456 Kayıt Bulundu.
Bana Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Abbad b. Ziyad, ona babası (Ziyad b. Ebu Süfyan), ona da Muğire b. Şu'be, şöyle rivayet etmiştir: "Tebük savaşında Rasulullah (sav) tuvalet ihtiyacını gidermek gitmişti. Muğira şöle devam etti: Bende yanımda su ile birlikte (peşinden) gittim. Rasulullah (işi bittiğinde) geldi, sonra su döktüm de elini yüzünü yıkadı. Kollarını yıkamak için cübbesinin kollarını sıvamak istedi. Dar olduğu için kollarını sıvayamadı. Bunun üzerine kollarını cübbenin altından çıkardı. Sonra kollarını yıkadı, başını ve mestlerini mesh etti. Rasulullah (sav) namaz kılmaya geldiğinde, Abdurrahman b. Avf cemaate imam olmuş namazın ilk rekatını kıldırmıştı. Rasulullah (sav) da kalan bir rekatı da onlarla birlikte kıldı. Bu durum üzerine cemaat telaşlandı. Rasulullah (sav) namazını tamamladıktan sonra ashabına 'iyi yaptınız' buyurdu."
Açıklama: Rasulullah (sav) ihtiyacını gidermek ve abdest almak için kafileden ayrılmıştı. Sabah namazının vakti geçmek üzereydi. Sahabiler, Abdurrahman b. Avf'ı imamlığa geçirdiler ve arkasında namaza başladılar. Birinci rekat için rükuya gidildiğinde Peygamberimiz geldi. Cemaate katıldı. İkinci rekatı Hz. Abdurrahman’ın imamlığında kıldı. Cemaat selam verdikten sonra kalktı, namazı tamamladı. Abdurrahman b. Avf, Rasulullah'ın (sav) arkasından namaz kıldığı iki sahabiden birisidir. Diğeri ise Hz. Ebubekir'dir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, -Ebu Bekir hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için 'haddesenâ' lafzını kullanmıştır- ona A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona de Mugîre b. Şube şöyle nakletmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. Bana 'Ey Mugîre, İbriği al' dedi. İbriği aldım ve onunla çıktım. Rasulullah (sav) yanımdan ayrıldı ve göremeyeceğim bir yere gitti. Orada ihtiyacını gördü. Sonra geri geldi. Üzerinde yenleri dar Şam işi bir cübbe vardı. Elini (cübbenin) yeninden çıkarmaya çalıştı fakat dar olduğu için (başaramadı) ve cübbenin alt tarafından çıkardı. O'na (sav) su döktüm; namaz abdesti aldı. (Abdest alırken) Mestleri üzerine mesh etti. Daha sonra namaz kıldı.
Bize Amr b. Ali ve Humeyd b. Mes'ade, o ikisine Yezid - b. Zürey'-, ona Humeyd (et-Tavil), ona Bekir b. Abdullah el-Müzenî, ona da Hamza b. Muğire b. Şu'be, babasının (Muğire b. Şu'be) şöyle dediğini rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) bir yolculukta geri kaldı. Ben de onunla birlikte geri kalmıştım. Tuvalet ihtiyacını giderdikten sonra: 'Yanında su var mı?' diye sordu. Ben de kendisine bir matara (su) getirdim. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Sonra kollarını sıvamak istedi fakat cübbenin yenleri dar geldiği için bunu başaramadı. Bunun üzerine cübbeyi (yanlarını) omuzlarının üzerine attı ve kollarını yıkadı. Perçemini, sarığının ve mestlerinin üzerini de mesh etti.
Bize Kuteybe b. Said, ona Hafs, ona el-A'meş, ona İbrahim (en-Neha'î) ona da Hemmam (b. Haris en-Neha'î), Cerîr b. Abdullah ile alakalı olarak şöyle rivayette bulunmuştur: (Cerîr b. Abdullah) Bir defasında abdest almış ve mestleri üzerine mesh etmişti. Ona 'Mesh mi ediyorsun?" diye sordular. O da: 'Rasulullah'ı (sav) böyle yaparken gördüm' karşılığını verdi. Abdullah'ın arkadaşları Cerîr'in bu sözünü çok beğenirlerdi. Zira Cerîr'in İslam'a girişi, Hz. Peygamber'in (sav) vefatından kısa bir süre önce idi.
