211 Kayıt Bulundu.
Allah ve Resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Malik ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cüheni "Hz. Peygamber'e (sav) bekar cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu" demiş ardından o iki ravinin aktardığı hadisin benzerini rivayet etmiş ancak bu rivayette İbn Şihab'ın dafîr iptir sözü yer almamıştır.
Açıklama: hadisin tam metni için M004447 ve B002232 numaralı hadislere bakınız.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona İbn Şihab, ona Urve, ona da Aişe şöyle rivayet emiştir: "Mahzum oğulları kabilesinden, hırsızlık yapan bir kadının haline Kureyş üzüldü ve 'bunun hakkında Rasulullah'la (sav) kim konuşacak' diye soruşturdular. Sonunda 'Rasulullah (sav) ile bunu konuşabilecek bir tek kişi var, o da sevdiği olan Usame'dir dediler. Usame de Allah Rasulü ile bu konuyu konuştu. Hz. Paygamber (sav) 'Allah'ın had cezalarından birisinin (terkedilmesi) hakkında şefaat mi ediyorsun' buyurdu, sonra ayağa kalkarak hutbe okuyup ve 'ey insanlar, sizden öncekiler, aralarından şerefli biri hırsızlık ederse onu bırakır, zayıf olan çalarsa ona had cezasını tatbik ederlerdi. Bu yüzden Allah onları helak etti. Allah'a yemin olsun ki. Muhammed'in kızı Fatıma hırsızlık etse mutlaka elini keserim' buyurdu." [İbn Rumh'un hadisinde "sizden öncekiler helak oldu" cümlesi vardır.]
Bize Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderî, o ikisine Ebu Avane, ona Simak, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti: "Peygamber (sav) Maiz b. Malik'e “senin hakkında kulağıma gelen doğru mudur” diye sordu, Maiz de “benim hakkımda duyduğun nedir?” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Duydum ki filân oğullarının cariyesi ile cinsî münasebette bulunmuşsun” buyurdu. Maiz “evet” dedi. Bunun üzerine kendisi dört defa şehadette bulundu, ardından Hz. Peygamber emir verdi, recmedildi."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî, ona Yahya b. Ya'lâ b. Haris el-Muhâribî, ona Ğaylan b. Camiu el-Muhâribî, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde el-Eslemî) şöyle rivayet etti: "Maiz b. Malik Peygamber'e (sav) gelerek “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Rasulullah (sav) tekrar “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Peygamber (sav) ona “seni ne hususta temizliyeyim” diye sordu. Maiz “zinadan” dedi. Bunu müteakip Rasulullah (sav) “bunda delilik var mı” diye sordu. kendilerine onun deli olmadığı haber verildi. Hz. Peygamber “Şarap içmiş mi” diye sordu. Hemen bir zat kalkarak onun ağzını kokladı, fakat şarap kokusu bulamadı. Rasulullah (sav) tekrar “sen zina mı ettin?” diye sordu. Maiz “evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Maiz recmedildi. Onun hakkında cemaat ikiye bölündü. Kimisi “helak oldu! Onu günahı kuşattı” diyor, diğeri de “Maiz'in tövbesinden efdal tövbe olmaz! Zira o Peygamber'e (sav) gelerek elini onun eline koydu, sonra da beni taşlatarak (recmederek) öldür” dedi. Bu minval üzere iki veya üç gün durdular. Sonra onlar otururken Rasulullah (sav) gelerek selam verdi ve oturdu. Arkasından “Maiz b. Malik için istiğfar edin” buyurdu. Ashab “Allah Maiz b. Malik'e mağfiret eylesin” dediler. Rasulullah (sav) da “gerçekten öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında taksim edilse onlara yeterdi” buyurdu. Sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. Kadın “görüyorum beni, Maiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun” dedi. Hz. Peygamber (sav) “ne oldu sana” diye sordu. Kadın “bu kadın zinadan dolayı hamile” dedi. Hz. Peygamber (sav) “sen mi” buyurdu. Kadın “evet” cevabını verdi. Hz. Peygamber (sav) ona “(git), karnındakini doğuruncaya kadar (gelme)” buyurdu. Derken kadın doğuruncaya kadar geçimini Ensar'dan bir zât üzerine aldı. Bilâhare Peygamber'e (sav) gelerek “Gâmidli kadın doğurdu” dedi. Efendimiz “onu recmedip de çocuğunu küçük olduğu halde emzirecek kimseden mahrum bırakamayız” buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan bir zat ayağa kalkarak “çocuğun bakımı bana ait olsun ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kadına recim cezası uyguladı."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona Abdüla'la, ona Davud, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said şöyle rivayet etti: "Eslem kabilesinden Maiz b. Malik denilen bir adam Rasulullah'a (sav) gelerek “ben bir fuhuş yaptım, bana had uygula” dedi. Peygamber (sav) onu birkaç defa reddetti. Ravi der ki: Sonra kavmine sordu. Onlar “biz onu zararsız biliriz, yalnız başına bir iş geldi ki, ondan kendisini had cezasının uygulanmasından başka bir şeyin kurtaramayacağını sanıyor” dediler. Müteakiben (Maiz) Peygamber'e (sav) döndü. O da bize onu recmetmemizi emir buyurdu. Onu Bakî-i Garkad'e götürdük. Kendisini ne bağladık, ne de kuyu kazdık. Ona kemik, topaç ve tuğla parçaları attık. Koşmaya başladı. Biz de arkasından koştuk. Nihayet Harra kenarına geldi ve karşımıza dikildi. Biz de kendisini Harra'nın taşlarıyla taşladık, nihayet sustu. Sonra Rasulullah (sav) akşamleyin hutbe okumak üzere ayağa kalktı ve “acaba biz Allah yolunda her gazaya gittikçe çoluk çocuğumuz arasında, teke meleyişi gibi melemesi olan bir adam kalacak mı? Şu boynuma borç olsun ki, bunu yapan bir adam bana getirilmeye görsün! Onu (âleme) ibret yaparım” buyurdu ama onun hakkında ne istiğfar etti ne de kötü söz söyledi."
Bize Mahmud b. Halid ed-Dımeşkî, ona babası (Halid b. Yezîd), ona Muhammed b. Raşid, ona Süleyman b. Musa, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr b. el-As) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim (bir mü'mini) kasten öldürürse o kimse maktulün velilerine teslim edilir. Maktulün velileri dilerlerse onu öldürürler, dilerlerse diyet (kan bahası) alırlar. Bu da otuz tane hikka (dört yaşına giren dişi deve), otuz tane cezaa (beş yaşına basan dişi deve) ve kırk tane halıfa (hâmile devedir). Bu diyet, kasten öldürme tazminatıdır. Maktulün velileri ile ne (meblâğ) üzerine sulh yapılırsa bu (meblâğ) onların hakkıdır. Bu da diyetin ağırlaştırılmış olanıdır."
Bize Abdüsselam b. Âsım, ona es-Sabbah b. Muharib, ona Haccac b. Ertat, ona Zeyd b. Cübeyr, ona Hıfş b. Malik et-Tâî, ona da Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hatâen (yanlışlıkla) öldürmenin diyeti yirmi hıkka (beş yaşı na giren dişi deve), yirmi cezaa (dört yaşına giren dişi deve), yirmi binti mahad (iki yaşına giren dişi deve), yirmi binti Lebûn (üç yaşına giren dişi deve) ve yirmi İbn mahad (iki yaşına giren erkek devedir)."
Açıklama: Malikin hadisi için M004447 numaralı hadis bakınız.