حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ." فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22602, D003469
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ بُكَيْرٍ عَنْ عِيَاضِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ أَنَّهُ قَالَ أُصِيبَ رَجُلٌ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى ثِمَارٍ ابْتَاعَهَا فَكَثُرَ دَيْنُهُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"تَصَدَّقُوا عَلَيْهِ." فَتَصَدَّقَ النَّاسُ عَلَيْهِ فَلَمْ يَبْلُغْ ذَلِكَ وَفَاءَ دَيْنِهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"خُذُوا مَا وَجَدْتُمْ وَلَيْسَ لَكُمْ إِلاَّ ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (b. Sa'd), ona Bükeyr (b. Abdullah) ona da İyaz b. Abdullah, Ebu Said el-Hudrî'nin (ra), şöyle dediğini rivayet etti:
Hz. Peygamber (sav) zamanında bir adamın satın aldığı meyveler telef oldu, (ödeyemediği için) borcu çoğaldı. Rasulullah (sav):
"Ona bağış yapınız (sadak veriniz)," buyurdu. Halk da ona yardımda bulundular, fakat bu miktar borcunu ödemeye yetmedi. Rasulullah (sav) (alacaklılara) şöyle buyurdu:
"Ne bulursanız alınız, size bunun dışında başka bir şey yoktur."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 60, /807
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. İyaz b. Abdullah el-Amiri (İyaz b. Abdullah b. Sa'd b. Ebu Serh b. Haris)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, borçluya kolaylık sağlayanın ya da bir kısmını affeden
Borç, borçluya kolaylık, afet sebebiyle
Borç, vermek/almak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22653, D003520
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"أَيُّمَا رَجُلٍ بَاعَ مَتَاعًا فَأَفْلَسَ الَّذِى ابْتَاعَهُ وَلَمْ يَقْبِضِ الَّذِى بَاعَهُ مِنْ ثَمَنِهِ شَيْئًا فَوَجَدَ مَتَاعَهُ بِعَيْنِهِ فَهُوَ أَحَقُّ بِهِ وَإِنْ مَاتَ الْمُشْتَرِى فَصَاحِبُ الْمَتَاعِ أُسْوَةُ الْغُرَمَاءِ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik b. Enes, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bir adam, bir mal satsa ve satıcı bedelinden hiçbir şey almadan satın alan iflas etse; satıcı malının aynını bulursa onu almaya daha önceliklidir. Eğer (satıcı parasından bir şey almadan) müşteri ölürse malın sahibi (satan) diğer alacaklılarla eşittir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 76, /816
Senetler:
1. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Ticaret, iflas hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22654, D003522
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ - يَعْنِى ابْنَ وَهْبٍ - أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَ مَعْنَى حَدِيثِ مَالِكٍ زَادَ
"وَإِنْ قَضَى مِنْ ثَمَنِهَا شَيْئًا فَهُوَ أُسْوَةُ الْغُرَمَاءِ فِيهَا."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ حَدِيثُ مَالِكٍ أَصَحُّ.]
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Davud, ona Abdullah- b. Vehb-, ona Yunus (b. Yezid), (Muhammed b.) Şihab ez-Zührî, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam, Ebu Hureyre (ra) kanalıyla Rasulullah'tan (sav) önceki hadisin benzerini rivayet etti. (Bu rivayette Rasulullah) şöyle buyurdu:
"Eğer (alıcı) malın parasından bir şey ödemişse satıcı kalanı(nda) diğer alacaklılarla eşittir. Bir adam; yanında bir başkasının malı aynen durduğu halde ölürse, satıcı -onun parasından bir miktar tahsil etsin veya etmesin- (diğer) alacaklılarla eşittir."
[Ebû Davud: Mâlik'in hadisi (önceki hadis) daha doğrudur dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 76, /816
Senetler:
1. Süleyman b. Davud el-Mehri (Süleyman b. Davud b. Hammad b. Sa'd)
2. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
3. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Müflis, tanımı
Ticaret, iflas hukuku
حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنِ ابْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"عَلَى الْيَدِ مَا أَخَذَتْ حَتَّى تُؤَدِّىَ."
