Giriş

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Bişr İsmail b. İbrahim el-Esedî, ona Haccâc b. Ebu Osman, ona Ebu Kılâbe ailesinden Ebu Recâ, ona da Ebu Kılâbe şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Abdülaziz, divanını insanların huzuruna çıkardı. sonra izin verdi, insanlar huzuruna çıktı. Onlara “kasâme hakkında ne diyorsunuz?” diye sordu. Oradakiler “kasâmede kısasın gerekli olduğunu söyleriz. Nitekim önceki halifeler de kısas uygulamıştır.” dediler. Ömer b. Abdülaziz bana “Sen ne diyorsun ey Ebu Kılâbe” diye sorup beni insanların önüne dikti. Ben de “Ey Müminlerin Emiri, ordu kumandanları ve Arap eşrafı huzurundadır. Eğer Humus'ta evli bir adamın zina ettiğine dair elli kişi, görmedikleri halde, şahitlik etseler, sen o kişiye bu şahadetler sebebiyle recim cezası uygular mıydın?” o da “hayır” cevabını verdi. Ben yine “eğer humus'ta bir adamın hırsızlık yaptığına dair elli kişi, hiç görmedikleri halde, şahitlik yapsa, sen o adamın elini keser miydin?" dedim. Halife yine “hayır” cevabını verdi. Bunun üzerine ben “Allah'a yemin ederim ki, Rasulullah (sav) şu üç suçu işleyen dışında hiç bir kimseyi öldürmedi. Kendi nefsine uyarak haksız olarak adam öldüren, ev­lilikten sonra zina eden ve İslam Dininden çıkarak, Allah'a ve Rasulü'ne harp açan kimse” dedim. Orada bulunalar “Enes ibn Mâlik sana, Allah Rasulü'nün (sav) hırsızlık yapan kimselerin elini kestiğini, gözünü oyduğunu ve onları güneşe attığını rivayet etmedi mi?” dediler. Ben de onlara “Enes'in hadisini size aktarayım. Enes bana şöyle rivayet etti” dedim: Ukl kabilesinden sekiz kişi Hz. Peygamber'e (sav) gelip biat ettiler. Ardından Medine havası onlara ağır geldi hastalandılar ve şikayetlerini Hz. Peygamber'e (sav) arz ettiler. Rasulullah (sav) onlara "Bizim çobanı­mızla beraber develerin yanına çıkıp, onların sütünden ve idrarından için?" buyurdu. Onlar da “Peki” deyip develerin yanına çıktılar. Onların sütünden idrarından içip sağlıklarına kavuştular. sonra da Rasulullah'm çobanını öldürdüler ve develeri sürüp gittiler. Bu haber Rasulullah'a (sav) ulaştı. Rasûlullah derhâl ar­kalarından bir müfreze gönderdi. Kısa zamanda yakalanıp geri geti­rildiler. Hz. Peygamber emretti, elleri ve ayakları kesildi, gözleri oyuldu, sonra onları güneşe attırdı ve nihayet öylece ölüp gittiler. Ben “Bunların işlemiş oldukları suçtan daha ağır hangi suç var­dır: Bunlar İslâm Dininden çıkmış, insan öldürmüş ve hır­sızlık yapmışlardır” dedim. Anbese b. Saîd “Vallahi bu gün senden işittiğimi daha önce hiç işitmemiştim” dedi. ben de “Ey Anbese! Sen benim bu rivayetimi mi reddediyorsun?” dedim. Anbese “Hayır, aksine sen rivayeti tastamam aktardın. Vallahi bu şeyh (Ebu Kılâbe) aranızda ya­şadığı müddetçe bu ordu (Şam ahalisi) hayırdan asla ayrılmaz­” dedi. Ben “bu konuda Hz. Peygamber'in (sav) uygulaması (sünneti) işte budur” dedim ve konuşmama şöyle devam ettim: Rasulullah'ın (sav) huzuruna Ensâr'dan bir topluluk girdi, O'nun