبَيْتِ . فَخَرَجَ بِهِ قَرِيبًا مِنْ نِصْفِ النَّهَارِ فَلَقِيَهُمَا أَبُو جَهْلٍ فَقَالَ يَا أَبَا صَفْوَانَ ، مَنْ هَذَا مَعَكَ فَقَالَ هَذَا سَعْدٌ . فَقَالَ لَهُ أَبُو جَهْلٍ أَلاَ أَرَاكَ تَطُوفُ بِمَكَّةَ آمِنًا ، وَقَدْ أَوَيْتُمُ الصُّبَاةَ ، وَزَعَمْتُمْ أَنَّكُمْ تَنْصُرُونَهُمْ وَتُعِينُونَهُمْ ، أَمَا وَاللَّهِ لَوْلاَ أَنَّكَ مَعَ أَبِى صَفْوَانَ مَا رَجَعْتَ إِلَى أَهْلِكَ سَالِمًا . فَقَالَ لَهُ سَعْدٌ وَرَفَعَ صَوْتَهُ عَلَيْهِ أَمَا وَاللَّهِ لَئِنْ مَنَعْتَنِى هَذَا لأَمْنَعَنَّكَ مَا هُوَ أَشَدُّ عَلَيْكَ مِنْهُ طَرِيقَكَ عَلَى الْمَدِينَةِ . فَقَالَ لَهُ أُمَيَّةُ لاَ تَرْفَعْ صَوْتَكَ يَا سَعْدُ عَلَى أَبِى الْحَكَمِ سَيِّدِ أَهْلِ الْوَادِى . فَقَالَ سَعْدٌ دَعْنَا عَنْكَ يَا أُمَيَّةُ ، فَوَاللَّهِ لَقَدْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ إِنَّهُمْ قَاتِلُوكَ . قَالَ بِمَكَّةَ قَالَ لاَ أَدْرِى . فَفَزِعَ لِذَلِكَ أُمَيَّةُ فَزَعًا شَدِيدًا ، فَلَمَّا رَجَعَ أُمَيَّةُ إِلَى أَهْلِهِ قَالَ يَا أُمَّ صَفْوَانَ ، أَلَمْ تَرَىْ مَا قَالَ لِى سَعْدٌ قَالَتْ وَمَا قَالَ لَكَ قَالَ زَعَمَ أَنَّ مُحَمَّدًا أَخْبَرَهُمْ أَنَّهُمْ قَاتِلِىَّ ، فَقُلْتُ لَهُ بِمَكَّةَ قَالَ لاَ أَدْرِى . فَقَالَ أُمَيَّةُ وَاللَّهِ لاَ أَخْرُجُ مِنْ مَكَّةَ ، فَلَمَّا كَانَ يَوْمَ بَدْرٍ اسْتَنْفَرَ أَبُو جَهْلٍ النَّاسَ قَالَ أَدْرِكُوا عِيرَكُمْ . فَكَرِهَ أُمَيَّةُ أَنْ يَخْرُجَ ، فَأَتَاهُ أَبُو جَهْلٍ فَقَالَ يَا أَبَا صَفْوَانَ ، إِنَّكَ مَتَى مَا يَرَاكَ النَّاسُ قَدْ تَخَلَّفْتَ وَأَنْتَ سَيِّدُ أَهْلِ الْوَادِى تَخَلَّفُوا مَعَكَ ، فَلَمْ يَزَلْ بِهِ أَبُو جَهْلٍ حَتَّى قَالَ أَمَّا إِذْ غَلَبْتَنِى ، فَوَاللَّهِ لأَشْتَرِيَنَّ أَجْوَدَ بَعِيرٍ بِمَكَّةَ ثُمَّ قَالَ أُمَيَّةُ يَا أُمَّ صَفْوَانَ جَهِّزِينِى . فَقَالَتْ لَهُ يَا أَبَا صَفْوَانَ وَقَدْ نَسِيتَ مَا قَالَ لَكَ أَخُوكَ الْيَثْرِبِىُّ قَالَ لاَ ، مَا أُرِيدُ أَنْ أَجُوزَ مَعَهُمْ إِلاَّ قَرِيبًا . فَلَمَّا خَرَجَ أُمَيَّةُ أَخَذَ لاَ يَنْزِلُ مَنْزِلاً إِلاَّ عَقَلَ بَعِيرَهُ ، فَلَمْ يَزَلْ بِذَلِكَ حَتَّى قَتَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ بِبَدْرٍ .
