542 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdüla'la, ona Davud, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said şöyle rivayet etti: "Eslem kabilesinden Maiz b. Malik denilen bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek “ben bir fuhuş yaptım, bana had uygula” dedi. Peygamber (sav) onu birkaç defa reddetti. Ravi der ki: Sonra kavmine sordu. Onlar “biz onu zararsız biliriz, yalnız başına bir iş geldi ki, ondan kendisini had cezasının uygulanmasından başka bir şeyin kurtaramayacağını sanıyor” dediler. Müteakiben (Maiz) Peygamber'e (sav) döndü. O da bize onu recmetmemizi emir buyurdu. Onu Bakî-i Garkad'e götürdük. Kendisini ne bağladık, ne de kuyu kazdık. Ona kemik, topaç ve tuğla parçaları attık. Koşmaya başladı. Biz de arkasından koştuk. Nihayet Harra kenarına geldi ve karşımıza dikildi. Biz de kendisini Harra'nın taşlarıyla taşladık, nihayet sustu. Sonra Rasulullah (sav) akşamleyin hutbe okumak üzere ayağa kalktı ve “acaba biz Allah yolunda her gazaya gittikçe çoluk çocuğumuz arasında, teke meleyişi gibi melemesi olan bir adam kalacak mı? Şu boynuma borç olsun ki, bunu yapan bir adam bana getirilmeye görsün! Onu (âleme) ibret yaparım” buyurdu ama onun hakkında ne istiğfar etti ne de kötü söz söyledi."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî, ona Yahya b. Ya'lâ b. Haris el-Muhâribî, ona Ğaylan b. Camiu el-Muhâribî, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde el-Eslemî) şöyle rivayet etti: "Maiz b. Malik Peygamber'e (sav) gelerek “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Rasulullah (sav) tekrar “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Peygamber (sav) ona “seni ne hususta temizliyeyim” diye sordu. Maiz “zinadan” dedi. Bunu müteakip Rasulullah (sav) “bunda delilik var mı” diye sordu. kendilerine onun deli olmadığı haber verildi. Hz. Peygamber “Şarap içmiş mi” diye sordu. Hemen bir zat kalkarak onun ağzını kokladı, fakat şarap kokusu bulamadı. Rasulullah (sav) tekrar “sen zina mı ettin?” diye sordu. Maiz “evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Maiz recmedildi. Onun hakkında cemaat ikiye bölündü. Kimisi “helak oldu! Onu günahı kuşattı” diyor, diğeri de “Maiz'in tövbesinden efdal tövbe olmaz! Zira o Peygamber'e (sav) gelerek elini onun eline koydu, sonra da beni taşlatarak (recmederek) öldür” dedi. Bu minval üzere iki veya üç gün durdular. Sonra onlar otururken Rasulullah (sav) gelerek selam verdi ve oturdu. Arkasından “Maiz b. Malik için istiğfar edin” buyurdu. Ashab “Allah Maiz b. Malik'e mağfiret eylesin” dediler. Rasulullah (sav) da “gerçekten öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında taksim edilse onlara yeterdi” buyurdu. Sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. Kadın “görüyorum beni, Maiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun” dedi. Hz. Peygamber (sav) “ne oldu sana” diye sordu. Kadın “bu kadın zinadan dolayı hamile” dedi. Hz. Peygamber (sav) “sen mi” buyurdu. Kadın “evet” cevabını verdi. Hz. Peygamber (sav) ona “(git), karnındakini doğuruncaya kadar (gelme)” buyurdu. Derken kadın doğuruncaya kadar geçimini Ensar'dan bir zât üzerine aldı. Bilâhare Peygamber'e (sav) gelerek “Gâmidli kadın doğurdu” dedi. Efendimiz “onu recmedip de çocuğunu küçük olduğu halde emzirecek kimseden mahrum bırakamayız” buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan bir zat ayağa kalkarak “çocuğun bakımı bana ait olsun ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kadına recim cezası uyguladı."