yanında konuştular. Sonra onlardan biri önden (Haybere doğru) yola çıktı ve yolda öldürüldü. Daha sonra yola çıkan diğerleri bir de gördüler ki, arkadaşları kanlar içinde yatıyor. Hemen Ra­sulullah'ın yanına döndüler ve “ey Allah'ın Rasulü! Arkadaşımız bizimle beraber senin yanında konuşuyordu, bizim önümüzde yola çıktı, biz onu kanlara bulanmış bir şekilde bulduk” dediler. Rasulullah (sav) onların yanına çıktı ve "onu kimin öldürdüğünü sanyorsunuz veya düşünüyorsunuz?" diye sordu. Onlar da “Onu Yahudilerin öldürdüğünü düşünüyoruz” dediler. Rasulullah (sav) Yahudilere haberci salıp onları çağırttı ve "Bunu öldüren siz misiniz?" diye sordu. Onlar da “Hayır” dediler. Rasulullah (sav) iddiacılara "Siz, Yahudilerden elli kişinin onu öldürmediklerine dair yemin etmesine razı olur musunuz?" diye sordu. Onla “Yahudiler bizim hepimizi gözünü kırpmadan öldürür, sonra da öldürmediklerine dair rahatça yemin ederler” dediler. Rasulullah iddia edenlere hitaben "Sizden elli kişinin (onu yahudiler öldürdüğüne dair) yemin etmesiyle diyet hakkı kazanmak ister misiniz?" buyurdu. O sahâbîler “Bizler bu yemini yapamayız” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kimsenin diyetini kendi malından verdi. Ben (Ebu Kılâbe) şöyle dedim: Huzeyl kabilesi Cahiliye döneminde kendisini himaye altına aldıkları bir adamın üzerinden himayelerini kaldırdılar. Sonra bu adam Bathâ vadisinde Yemen'li bir hane halkına geceleyin saldırdı. Hane halkın­dan bir adam, uyanıp onu bir kılıç darbesiyle öldürdü. Sonra Huzeyl kabilesi gelip Yemenli adamı yakalayarak hac mevsiminde Ömer'in huzuruna çıkardılar ve “bu adam bizim arkadaşımızı öldürdü” dediler. Adam da “bunlar (Hüzeyl kabilesi), o adam üzerindeki himayesini kaldırmışlardı” dedi. Ömer “Huzeyl kabilesinden elli kişi ondan ayrılmadıklarına yemin etsinler o zaman” dedi. Bunun üzerine onlardan kırkdokuz kişi o kimseden himaye bağını çözmediklerine dair yemin etti. O sırada Huzeyl kabilesine mensûb olan bir adam Şam'dan çıkageldi. Hemen ondan da kendileri gibi yemin etmesini istediler. O da yemin etmek yerine bin dirhem fidye verdi. Bu sefer onun yerine başka bir adam soktular. Bunun üzerine Ömer o adamı maktu­lün kardeşine teslim etti. Onun eli maktulün kardeşinin eli bir araya getirilip bağlandı. Daha sonra şöyle anlattılar: Biz yemin elli kişi yola koyulduk Nihayet Nahle mevkiine vardıkları zaman kendilerini bir yağmur yakaladı. Hemen bir mağaraya girdiler. sonra o mağara yemin etmiş olan o elli kişinin üzerine çöktü ve hepsi öldüler. Sadece de o elleri birbirine bağlanan iki kişi kaçıp kurtuldu. Onların peşinden bir taş yuvarlandı, maktülün kardeşine çarpıp ayağını kırdı. O bir yıl daha yaşadı, sonra öldü. Ben (Ebu Kılâbe) şöyle dedim: Abdulmelik b. Mervân bir adamı kasâme yemini ile kısas yapmış, ancak sonra yaptığına pişman olmuş ve emir vererek yemin eden o elli kişinin isimleri divân defterinden sildirmiş ardından onları Şam'dan başka yere sürgün etmiştir.