Tercemesi:
Bana Ahmed b. Osman, ona Şureyh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası, ona Ebu İshak’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Amr b. Meymun’un rivayet ettiğine göre o, Abdullah b. Mesud’u (rav) Sa’d b. Muâz’dan rivayet ettiğne göre kendisi Umeyye b. Halef ile arkadaştı. Umeyyen‘nin yolu Medine’ye düştükçe Sa’d’ın yanında konaklardı. Sa’d da Mekke’ye uğrayacak olursa Umeyye’ye misafir olurdu. Rasulullah (sav) Medine’ye gelince Sa’d umre yapmak üzere (Mekke’ye) gitti ve Mekke’de Umeyye’nin misafiri oldu. Umeyye’ye: (Kâbe’nin etrafının) tenha olacağı bir vakit tespit et de belki Kâbe’yi tavaf edebilirim, dedi. Günün ortasına yakın bir vakit onunla dışarı çıktı. Ebu Cehil ile karşılaştılar. (Umeyye’ye) hitaben: Ey Ebu Safvan, beraberindeki bu kişi kimdir? dedi. Umeyye: Bu Sa’d’dır dedi. Ebu Cehil ona: Sizler, o dinlerinden dönenleri barındırmış iken, senin de Mekke’de güven içinde tavaf ettiğini görüyorum. Üstelik sizler onlara yardım ettiğinizi, onları desteklediğinizi de söylüyorsunuz. Allah’a yemin olsun, eğer sen Ebu Safvan ile birlikte olmasaydın, esen olarak ailenin yanına dönemezdin, dedi. Bu sefer Sa’d ona karşı sesini yükselterek dedi ki: Vallahi, eğer sen benim yapmak istediğim bu işimi engelleyecek olursan, ben de senin için bundan daha ağır olan bir işte, senin (ticaret maksadıyla Şam’a gideceğin vakit) Medine yolu üzerindeki yolu takip etmene engel olurum, dedi. Bu sefer Umeyye ona: Ey Sa’d, sen bu vadinin efendisi Ebu’l-Hakem’e sesini yükseltme, dedi. Sa’d: Ey Umeyye, sen bunu bir kenara bırak, vallahi, ben Rasulullah’ı (sav) onların seni öldüreceklerini buyururken dinledim, dedi. Umeyye: Mekke’de mi? dedi. Sa’d: Bilemiyorum, dedi. Bundan ötürü Umeyye aşırı bir şekilde korktu. Umeyye hanımının yanına dönünce: Ey Ümm Safvan, Sa’d’ın bana neler söylediğini gördün mü, dedi. Hanımı: Sana ne dedi ki, diye sordu. O: Muhammed’in ashabına onların beni öldüreceklerini haber verdiğini iddia etti. Ben ona Mekke’de mi? diye sordum. O, bilmiyorum dedi. Bunun üzerine Umeyye: Vallahi, ben de Mekke’nin dışına çıkmayacağım, dedi. Bedir günü gelince Ebu Cehil insanların savaşa çıkmalarını isteyerek kervanınızı yetişip kurtarın, dedi. Umeyye dışarı çıkmak istemedi. Bunun için Ebu Cehil yanına geldi ve: Ey Ebu Safvan, sen bu vadi halkının efendisi olduğun halde insanlar senin savaştan geri kaldığını görecek olurlarsa onlar da seninle birlikte geri kalırlar, dedi. Ebu Cehil ona ısrarını sürdürdü. Sonunda Umeyye: Sen bu hususta bana baskın geldiğine göre, vallahi, ben de Mekke’deki en asil deveyi satın alacağım, dedi. Sonra Umeyye: Ey Safvan’ın annesi, benim için gerekli hazırlıkları yap, dedi. Hanımı ona: Ey Ebu Safvan, sen Yesribli kardeşinin sana söylediklerini unuttun mu deyince, Umeyye: Hayır, ama ben onlarla beraber uzağa değil ancak yakın bir yere kadar gitmek istiyorum, dedi. Umeyye savaşa çıkınca, her nerede konaklarsa, mutlaka devesini de (yakın bir yerde) bağlardı. O aynı şeyi, sonunda aziz ve celil Allah, Bedir’de onun canını alıncaya kadar devam ettirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 2, 2/41
Senetler:
1. Ebu Amr Sa'd b. Muaz (Sa'd b. Muaz b. Numan b. İmruülkays b. Zeyd)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
3. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
4. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
5. Yusuf b. İshak es-Sebi'i (Yusuf b. İshak b. Ebu İshak)
6. İbn Ebu İshak İbrahim b. Yusuf es-Sebi'î (İbrahim b. Yusuf b. İshak b. Amr b. Abdullah)
