Öneri Formu
Hadis Id, No:
14324, T002467
Hadis:
حَدَّثَنَا هَنَّادٌ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ :تُوُفِّىَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَنَا شَطْرٌ مِنْ شَعِيرٍ فَأَكَلْنَا مِنْهُ مَا شَاءَ اللَّهُ ثُمَّ قُلْتُ لِلْجَارِيَةِ كِيلِيهِ فَكَالَتْهُ فَلَمْ يَلْبَثْ أَنْ فَنِىَ . قَالَتْ :فَلَوْ كُنَّا تَرَكْنَاهُ لأَكَلْنَا مِنْهُ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ . وَمَعْنَى قَوْلِهَا شَطْرٌ:تَعْنِى شَيْئًا .
Tercemesi:
Bize Hennad, ona Ebu Muaviye, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (bt. Ebu Bekir) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) vefat etmişti. Elimizde de sadece biraz arpa kalmıştı. Allah'ın izni olduğu sürece ondan yedik. Daha sonra cariyeye (bayan hizmetçi) 'arpayı (kaç kilo) tart' dedim. O da tarttı. Çok geçmeden de arpa bitti. Aişe (r.anha) şöyle devam etti: "Keşke arpayı tartmasaydık, onu daha çok yerdik (Tartınca bereketi kaçtı)."
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Bu hadis sahihtir. Hadisteki 'şatr' kelimesi 'biraz' anlamına gelmektedir.
Açıklama:
Hükmen merfu olabilir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Sıfatü'l-Kıyâme 31, 4/643
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Bereket, sayılınca ölçülünce bereketin gitmesi
Bereket, yiyecek ve içeceklerin bereketlenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
74883, HM023904
Hadis:
حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ حَدَّثَنِي بَحِيرُ بْنُ سَعْدٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِي كَرِبَ عَنْ أَبِي أَيُّوبَ الْأَنْصَارِيِّ
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ كِيلُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ
Tercemesi:
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Eyyub el-Ensarî 23904, 7/767
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
3. Ebu Abdullah Halid b. Ma'dân el-Kilâ'î (Halid b. Ma'dân b. Ebu Küreyb)
4. Ebu Halid Bahîr b. Sa'd es-Suhûlî (Bahîr b. Sa'd)
5. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
6. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Ticaret, Ölçü ve Tartıda dikkatli olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
74885, HM023906
Hadis:
حَدَّثَنَا هَيْثَمٌ يَعْنِي ابْنَ خَارِجَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عَيَّاشٍ عَنْ بَحِيرِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ عَنِ الْمِقْدَامِ بْنِ مَعْدِي كَرِبَ عَنْ أَبِي أَيُّوبَ الْأَنْصَارِيِّ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كِيلُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ
Tercemesi:
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Eyyub el-Ensarî 23906, 7/767
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
3. Ebu Abdullah Halid b. Ma'dân el-Kilâ'î (Halid b. Ma'dân b. Ebu Küreyb)
4. Ebu Halid Bahîr b. Sa'd es-Suhûlî (Bahîr b. Sa'd)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Ebu Muhammed Heysem b. Harice el-Horasanî (Heysem b. Harice)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Ticaret, Ölçü ve Tartıda dikkatli olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30174, B002967