    Öneri Formu
26932 B006899 Buhari, Diyât, 22

Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) mescitte iken Eslem ka­bilesinden bir adam geldi ve kendisinin zina etmiş olduğunu söyledi. Peygamber (sav) ondan yüz çevirdi. Bu sefer o adam, Peygamber'in yüzünü döndürdüğü tarafa geçti ve kendi aleyhine dört kere itirafta bulundu. Peygamber (sav) onu ça­ğırıp "sende delilik var mı? Sen hiç evlilik yaptın mı?" diye sordu. Adam “(ben de delilik yok) ve ben evlilik yaptım” dedi. Bunun üzerine Peygamber, (sav) onun mu­salla mevkiinde recmedilmesini emretti. Taşlar ona değip ıstırap verince kaçtı, ama Harre'de yakalanıp öldürüldü.


    Öneri Formu
15350 B005270 Buhari, Talak, 11

Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Eslem kabile­sinden bir adam, Rasulullah'a (sav) gelip, zina ettiğini söyledi ve kendisi aleyhine dört defa itirafta bulundu. Bunun üzerine Rasulullah emretti, adam recmedildi. Bu adam başından evlilik geçmiş biriydi.


    Öneri Formu
27126 B006814 Buhari, Hudûd, 21

Bize Ebu Küreyb, ona Abde b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Maiz el-Eslemî, Rasulullah'a (sav) gelerek zina ettiğini söyledi. Rasulullah (sav), kendisinden yüz çevirdi. Maiz diğer yanından gelerek yine zina ettiğini söyledi. Rasulullah (sav) yine ondan yüz çevirdi. Maiz diğer taraftan gelerek kesinlikle zina ettiğini itiraf etti. Dördüncü itirafında Rasulullah (sav) emretti, Medine dışındaki Hare mevkiine çıkarılarak recmedilmeye başlandı. Taşlar bedenine değince acısından, tüm gücüyle kaçmaya başladı. Elinde deve çene kemiği bulunan bir adamın yanından geçerken, adam deve çene kemiğiyle ona vurdu, arkasından diğer yetişen insanlarda ölünceye kadar ona vurdular. Bu durumu Rasulullah'a (sav) anlatıp, taşların verdiği ıstırap ve ölüm korkusundan dolayı kaçmaya teşebbüs ettiğini söylediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "bıraksaydınız da kaçsaydı ya" buyurdu. Tirmizî der ki: Bu hadis hasendir. Ebu Hüreyre’den bir çok tarikle edilmiştir. Aynı şekilde bu hadis Zührî’den, ona Ebu Seleme’den, ona da Cabir b. Abdullah’tan benzer şekilde rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
19119 T001428 Tirmizi, Hudud, 5

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Zührî, ona Übeydullah, ona Ebu Hureyre ve Zeyd ibn Hâlid el-Cuhenî şöyle demişlerdir: Bizler Pey­gamber'in (sav) yanında iken bir adam ayağa kalktı ve “Allah aşkına aramızda sadece Allah'ın Kitabı ile hüküm ver” dedi. Ondan daha anlayışlı olan hasmı da ayağa kalktı ve “aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve anlatmam için bana izin ver” dedi. Rasulullah ona "konuş" buyurdu. O da “benin oğlum bu adamın yanında ücretli işçiydi, onun ka­rısı ile zina etmiş. Ben de bu adama yüz koyun ve bir de hizmetçi fidye verip oğlumu kur­tardım. Sonra ilim sahibi olan adamlara sordum. On­lar oğluma yüz değnek ve bir yıl sürgün, bunun karısına da recim cezası lâzım geldiğini haber verdiler” dedi. Rasulullah "canım elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, aranızda, şanı yüce olan Allah'ın Kitabı ile hüküm verece­ğim. Yüz koyunla hizmetçi sana geri verilir, senin oğluna da yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası lazım gelir. Ey Üneys, Bu adamın karısına git, eğer zina suçunu itiraf ederse, onu recmet" buyurdu. Üneys, kadına gitti. O da zina ettiğini itiraf edince onu recmetti. Râvî der ki: Ben Sufyân'a “'benim oğlum bu adamın yanında ücretli idi' diyen adam 'bana, oğlumun üzerine recim cezası olduğunu haber verdiler' sö­zünü söylememiştir, dedim. Sufyân “ben o hususta ez-Zuhrî'den bunu işitip işitmediğimde şüphe etmekteyim. Onun için bazen bu cümleyi söyledim, bazen de sükût ettim” diye cevap verdi


    Öneri Formu
27141 B006828 Buhari, Hudûd, 30

Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler Rasulullah'a gelip içlerinden bir erkekle bir kadının zina ettiğini söylediler. Rasulullah (sav) onlara "Recim hakkında Tevrat'ta ne buluyorsunuz?" diye sordu. Onlar “biz zina edenleri teşhir ederiz ve onlara sopa cezası uygulanır” dediler. Abdullah b. Selâm “yalan söylediniz, Tevrat'ta, recim vardır” dedi. Bunun üzerine Tevrat'ı getirdiler ve kitabı açtılar. Yahudilerden birisi elini recim ayeti üzerine koyup, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm ona “elini kaldır” dedi. O da elini kaldırınca recim ayeti görünüverdi. Yahudiler “ey Muhammed, Abdullah b. Selâm doğru söylemiştir. Tev­rat'ta recim ayeti vardır” dediler. Ardından zinanın sabit olması üzerine Rasulullah emretti, onlar recmedildiler. Ben Yahudi erkeği, taşlardan kadını ko­rumak için kadının üzerine kapanıyor hâlde iken gördüm.


