Bana Yahya b. Saîd, ona Osman b. Gıyâs, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî şöyle dediler:
"Biz Abdullah b. Ömer ile karşılaştık ve ona kader konusunda konuşanlardan ve onların söylediklerinden bahsettik. O da bize şöyle dedi: Onlara geri döndüğünüzde 'İbn Ömer’in sizinle hiçbir bağı, sizin de onunla hiçbir bağınız yoktur' deyin. Bunu üç defa tekrar etti, sonra “Bana babam Ömer b. Hattâb (ra) şöyle haber verdi” dedi:
"Biz, Hz. Peygamber'in (sav) yanında otururken, birden yanı başımıza saçları siyah, elbisesi bembeyaz, üzerinde hiç yolculuk izi bulunmayan, fakat içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir adam geldi, dizlerini Hz. Peygamber'in (sav) dizlerine dayadı ve ellerini onun uyluklarının üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm nedir, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve Kâbe’yi hac etmendir' buyurdu. Adam 'Peki, îman nedir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İman; Allah’a, meleklerine, cennete, cehenneme, ölümden sonra dirilişe ve hayır ve şerriyle kaderin tamamına iman etmendir' buyurdu. Adam 'İhsan nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'İhsan; Allah’a O’nu görüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de, şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Adam 'Peki kıyamet ne zaman kopacaktır?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili değildir' buyurdu. Adam 'Peki onun alâmetleri nelerdir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Baldırı çıplak, yalın ayak, yoksul, koyun çobanı kimseler, yüksek bina yapmakta yarıştıklarında ve cariyeler efendilerini doğurduklarında, bu kıyametin alâmetlerindendir' buyurdu. Sonra (adam çekip gitti.) Hz. Peygamber (sav) şöyle 'O adamı bana getirin' buyurdu. Ama aradılar, bir şey bulamadılar. Aradan iki ya da üç gün geçtikten sonra Hz. Peygamber (sav) bana dönerek 'Ey Hattâb oğlu! O soruyu soran kimdi biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'O, Cebrâil’di. Size dininizi öğretmek için gelmişti' buyurdu."
"Sonra Cüheyne veya Muzeyne kabilesinden bir adam Hz. Peygamber' (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Bizim yaptığımız işler önceden yazılmış bir şeye göre mi, yoksa şimdi yeni baştan mı belirleniyor?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Daha önce yazılmış ve takdir edilmiş bir şeye göre yapıyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine oradakilerden biri —ya da birkaçı— 'Öyleyse niçin amel ediyoruz?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cennetlik olanlara, cennet ehlinin ameli kolaylaştırılır, cehennemlik olanlara da cehennem ehlinin ameli' buyurdu."
[Yahyâ der ki: Evet, bu rivayet tam da senin bana okuduğun gibidir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37863, HM000184
Hadis:
قَالَ قَرَأْتُ عَلَى يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ عُثْمَانَ بْنِ غِيَاثٍ حَدَّثَنِي عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ يَعْمَرَ وَحُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحِمْيَرِيِّ قَالَا لَقِينَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ فَذَكَرْنَا الْقَدَرَ وَمَا يَقُولُونَ فِيهِ فَقَالَ إِذَا رَجَعْتُمْ إِلَيْهِمْ فَقُولُوا إِنَّ ابْنَ عُمَرَ مِنْكُمْ بَرِيءٌ وَأَنْتُمْ مِنْهُ بُرَآءُ ثَلَاثَ مِرَارٍ ثُمَّ قَالَ أَخْبَرَنِي عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنَّهُمْ بَيْنَا هُمْ جُلُوسٌ أَوْ قُعُودٌ عِنْدَ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ جَاءَهُ رَجُلٌ يَمْشِي حَسَنُ الْوَجْهِ حَسَنُ الشَّعْرِ عَلَيْهِ ثِيَابُ بَيَاضٍ فَنَظَرَ الْقَوْمُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ مَا نَعْرِفُ هَذَا وَمَا هَذَا بِصَاحِبِ سَفَرٍ ثُمَّ قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ آتِيكَ قَالَ نَعَمْ فَجَاءَ فَوَضَعَ رُكْبَتَيْهِ عِنْدَ رُكْبَتَيْهِ وَيَدَيْهِ عَلَى فَخِذَيْهِ فَقَالَ مَا الْإِسْلَامُ قَالَ شَهَادَةُ أَنْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللَّهِ وَتُقِيمُ الصَّلَاةَ وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ وَتَصُومُ رَمَضَانَ وَتَحُجُّ الْبَيْتَ قَالَ فَمَا الْإِيمَانُ قَالَ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلَائِكَتِهِ وَالْجَنَّةِ وَالنَّارِ وَالْبَعْثِ بَعْدَ الْمَوْتِ وَالْقَدَرِ كُلِّهِ قَالَ فَمَا الْإِحْسَانُ قَالَ أَنْ تَعْمَلَ لِلَّهِ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ قَالَ فَمَتَى السَّاعَةُ قَالَ مَا الْمَسْئُولُ عَنْهَا بِأَعْلَمَ مِنْ السَّائِلِ قَالَ فَمَا أَشْرَاطُهَا قَالَ إِذَا الْعُرَاةُ الْحُفَاةُ الْعَالَةُ رِعَاءُ الشَّاءِ تَطَاوَلُوا فِي الْبُنْيَانِ وَوَلَدَتْ الْإِمَاءُ رَبَّاتِهِنَّ قَالَ ثُمَّ قَالَ عَلَيَّ الرَّجُلَ فَطَلَبُوهُ فَلَمْ يَرَوْا شَيْئًا فَمَكَثَ يَوْمَيْنِ أَوْ ثَلَاثَةً ثُمَّ قَالَ يَا ابْنَ الْخَطَّابِ أَتَدْرِي مَنْ السَّائِلُ عَنْ كَذَا وَكَذَا قَالَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَعْلَمُ قَالَ ذَاكَ جِبْرِيلُ جَاءَكُمْ يُعَلِّمُكُمْ دِينَكُمْ قَالَ وَسَأَلَهُ رَجُلٌ مِنْ جُهَيْنَةَ أَوْ مُزَيْنَةَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ أَفِي شَيْءٍ قَدْ خَلَا أَوْ مَضَى أَوْ فِي شَيْءٍ يُسْتَأْنَفُ الْآنَ قَالَ فِي شَيْءٍ قَدْ خَلَا أَوْ مَضَى فَقَالَ رَجُلٌ أَوْ بَعْضُ الْقَوْمِ يَا رَسُولَ اللَّهِ فِيمَا نَعْمَلُ قَالَ أَهْلُ الْجَنَّةِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ الْجَنَّةِ وَأَهْلُ النَّارِ يُيَسَّرُونَ لِعَمَلِ أَهْلِ النَّارِ قَالَ يَحْيَى قَالَ هُوَ هَكَذَا يَعْنِي كَمَا قَرَأْتَ عَلَيَّ
Tercemesi:
Bana Yahya b. Saîd, ona Osman b. Gıyâs, ona Abdullah b. Büreyde, ona da Yahya b. Ya'mer ve Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî şöyle dediler:
"Biz Abdullah b. Ömer ile karşılaştık ve ona kader konusunda konuşanlardan ve onların söylediklerinden bahsettik. O da bize şöyle dedi: Onlara geri döndüğünüzde 'İbn Ömer’in sizinle hiçbir bağı, sizin de onunla hiçbir bağınız yoktur' deyin. Bunu üç defa tekrar etti, sonra “Bana babam Ömer b. Hattâb (ra) şöyle haber verdi” dedi:
"Biz, Hz. Peygamber'in (sav) yanında otururken, birden yanı başımıza saçları siyah, elbisesi bembeyaz, üzerinde hiç yolculuk izi bulunmayan, fakat içimizden hiç kimsenin tanımadığı bir adam geldi, dizlerini Hz. Peygamber'in (sav) dizlerine dayadı ve ellerini onun uyluklarının üzerine koyarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Bana İslâm nedir, anlat' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İslâm; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasulü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman ve Kâbe’yi hac etmendir' buyurdu. Adam 'Peki, îman nedir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'İman; Allah’a, meleklerine, cennete, cehenneme, ölümden sonra dirilişe ve hayır ve şerriyle kaderin tamamına iman etmendir' buyurdu. Adam 'İhsan nedir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'İhsan; Allah’a O’nu görüyormuşçasına kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de, şüphesiz O seni görmektedir' buyurdu. Adam 'Peki kıyamet ne zaman kopacaktır?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Bu konuda sorulan, sorandan daha bilgili değildir' buyurdu. Adam 'Peki onun alâmetleri nelerdir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Baldırı çıplak, yalın ayak, yoksul, koyun çobanı kimseler, yüksek bina yapmakta yarıştıklarında ve cariyeler efendilerini doğurduklarında, bu kıyametin alâmetlerindendir' buyurdu. Sonra (adam çekip gitti.) Hz. Peygamber (sav) şöyle 'O adamı bana getirin' buyurdu. Ama aradılar, bir şey bulamadılar. Aradan iki ya da üç gün geçtikten sonra Hz. Peygamber (sav) bana dönerek 'Ey Hattâb oğlu! O soruyu soran kimdi biliyor musun?' diye sordu. Ben 'Allah ve Rasulü daha iyi bilir' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'O, Cebrâil’di. Size dininizi öğretmek için gelmişti' buyurdu."
