69 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Mu’aviye, ona A’meş, ona da Şakik şöyle demiştir: "Muaviye, hasta olan dayısı Ebu Haşim b. Utbe’yi ziyarete gitti. Ravi der ki: Ebu Haşim ağladı. Bunun üzerine Muâviye ona 'Dayı, neden ağlıyorsun? Çektiğin acılara mı dayanamıyorsun, yoksa dünya (malına) olan düşkünlükten mi?' diye sordu. Ebu Haşim şöyle cevap verdi: Hayır asla ağrıdan değil. Ben Hz. Peygamber'in (sav) bize yaptığı bir tavsiyeden dolayı (onu tutmadığımız için ağlıyorum). Hz. Peygamber (sav) ‘Ey Ebu Haşim! Belki de sen bir topluluğun sahip olduğu maldan daha fazlasına kavuşacaksın. Ancak biriktirdiğin maldan bir hizmetçi ve Allah yolunda bir binek hayvanı sana yeter’ buyurmuştu. Ben şu anda çok mal biriktirdiğimi görüyorum."
Açıklama: inkıtadan dolayı zayıftır.
Bize Abdurrezzak, ona Süfyan, ona da A’meş ve Mansur Ebu Vail, “Muaviye, hasta olan Ebu Haşim b. Utbe’yi ziyarete gitti bu esnada Ebu Hâşim ağlıyordu” dedi ve bir önceki hadisin manasını aktardı.
Açıklama: hadisin tam metni için HM015749 numaralı rivayete bakınız.
Bize Hişâm b. Ammâr ed-Dımaşkî, ona Muhammed b. İsa b. Sümey', ona İbrahim b. Süleyman el-Eftas, ona Velîd b. Abdurrahman el-Cüraşî, ona Cübeyr b. Nüfeyr, ona da Ebu Derdâ şöyle rivayet etmiştir: "Bizler fakirlikten bahsedip ondan endişe ettiğimiz bir esnada Rasulullah (sav) yanımıza çıkagelip şöyle buyurdu: 'Fakirlikten mi korkuyorsunuz? Canımı kudretinde bulunduran zata and olsun ki, dünya (nimetleri) üzerinize bol bol akıtılacak! Öyle ki, ondan başka bir şey sizden birinin kalbini kaydırmayacaktır! Vallahi! Gecesi ve gündüzü eşit olarak apaydınlık bir yol üzere sizi bırakıyorum!" buyurdu. Ebu Derdâ, "Vallahi! Rasulullah (sav) doğru söylemiştir. Vallahi! O, bizi, gecesi ve gündüzü eşit olarak apaydınlık bir yol üzere bıraktı."
Bize Ebu Nuaym, ona Seyf b. Ebu Süleyman, ona Mücahid, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla şöyle rivayet etmiştir: Abdurrahman b. Ebu Leylâ, Medâin'de Huzeyfe'nin yanındayken Huzeyfe su istemiş. Bir Mecusi (gümüş bir bardakla) su getirip Huzeyfe'nin eline verdiğinde, Huzeyfe bardağı fırlatmış ve “ben seni, bu bardakla bana su getirmemen konusunda bir kaç defa uyarmamış olsaydım neyse” dedi. O bu sözü ile sanki “uyarmamış olsaydım, bardağı fırlatmazdım” demek istemiştir. Sonra Huzeyfe “Ancak ben Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu işittim” dedi: "İpek ve atlas kumaşlardan elbise giymeyin, altın ve gümüş kaplardan da su içmeyin, altın ve gümüş tabaklarda yemek de yemeyin. Çünkü bunlar, bu dünyada onların (kafirlerin), ahirette de bizim için olacaktır."
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona da Mücâhid'in bildirdiğine göre İbn Ebu Leylâ şöyle demiştir: Biz Huzeyfe (ra) ile birlikte sefere çıktık. Huzeyfe, Rasûlullah (sav)'in şöyle buyurduğunu aktardı: "Altın ve gümüş kaplardan içmeyin, ipek ve atlas elbiseler giymeyin. Çünkü bunlar dünyada kafirlerin, ahirette ise sizindir."
Şüphesiz bize kavuşacağını ummayan ve dünya hayatına razı olup onunla yetinerek tatmin olan kimseler ile âyetlerimizden gafil olanlar var ya.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لا ياتي الخير الا بالخير