7. Şurayh b. Mesleme et-Tenûhî (Şurayh b. Mesleme)
8. Ahmed b. Osman el-Evdi (Ahmed b. Osman b. Hakim b. Zübyan)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Kabilecilik, sahabe arasında
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Tarihsel Şahsiyetler, Ümeyye b. Halef
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiyy, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir günü "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" ya da "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" dedi
Bana İbn Müsennâ, ona Muâz b. Muâz, ona Süleyman ona da Enes b. Mâlik bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31007, B003963
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَنَسٍ رضى الله عنه قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ بَدْرٍ « مَنْ يَنْظُرُ مَا فَعَلَ أَبُو جَهْلٍ » . فَانْطَلَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، فَوَجَدَهُ قَدْ ضَرَبَهُ ابْنَا عَفْرَاءَ حَتَّى بَرَدَ ، فَأَخَذَ بِلِحْيَتِهِ فَقَالَ أَنْتَ أَبَا جَهْلٍ قَالَ وَهَلْ فَوْقَ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ أَوْ قَالَ قَتَلْتُمُوهُ . حَدَّثَنِى ابْنُ الْمُثَنَّى أَخْبَرَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ أَخْبَرَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ نَحْوَهُ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiyy, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir günü "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" ya da "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" dedi
Bana İbn Müsennâ, ona Muâz b. Muâz, ona Süleyman ona da Enes b. Mâlik bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 8, 2/43
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
3. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
4. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَنْظُرُ مَا صَنَعَ أَبُو جَهْلٍ » فَانْطَلَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، فَوَجَدَهُ قَدْ ضَرَبَهُ ابْنَا عَفْرَاءَ حَتَّى بَرَدَ قَالَ آأَنْتَ أَبُو جَهْلٍ قَالَ فَأَخَذَ بِلِحْيَتِهِ . قَالَ وَهَلْ فَوْقَ رَجُلٍ قَتَلْتُمُوهُ أَوْ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ .
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da bir gurup insan (T); yine bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ahmed b. Yunus der ki: İbn Mesud "(أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ) Sen Ebu Cehil misin?" şeklinde sormuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30999, B003962
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَنْظُرُ مَا صَنَعَ أَبُو جَهْلٍ » فَانْطَلَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، فَوَجَدَهُ قَدْ ضَرَبَهُ ابْنَا عَفْرَاءَ حَتَّى بَرَدَ قَالَ آأَنْتَ أَبُو جَهْلٍ قَالَ فَأَخَذَ بِلِحْيَتِهِ . قَالَ وَهَلْ فَوْقَ رَجُلٍ قَتَلْتُمُوهُ أَوْ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da bir gurup insan (T); yine bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ahmed b. Yunus der ki: İbn Mesud "(أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ) Sen Ebu Cehil misin?" şeklinde sormuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 8, 2/43
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَنْظُرُ مَا صَنَعَ أَبُو جَهْلٍ » فَانْطَلَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، فَوَجَدَهُ قَدْ ضَرَبَهُ ابْنَا عَفْرَاءَ حَتَّى بَرَدَ قَالَ آأَنْتَ أَبُو جَهْلٍ قَالَ فَأَخَذَ بِلِحْيَتِهِ . قَالَ وَهَلْ فَوْقَ رَجُلٍ قَتَلْتُمُوهُ أَوْ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ .
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da bir gurup insan (T); yine bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ahmed b. Yunus der ki: İbn Mesud "(أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ) Sen Ebû Cehl misin?" şeklinde sormuştur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281171, B003962-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ التَّيْمِىُّ أَنَّ أَنَسًا حَدَّثَهُمْ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم ح وَحَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ خَالِدٍ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ عَنْ سُلَيْمَانَ التَّيْمِىِّ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ يَنْظُرُ مَا صَنَعَ أَبُو جَهْلٍ » فَانْطَلَقَ ابْنُ مَسْعُودٍ ، فَوَجَدَهُ قَدْ ضَرَبَهُ ابْنَا عَفْرَاءَ حَتَّى بَرَدَ قَالَ آأَنْتَ أَبُو جَهْلٍ قَالَ فَأَخَذَ بِلِحْيَتِهِ . قَالَ وَهَلْ فَوْقَ رَجُلٍ قَتَلْتُمُوهُ أَوْ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ قَالَ أَحْمَدُ بْنُ يُونُسَ أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da bir gurup insan (T); yine bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ahmed b. Yunus der ki: İbn Mesud "(أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ) Sen Ebû Cehl misin?" şeklinde sormuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 8, 2/43
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
3. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
4. Amr b. Halid el-Harranî (Amr b. Halid b. Ferruh)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Bize Affân, ona Hammâd, ona Sâbit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Süfyân'ın (kervanı ile beraber) geliş haberi kendisine ulaştığında Hz. Peygamber (sav), ashâbıyla istişarede bulundu. Ebu Bekir fikrini söyledi ancak Hz. Peygamber (sav) onun sözüne tepki vermedi. Sonra Ömer fikrini söyledi, aynı şekilde onu da dikkate almadı. Bunun üzerine Sa'd b. Ubâde kalkıp "Ey Allah'ın Elçisi, Sen bizim (Ensâr'ın fikrini) soruyorsun herhalde! Canımı kudretinde bulunduran (Allah'a) yemin ederim ki, atlarımızı denize sürmemizi emretsen onları süreriz! Atlarımızı Berkü'l-ğimâd'a koşturmamızı emretsen, onu da yaparız!" dedi. Affan derki bana Süleym, ona Avn, ona da Amr b. Saîd el-Ğimâd şöyle dedi: Allah Rasulü (sav) insanları savaşa çağırdı ve Bedir'e varana dek yol aldılar. Karşılarına Kureyş'in sucuları çıkıverdi ve içlerinde Haccâc oğullarından kara bir oğlan vardı. Onu (esir) aldılar. Hz. Peygamber'in (sav) ashâbı, ona, Ebu Süfyân ve ashâbı hakkında soruyor, o da "Ebu Süfyân'a dair bilgim yok, ama Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye b. Halef işte (burdalar)!" diyordu. Bunu dediğinde onu dövdüler. Dövdüklerinde "Tamam size Ebu Süfyân'ın da burada olduğunu bildiriyorum!" diyor, bırakıp sorduklarında ise "Ebu Süfyân'a dair bilgim yok, ama, işte Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye insanların içindeler!" diyordu. Yine dövdüler. O esnada Hz. Peygamber (sav) da kalkmış namaz kılıyordu. Bu durumu görünce namazını bıraktı ve "Canımı kudretinde bulunduran (Allah'a) yemin olsun ki, size doğru söylediğinde onu dövüyor, size yalan söylediğinde de onu bırakıyorsunuz!" buyurdu. Daha sonra Nebî (sav), "Bu, falancanın yarın vurulup düşeceği yerdir!" buyurdu, bir yandan da "İşte buraya, işte şuraya" (diyerek) elini söylediği yere koydu. Onların hiç biri Hz. Peygamber'in (sav) elini koyduğu yerden öteye geçemedi (oracıkta öldüler).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
63359, HM013739