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا جَرِيرٌ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - قَالَ غَزَوْتُ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ فَتَلاَحَقَ بِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا عَلَى نَاضِحٍ لَنَا قَدْ أَعْيَا فَلاَ يَكَادُ يَسِيرُ فَقَالَ لِى « مَا لِبَعِيرِكَ » . قَالَ قُلْتُ عَيِىَ . قَالَ فَتَخَلَّفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَزَجَرَهُ وَدَعَا لَهُ ، فَمَا زَالَ بَيْنَ يَدَىِ الإِبِلِ قُدَّامَهَا يَسِيرُ . فَقَالَ لِى « كَيْفَ تَرَى بَعِيرَكَ » . قَالَ قُلْتُ بِخَيْرٍ قَدْ أَصَابَتْهُ بَرَكَتُكَ . قَالَ « أَفَتَبِيعُنِيهِ » . قَالَ فَاسْتَحْيَيْتُ ، وَلَمْ يَكُنْ لَنَا نَاضِحٌ غَيْرَهُ ، قَالَ فَقُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فَبِعْنِيهِ » . فَبِعْتُهُ إِيَّاهُ عَلَى أَنَّ لِى فَقَارَ ظَهْرِهِ حَتَّى أَبْلُغَ الْمَدِينَةَ . قَالَ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى عَرُوسٌ ، فَاسْتَأْذَنْتُهُ فَأَذِنَ لِى ، فَتَقَدَّمْتُ النَّاسَ إِلَى الْمَدِينَةِ حَتَّى أَتَيْتُ الْمَدِينَةَ ، فَلَقِيَنِى خَالِى فَسَأَلَنِى عَنِ الْبَعِيرِ ، فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا صَنَعْتُ فِيهِ فَلاَمَنِى ، قَالَ وَقَدْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِى حِينَ اسْتَأْذَنْتُهُ « هَلْ تَزَوَّجْتَ بِكْرًا أَمْ ثَيِّبًا » . فَقُلْتُ تَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا . فَقَالَ « هَلاَّ تَزَوَّجْتَ بِكْرًا تُلاَعِبُهَا وَتُلاَعِبُكَ » . قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُوُفِّىَ وَالِدِى - أَوِ اسْتُشْهِدَ - وَلِى أَخَوَاتٌ صِغَارٌ ، فَكَرِهْتُ أَنْ أَتَزَوَّجَ مِثْلَهُنَّ ، فَلاَ تُؤَدِّبُهُنَّ ، وَلاَ تَقُومُ عَلَيْهِنَّ ، فَتَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا لِتَقُومَ عَلَيْهِنَّ وَتُؤَدِّبَهُنَّ . قَالَ فَلَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ غَدَوْتُ عَلَيْهِ بِالْبَعِيرِ ، فَأَعْطَانِى ثَمَنَهُ ، وَرَدَّهُ عَلَىَّ . قَالَ الْمُغِيرَةُ هَذَا فِى قَضَائِنَا حَسَنٌ لاَ نَرَى بِهِ بَأْسًا .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr [b. Abdülhamid ed-Dabbî], ona Muğire [b. Miksem ed-Dabbî], ona Şa'bî [Amir b. Şerâhîl], ona da Cabir b. Abdullah (r.a) şöyle demiştir: "Ben Rasulullah (s.a) ile gazaya çıkmıştım. Ben bize ait bir su devesinde giderken Rasulullah (sav) bana yetişti. Deve çok yorgundu, güçlükle yürüyordu. Rasulullah (sav) bana "Deveyin nesi var" diye sordu. Ben "Çok yoruldu" deyince Rasulullah (s.a) öne geçti ve deveyi hareketlendirmek için ona bağırdı ve dua etti. Bunun üzerine devem sürünün hep önünde yürümeye başladı. Rasulullah (s.a) "Deven nasıl oldu?" diye sorunca ben; "Çok iyi. Senin bereketin ona isabet etti." dedim. Hz Peygamber (s.a) "Deveni bana satar mısın?" diye sordu. Ben utandım (hayır diyemedim), ondan başka da su devem yoktu. "Olur" dedim. "Onu bana sat" buyurdu. Ben de Medine'ye kadar sırt kemikleri (binme hakkı) bana ait olmak kaydıyla deveyi O'na (s.a) sattım. Ben "Ey Allah'ın Rasulü! Ben yeni evliyim." diyerek O'ndan (önden gitmek için) izin istedim. Rasulullah da (s.a) bana izin verdi. Medine yolunda insanların önüne geçtim ve Medine'ye ulaştım. Orada karşıma dayım çıktı ve bana deveyi sordu. Yaptığımı ona anlatınca beni azarladı. Rasulullah (s.a) izin istediğimde bana; "Bakire ile mi evlendin bekarla mı?" diye sordu, ben; "Dul bir hanımla evlendim" deyince, "Bakire ile evlenseydin ya. Sen onunla o seninle oynaşırdınız." buyurdu. Ben "Ey Allah'ın Rasulü! Babam öldü -yahut şehit oldu- Benim küçük kız kardeşlerim var. Bu sebeple onların işlerini göremeyecek, terbiyelerini veremeyecek, yaşı onlara yakın biriyle evlenmek içime sinmedi. Onları çekip çevirsin, terbiyeleri ile ilgilensin diye dul bir hanımla evlendim" dedim. Rasulullah (s.a) Medine'ye dönünce sabah deveyi O'na (s.a) götürdüm. O ise deve için ödediğim bedeli bana iade etti ve deveyi de bana geri verdi. Muğîre dedi ki: "Bu yapılan işlem bizim hükümlerimize göre de güzeldir. Biz de bunda bir sakınca görmüyoruz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cihâd ve's-Siyer 113, 1/788