"Sonra Cüheyne veya Muzeyne kabilesinden bir adam Hz. Peygamber' (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Bizim yaptığımız işler önceden yazılmış bir şeye göre mi, yoksa şimdi yeni baştan mı belirleniyor?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Daha önce yazılmış ve takdir edilmiş bir şeye göre yapıyorsunuz' buyurdu. Bunun üzerine oradakilerden biri —ya da birkaçı— 'Öyleyse niçin amel ediyoruz?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Cennetlik olanlara, cennet ehlinin ameli kolaylaştırılır, cehennemlik olanlara da cehennem ehlinin ameli' buyurdu."
[Yahyâ der ki: Evet, bu rivayet tam da senin bana okuduğun gibidir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ömer b. Hattab 184, 1/131
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Humeyd b. Abdurrahman el-Himyerî (Humeyd b. Abdurrahman)
3. Yahya b. Ya'mer el-Kaysî (Yahya b. Ya'mer)
4. Abdullah b. Büreyde el-Eslemî (Abdullah b. Büreyde Husayb b. Abdullah b. Hâris b. el-A'rec b. Sa'd b. Rezzâh b. Adi b. Sehm b)
5. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
İhlas, ihlas ve samimiyet
İhsan, ihsan nedir?
İman, imanın esasları
İnanç, Cibril Hadisi
İslam, islam nedir?
İslam, İslamın Şartları
Kıyamet, alametleri
KTB, İMAN
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ الْفَضْلِ قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شَيْبَانَ قَالَ قُلْتُ لأَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدِّثْنِى بِشَىْءٍ سَمِعْتَهُ مِنْ أَبِيكَ سَمِعَهُ أَبُوكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيْسَ بَيْنَ أَبِيكَ وَبَيْنَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَدٌ فِى شَهْرِ رَمَضَانَ . قَالَ نَعَمْ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: " إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَرَضَ صِيَامَ رَمَضَانَ عَلَيْكُمْ وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ فَمَنْ صَامَهُ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ "
Bize Muhammed b. Abdullah b. Mübârek, ona Hişâm, ona Kâsım b. Fadl, ona da Nadr b. Şeybân şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Seleme b. Abdurrahman'a “Ramazan hakkında, babanla Rasulullah (sav) arasındaki başka bir kimsenin olmadığı ve senin de babandan işittiğin bir hadisi bana naklet” dedim. O da “olur” deyip Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Allah tebâreke ve teâla size Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de sizlere teravihi sünnet kıldım. Kim inanarak ve karşılığını da Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutup, Ramazanı ibadetle geçirirse, anasından doğduğu gün gibi geçmiş günahları bağışlanır."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20623, N002212
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا أَبُو هِشَامٍ قَالَ حَدَّثَنَا الْقَاسِمُ بْنُ الْفَضْلِ قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شَيْبَانَ قَالَ قُلْتُ لأَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدِّثْنِى بِشَىْءٍ سَمِعْتَهُ مِنْ أَبِيكَ سَمِعَهُ أَبُوكَ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيْسَ بَيْنَ أَبِيكَ وَبَيْنَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَدٌ فِى شَهْرِ رَمَضَانَ . قَالَ نَعَمْ حَدَّثَنِى أَبِى قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: " إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَرَضَ صِيَامَ رَمَضَانَ عَلَيْكُمْ وَسَنَنْتُ لَكُمْ قِيَامَهُ فَمَنْ صَامَهُ وَقَامَهُ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ "