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَاوَرَ حَيْثُ بَلَغَهُ إِقْبَالُ أَبِي سُفْيَانَ قَالَ فَتَكَلَّمَ أَبُو بَكْرٍ فَأَعْرَضَ عَنْهُ ثُمَّ تَكَلَّمَ عُمَرُ فَأَعْرَضَ عَنْهُ فَقَالَ سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ إِيَّانَا تُرِيدُ يا رَسُولُ اللَّهِ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ أَمَرْتَنَا أَنْ نُخِيضَهَا الْبِحَارَ لَأَخَضْنَاهَا وَلَوْ أَمَرْتَنَا أَنْ نَضْرِبَ أَكْبَادَهَا إِلَى بِرْكِ الْغِمَادِ لَفَعَلْنَا قَالَ عفان قَالَ سُلَيْمٌ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ سَعِيدٍ الْغمَادِ فَنَدَبَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ النَّاسَ فَانْطَلَقُوا حَتَّى نَزَلُوا بَدْرًا وَوَرَدَتْ عَلَيْهِمْ رَوَايَا قُرَيْشٍ وَفِيهِمْ غُلَامٌ أَسْوَدُ لِبَنِي الْحَجَّاجِ فَأَخَذُوهُ وَكَانَ أَصْحَابُ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَسْأَلُونَهُ عَنْ أَبِي سُفْيَانَ وَأَصْحَابِهِ فَيَقُولُ مَا لِي عِلْمٌ بِأَبِي سُفْيَانَ وَلَكِنْ هَذَا أَبُو جَهْلِ بْنُ هِشَامٍ وَعُتْبَةُ بْنُ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةُ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ فَإِذَا قَالَ ذَاكَ ضَرَبُوهُ فَإِذَا ضَرَبُوهُ قَالَ نَعَمْ أَنَا أُخْبِرُكُمْ هَذَا أَبُو سُفْيَانَ فَإِذَا تَرَكُوهُ فَسَأَلُوهُ قَالَ مَا لِي بِأَبِي سُفْيَانَ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذَا أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ وَأُمَيَّةُ فِي النَّاسِ قَالَ فَإِذَا قَالَ هَذَا أَيْضًا ضَرَبُوهُ وَرَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَائِمٌ يُصَلِّي فَلَمَّا رَأَى ذَلِكَ انْصَرَفَ فَقَالَ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَتْرُكُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ هَذَا مَصْرَعُ فُلَانٍ غَدًا يَضَعُ يَدَهُ عَلَى الْأَرْضِ هَاهُنَا وَهَاهُنَا فَمَا أَمَاطَ أَحَدُهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Tercemesi:
Bize Affân, ona Hammâd, ona Sâbit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Süfyân'ın (kervanı ile beraber) geliş haberi kendisine ulaştığında Hz. Peygamber (sav), ashâbıyla istişarede bulundu. Ebu Bekir fikrini söyledi ancak Hz. Peygamber (sav) onun sözüne tepki vermedi. Sonra Ömer fikrini söyledi, aynı şekilde onu da dikkate almadı. Bunun üzerine Sa'd b. Ubâde kalkıp "Ey Allah'ın Elçisi, Sen bizim (Ensâr'ın fikrini) soruyorsun herhalde! Canımı kudretinde bulunduran (Allah'a) yemin ederim ki, atlarımızı denize sürmemizi emretsen onları süreriz! Atlarımızı Berkü'l-ğimâd'a koşturmamızı emretsen, onu da yaparız!" dedi. Affan derki bana Süleym, ona Avn, ona da Amr b. Saîd el-Ğimâd şöyle dedi: Allah Rasulü (sav) insanları savaşa çağırdı ve Bedir'e varana dek yol aldılar. Karşılarına Kureyş'in sucuları çıkıverdi ve içlerinde Haccâc oğullarından kara bir oğlan vardı. Onu (esir) aldılar. Hz. Peygamber'in (sav) ashâbı, ona, Ebu Süfyân ve ashâbı hakkında soruyor, o da "Ebu Süfyân'a dair bilgim yok, ama Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye b. Halef işte (burdalar)!" diyordu. Bunu dediğinde onu dövdüler. Dövdüklerinde "Tamam size Ebu Süfyân'ın da burada olduğunu bildiriyorum!" diyor, bırakıp sorduklarında ise "Ebu Süfyân'a dair bilgim yok, ama, işte Ebu Cehil, Utbe, Şeybe ve Ümeyye insanların içindeler!" diyordu. Yine dövdüler. O esnada Hz. Peygamber (sav) da kalkmış namaz kılıyordu. Bu durumu görünce namazını bıraktı ve "Canımı kudretinde bulunduran (Allah'a) yemin olsun ki, size doğru söylediğinde onu dövüyor, size yalan söylediğinde de onu bırakıyorsunuz!" buyurdu. Daha sonra Nebî (sav), "Bu, falancanın yarın vurulup düşeceği yerdir!" buyurdu, bir yandan da "İşte buraya, işte şuraya" (diyerek) elini söylediği yere koydu. Onların hiç biri Hz. Peygamber'in (sav) elini koyduğu yerden öteye geçemedi (oracıkta öldüler).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Enes b. Malik 13739, 4/657
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Ahlak, Savaş, savaş ahlakı
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Müslüman, peygamber sevgisi
Savaş, başlamadan önce yapılması gerekenler
Siyer, Bedir Savaşı
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Tarihsel Şahsiyetler, Şeybe b. Rabia
Tarihsel Şahsiyetler, Ümeyye b. Halef
