112 Kayıt Bulundu.
Bize Hüseyin b. Hasan el-Mervezî ve İbrahim b. Said el-Cevherî, onlara Ahvas b. Cevvâb, ona Süayr b. Hıms, ona Süleyman et-Teymî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Üsame b. Zeyd'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kendisine bir iyilik yapılan kimse, iyiliği yapana 'Allah seni en hayırlı şekilde ödüllendirsin!' diye dua ederse, en güzel teşekkürü etmiş olur." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis Hasen-ceyyid-garib bir hadistir. Üsame b. Zeyd'in rivayeti olarak bu hadisi, sadece bu rivayet tarikinden bilmekteyiz. Ebu Hüreyre'den bu hadisin aynısı rivayet edilmiştir. Ancak ben hocam Muhammed'e sorduğumda o, bahsedilen ikinci tariki tanımadı. Bize Abdurrahman b. Hazım el-Belhî, ona da Mekkî b. İbrahim şöyle rivayet etmiştir: Biz İbn Cüreyc el-Mekkî'nin yanındayken, bir dilenci gelerek ondan bir şeyler istedi. İbn Cüreyc hizmetçisine, “Ona bir dinar ver” dedi. Hizmetçi, “Yanımda bir dinardan başka para kalmadı. Eğer onu verirsem çoluk çocuk aç kalırsınız” dedi. Bunun üzerine İbn Cüreyc sinirlendi ve “Onu fakire ver!” diye emretti. Mekkî (b. İbrahim) olayın devamını şöyle anlattı: Biz İbn Cüreyc'in yanındayken bir adam, elinde bir pusula ve bir kese ile çıkageldi. Adamı, İbn Cüreyc'in dostlarından biri göndermişti. Pusulada, “Sana elli dinar gönderdim” yazıyordu. İbn Cüreyc keseyi açıp paraları saydı. Sonra da hizmetçisine şöyle dedi: Sen fakire bir dinar verdin, Allah da onu sana elli dinar fazlasıyla geri gönderdi.]
Bize İbn Kesîr, ona Süfyan, ona A'meş, ona Hasan b. Amr ve Fıtr, onlara Mücahid, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: [Süfyan der ki: Süleyman bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) rivayet etmedi. Hasan ve Fıtr ise merfu olarak rivayet etmiştir.] "Akrabalarıyla ilişkisini karşılıklı olarak sürdüren (gerçekten) sılayı rahim yapmış sayılmaz. Asıl sılayı rahim yapan, kendisiyle ilişkisi kesilmiş akrabalarıyla irtibat kuran (ve onlara iyilik eden) kimsedir."
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Eyyûb, ona Ebu Kilâbe, ona da İbn Abbâs’tan rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Aziz ve Celil Rabbim, bu gece bana, (Râvi der ki:) zannediyorum ki rüyada, en güzel surette geldi, ve 'Ey Muhammed, mele-i a'lâ (yüce melek topluluğu) hangi konuda tartışıyor, bilir misin?' buyurdu. Ben 'Hayır, bilmiyorum' dedim. Rabbim elini iki omzumun arasına koydu, serinliğini göğsümde (yahut boğazımda) hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde olan her şeyi bildim. Sonra bana 'Ey Muhammed, mele-i a'lâ hangi konuda tartışıyor, bilir misin?' buyurdu. Ben 'Evet, kefaretler ve dereceler hakkında' dedim. 'Kefâretler ve dereceler nedir?' buyurdu. 'Kefaretler: Mescitlerde oturup (namazı) beklemek, cemaate yürüyerek gitmek, Zorluklara (soğuğa) rağmen abdesti tam almaktır. Kim bunları yaparsa, hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve annesinin kendisini doğurduğu gün gibi günahlarından arınır. (Rabbim bana) 'Ey Muhammed, namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden hayırları yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi dilerim. Eğer kullarına bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına almanı isterim. Dereceler ise: Yemek yedirmek, Selamı yaymak, İnsanlar uykuda iken gece namazı kılmaktır."
Bize Musa b. Abdurrahman el-Kindî el-Kûfî, ona Zeyd b. Hubab, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Nevvas b. Sem'ân şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav) iyilik ve kötülüğün (sevap ve günahın) ne olduğunu sordu. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: İyilik, güzel ahlaktır. Kötülük ise, vicdanını rahatsız eden ve insanlar tarafından bilinmesini istemediğin şeydir." [Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona da Muaviye b. Salih bu hadisi benzer lafızlarla rivayet etmiş ve rivayetinde 'Ben Hz. Peygamber'e sordum' ifadesini kullanmıştır.]
