235 Kayıt Bulundu.
Bize Harmele b. Yahya et-Tucîbî, ona Abdullah b. Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Enes b. Malik şöyle haber vermiştir: "Rasulullah (sav), Allah'ın, Huneyn günü Rasulüne Hevazinlilerin mallarından fey olarak vermiş olduğu ganimetlerden, Kureyşli birtakım adamlara yüz deve verdiğinde, Ensardan bazı kimseler “Allah, Hz. Peygamber'e (sav) mağfiret buyursun. Kureyşlilere verirken, onların kanları kılıçlarımızdan damladığı halde bizi bırakıveriyor” dedi. Enes b. Malik der ki: Onların söyledikleri bu sözler Rasulullah'a (sav) aktarılınca, O, Ensar'a birisini gönderdi ve onları deriden bir çadır içinde topladı. Onlar bir araya geldikten sonra Rasulullah da (sav) yanlarına çıkıp geldi ve “sizden bana ulaşan haberin aslı nedir?” buyurdu. Ensarın anlayışlı olanları kendisine “Ey Allah'ın Rasulü! Aramızdaki görüş sahibi kimseler bir şeyler söylüyor. Fakat bizden henüz yaşları genç bazı kimseler ise 'Allah, Rasulü'ne mağfiret buyursun. O, Kureyş'e bunca şeyleri verirken kılıçlarımızdan onların kanları damladığı halde de bizleri öylece bırakıyor' dediler” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Rasulullah da (sav) “Ben henüz küfürden yeni dönmüş birtakım adamlara, (İslam’a) ısındırmak maksadıyla bir şeyler verirken, sizler ise insanlar malları alıp giderken, evlerinize Rasulullah (sav) ile dönmeye razı gelmiyor musunuz? Vallahi, sizin beraber alıp döneceğiniz şey, onların alıp döndükleri şeylerden çok daha hayırlıdır” buyurdu. Ensar “elbette öyledir ey Allah'ın Rasulü! Biz buna razı olduk” dediler. Allah Rasulü “sizler çok ileri derecede başkalarının sizlere tercih edildiğini göreceksiniz. Allah'a ve Rasulü'ne kavuşuncaya kadar sabrediniz. Ben Havuzun başında (sizi bekliyor) olacağım” buyurdu. Ensar da “sabredeceğiz” dediler."
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Üsâme, ona Büreyd b. Abdullah, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Mûsâ şöyle anlattı: Rasûlullah (sav)’in Huneyn’de işi bitince Ebû Âmir’i ordu komutanı olarak Evtâs’a gönderdi. O, Düreyd b. es-Sımme ile karşı karşıya geldi. (Yapılan harpte) Düreyd öldürüldü. Adamlarını da Allah hezimete uğrattı. Ebû Mûsâ (devamla) şöyle dedi: Rasûlullah (sav) beni de Ebû Âmir ile birlikte göndermişti. Ebû Âmir’in dizine ok isabet etti. Oku Cüşemî (adındaki bir düşman askeri) atmış ve dizine isabet ettirmişti. Ben Ebû Âmir’in yanına gidip: – Amca, (bu oku) sana kim attı? diye sordum. O Ebû Mûsâ’ya göstererek: – İşte bana oku atan katilim şudur, dedi. Ben de ona yöneldim ve ona yetiştim. Beni görünce dönüp kaçmaya başladı. Ben de onun peşinden koşup “(kaçmaya) utanmıyor musun? Dursana!” diye bağırmaya başladım. Bunun üzerine o kaçmaktan vazgeçti. Kılıçlarımızla vuruşmaya başladık. (Mücadele) sonrasında ben onu geberttim. Ardından da (dönüp) Ebû Âmir’e: – Allah seninkinin canını aldı, dedim. Bana: – O halde şu oku çıkar, dedi. Ben de hemen çekip çıkardım. Okun çıktığı yerden su boşandı. Bana: – Yeğenim, Peygamber (sav)'e (benden) selam et ve günahlarımın bağışlanması için dua etmesini söyle, dedi. Sonra da beni (kendi yerine) ordunun başına geçirdi. Biraz sonra da ruhunu teslim etti. Ben (seferden döndükten sonra) Peygamber’in (sav) huzuruna girdim. O evinde üzerinde döşek olan dokuma bir sedirinin üstünde idi. Döşeğin örgüleri sırtında ve yanlarında iz yapmıştı. Kendisine bizim ve Ebû Âmir’in başından geçenler ile onun “günahlarımın bağışlanması için dua etsin” şeklindeki isteğini ilettim. Bunun üzerine Peygamber su istedi. Abdest aldıktan sonra ellerini kaldırarak “Allah’ım, Ubeyd Ebû Âmir’in günahlarını bağışla” diye dua etti. Ben onun koltuklarının altındaki beyazlığını gördüm. Ardından duaya şöyle devam etti: “Allah’ım, onu kıyamet gününde şu yarattığın insanların çoğundan üstün (bir makamda) kıl”. Bunun üzerine ben: – Benim günahlarımın bağışlanması için de dua edin, deyinde o: “Allah’ım, Abdullah b. Kays’ın günahını bağışla ve onu kıyamet gününde güzel bir makama yerleştir” diye dua etti. Ebû Bürde dedi ki: Dualardan biri Ebû Âmir, diğeri ise Ebû Mûsâ içindir.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah Mekke'nin fethini nasip ettiğinde, inşallah bir sonraki varacağımız yer, Müşriklerin küfür üzere yemin edip anlaştıkları Hayf olacaktır."
Bize Musa b. İsmail, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Huneyn'e gitmek istediğinde "Allah'ın izniyle yarın menzilimiz, Kureyş ile Kinane oğullarının küfür üzerinde sözleştikleri Kinâne oğulları yurdu olacaktır" buyurmuştur.
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) Huneyn'e gitmek istediğinde "Allah'ın izniyle yarın menzilimiz, Kureyş ile Kinane oğullarının küfür üzerinde sözleştikleri Kinâne oğulları yurdu olacaktır" buyurmuştur.