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
4. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Dua, her konuda
Evlilik, dul ile
Hz. Peygamber, sahabeyle iletişimi
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24515, B006718
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ غَيْلاَنَ بْنِ جَرِيرٍ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ بْنِ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىِّ قَالَ أَتَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى رَهْطٍ مِنَ الأَشْعَرِيِّينَ أَسْتَحْمِلُهُ فَقَالَ « وَاللَّهِ لاَ أَحْمِلُكُمْ ، مَا عِنْدِى مَا أَحْمِلُكُمْ » . ثُمَّ لَبِثْنَا مَا شَاءَ اللَّهُ ، فَأُتِىَ بِإِبِلٍ فَأَمَرَ لَنَا بِثَلاَثَةِ ذَوْدٍ ، فَلَمَّا انْطَلَقْنَا قَالَ بَعْضُنَا لِبَعْضٍ لاَ يُبَارِكُ اللَّهُ لَنَا ، أَتَيْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَسْتَحْمِلُهُ فَحَلَفَ أَنْ لاَ يَحْمِلَنَا فَحَمَلَنَا . فَقَالَ أَبُو مُوسَى فَأَتَيْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرْنَا ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ « مَا أَنَا حَمَلْتُكُمْ بَلِ اللَّهُ حَمَلَكُمْ ، إِنِّى وَاللَّهِ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لاَ أَحْلِفُ عَلَى يَمِينٍ فَأَرَى غَيْرَهَا خَيْرًا مِنْهَا ، إِلاَّ كَفَّرْتُ عَنْ يَمِينِى ، وَأَتَيْتُ الَّذِى هُوَ خَيْرٌ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Hammad [b. Zeyd], ona Gaylân b. Cerir, ona Ebu Bürde b. Ebu Musa, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle demiştir: "Ben Eş'ari kabilesinden bir grupla yük devesi istemek için Rasulullah'a (s.a) geldim. Rasulullah (s.a) ise bana "Allah şahit, ben size deve veremem, size verebileceğim deve yok yanımda" buyurdu. Sonra biz Allah'ın (c.c) dilediği kadar orada kaldık. Sonrasında Rasulullah'a (s.a) develer getirildi ve bize üç deve verilmesini emretti. Biz oradan ayrılınca içimizden bazıları; "Allah (c.c) bunları bize bereketlendirmez. Zira biz Rasulullah'a gelip deve istedik, lakin o bize deve veremeyeceğine dair yemin etmesine rağmen bize bunları verdi." Bunun üzerine Ebu Musa dedi ki: "Biz geri Rasulullah'a (s.a) geldik ve bunu O'na anlattık. Bunun üzerine O (s.a): "Size develeri ben vermedim ki Allah verdi. Bir de ben Allah'ın izniyle bir şeye yemin eder ve sonra yeminden dönmeyi daha hayırlı görürsem kefaretini öder, yeminimden döner ve o hayırlı olanı yaparım." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kefâretü'l-Eymân 9, 2/615
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Gaylan b. Cerir el-Muavveli (Gaylan b. Cerir)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27774, B007094
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَزْهَرُ بْنُ سَعْدٍ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ ذَكَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِى شَأْمِنَا ، اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِى يَمَنِنَا » . قَالُوا وَفِى نَجْدِنَا . قَالَ « اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِى شَأْمِنَا ، اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِى يَمَنِنَا » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَفِى نَجْدِنَا فَأَظُنُّهُ قَالَ فِى الثَّالِثَةَ « هُنَاكَ الزَّلاَزِلُ وَالْفِتَنُ ، وَبِهَا يَطْلُعُ قَرْنُ الشَّيْطَانِ » .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Ezher b. Said, ona İbn Avn [Ebu Avn Abdullah], ona Nâfi' [Mevla İbn Ömer], ona da İbn Ömer'in haber verdiğine göre Hz. Peygamber (s.a) şöyle dua etti: "Allah'ım Şam'ımızı bize bereketli eyle, Yemen'imizi bize bereketli eyle." Yanındakiler; "Ey Allah'ın Rasulü Necid için de dua etsen" deyince Rasulullah (s.a) yine; "Allah'ım Şam'ımızı bize bereketli eyle, Yemen'imizi bize bereketli eyle." buyurdu. Onlar; "Ey Allah'ın Rasulü Necid için de dua etsen" dediler. Zannımca Rasulullah üçüncüde: "Necid, çalkantı ve fitne mekanıdır. Şeytanın ehli/yardımcıları da orada ortaya çıkar." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Fiten 16, 2/689