Bize İshak b. İsa, ona Ma'n b. İsa, ona Muaviye b. Salih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona babası (Cübeyr b. Nüfeyr), ona da Nevvas b. Sem'ân "Hz. Peygamber'e (sav) sordum..." demiş ve hadisin devamını bir önceki hadise benzer lafızlarla nakletmiştir.
Bize Süfyan b. Vekî, ona İsmail b. Uleyye, ona Süleyman et-Teymî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam, bir kadınla, zina yapmaksızın, cinsel temasta bulundu. Tam olarak hangi noktaya kadar geldiğini bilemiyorum ama işin sonunda birleşme olmadı. Daha sonra adam Hz. Peygamber'e (sav) gelerek, ona başından geçenleri anlattı. Bunun üzerine Allah (cc) 'Gündüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır' [Hûd 11/114] ayetini indirdi. Adam 'Ey Allah'ın Elçisi! Bu yalnız benim için mi?' diye sorunca Rasulullah (sav) 'Bu ayetle amel eden herkes içindir' buyurdu."
Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Sâlih, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî'yi, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr)şöyle rivayet etmiştir: Nevvâs b. Sem'ân el-Ensârî, Rasulullah'a (sav) iyilik ve günah (kötülük) hakkında sordu. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav) şöyle buyurdu: "İyilik, güzel ahlaktır. Günah (kötülük) ise gönlüne huzursuzluk düşüren ve insanların bilmelerini istemediğin şeydir."
Bize Seleme b. Şebîb ve Abd b. Humeyd, onlara Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da İbn Abbâs'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Rabbim, bana bu gece [İbn Abbâs der ki: sanırım] uyku aleminde, en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler aleminde) ne tartışılır bilir misin?' buyurdu. Ben 'Bilmiyorum' dedim. Bunun üzerine elini iki omuzum arasına koydu, onların soğukluğunu göğsümde hissetim. Sonra göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildim. Sonra 'Ey Muhammed! Mele-i alâda (melekler âleminde) ne tartışılır biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Evet' dedim. (Rabbim) 'Kefaretler hakkında tartışıyorlar. Kefaretler şunlardır: Namazdan sonra mescitlerde (bir sonraki namazı) beklemek, yürüyerek (camiye) cemaate gitmek ve zorlukta abdesti dosdoğru almaktır. Herkim bunları yaparsa, hayırla yaşar hayırla ölür ve anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur' buyurdu, sonra da 'Ey Muhammed! Namazını kıldığın zaman şöyle de' buyurdu: Allah’ım senden iyilikleri yapmayı, kötülükleri terk etmeyi, yoksulları sevmeyi istiyorum. Eğer kullarına bir sıkıntı verip denemek istersen beni bu fitneye uğratmadan yanına al. Dereceler ise selamı yaymak, yemek yedirmek ve geceleyin insanlar uyurken namaz kılmaktır." [Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle der ki: Bu hadiste Ebu Kılâbe ile İbn Abbas arasında bir kişiyi daha zikretmişlerdir. Yine bu hadisi, Katâde, ona Ebu Kılâbe, ona Hâlid b. Leclâc, ona da İbn Abbâs rivayet etmiştir.]
Bize Muhammed b. Münkedir, ona da Ümeyye bt. Rukayka şöyle rivayet etmiştir: "Müslüman olmak üzere biat edecek bir grup kadınla birlikte Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldim. Kadınlar, 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a hiçbir ortak koşmayacağımıza, hırsızlık yapmayacağımıza, zina etmeyeceğimize, çocuklarımızı öldürmeyeceğimize, zina iftirasında bulunmayacağımıza ve uygun işlerde senin emirlerini çiğnemeyeceğimize dair sana söz veriyoruz' dediler. Rasulullah (sav), 'Gücünüzün yettiği, takat getirebildiğiniz konularda' buyurdu. Kadınlar 'Allah ve Rasulü, bize kendimizden daha merhametli! Ey Allah'ın Rasulü! Gel, sana biat edelim' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz kadına söylediğim söz, bir kadına söylediğim söz gibidir' buyurdu."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Seleme, ona Ebu Abdüsselam Zübeyir, ona Eyyüb b. Abdullah b. Mikrez el-Fihrî, ona da Vâbisa b. Ma'bed el-Esedî şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Vâbisa'ya 'İyiliğin ve kötülüğün ne olduğunu sormaya mı geldin?' diye sordu. Vâbisa der ki: Ben de 'Evet' dedim. Hz. Peygamber (sav), parmaklarını birleştirip Vâbisa'nın göğsüne vurarak üç defa, 'Kendine danış, kalbine danış ey Vâbisa! İyilik, gönle huzur veren ve kalbi rahatlatan şeydir. Kötülük ise, insanlar sana fetva verip onaylasalar bile, vicdanını rahatsız eden ve içinde bir kuşku bırakan şeydir' buyurdu."