Giriş

Bize Nuaym b. Hammâd, ona Bakiyye, ona Bahîr, ona Halid b. Ma'dân, ona Mâlik b. Yehâmir, ona da Muâz b. Cebel, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Deve sağımı kadar Allah yolunda savaşan kimseye cennete girmesi vacib olur." [(Ravilerden biri hadiste geçen füvâk kelimesi için) 'O, devesini sağan kimse için süt sağımı kadar bir süredir' açıklamasında bulunmuştur.]


Açıklama: "وَهِىَ قَدْرُ مَا تَدُرُّ حَلَبَهَا لِمَنْ حَلَبَهَا" ifadesi, anlaşıldığı kadarıyla Hz. Peygamber'e ait olmayıp râvilerden birine ya da müellif Dârimî'ye ait olmalıdır.

    Öneri Formu
43807 DM002439 Darimi, Cihad, 5

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Üsâme, ona Zekeriyya, ona Ebu İshak, ona da Berâ, Nebît oğullarından bir adamın Hz. Peygamber'e (sav) geldiğini şöyle rivayet etmiştir; (T) Bize Ahmed b. Cenâb el-Mıssîsî, ona İsa b. Yunus,, ona Zekeriyya, ona Ebu İshak, ona da Berâ şöyle rivayet etmiştir: "Ensar'ın bir kabilesi olan Nebît oğullarından bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelerek 'Allah'tan başka ilah olmadığına, senin de Allah'ın kulu ve Rasulü oldu­ğuna şehadet ederim' diyerek müslüman oldu. Sonra da ileri atılarak öldürülünceye kadar harp etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Az amel işledi ama çok ecir kazandı' buyurdu."


    Öneri Formu
3107 M004914 Müslim, İmare, 144

Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona Mansur (b. Mu'temir), ona Ebu Vâil, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Rasulullah'a (sav), Allah (ac) yolunda savaşan kimselerin durumunu sormak amacıyla şöyle dedi: 'Adamın biri öfkesinden dolayı, bir diğeri de hamiyeti (kabile tarafgirliği) için savaşıyor?' Bunun üzerine Rasulullah (sav) başını adama doğru kaldırdı -başını kaldırma sebebi o adamın ayakta olmasıydı- ve 'Kim i'lây-ı kelimetullah (Allah'ın kelimesi olan tevhidin ve dinin en yüce olması) için savaşırsa, işte o Allah yolundadır' buyurdu."


    Öneri Formu
3128 M004922 Müslim, İmare, 151

Bize Muhammed b. Hâtim, ona Behz, ona Süleyman b. Muğîre, ona da Sâbit, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "İsmini kendisinden aldığım amcam, Rasulullah'la (sav) birlikte Bedir savaşına katılamamıştı. Bu ona ağır gelmişti ve şöyle demişti: 'Rasulullah'ın (sav) bulunduğunu ilk harpte bu­lunamadım. Bana bundan sonra Rasulullah'la (sav) birlikte bir harbe katılmayı nasip edecek olursa, ne yapacağımı Allah (cc) o zaman görecektir' dedi ancak başka bir şey söylemekten de çekindi. Sonra Rasulullah'la (sav) birlikte Uhud savaşında bulundu. Karşısına Sa'd b. Muâz çıktı. Enes amcasına 'Ey Ebu Amr! Nereye?' deyince, 'Cennetin kokusuna hayran kaldım. Onu şuradaki Uhud Dağı'nın daha yakınından alıyorum' dedi. Ardından öldürülünceye dek küffarla harp etti. Amcamın cesedinde kimi kılıç, kimi mızrak kimi de ok olmak üzere seksen küsur yara vardı. Kız kardeşi olan halam Rubeyyi bt. Nadr 'Kardeşimi ancak parmak uçlarından tanıyabildim' dedi. Kısa süre sonra şu ayet-i kerime nâzil oldu (Müminlerden Allah'a verdikleri sözde sadık kalan öyle adamlar vardır ki, onlardan bazısı vefat etmiş bazısı da beklemektedir. Ama hiçbiri de verdiği sözü değiştirmemiştir.) Ashâb, bu ayetin amcamla Uhud'da şehid düşen arkadaşları hakkında indiğini düşünürlerdi."


    Öneri Formu
3117 M004918 Müslim, İmare, 148

Bize Muhammed b. Müsennâ ve (Muhammed) b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be (b. Haccâc), ona Amr b. Mürre, ona Ebu Vâil (Şakik b. Seleme), ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etmiştir: "Bir bedevi Rasulullah'a (sav) gelip şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bir yerde ganimet için savaşan bir kimse, bir yerde iyi savaştı desinler diye savaşan bir kimse, bir tarafta da konumu görünsün diye gösteriş için savaşan bir kimse var. Bunlardan hangisi Allah yolundadır?' Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Kim i'lây-ı kelimetullah (Allah'ın kelimesi olan tevhidin ve dinin en yüce olması) için savaşırsa, işte o Allah yolundadır'."


    Öneri Formu
3120 M004919 Müslim, İmare, 149

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Câbir şöyle rivayet etmiştir: "Bir gazvede Hz. Peygamber'le (sav) birlikteyken şöyle buyurdu: 'Medine'de (gazveye katılamayıp geride kalan) öyle adamlar var ki yürüdüğünüz her bir yolda, geçtiğiniz her bir vadide onlar da sizinle beraber sayılırlar. Zira onları savaşa katılmaktan hastalıkları alıkoymuştur'."


    Öneri Formu
3168 M004932 Müslim, İmare, 159

Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Said el-Eşec, onlara Vekî; (T) Bize İshak b. İbrahim, ona İsa b. Yunus, onlara da A'meş hadisi bu isnadla Ebu Süfyan'dan, o da Câbir'den şöyle rivayet etmiştir: "Bir gazvede Hz. Peygamber'le (sav) birlikteyken şöyle buyurdu: 'Medine'de (gazveye katılamayıp geride kalan) öyle adamlar var ki yürüdüğünüz her bir yolda, geçtiğiniz her bir vadide onlar da sizinle beraber sayılırlar. Zira onları savaşa katılmaktan hastalıkları alıkoymuştur'." [Ancak Vekî'in rivayetinde 'Onlar size sevapta mutlaka ortaktırlar' ifadesi de yer almaktadır.]


    Öneri Formu
3169 M004933 Müslim, İmare, 159

Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Abdülkerim b. Hâris, ona Ebu Ubeyde b. Ukbe, ona Şurahbîl b. Simt, ona da Selman Hayr, Rasulullah'tan (sav), hadisi Leys'in Eyyüb b. Musa'dan rivayet ettiği hadisin manasına yakın olarak şöyle rivayet etmiştir: "Bir gün ve bir gece sınırda düşmana karşı bekçilik yapmak, (nafile olarak) bir ay oruç tutmaktan ve namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Kişi ölecek olursa, dünyada iken yaptığı ameli devam ediyormuş gibi sevap alır, rızkı tastamam kendisine verilir. Ayrıca en büyük fitneden de güvende olur."


    Öneri Formu
3176 M004939 Müslim, İmare, 163

Bize Yahya b. Yahya, ona Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ümmü Haram bt. Milhân'ın yanına girer, o da kendisine yiyecek takdim ederdi. Ümmü Haram, Ubade b. Sabit'in nikahı altında idi. Bir gün Rasulullah (sav) yine onun yanına girdi. O da kendisine yemek ikram etti. Sonra da oturup Hz. Peygamber'in başını taramaya başladı. Derken Rasulullah (sav) uyuyakaldı. Bir vakit sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram 'Neden güldün ey Allah'ın Rasulü?' deyince, 'Ümmetimden bazı kimselerin Allah yolunda gaza ettikleri bana gösterildi. Tıpkı denizin üzerindeki tahtlara kurulan krallar gibi, yahut tahtlarının üzerindeki krallar gibiydiler' buyurdu (Bu iki cümleden han­gisini söylediğinde ravi şüphe etmiştir). Bunun üzerine Ümmü Haram 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et, beni onlardan eylesin' dedi. Hz. Peygamber (sav) ona dua etti, sonra tekrar başını koyup uyudu. Bir vakit sonra gülerek uyandı. Ümmü Haram, 'Seni güldüren nedir ya Rasulullah?' diye sorunca, O birinci defada dediği gibi 'Ümmetimden birtakım insanların bana Allah yolunda gazaya çıktıkları arz olundu' buyurdu. Ümmü Haram 'Ey Allah'ın Rasulü! Allah'a dua et de beni onlardan eylesin' deyince, 'Sen önceki gruptansın' buyurdu. Enes (hadisin sonunda) şunu ilave etmiştir: Ümmü Haram bt. Milhân, Muaviye zamanında gemiyle deniz yolculuğuna çıktığında, denizden karaya çıkarken hayvanından düşerek vefat etti."


    Öneri Formu
3171 M004934 Müslim, İmare, 160

Bize Halef b. Hişam, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik, teyzesi olan Ümmü Haram'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir gün bize gelerek öğle uykusuna (kaylûle) yattı. Bir süre sonra gülerek uyandı. Ben 'Anam babam sana feda olsun. Seni güldüren nedir ya Rasulullah?' dediğimde, 'Rüyamda bana, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gösterildi' dedi. 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep ettiğimde, 'Sen onlardansın' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) sonra tekrar uykuya daldı ve yine gülerek uyandı. Ona neden güldüğünü sorduğumda, önceki söylediğinin aynısını söyledi. 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' dediğimde, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik, şunu da eklemiştir: Ubade b. Samit, daha sonra Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürdü. Deniz savaşından geldiklerinde, Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."


    Öneri Formu
3172 M004935 Müslim, İmare, 161