614 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz b. Süheyb, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hayber gazasına çıktı. Orada sabah namazını karanlık vakitte kıldık. Hz. Peygamber (sav) (bineğine) atladı. Ebu Talha'nın terkisinde olduğum hâlde o da (bineğine) atladı. Hz. Peygamber (sav) Hayber sokaklarında (bineğini) sürdü. Dizlerim, Allah'ın Nebî'sinin (sav) uyluğuna değiyordu. (Derken) alt elbisesi, Allah'ın Nebî'sinin (sav) uyluğundan açıldı. Ben de Allah'ın Nebî'sinin (sav) uyluğunun beyazlığına bakıyordum. Yerleşim yerine girince üç defa 'Allah'u ekber! Hayber düştü! Biz, bir düşman toprağına girdiğimizde uyarılanların sabahı ne kötü olur' buyurdu. Hayberliler işlerine çıkmışlardı, (Hz. Peygamber'i görünce) 'işte Muhammed' diye bağrıştılar." [Abdülaziz der ki: ashabımızdan bazıları "وَالْخَمِيسَ" (işte Muhammed ve ordusu) ifadesini kullanmışlardır. (Enes) der ki: (Hayber'i) kılıç zoru ile aldık.]
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrezzak ve Muhammed b. Bekr, o ikisine İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: İbn Revâha (daldaki hurmaların) kırk bin vesk geleceğini göz kararı belirledi ve Yahudilere tercih hakkı sundu. Onlar da ürünün tamamını (dalında) satın alıp karşılığında yirmi bin vesk (kuru hurma) verdiler.
Bize Abdullah b.Yusuf, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl b. Abdurrahman b. Avf, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu. Hz. peygamber tartı ile satılan şeyler için de benzer şeyi söyledi.
Bize Abdullah b.Yusuf, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl b. Abdurrahman b. Avf, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu. Hz. peygamber tartı ile satılan şeyler için de benzer şeyi söyledi.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Abdurrezzak ve Muhammed b. Bekr, o ikisine İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr, ona da Cabir şöyle nakletmiştir: İbn Revâha (daldaki hurmaların) kırk bin vesk geleceğini göz kararı belirledi ve Yahudilere tercih hakkı sundu. Onlar da ürünün tamamını (dalında) satın alıp karşılığında yirmi bin vesk (kuru hurma) verdiler.
Bize Eyyüb b. Muhammed er-Rakkî, ona Ömer b. Eyyüb, ona Cafer b. Burkan, ona Meymun b. Mihran, ona Miksem, ona da İbn Abbas şunları nakletmiştir: Rasulullah (sav) Hayber'i fethetti. (Fey olarak yani savaş yapmaksızın ele geçen) arazilerin, altın ve gümüşlerin mülkiyetini üzerine aldı. Hayber Yahudileri “biz ziraat işini sizden daha iyi biliriz. Çıkacak ürünlerin yarısı bizim, diğer yarısı sizin olmak şartıyla arazileri bize verin” dediler. [(İbn Abbas) bu şart üzere (Rasululah'ın Hayber arazilerini) yahudilere verdiğini söyledi.] Hurmaların toplanma ve hasat zamanı gelince Abdullah b. Revâha'yı onlara gönderdi. O da tahmini olarak kestirerek “bu hurmalar şu kadar gelir” dedi. Bunun üzerine Yahudiler “İbn Ravâha! Çok abarttın” dediler. O da “hurmaların ne kadar geleceğine dair tahmini ölçüyü belirleme yetkisi bana ait. Belirlediğim (toplam) ölçünün yarısını size vereceğim” dedi. Onlar da “işte bu hakkaniyettir. Yer ve gök onun ile ayakta durmaktadır. Dediğin ölçüye göre payımıza düşeni almaya razıyız” dediler.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona Zührî, ona Anbese b. Said, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Hayber'in fethinden sonra Rasulullah (sav) orada iken yanına gelip “Yâ Rasulullah! Bana da ganimetten pay ver” dedim. Said b. Âs oğullarından biri “Yâ Rasulullah! Ona pay (falan) verme” dedi. Ebu Hureyre de ona “Bu (adam), İbn Kavkal'in katilidir” karşılığını verdi. Bunun üzerine Said b. Âs'ın oğlu “bak hele şu yaban kedisine, Da'n mevkiinden gelmiş de Allah'ın benim elimle kendisine (şehitlik) ikramında bulunduğu ve onun eliyle de beni hakir kılmadığı Müslüman bir adamın öldürülmesi sebebiyle beni ayıplıyor” dedi. (Râvi der ki:) Hz. Peygamber'in (sav) ona pay verip vermediğini bilmiyorum. Süfyân der ki: , "Bu hadisi bana Saîdî, ona dedesi, ona da Ebu Hureyre rivayet etmiştir. Ebu Abdullah (Buharî) der ki: Saîdî'nin adı Amr b. Yahya b. Said b. Amr b. Said b. Âs'tır.
Bize Abdullah b.Yusuf, ona Malik, ona Abdülhamid b. Süheyl b. Abdurrahman b. Avf, ona Saîd b. Müseyyeb, ona da Ebu Saîd el-Hudrî ve Ebu Hureyre (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav), sahabeden bir kişiyi Hayber üzerine haraç memuru tayin etti. Sonra bu kişi Hayber'den cenîb (denilen en iyi cins) hurma ile geldi. Hz. peygamber (sav) ona "Hayber'in bütün hurmaları böyle mi?" diye sordu. O sahâbî "Hayır ey Allah'ın Rasulü, vallahi hepsi böyle değildir. Biz bir sa' iyi hurma karşılığında iki sa' (adi hurma), iki sa' karşılığında ise ile de üç sa' (adi hurma) alırız" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Böyle yapma, topladığın hurmayı para ile sat, sonra bu para ile cenîb (iyi) hurma al" buyurdu. Hz. peygamber tartı ile satılan şeyler için de benzer şeyi söyledi.