Bize Malik, ona da Said b. Abdurrahman b. Rukayş şöyle dedi: Kuba'ya geldiğinde Enes b. Malik'i gördüm, küçük abdestini yaptı, sonra abdest alması için su getirdiler, abdest aldı. Yüzünü yıkadı, dirseklere kadar ellerini yıkadı, başını ve mestlerini mesh etti. Sonra da mescide gelip namaz kıldı. Yahya der ki: Malik'e “Bir adam namaz için abdest aldıktan sonra abdestini bozup mestlerini çıkarsa sonra tekrar giyse yeniden abdest alırken onların üzerine mesh edebilir mi?” diye sordular İmam Malik “Mestlerini çıkarsın, ayaklarını yıkasın. Sadece ayaklarını yıkayarak abdest aldıktan sonra mestlerini giyen kimse onların üzerine mesh edebilir. Abdest alırken ayaklarını yıkamadan mestlerini giyen kimse mesh edemez” dedi. Yine İmam Malik'e “Bir adam abdest alır, ayaklarına giydiği mestlerinin üzerine mesh etmeyi unutur, namazı kıldıktan sonra hatırlarsa ne yapmalıdır?” diye sordular. İmam Malik “Mestlerin üzerine mesh etsin, namazı da iade etsin. Abdesti iade etmesi gerekmez” dedi. İmam Malik'e “Bir adam ayaklarını yıkayıp mestlerini giyse daha sonra abdest alırken ne yapmalıdır?” diye sordular, İmam Malik de “Mestlerini çıkarsın, abdest alsın ve ayaklarını yıkasın” cevabını verdi.
ana Malik şöyle rivayet etmiştir: Malik, İbn Şihab'a “Mestler üzerine nasıl mesh edilir?” diye sordu. İbn Şihab bir elini mestin altına soktu, öbür eliyle de mestin üzerini mesh etti. Malik der ki: İbn Şihab'ın görüşü bu konuda duyduklarım arasında en hoşuma giden görüştür.
Bize Ubeydullah b. Musa, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Alkame b. Mersed, ona (Süleyman) b. Büreyde ona da babası (Büreyde b. Husayb ) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) her namaz için abdest alırdı. Mekke'nin fethedildiği gün namazları tek bir abdestle kıldı ve mestleri üzerine mesh etti. Hz. Ömer, Rasulullah'a (sav) 'Seni daha önce yapmadığın bir şeyi yaparken gördüm' deyince Rasulullah (sav) 'Ey Ömer! Bunu bilerek yaptım (özellikle böyle yaptım)' buyurdu." Ebu Muhammed (Dârimî) der ki: Rasulullah'ın (sav) bu uygulaması Allah tealanın "Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve kollarınızı yıkayın, başınıza meshedin ve topuklara kadar da ayaklarınızı yıkayın." (Maide 5/6) ayetindeki emrin abdestli olanlara değil abdesti olmayanlara yönelik olduğunu göstermektedir. Yine Rasulullah'ın (sav) "Abdest yalnızca abdesti bozan bir şeyden dolayı gerekli olur" sözü de bu kapsamdadır. Allah en iyi bilendir.
Bize Ebu Nuaym, ona Yunus, Ebu İshak (es-Sebiî), ona da Abdu Hayr şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ali'yi abdest alırken gördüm. O, ayakkabılarının üzerine kapsama mesh yaptı, sonra da şöyle dedi: "Şayet sizin benim, yaptığımı gördüğünüz gibi, Rasulullah'ın (sav) yaptığını görmüş olmasaydım, ayakların altının meshe dilmesinin, üstlerinin mesh edilmesinden daha uygun olacağını düşünürdüm." Ebu Muhammed der ki: Bu hadis, "...başınızı meshedin ve ayaklarınızı da topuklara kadar (yıkayın)" ayetiyle neshedilmiştir.
Bize Yahya, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesruk, ona da Muğire b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir: Bir seferde Hz. Peygamber (sav) ile birlikteydim. Bana 'Ey Mugîre, İbriği al' dedi. Ben de ibriği aldım. Rasulullah (sav) yanımdan ayrıldı ve göremeyeceğim bir yere gitti. Orada ihtiyacını gördü. Üzerinde Şam işi bir cübbe vardı. Elini (cübbenin) yeninden çıkarmaya çalıştı fakat dar gelince cübbenin alt tarafından çıkardı. O'na (sav) su döktüm; namaz abdesti aldı. (Abdest alırken) Mestleri üzerine mesh etti. Daha sonra namaz kıldı.
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Halid (b. Haris el-Huceymî), ona Şu'be, ona Süleyman (b. Mihrân el-A'meş), ona da İbrahim (en-Neha'î), Hemmam'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Cerir'i gördüm. Küçük abdestini yaptı. Ardından su istedi ve abdest aldı. (Bu esnada) Mestlerinin üzerini de mesh etti. Sonra kalkıp namaz kıldı. Yaptığı şey kendisine sorulunca: 'Hz. Peygamber'i (sav), böyle yaparken gördüm.' dedi.