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
4. Ebu Bekir Ezher b. Sa'd el-Bâhilî (Ezher b. Sa'd)
5. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
Şeytan, aldatıcılığı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31513, İM003329
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ وَيَعْقُوبُ بْنُ حُمَيْدِ بْنِ كَاسِبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنِى سُهَيْلُ بْنُ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا أُتِىَ بِأَوَّلِ الثَّمَرَةِ قَالَ « اللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِى مَدِينَتِنَا وَفِى ثِمَارِنَا وَفِى مُدِّنَا وَفِى صَاعِنَا بَرَكَةً مَعَ بَرَكَةٍ » . ثُمَّ يُنَاوِلُهُ أَصْغَرَ مَنْ بِحَضْرَتِهِ مِنَ الْوِلْدَانِ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sabbah ve Yakup b. Humeyd b. Kâsib, onlara Abdülaziz b. Muhammed, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası [Ebu Salih es-Semmân], ona da Ebu Hureyre'nin (r.a) naklettiğine göre Rasulullah'a (s.a) meyvenin ilk çıkanı getirildiği zaman: "Allah'ım! Medinemize, meyvelerimize, müddümüze ve sâ'ımıza (ölçtüğümüze ve tarttığımıza) bereket üstüne bereket ver" diye duâ ederdi. Sonra o meyveyi huzurunda bulunan çocukların en küçüğüne verirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Et'ime 39, /541
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Yusuf Yakub b. Kasib el-Medenî (Yakub b. Humeyd b. Kasib)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Hz. Peygamber, duaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51711, DM003434
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا بَشِيرٌ - هُوَ ابْنُ الْمُهَاجِرِ - حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ : كُنْتُ جَالِساً عِنْدَ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- فَسَمِعْتُهُ يَقُولُ : « تَعَلَّمُوا سُورَةَ الْبَقَرَةِ ، فَإِنَّ أَخْذَهَا بَرَكَةٌ وَتَرْكَهَا حَسْرَةٌ ، وَلاَ يَسْتَطِيعُهَا الْبَطَلَةُ ». ثُمَّ سَكَتَ سَاعَةً ثُمَّ قَالَ : « تَعَلَّمُوا سُورَةَ الْبَقَرَةِ وَآلِ عِمْرَانَ فَإِنَّهُمَا الزَّهْرَاوَانِ ، وَإِنَّهُمَا تُظِلاَّنِ صَاحِبَهُمَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ كَأَنَّهُمَا غَمَامَتَانِ أَوْ غَيَايَتَانِ أَوْ فِرْقَانِ مِنْ طَيْرٍ صَوَافَّ ، وَإِنَّ الْقُرْآنَ يَلْقَى صَاحِبَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حِينَ يَنْشَقُّ عَنْهُ الْقَبْرُ كَالرَّجُلِ الشَّاحِبِ فَيَقُولُ لَهُ : هَلْ تَعْرِفُنِى؟ فَيَقُولُ : مَا أَعْرِفُكَ. فَيَقُولُ : أَنَا صَاحِبُكَ الْقُرْآنُ الَّذِى أَظْمَأْتُكَ فِى الْهَوَاجِرِ وَأَسْهَرْتُ لَيْلَكَ ، وَإِنَّ كُلَّ تَاجِرٍ مِنْ وَرَاءِ تِجَارَتِهِ ، وَإِنَّكَ الْيَوْمَ مِنْ وَرَاءِ كُلِّ تِجَارَةٍ فَيُعْطَى الْمُلْكَ بِيَمِينِهِ وَالْخُلْدَ بِشِمَالِهِ ، وَيُوضَعُ عَلَى رَأْسِهِ تَاجُ الْوَقَارِ ، وَيُكْسَى وَالِدَاهُ حُلَّتَيْنِ لاَ يُقَوَّمُ لَهُمَا الدُّنْيَا فَيَقُولاَنِ : بِمَ كُسِينَا هَذَا؟ وَيُقَالُ لَهُمَا : بِأَخْذِ وَلَدِكُمَا الْقُرْآنَ. ثُمَّ يُقَالُ لَهُ : اقْرَأْ وَاصْعَدْ فِى دَرَجِ الْجَنَّةِ وَغُرَفِهَا ، فَهُوَ فِى صُعُودٍ مَا دَامَ يَقْرَأُ هَذًّا كَانَ أَوْ تَرْتِيلاً ».
