82 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Ca’fer ve Abdurrahman b. Mehdi, bu ikisine Şu’be, ona Hişam b. Zeyd Enes b. Mâlik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Biz (bir yolculukta) Merrü’z-zahrân (denilen semt) den geçerken bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Yolcular onun arkasından koştularsa da yorulup aciz kaldılar. Bunun üzerine ben koştum ve nihayet hayvana yetiştim ve yakalayıp Ebu Talha’ya getirdim. Ebu Talha da tavşanı kesti ve butu ile uyluğunun üst tarafını (benimle) Hz. Peygamber’e (sav) gönderdi. Peygamber (sav) de bu hediyeyi kabul etti.”
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Ca’fer ve Abdurrahman b. Mehdi, bu ikisine Şu’be, ona Hişam b. Zeyd Enes b. Mâlik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Biz (bir yolculukta) Merrü’z-zahrân (denilen semt) den geçerken bir tavşanı ürkütüp kaçırdık. Yolcular onun arkasından koştularsa da yorulup aciz kaldılar. Bunun üzerine ben koştum ve nihayet hayvana yetiştim ve yakalayıp Ebu Talha’ya getirdim. Ebu Talha da tavşanı kesti ve butu ile uyluğunun üst tarafını (benimle) Hz. Peygamber’e (sav) gönderdi. Peygamber de bu hediyeyi kabul etti.”
Bize Ebü’l-Velid, ona Şu’be, ona Hişam b. Zeyd b. Enes, Enes b. Mâlik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Biz Merru’z-zahran denilen yerde iken bir tavşan ürkütüp kaçırmıştık. Bunun üzerine topluluktakiler (yakalamak için peşinden) koşmuş, ama (yakalayamadan) yorulmuşlardı. Sonra ben onu tutmuş ve Ebu Talha’ya getirmiştim. O da onu boğazlamış ve iki uyluğunun üst taraflarını -veya “iki budunu” (Şu’be, hocasının hangisini söylediğinde şüphe etmiştir)- Rasulullah’a (sav) göndermiş, (Rasul-i Ekrem de) onları kabul buyurmuştu.
Ve bu hadisi bize Ebu'r-Rabî ve Kuteybe, onlara Hammâd rivayet etti; (T) ve bana Züheyr b. Harb, ona İsmail, her ikisine (yani ilk seneddeki Hammâd ile ikinci seneddeki İsmail'e) Eyyûb; (T) Ve bize İbn Nümeyr, ona babası, ona Malik b. Miğvel; (T) Ve bana Hârun b. Abdullah, ona Muhammed b. Bekr, ona İbn Cüreyc; (T) Ve bize Hârun b. Abdullah, ona Şücâ b. Velid, ona Musa b. Ukbe; (T) Ve bize Harun b. Said el-Eylî, ona İbn Vehb, ona Üsâme; onların tamamına Nafi, ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'den (sav), keler hakkında Leys'in Nâfi'den rivayet ettiği hadis ile aynı manada rivayet etti. [İlgili hadis: Bir adam Rasulullah'a (sav) keler yemenin caiz olup olmadığını sordu. Rasulullah (sav) “Ben onu ne yerim ne de haram ederim” buyurdu.] Şu kadar var ki Eyyub'un rivayet ettiği hadiste "Rasulullah'a (sav) bir keler getirildi, onu ne yedi, ne de haram etti"; Üsâme'nin rivayet ettiği hadiste "Rasulullah (sav) minberdeyken mescitteki bir adam ayağa kalktı…" denilmektedir.