89 Kayıt Bulundu.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Vâil, ona Abdullah b. Mesud'un (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Sonra Eş'as b. Kays yanımıza girdi ve “Ebu Abdurrahman siz ne söylüyor” dedi. Ravi der ki: Biz de “şöyle şöyle konuştu” dedik. Bunun üzerine o “bu ayet benim hakkımda indi. Amcamın oğlunun arazisinde benim bir kuyum vardı. (Aramızda anlaşmazlık çıkınca Rasulullah'a geldik) Rasulullah (sav) "ya senin delilin olacak ya da bu adam yemin edecek" buyurdu. Ben de “bu adam (doğru yanlışa aldırmaksızın) yemin eder” dedim. Bunun üzerine Hz. peygamber (sav) "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır" buyurdu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan b. Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav), şehirlinin, köylü adına satış yapmasını yasakladı ve şöyle buyurdu: "Hileli arttırma ile malın fiyatını yükselterek müşteri kızıştırmayın. Kimse kardeşinin (bitirmek üzere olduğu) satışı üzerine satış yapmasın. Yine kimse kardeşinin dünür gönderdiği bir kadına dünür göndermesin. Hiçbir kadın da yerine konmak için kardeşinin boşanmasını talep etmesin."
Açıklama: Şehirlinin köylü adına satış yapmasından maksat, pazara mal getiren, ancak piyasa durumunu bilmeyen köylüleri yolda karşılayıp mallarını ucuza almak, sonra da pazara götürüp pahalıya satmaktır. Burada üreticinin aldatılması söz konusu olduğundan haram görülmüştür. Müşteri kızıştırmaktan maksat da şudur: Satılan bir mala, alma niyeti bulunmadığı halde, sırf fiyat yükseltmek için başka birinin müşteri gibi davranmasıdır; bu da haramdır. Alıcı ile satıcı arasında akit tamamlanmak üzere iken, araya bir başka satıcının girerek müşteriye, o maldan daha iyisini ve kalitelisini daha ucuza verebileceğini söylemek suretiyle onu caydırmaya çalışması da haram görülmüştür. Birinin talip olduğu ve söz kestiği bir kadına, başka birinin araya girerek bu işi bozması ve ona talip olması da haramdır. Çünkü bu durum, insanlar arasında kavgalara ve düşmanlıklara sebep olmaktadır. Evli çiftlerin boşanmasını istemek hiç kimse için helal değildir, haramdır. Özellikle bir kadının kendisi evlenmek için başka bir kadının yuvasını yıkması, erkekten karısını boşayıp kendisini almasını istemesi de haramdır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kimsenin -yahut kardeşinin- malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)
Bize Muhammed, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır. Râvî der ki: Eş'as şöyle demiştir: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)
Allah’ın âyetlerini inkâr edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar ve adaleti emreden insanları öldürenler (yok mu), onlara acı bir azabı müjdele!
Bize Hennâd, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk b. Seleme, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Eş'as b. Kays der ki: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-sahihtir. Bu konuda İbn Ebu Evfâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiy, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir kimsenin -yahut kardeşinin- malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)
Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve haksızlık yapan zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]
Bize Hennâd, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk b. Seleme, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Eş'as b. Kays der ki: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Rasulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Yemin et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üzerine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-sahihtir. Bu konuda İbn Ebu Evfâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.