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Beşir -İbnu'l-Muhacir-, ona Abdullah b. Büreyde, ona da babası [Büreyde b. Husayb el-Eslemî] şöyle demiştir: "Birgün Hz. Peygamber'in (s.a) yanında otururken O'nun (s.a) şöyle buyurduğunu işittim: "Bakara suresini öğreniniz! Çünkü onu öğrenmek bereket, terk etmek ise hüsrandır. Batıl şeylerle uğraşanlar onu öğrenmeye güç yetiremezler!" Sonra Rasulullah (s.a) bir süre sustu ve ardından şöyle buyurdu: "Bakara ve Âl-i İmrân surelerini öğreniniz. Çünkü onlar iki nurdur. Kıyamet günü dostlarını (kendilerini dünyada terk etmeyenleri), iki bulut yahut iki gölgelik yahut da birbiri üzerine kanatlarını açmış iki kuş sürüsü gibi gölgelendireceklerdir! Şüphesiz kıyamet günü Kur'an, dünyada kendisine dost olan kimse kabri yarılıp da kalktığı zaman, onu yorgunluktan beti benzi atmış bir adam gibi karşılayacak ve ona "Beni tanıyor musun?" diyecektir. Adam "Seni tanımıyorum" deyince; "ben, seni öğle sıcaklarında susuz geceleri uykusuz bırakan dostun Kur'an'ım. Her tüccar, ticaretinin karşılığında bir kazanç bekler. Şüphesiz sen bugün her ticaretin üstünde (bir karşılık alacaksın)." der ve o kişinin sağ eline istediği her şeyin hükümranlığı sol eline de sonsuzluk verilir ve başına bir vakar tacı takılır. Anne ve babasına da, tüm dünyanın değerine yetişemeyeceği elbiseler giydirilir. Bunun üzerine o ikisi: "Bize bunlar niçin giydirildi?" derler. Onlara: "Evladınızın Kur'an'a sarılması sebebiyle" denilir. Sonra o kişiye (o Kur'an dostuna): "Haydi oku ve Cennet'in katları ile odalarına yüksel" denilir. O, Kur'an'ı hızlı yahut yavaş okuduğu sürece yükselir de yükselir." buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 15, 4/2135
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
3. Beşir b. Muhacir el-Ğanevi (Beşir b. Muhacir)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Kur'an, Al-i İmran suresinin fazileti
Kur'an, Bakara Suresi
Kur'an, Bakara Suresi'nin Fazileti
Kur'an, öğrenmek, öğretmek, okumak, okutmak
Kur'an, okumak ve yaşamak
Kur'an, Surelerin, Ayetlerin Faziletleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
137705, BS000973
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو طَاهِرٍ الْفَقِيهُ وَأَبُو يَعْلَى : حَمْزَةُ بْنُ عَبْدِ الْعَزِيزِ الْمُهَلَّبِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ : مُحَمَّدُ بْنُ الْحُسَيْنِ الْقَطَّانُ حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يُوسُفَ السُّلَمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ هَمَّامِ بْنِ مُنَبِّهٍ قَالَ هَذَا ما حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« بَيْنَمَا أَيُّوبُ يَغْتَسِلُ عُرْيَانًا خَرَّ عَلَيْهِ جَرَادٌ مِنْ ذَهَبٍ ، فَجَعَلَ أَيُّوبُ يَحْتَثِى فِى ثَوْبِهِ ، فَنَادَاهُ رَبُّهُ : يَا أَيُّوبُ أَلَمْ أَكُنْ أَغْنَيْتُكَ عَمَّا تَرَى؟ قَالَ : بَلَى يَا رَبِّ ، وَلَكِنْ لاَ غِنَى لِى عَنْ بَرَكَتِكَ ».