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Mübârek, ona Hişâm, ona Kâsım b. Fadl, ona da Nadr b. Şeybân şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Seleme b. Abdurrahman'a “Ramazan hakkında, babanla Rasulullah (sav) arasındaki başka bir kimsenin olmadığı ve senin de babandan işittiğin bir hadisi bana naklet” dedim. O da “olur” deyip Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Allah tebâreke ve teâla size Ramazan orucunu farz kıldı. Ben de sizlere teravihi sünnet kıldım. Kim inanarak ve karşılığını da Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutup, Ramazanı ibadetle geçirirse, anasından doğduğu gün gibi geçmiş günahları bağışlanır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sıyâm 40, /2231
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Nadr b. Şeyban el-Huddânî (Nadr b. Şeyban)
4. Ebu Muğîra Kasım b. Fadl el-Huddanî (Kasım b. Fadl)
5. Ebu Hişam Muğira b. Seleme el-Mahzumi (Muğira b. Seleme)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Abdullah el-Mahrami (Muhammed b. Abdullah b. Mübarek)
Konular:
İbadet, Gece İbadeti, Teheccüt, Ramazanda gece ibadeti
İhlas, ihlas ve samimiyet
Nafile ibadet, geceleyin
Ramazan, Ramazan ayının fazileti
Bize Muhammed b. Sehl et-Temîmî, ona İbn Ebu Meryem, ona Nâfi b. Yezid, ona Ebu Hâni, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Gazveya ya da seriyyeye katılıp ganimetle salimen yurduna dönen savaşçılar, ecirlerinin üçte ikisini peşinen Rablerinden kazanmış olurlar. Gazveye veya seriyyeye katılıp da yenilen veya yara alan savaşçılar ise ecirlerinin tamamını elde ederler."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3137, M004926
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ سَهْلٍ التَّمِيمِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ أَخْبَرَنَا نَافِعُ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنِى أَبُو هَانِئٍ حَدَّثَنِى أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ الْحُبُلِىُّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"مَا مِنْ غَازِيَةٍ أَوْ سَرِيَّةٍ تَغْزُو فَتَغْنَمُ وَتَسْلَمُ إِلاَّ كَانُوا قَدْ تَعَجَّلُوا ثُلُثَىْ أُجُورِهِمْ. وَمَا مِنْ غَازِيَةٍ أَوْ سَرِيَّةٍ تُخْفِقُ وَتُصَابُ إِلاَّ تَمَّ أُجُورُهُمْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sehl et-Temîmî, ona İbn Ebu Meryem, ona Nâfi b. Yezid, ona Ebu Hâni, ona Ebu Abdurrahman el-Hubullî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Gazveya ya da seriyyeye katılıp ganimetle salimen yurduna dönen savaşçılar, ecirlerinin üçte ikisini peşinen Rablerinden kazanmış olurlar. Gazveye veya seriyyeye katılıp da yenilen veya yara alan savaşçılar ise ecirlerinin tamamını elde ederler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4926, /813
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Meafirî (Abdullah b. Yezid)
3. Humeyd b. Hani el-Havlanî (Humeyd b. Hani)
4. Nafi b. Yezid el-Kelaî (Nafi b. Yezid)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
6. Muhammed b. Sehl et-Temimî (Muhammed b. Sehl b. Asker)
Konular:
Ganimet, hak sahiplerine taksimi
Ganimet, helal kılınmıştır
İhlas, ihlas ve samimiyet
KTB, CİHAD
Bize İshak b. İbrahim, ona Fadl b. Dükeyn, ona da Nasr b. Ali şöyle rivayet etmiştir:
"Nadr b. Şeybân, Ebu Seleme b. Abdurrahman ile karşılaştı ve ona 'Bana Ramazan ayı hakkında duyduğun en faziletli şeyi rivayet et' dedi. Bunun üzerine Ebu Seleme, Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğüne dair Hz. Abdurrahman b. Avf'ın Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiklerini aktardı ve Hz. Peygamber'in 'Kim inanarak ve karşılığını da Allah'tan bekleyerek Ramazanı ibadet ederek geçirirse, anasından doğduğu gün gibi geçmiş günahları bağışlanır' buyurduğunu söyledi."
[Ebu Abdurraman (en-Nesâî) der ki: Bu rivayet hatalıdır. Doğrusu, Ebu Seleme'nin Ebu Hureyre'den naklettiği hadistir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20621, N002210
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ دُكَيْنٍ قَالَ حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا النَّضْرُ بْنُ شَيْبَانَ أَنَّهُ لَقِىَ أَبَا سَلَمَةَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ فَقَالَ لَهُ حَدِّثْنِى بِأَفْضَلِ شَىْءٍ سَمِعْتَهُ يُذْكَرُ فِى شَهْرِ رَمَضَانَ . فَقَالَ أَبُو سَلَمَةَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَوْفٍ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ ذَكَرَ شَهْرَ رَمَضَانَ فَفَضَّلَهُ عَلَى الشُّهُورِ وَقَالَ « مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا خَرَجَ مِنْ ذُنُوبِهِ كَيَوْمِ وَلَدَتْهُ أُمُّهُ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ هَذَا خَطَأٌ وَالصَّوَابُ أَبُو سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ .
Tercemesi:
Bize İshak b. İbrahim, ona Fadl b. Dükeyn, ona da Nasr b. Ali şöyle rivayet etmiştir:
"Nadr b. Şeybân, Ebu Seleme b. Abdurrahman ile karşılaştı ve ona 'Bana Ramazan ayı hakkında duyduğun en faziletli şeyi rivayet et' dedi. Bunun üzerine Ebu Seleme, Ramazan ayının diğer aylara olan üstünlüğüne dair Hz. Abdurrahman b. Avf'ın Hz. Peygamber'den (sav) rivayet ettiklerini aktardı ve Hz. Peygamber'in 'Kim inanarak ve karşılığını da Allah'tan bekleyerek Ramazanı ibadet ederek geçirirse, anasından doğduğu gün gibi geçmiş günahları bağışlanır' buyurduğunu söyledi."
[Ebu Abdurraman (en-Nesâî) der ki: Bu rivayet hatalıdır. Doğrusu, Ebu Seleme'nin Ebu Hureyre'den naklettiği hadistir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sıyâm 40, /2231
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Avf ez-Zührî (Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd b. el-Haris)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Nadr b. Şeyban el-Huddânî (Nadr b. Şeyban)
4. Kebîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdi (Nasr b. Ali b. Suhbân b. Ebu Übey)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
6. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
İhlas, ihlas ve samimiyet
Oruç, ramazan orucu günahların bağışlanması için fırsattır
Ramazan, Ramazan ayının fazileti
Ravi der ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek Ramazan ayını ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
49005, HM009277
Hadis:
قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَنْ قَامَ رَمَضَانَ إِيمَانًا وَاحْتِسَابًا فَإِنَّهُ يُغْفَرُ لَهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِهِ
Tercemesi:
Ravi der ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim inanarak ve karşılığını sadece Allah'tan bekleyerek Ramazan ayını ibadetle geçirirse geçmiş günahları affedilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 9277, 3/471
Senetler:
()
Konular:
İhlas, ihlas ve samimiyet
Namaz, Teravih namazı , Rekatları vs,
Ramazan, ibadetle değerlendirilmesi