    Öneri Formu
27154 B006841 Buhari, Hudûd, 37

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre, Zeyd b. Hâlid ve Şibl (r.anhüm) şöyle demişlerdir: Bir adam (hasmı ile birlikte) geldi ve Hz. Peygamber'e (sav) “Allah'a aşkına, aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet” dedi. Daha dirayetli ve edepli olan hasmı “aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve bana müsaade et anlatayım” dedi. Hz. Peygamber (sav) "söyle" buyurdu. Bunun üzerine söz verilen hasım “benim oğlum bunun yanında işçiydi ve bunun karısı ile zina etti. Bu nedenle ben yüz koyun ve bir hizmetçi fidye vererek oğlumu kurtardım. Sonra ben ilim ehlinden birkaç adama sordum. Oğluma yüz değnek ve bir yıl sürgün, bu adamın karışma da recim cezası gerektiği bilgisini aldım” dedi. Bundan sonra Rasulullah (sav) "canım elinde olana yemin ederim ki aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Verdiğin yüz koyun ve hizmetçi sana geri verilecek. Oğluna da yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası gerekir. Ey Üneys, sen de bunun karısına git. Eğer suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu." Üneys kadına gitti. Kadın suçunu itiraf etti. Üneys de kadını recmetti.


    Öneri Formu
27173 B006860 Buhari, Hudûd, 46

Bize Müsedded, ona Ebu Avane, ona Simak, ona da Cabir b. Semure (ra) şöyle demiştir: Maiz b. Malik'i, Rasulullah'a (sav) getirildiği zaman gördüm. Kısa boylu, dolgun (iri kaslı) bir adamdı. Üzerinde gömleği yoktu. Zina ettiğine dair kendi aleyhine dört kez şahitlik etti. Rasulullah (sav) kendisine "herhalde sen onu (sadece) öptün" dedi. Maiz, “hayır, vallahi bu alçak zina etti” dedi. Bunun üzerine Rasulullah ona recim cezası uyguladı, ardından "dikkat edin, biz Allah (cc) yolunda, savaşa her gittiğimizde, teke gibi meleyen birisi arkada kalır, sonra da kadınlardan birisine biraz bir süt verip (onunla zina eder), sonra da Allah (cc) onlardan birini elime düşürürse, vallahi onu bu zinadan dolayı mutlaka cezalandırırım" buyurdu.


    Öneri Formu
33204 D004422 Ebu Davud, Hudud, 23, +

Bize Ahmed b. Abdullah, ona Zuheyr, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, zina etmiş olan Yahudi bir erkekle bir kadını Rasulullah'a (sav) getirdiler. Hz. Peygamber (sav) "siz içinizden zina eden kimseyi nasıl cezalandırırsınız?" diye sordu. Onlar da “bu konuda (Tevrat'ta) bir hüküm bulamadık” dediler. Abdullah b. Selam “yalan söylediniz. Tevrat'ta recim vardır. "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz Tevrat’ı getirin de onu okuyun"” dedi. Bunun üzerine Tevrat'ı getirdiler, Tevrat'ı okuyan kişi, avucunu recim ayetinin üzerine koydu. Abdullah b. Selâm “bu nedir?” diye sordu, oradakiler bu ayeti görünce “bu recim ayetidir” cevabını verdiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) emir verdi, zina eden iki kişi, mescidin yanında, cenazelerin konulduğu yere yakın bir yerde recmedildi. Abdullah der ki: Ben erkek arkadaşını, taşlardan korumak maksadıyla kadının üzerine eğilirken gördüm.


    Öneri Formu
43732 DM002367 Darimi, Hudud, 15

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre, Zeyd b. Hâlid ve Şibl (r.anhüm) şöyle demişlerdir: Bir adam (hasmı ile birlikte) geldi ve Hz. Peygamber'e (sav) “Allah'a aşkına, aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet” dedi. Daha dirayetli ve edepli olan hasmı “aramızda Allah'ın kitabı ile hükmet ve bana müsaade et anlatayım” dedi. Hz. Peygamber (sav) "söyle" buyurdu. Bunun üzerine söz verilen hasım “benim oğlum bunun yanında işçiydi ve bunun karısı ile zina etti. Bu nedenle ben yüz koyun ve bir hizmetçi fidye vererek oğlumu kurtardım. Sonra ben ilim ehlinden birkaç adama sordum. Oğluma yüz değnek ve bir yıl sürgün, bu adamın karışma da recim cezası gerektiği bilgisini aldım” dedi. Bundan sonra Rasulullah (sav) "canım elinde olana yemin ederim ki aranızda Allah'ın kitabı ile hükmedeceğim. Verdiğin yüz koyun ve hizmetçi sana geri verilecek. Oğluna da yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası gerekir. Ey Üneys, sen de bunun karısına git. Eğer suçunu itiraf ederse onu recmet" buyurdu." Üneys kadına gitti. Kadın suçunu itiraf etti. Üneys de kadını recmetti.


    Öneri Formu
287469 B006860-2 Buhari, Hudûd, 46