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Tahâret 973, 2/110
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
5. Ebu Hasan Ahmed b. Yusuf el-Ezdi (Ahmed b. Yusuf b. Halid b. Salim b. Zaviye)
6. Ebu Bekir Muhammed b. Hüseyin en-Nisaburi (Muhammed b. Hüseyin b. Hasan b. Halil)
7. Hamza b. Abdülaziz el-Mühellebi (Hamza b. Abdülaziz b. Muhammed b. Ahmed b. Hamza)
7. Ebu Tahir Muhammed b. Mahmiş ez-Ziyâdî (Muhammed b. Muhammed b. Mahmiş b. Ali b. Davud b. Eyyüb)
Konular:
Adab, yıkanma adabı
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
KTB, ADAB
Peygamberler, Hz. Eyyub
Temizlik, Gusül
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بن عَلِيٍّ الصَّائِغُ الْمَكِّيُّ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَنْصُورٍ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بن عَيَّاشٍ ، ح
وَحَدَّثَنَا خَيْرُ بن عَرَفَةَ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بن عَبْدِ رَبِّهِ الْجُرْجُسِيُّ الْحِمْصِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بن إِسْحَاقَ السَّرَّاجُ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بن يَحْيَى النَّيْسَابُورِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بن عَبْدِ الْوَهَّابِ بن نَجْدَةَ الْحَوْطِيُّ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ بن الْوَلِيدِ ، كِلاهُمَا ، عَنْ بَحِيرِ بن سَعْدٍ ، عَنْ خَالِدِ بن مَعْدَانَ ، عَنِ الْمِقْدَامِ بن مَعْدِي كَرِبَ ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ الأَنْصَارِيِّ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كِيلُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163779, MK003859
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بن عَلِيٍّ الصَّائِغُ الْمَكِّيُّ ، حَدَّثَنَا سَعِيدُ بن مَنْصُورٍ ، حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بن عَيَّاشٍ ، ح
وَحَدَّثَنَا خَيْرُ بن عَرَفَةَ الْمِصْرِيُّ ، حَدَّثَنَا يَزِيدُ بن عَبْدِ رَبِّهِ الْجُرْجُسِيُّ الْحِمْصِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بن إِسْحَاقَ السَّرَّاجُ ، حَدَّثَنَا يَحْيَى بن يَحْيَى النَّيْسَابُورِيُّ ، ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بن عَبْدِ الْوَهَّابِ بن نَجْدَةَ الْحَوْطِيُّ ، حَدَّثَنَا أَبِي ، حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ بن الْوَلِيدِ ، كِلاهُمَا ، عَنْ بَحِيرِ بن سَعْدٍ ، عَنْ خَالِدِ بن مَعْدَانَ ، عَنِ الْمِقْدَامِ بن مَعْدِي كَرِبَ ، عَنْ أَبِي أَيُّوبَ الأَنْصَارِيِّ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : كِيلُوا طَعَامَكُمْ يُبَارَكْ لَكُمْ فِيهِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cem-i kebîr, Halid b. Zeyd b. Küleyb Ebu Eyyub el-Ensarî Bedrî 3859, 3/967
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Yahya Mikdam b. Ma'dikerib el-Kindî (Mikdam b. Ma'dikerib b. Amr b. Zeyd)
3. Ebu Abdullah Halid b. Ma'dân el-Kilâ'î (Halid b. Ma'dân b. Ebu Küreyb)
4. Ebu Halid Bahîr b. Sa'd es-Suhûlî (Bahîr b. Sa'd)
5. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
5. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
6. Ebu Muhammed Abdulvehhab b. Necde el-Hûtî (Abdulvehhab b. Necde)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
6. Ebu Fadl Yezid b. Abdürabbih el-Cürcüsî (Yezid b. Abdürabbih)
6. Said b. Mansur el-Horasânî (Ebû Osman Said b Mansur b. Şu'be)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Ali es-Sâiğ (Muhammed b. Ali b. Zeyd)
7. Ebu Tahir Hayr b. Arafe et-Tücîbî (Hayr b. Arafe b. Abdullah b. Kâmil)
7. Ebu Bekir İsmail b. İshak Sekafi (İsmail b. İshak b. İbrahim b. Mihran)
7. Ebu Abdullah Ahmed b. Abdulvehhab Huti (Ahmed b. Abdulvehhab b. Necde)
Konular:
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Ticaret, Ölçü ve Tartıda dikkatli olmak