Giriş

Bize Kuteybe, ona Bekir b. Mudar, ona Amr b. Hâris, ona Bükeyr b. Abdullah b. Eşec, ona Seleme b. Ekva'nın mevlâsı Yezid, ona da Seleme b. Ekva' şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca gücü yetmeyenler, bir yoksulu doyuracak kadar fidye verir) ayeti inince, içimizden dileyen kimseler, bir sonraki ayet inip de önceki ayetin hükmünü neshedinceye dek oruç tutmayıp fidye verirlerdi." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih-garîb bir hadistir. (Senetteki) Yezid, Seleme b. Ekva'nın mevlâsı İbn Ebu Ubeyd'dir.]


Açıklama: Hükmen merfu yazilabilir.

    Öneri Formu
14417 T000798 Tirmizi, Savm, 75


    Öneri Formu
2487 M004573 Müslim, Cihad ve Siyer, 46


    Öneri Formu
110040 MŞ013603 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Hac, 109

Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle rivayet etmişlerdir: Bedevî Araplardan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve ey Allah'ın Rasulü! Allah hakkı için senden dileğim benim için yalnız Allah'ın Kitabı ile hükmetmendir dedi. Diğer davalı ise daha anlayışlı ve edepli bir şekilde evet, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve konuşmak için bana izin ver dedi. Allah Rasulü (sav); "konuş" buyurdu. Adam; benim oğlum bu bedevinin yanında ücretli bir işçi idi. Bu ada­mın karısıyla zina etmiş. Bana, oğlum üzerine taşlama cezası lazım geldiği haber verildi. Ben de bu adama yüz koyun ve bir de cariye fidye verip oğlumu bu cezadan kurtardım. Sonra ben bunu ilim sa­hibi olanlara sordum. Onlar da bana, oğluma ancak yüz değnek vurma ve bir sene gurbete gönderme, bunun karısına da taşlama cezası lazım geldiğini haber verdi­ler dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav); "nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda elbette Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilir, oğluna da yüz değnek vurulup bir sene sürgün edilir" buyurdu. Sonra Üneys'e; "ey Üneys! Kuşluk vaktinde bu adamın karısının yanına git. Eğer suçunu itiraf ederse, ona taşlama cezası uygula" buyurdu. [Ravi der ki: Uneys, kadının yanına gitti. Kadın da suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Rasulul­lah (sav) kadının taşlanmasını emretti ve kadın taşlandı.]


    Öneri Formu
1954 M004435 Müslim, Hudud, 25

Bize Ebu Kureyb ve Yusuf b. İsa, onlara Vekî, ona Ebu Hilal, ona da Abdullah b. Sevâde, Abdullah b. Ka‘b oğullarından Enes b. Malik'in (el-Ka'bî) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bize Rasulullah’ın (sav) atlı birlikleri baskın yapmıştı. Bunun üzerine ben Rasulullah’ın (sav) yanına vardım. Onu sabah kahvaltısını yaparken buldum. Hemen 'Gel, sen de ye' buyurdu. Ben oruçlu olduğumu söyledim. 'O halde gel sana oruç hakkında bazı şeyler söyleyeyim' dedi ve 'Şüphesiz Allah teâlâ yolculardan, oruç tutma mükellefiyetiyle namazların yarısını kaldırmıştır. Hamile yahut süt emziren kadınlardan da oruç mükellefiyetini kaldırmıştır' buyurdu. Vallahi Nebi (sav) ya her ikisini de söyledi (hamile ile emzikli kadını) veya onlardan sadece birisini söyledi. O gün Rasulullah’ın (sav) yemeğinden yemediğime çok pişmanım." Tirmizi, bu konuda Ebu Umeyye’den de rivayetin geldiğini belirtmiştir. Ayrıca Tirmizî bu rivayet hakkında şu değerlendirmelerde bulunmuştur: 'Enes b. Malik el-Ka‘bî rivayeti hasen bir hadistir. Enes b. Mâlik'in Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi dışında rivayet ettiği başka bir hadisini de bilmiyoruz. İlim ehli nezdinde uygulama (amel) bu hadise göredir. Ancak ilim ehlinden bazısı, hamile ve süt emziren kadınların oruç tutmayıp hem kazasını yapacaklarını hem de fakirlere (fidye olarak) yemek yedireceklerini söylemiştir ki Süfyan, Mâlik, Şâfiî ve Ahmed (b. Hanbel) bu kanaattedir. Bazısı da oruç tutmazlarsa, ya dilerlerse sadece fakirlere yemek yedirir oruçlarını kaza etmezler. Dilerlerse de oruçlarının kazasını tutar ama fakirleri doyurmazlar. İshak (b. Râhûye) da bu görüştedir.


    Öneri Formu
14114 T000715 Tirmizi, Savm, 21

Bize Muhammed b. İsmail b. İbrahim, ona Yezid, ona Verkâ, ona Amr b. Dînâr, ona Atâ, ona da İbn Abbâs şöyle rivayet etmiştir: "(Oruca güç yetiremeyenler, bir yoksulu doyuracak kadar fidye verirler) ayeti ile, oruca güç yetiremeyen kimseler bir fakiri doyuracak kadar fidye ile yükümlü tutulmuştu. (Kim fazladan hayır işlerse) ayeti ile de başka bir fakiri daha doyurmak kastedilmiş olup, önceki ayet neshedilmemişti. (Bu kendisi için daha hayırlı olur. Bu durumda oruç tutmanız sizin için çok daha hayırlıdır) ayetinde ise, sadece oruç tutamayan veya şifa bulamayacak derecede hasta olan kimseler ruhsat tanınmıştır."


    Öneri Formu
20924 N002319 Nesai, Sıyâm, 63


    Öneri Formu
32094 B004191 Buhari, Megâzî, 35


    Öneri Formu
281349 T000715-2 Tirmizi, Savm, 21


    Öneri Formu
83541 MA011798 Musannef- i Abdurrezzak, VI, 492