Bize Muhammed b. Süleyman el-Enbari, ona Veki, ona Hişam b. Sa'd, ona Yezid b. Nuaym b. Hezzâl, ona da babası (Nuaym b. Hezzâl)şöyle demiştir: "Maiz b. Malik babamın yanında kalan bir yetimdi. Mahalleden bir Cariyeyle cinsel ilişkiye girdi. Babam kendisine “Rasulullah'a (sav) git, yaptığını haber ver. Belki senin için (Allah'tan) bağış diler” dedi. Bunu, Maiz için bir çıkış yolu bulunur umuduyla istemişti. Maiz, Rasulullah'a (sav) gelip “Ya Rasulullah! Ben zina ettim. Bana Allah'ın hükmünü uygula” dedi. Rasulullah ondan yüz çevirdi. Maiz dönüp tekrar “Ya Rasulullah! Ben zina ettim. Bana Allah'ın hükmünü uygula” dedi. Rasulullah yine ondan yüz çevirdi. Ama Maiz tekrar dönüp “Ya Rasulullah! Ben zina ettim. Bana Allah'ın hükmünü uygula” dedi. Nihayet bunu dört kez söyleyince, Rasulullah (sav) ona “Sen bunu dört kez söyledin. Kiminle zina ettin?” dedi. Maiz “falan kadınla” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Onunla yattın mı?” buyurdu Mâiz “Evet” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Derin onun derisine değdi mi?” diye sordu. Mâiz “evet” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Onunla cinsel ilişkiye girdin mi?” diye sordu. Mâiz “Evet” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) recmedilmesini emretti. Maiz, Harre'ye götürüldü. Recmedilip de taşın acısını hissedince sabredemedi ve çıkıp çok hızlıca kaçtı. Arkadaşları yetişemedi ama Abdulah b. Üneys yetişip, bir deve inciği aldı ona atıp öldürdü. Sonra Rasulullah'a (sav) geldi ve bunu kendisine haber verdi. Rasulullah (sav) “Keşke bıraksaydınız. Belki tövbe ederdi de Allah tövbesini kabul ederdi” buyurdu."
Bize Ubeydullah b. Ömer b. Meysere, ona Yezid b. Zürey, ona da Muhammed b. İshak şöyle demiştir: "Asım b. Ömer b. Katade'ye Maiz b. Malik kıssasını sordum, bana şöyle dedi: Hasan b. Muhammed b. Ali b. Ebu Talib, Eslem kabilesinden, haklarında hiç bir ithamda bulunmayacağım, çok sayıda kişiden rivayetle Rasulullah'ın (sav) “Keşke onu bıraksaydınız” dediğini bana haber verdi. (Hasan) der ki: Ben bu hadisi bilmiyordum. Cabir b. Abdullah'a gittim ve “Eslem kabilesinden bazı adamlar, Maiz'in taşlar değmeye başlayınca sabredemediğini Rasulullah'a (sav) söyleyince Hz. Peygamber'in kendilerine 'Onu bıraksaydınız ya!' dediğini söylüyorlar. Oysa ben bunu bilmiyorum” dedim. Cabir şöyle dedi: Ey kardeşimin oğlu! Ben bu hadisi insanların en iyi bileniyim. Ben, o zatı recmedenler arasındaydım. Biz onu çıkarıp da recmetmeye başlayınca taşın acısını duydu ve bize “Ey kavmim! Beni Rasulullah'a geri götürünüz, şüphesiz kavmim beni öldürdü ve beni aldattı. Bana Rasulullah'ın, beni öldürmeyeceğini haber vermişlerdi” diye feryat etti. Ama biz onu olduğu yerden çıkarmadık ve onu öldürdük Rasulullah'a (sav) dönüp de olayı haber verdiğimizde bize “Onu serbest bırakıp da bana getirseydiniz ya!” buyurdu. Rasulullah (sav) bunu, durumu iyice anlamak için söyledi, haddi terk etmek için hiç değil. (Hasan) der ki: Ben (İşte o zaman) hadisin manasını anladım."
Bize Ebu Kamil, ona Yezid b. Zürey, ona Halid el-Hazzâ, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Maiz b. Malik, Rasulullah'a (sav) gelip zina ettiğini söyledi. Rasulullah (sav) ondan yüz çevirdi. Maiz defalarca tekrarladı, Rasulullah da (her seferinde) yüz çevirdi. Nihayet, Maiz'in kavmine “o akıl hastası mı?” diye sordu. “Hayır o normal” dediler. Bu sefer de Maiz'e “Onu (zina) yaptın mı?” dedi. Maiz “evet” dedi. Bunun üzerine, onun recmedilmesini emretti. Maiz götürüldü ve recmedildi. Rasulullah onun namazını kılmadı."