Tarihsel Şahsiyetler, Utbe b. Rabia
Yönetim, casus (lar), Hz. Peygamber döneminde
Yönetim, İstişare / Danışma
Açıklama: İsnadı Buhari'nin şartlarına göre sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43157, HM002226
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ عَنْ عَبْدِ الْكَرِيمِ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ أَبُو جَهْلٍ فَذَكَرَ مَعْنَاهُ
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadı Buhari'nin şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2226, 1/655
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Said Abdülkerim b. Malik el-Cezerî (Abdülkerim b. Malik el-Cezerî)
4. Ebu Vehb Ubeydullah b. Amr el-Esedi (Ubeydullah b. Amr b. Ebu Velid)
5. Ahmed b. Abdülmelik el-Esedî (Ahmed b. Abdülmelik b. Vakıd)
Konular:
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16445, D002709
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ قَالَ أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ - يَعْنِى ابْنَ يُوسُفَ بْنِ إِسْحَاقَ بْنِ أَبِى إِسْحَاقَ السَّبِيعِىَّ - عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ السَّبِيعِىِّ حَدَّثَنِى أَبُو عُبَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ
"مَرَرْتُ فَإِذَا أَبُو جَهْلٍ صَرِيعٌ قَدْ ضُرِبَتْ رِجْلُهُ فَقُلْتُ يَا عَدُوَّ اللَّهِ يَا أَبَا جَهْلٍ قَدْ أَخْزَى اللَّهُ الأَخِرَ. قَالَ وَلاَ أَهَابُهُ عِنْدَ ذَلِكَ. فَقَالَ أَبْعَدُ مِنْ رَجُلٍ قَتَلَهُ قَوْمُهُ فَضَرَبْتُهُ بِسَيْفٍ غَيْرِ طَائِلٍ فَلَمْ يُغْنِ شَيْئًا حَتَّى سَقَطَ سَيْفُهُ مِنْ يَدِهِ فَضَرَبْتُهُ بِهِ حَتَّى بَرَدَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ', ona İbrahim b. Yusuf b. İshak b. Ebu İshak es-Sebi'i, ona babası (Yusuf b. İshak), ona Ebu İshak es-Sebiî, ona Ebu Ubeyde, ona da babası (Abdullah b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir:
"(Bedir'de, savaş meydanında) dolandım da Ebu Cehil'in ayağından darbe almış vaziyette boylu boyunca yattığını (gördüm)! Ey Allah'ın düşmanı! dedim. Allah, (senin gibi bir) rezili kepaze etti işte! Bu esnada ondan korkmadım da. (Ebu Cehil), Birini kavminden birinin öldürmesi kadar doğal ne olabilir ki! dedi. Ben de pek keskin olmayan bir kılıçla ona darbe indirdim. Elindeki kılıcı düşene dek bir şey yapamadı. Ölünceye kadar kendi kılıcı ile ona darbe indirdim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 142, /626
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ubeyde b. Abdullah el-Hüzeli (Amir b. Abdullah b. Mes'ud)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Yusuf b. İshak es-Sebi'i (Yusuf b. İshak b. Ebu İshak)
5. İbn Ebu İshak İbrahim b. Yusuf es-Sebi'î (İbrahim b. Yusuf b. İshak b. Amr b. Abdullah)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Siyer, Bedir Savaşı
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41861, HM003045
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا دَاوُدُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ
جَاءَ أَبُو جَهْلٍ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَهُوَ يُصَلِّي فَنَهَاهُ فَتَهَدَّدَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ أَتُهَدِّدُنِي أَمَا وَاللَّهِ إِنِّي لَأَكْثَرُ أَهْلِ الْوَادِي نَادِيًا فَأَنْزَلَ اللَّهُ
{ أَرَأَيْتَ الَّذِي يَنْهَى عَبْدًا إِذَا صَلَّى أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ عَلَى الْهُدَى أَوْ أَمَرَ بِالتَّقْوَى أَرَأَيْتَ إِنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى }
قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَوْ دَعَا نَادِيَهُ لَأَخَذَتْهُ الزَّبَانِيَةُ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 3045, 1/831
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Bekir Davud b. Ebu Hind el-Kuşeyrî (Davud b. Dinar b. Azafir)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Siyer, Hz. Peygamber'in Mekke döneminde çektiği sıkıntılar
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı