592 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail, ona Malik, ona Yezid b. Abdullah b. Hâd, ona Muhammed b. İbrahim b. Haris et-Teymî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasullullah (sav) Ramazan ayının ortasındaki on günde itikafa girerdi. Yine bir sene Ramazan ayının yirmi birinci gecesi oluncaya kadar itikafta kaldı. O gecenin sabahında itikaftan çıktı ve şöyle buyurdu: “Kim benimle itikaf yapmışsa, son on günde de itikaf yapsın. Çünkü bu gece (Kadir gecesi) bana gösterildi. Sonra da bana unutturuldu. Ben (rüyada) kendimi o gecenin sabahında bir su ve çamur içine secde eder halde gördüm. Siz o geceyi son on günde arayın! (on gün içinde ise) tek sayılı geceler içinde arayın!” Bu konuşmanın yapıldığı gece yağmur yağdı. Mescid o zaman arîş (çardak biçiminde olup tavansız, gölgelik) şeklinde idi. Bu sebeple mescidin çatısı aktı. İşte benim bu iki gözüm yirmi birinci gecenin sabahında Rasulullah'ı (sav) alnında su ve çamur izi olduğu halde gördü.
Açıklama: Rivayetlerde konuşmanın yirminci gün mü yirmi birinci güne mi denk geldiği tearuz oluşturmaktadır. ancak konuyla ilgili diğer rivayetler yirminci gün sabahı konuşmanın gerçekleştiğini, yirmi birinci gün sabahı ise çamur ve su içine secdenin gerçekleştiğini göstermektedir.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Nafi', ona da İbn Ömer anlatmıştır: Ashab-ı Kiramdan bazıları rüyalarında Kadir gecesini son yedi gece içerisinde olduğu gösterildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ben kadir gecesiyle ilgili rüyalarınızın Ramazanın son yedi gecesi içinde birbirine uygun düşmüş olduğunu görüyorum. Dolayısıyla kim Kadir gecesini arayacaksa, ramazanın son yedi gecesi içinde arasın."
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişâm, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kadir gecesini inanarak ve ecrini umarak ihya eden kişinin geçmiş günahları bağışlanır. Ramazan ayını inanarak ve ecrini umarak oruçla geçiren kişinin geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama: مَا شَاءَ اللَّهُ ifadesi Hz. Peygamber'in konuştuğu sürenin uzunluğundan kinayedir. Yani mana "Allah'ın dilediği süre kadar konuştu" olur. Diğer mana ise 'Allah'ın dilediği şeyleri emretti' olur.