Giriş

Bize Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Şube, ona Ebu Hasan -Ebu Davud: Ebu Hasan, Muhacir'dir-, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer şöyle rivayet etmiştir: Biz, Hz. Peygamber ile beraberdik. Müezzin öğle ezanını okumak istedi. Hz. Peygamber, ona "serinliğe bırak" buyurdu. Sonra müezzin yine ezanı okumak istedi. Hz. Peygamber, -iki ya da üç defa-"serinliğe bırak" buyurup bizler, şu tepeciklerin gölgesini görene kadar (ezanı okuma) dedi. Ardından, "şüphesiz ki sıcaklığın şiddeti cehennemin ateşinin yayılıp yükselmesindendir; bundan dolayı sıcaklık şiddetli olduğunda namazı serinliğe bırakın" buyurdu.


Açıklama: Sıcaklığın şiddetinin, Cehennem ateşi ile ilişkilendirilmesi, mecazi bir anlatımdır. Cehennem sıcağında insan kendi derdine düşecektir, dolayısıyla aşırı sıcakta kılınacak namazda da insan, huşu içinde olamayacaktır. Bu nedenle güneşin yakıcı olduğu zamanlarda öğle namazının biraz geçiktirilerek kılınması istenmiştir.

    Öneri Formu
4629 D000401 Ebu Davud, Salat, 4

Bize Muhammed b. Seleme el-Muradî, ona Vehb, ona Üsame b. Zeyd el-Leysî, ona da İbn Şihab şöyle rivayet etti: Ömer b. Abdülaziz minberde oturuyordu, ikindi namazını biraz geciktirmişti. Urve b. Zübeyr, ona Dikkat edin, Cebrâil (as), Mahammed'e (sav) namaz vakitlerini bildirmiştir dedi. Bunun üzerine Ömer, ona ne dediğini bil de konuş dedi. Urve de ona bana Beşîr b. Ebu Mesud, ona da Ebu Mesud, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cebrail (as) geldi ve bana namaz vakitlerini bildirdi; benimle öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarını kıldı. (Bu esnada) Hz. Peygamber, parmakları ile beş vakit namazı sayıyordu. Ben (Ebu Mesud el-Ensarî), Hz. Peygamber'i, öğle namazını güneş batıya meylederken -ki belki de sıcağın şiddetinden dolayı namazı geciktirmişti-; ikindi namazını, güneş tepede, ışıklarını saçıp sarılığın nüfuz etmesinden önce -öyle ki, birisi, ikindi namazını kılıp güneş batmadan Zü'l-huleyfe'ye gelebilirdi-; akşam namazını güneş batarken; yatsı namazını ufuk kararırken - belki de insanların toplanabilmesi için geciktirdi-; sabah namazını ise bir defasında ortalık karanlık iken, bir defasında da ortalık aydınlık iken kıldığını gördüm. Sonraları ise sabah namazını vefatına kadar alaca karanlıkta kılar, günün aydınlanmasına kadar geciktirmedi." [Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi Zührî'den Ma'mer, Mâlik, İbn Uyeyne, Şuayb b. Ebu Hamza, Leys b. Sa'd ve başkaları rivayet ettiler. Ancak ne Hz. Peygamber'in namaz kıldığı vakitleri zikrettiler ne de tefsir ettiler.] [Aynı şekilde bu hadisi, Hişam b. Urve ve Habîb b. Ebu Merzûk Urve'den; Mamer ve ashabının rivayetine benzer şekilde rivayet ettiler. Bunlardan sadece Habib, Beşir'i zikretmedi. Bu hadisi Vehb b. Keysân, Cabir b. Abdullah'dan, o da Hz. Peygamber'den akşam namazının vakti hakkında, Sonra Cebrâil -ertesi gün-, güneş battığında akşam namazı için Hz. Peygamber'e geldi ve aynı vakitte (namazı, onunla kıldı.) şeklinde rivayet etti.] [Ebu Davud dedi ki: Aynı şekilde Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den ertesi gün (Cebrail), akşam namazını aynı vakitte benimle beraber kıldı şeklinde rivayet etti.] [Bu hadis aynı şekilde, Hassan b. Atiyye'den, o Amr b. Şuayb'dan, o babasından, o Amr'ın dedesi Abdullah b. Amr b. Âs'dan, o da Hz. Peygamber'den naklen rivayet edilmiştir.]


    Öneri Formu
4622 D000394 Ebu Davud, Salat, 2

Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etti: "Birisi Hz. Peygamber'e (namaz vakitleri hakkında) sordu, o ise cevap vermeyerek Bilal'e ezan okumasını emretti ve fecir doğduğu zaman sabah namazını kıldı. Öyle ki bu esnada kişi, arkadaşının yüzünü tanıyamıyor ya da yanında saf tutanı bilemiyordu. Sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve öğle namazını güneş batıya meylettiği zaman kıldı. Öyle ki (cemaatin) en bilgilisi, gündüzün ortasında (mı kılıyor)! dedi. Daha sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş ışınları beyaz ve kendisi de yüksekte iken ikindi namazını kıldı. Daha sonra, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş battığında akşam namazını kıldı. Daha sonra Bilal'e ezan okumasını emretti ve şafak kaybolduğunda yatsı namazını kıldı. Ertesi gün olunca sabah namazını kıldı ve (mescitten) ayrıldı; öyle ki biz güneş doğdu! dedik. Sonra öğle namazını, ikindi vaktinden hemen önce kıldı. İkindi namazını, güneş sarardığında -ya da batarken- kıldı. Akşam namazını, şafak kaybolmadan önce kıldı. Yatsı namazını ise gecenin üçte birine doğru kıldı. Daha sonra: 'Namaz vakitleri hakkında soran nerededir?' diye sordu. Ardından da 'Namaz vakti, bu iki vakit arasındadır' buyurdu." [Ebu Davud şöyle dedi: Süleyman b. Musa, Ata'dan, o Cabir'den, o da Hz. Peygamber'den, akşam namazının vakti hakkında yukarıdaki hadise benzer bir hadis rivayet etti ve dedi ki: Sonra yatsı namazını kıldı.] [Bazıları, gecenin üçte birine doğru; bazıları, gece yarısına doğru dediler. Aynı şekilde bunu, İbn Büreyde, babası Büreyde b. Husayb'dan, o da Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.]


    Öneri Formu
4623 D000395 Ebu Davud, Salat, 2


    Öneri Formu
4000 B000577 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 27


    Öneri Formu
4001 B000578 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 27


    Öneri Formu
4003 B000580 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 29


    Öneri Formu
4006 B000583 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 30


    Öneri Formu
4008 B000585 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 31


    Öneri Formu
4009 B000586 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 31


    Öneri Formu
4010 B000587 Buhari, Mevakıtu's-Salat, 31