Bize Müsedded, ona Ebu Avane, ona Simak b. Harb, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), Maiz b. Malik'e “Senden bana gelen haber gerçek mi?” diye sordu. Maiz, “benden sana ne ulaştı?” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Bana, senin filân oğullarının cariyesi ile cinsel ilişkiye girdiğin haberi geldi” buyurdu. Maiz “evet” dedi ve dört kez şahitlik etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) emretti ve Maiz recmedildi."
Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ahmed, ona İsrail, ona Simak b. Harb, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn. Abbas (ra) şöyle dedi: "Maiz b. Malik, Rasulullah'a (sav) gelip zina ettiğini iki kez itiraf etti. Rasulullah (sav) onu kovdu. Sonra tekrar gelip iki kez daha itiraf etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Dört defa aleyhine şahitlik ettin. Onu götürün ve recmedin” buyurdu."
Bize Musa b. İsmail, ona Cerir, ona Ya'la, ona İkrime, ona Nebi'den (sav); (T) Bize Züheyr b. Harb ve Ukbe b. Mükrem, o ikisine Vehb b. Cerir, ona babası, ona Ya'la (b. Hakim), ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Maiz b. Malik'e “herhalde sen onu sadece öptün veya dokundun ya da baktın” dedi. Maiz “hayır” dedi. Rasulullah “onunla ilişkiye girdin mi?” diye sordu, Maiz “evet” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Maiz'in recmedilmesini emretti." [Musa rivayetinde İbn Abbas'ı zikretmemiştir. Bu rivayetin metni Vehb'e aittir]
Bize Musa b. İsmail, ona Cerir, ona Ya'la, ona İkrime, ona Nebi'den (sav); (T) Bize Züheyr b. Harb ve Ukbe b. Mükrem, o ikisine Vehb b. Cerir, ona babası, ona Ya'la (b. Hakim), ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) Maiz b. Malik'e “herhalde sen onu sadece öptün veya dokundun ya da baktın” dedi. Maiz “hayır” dedi. Rasulullah “onunla ilişkiye girdin mi?” diye sordu, Maiz “evet” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Maiz'in recmedilmesini emretti." [Musa rivayetinde İbn Abbas'ı zikretmemiştir. Bu rivayetin metni Vehb'e aittir]
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyir, ona Ebu Hureyre'nin amcaoğlu Abdurrahman b. Samit, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: "Eslem kabilesinden bir adam (Maiz b. Malik) Rasulullah'a (sav) gelip, bir kadınla haram ilişkide bulunduğuna dört kez şehadette bulundu. Her seferinde Rasulullah ondan yüz çeviriyordu. Beşinci seferde ona döndü ve “onunla ilişkiye girdin mi?” dedi. Maiz “evet” dedi. Rasulullah (sav) “Sendeki şu (âlet) ondakinde kayboluncaya kadar mı?” dedi, Adam “Evet” dedi. Hz. peygamber (sav) “Milin, sürme kabında ve kova ipinin kuyuda kaybolduğu gibi mi?” diye sordu, adam “Evet” dedi. Rasulullah (sav) “Zinanın ne olduğunu biliyor musun?” buyurdu. Adam “Evet, insanın hanımı ile helâl olarak yaptığını ben onunla haram olarak yaptım” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Bu sözle ne demek istiyorsun?” buyurdu. Adam “Beni temizlemeni istiyorum” dedi. Bunun üzerine Rasulullah emretti ve (Maiz) recmedildi. Rasulullah (sav), ashabından birisinin diğerine “şu adama bak! Allah onu gizlemişken nefsi onu bırakmadı da köpek taşlanır gibi taşlandı” dediğini duydu. Hiç ses çıkarmadı, sonra bir müddet yürüdü ve ayağını dikmiş bir eşek leşine rastladı ve “Falan ve falan neredeler?” diye sordu. Onlar “biziz ey Allah'ın Rasulü” dediler. Hz. Peygamber (sav) “İnip şu eşeğin leşinden yiyiniz” buyurdu. Adamlar “Ey Allah'ın Nebisi! Bundan kim yiyebilir ki?” dediler. Rasulullah (sav) “Sizin az önce kardeşinizin ırzına sataşmanız, bunu yemekten daha şiddetlidir. Canım elinde olan (Allah'a) yemin ederim ki o şimdi Cennet nehirlerine dalmaktadır” buyurdu."