[ثُمَّ إِنَّ الْحَسَنَ نَسِىَ فَقَالَ هُوَ أَمِينُكَ لاَ ضَمَانَ عَلَيْهِ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22714, D003561
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدُ بْنُ مُسَرْهَدٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنِ ابْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنِ الْحَسَنِ عَنْ سَمُرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"عَلَى الْيَدِ مَا أَخَذَتْ حَتَّى تُؤَدِّىَ."
[ثُمَّ إِنَّ الْحَسَنَ نَسِىَ فَقَالَ هُوَ أَمِينُكَ لاَ ضَمَانَ عَلَيْهِ.]
Tercemesi:
Bize Müsedded b. Müserhed, ona Yahya b. Said, ona (Said) b. Ebu Arûbe, ona Katade (b. Diame), ona Hasan (el-Basrî), ona Semüra b. Cündüb, Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"(Müsteir/ödünç alan) el, aldığı malı ödeyinceye kadar ondan sorumludur."
[Sonra Hasen (bu hadisi) unuttu ve o eminindir, kendisine (müsteire) sorumluluk yoktur dedi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 90, /823
Senetler:
1. Ebu Saîd Semüra b. Cündüb el-Fezârî (Semüra b. Cündüb b. Hilal b. Haric b. Mürre b. Hazn)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Borç, borçlanmaya dikkat etmek
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271455, İM002427-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا وَبْرُ بْنُ أَبِى دُلَيْلَةَ الطَّائِفِىُّ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مَيْمُونِ بْنِ مُسَيْكَةَ - قَالَ وَكِيعٌ وَأَثْنَى عَلَيْهِ خَيْرًا - عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَىُّ الْوَاجِدِ يُحِلُّ عِرْضَهُ وَعُقُوبَتَهُ » . قَالَ عَلِىٌّ الطَّنَافِسِىُّ يَعْنِى عِرْضَهُ شِكَايَتَهُ وَعُقُوبَتَهُ سِجْنَهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Veki', ona Vebr b. Ebu Düleyle et-Taifî, ona Muhammed b. Meymun b. Müseyke, ona Amr b. eş-Şerid, ona da babası Eş-Şerîd'den (b. Süveyd es-Sakafî) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Borcunu ödemeye gücü yeten kişinin borcunu ödemeyi geciktirmesi (alacaklısı tarafından) şikâyet edilmesini ve cezalandırılmasını helâl kılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 18, /388
Senetler:
1. Şerid b. Süveyd es-Sekafi (Şerîd b. Süveyd)
2. Amr b. Şerid es-Sekafi (Amr b. Şerid b. Süveyd)
3. Muhammed b. Müseyke et-Taifî (Muhammed b. Abdullah b. Meymun b. Müseyke)
4. İbn Ebu Düleyle Vebr b. Ebu Düleyle et-Taifî (Vebr b. Müslim)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - عَنْ عَمْرٍو - يَعْنِى ابْنَ أَبِى عَمْرٍو - عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَجُلاً لَزِمَ غَرِيمًا لَهُ بِعَشْرَةِ دَنَانِيرَ فَقَالَ وَاللَّهِ لاَ أُفَارِقُكَ حَتَّى تَقْضِيَنِى أَوْ تَأْتِيَنِى بِحَمِيلٍ فَتَحَمَّلَ بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَاهُ بِقَدْرِ مَا وَعَدَهُ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"مِنْ أَيْنَ أَصَبْتَ هَذَا الذَّهَبَ." قَالَ مِنْ مَعْدِنٍ. قَالَ
"لاَ حَاجَةَ لَنَا فِيهَا وَلَيْسَ فِيهَا خَيْرٌ." فَقَضَاهَا عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22143, D003328
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ الْقَعْنَبِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى ابْنَ مُحَمَّدٍ - عَنْ عَمْرٍو - يَعْنِى ابْنَ أَبِى عَمْرٍو - عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَجُلاً لَزِمَ غَرِيمًا لَهُ بِعَشْرَةِ دَنَانِيرَ فَقَالَ وَاللَّهِ لاَ أُفَارِقُكَ حَتَّى تَقْضِيَنِى أَوْ تَأْتِيَنِى بِحَمِيلٍ فَتَحَمَّلَ بِهَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَاهُ بِقَدْرِ مَا وَعَدَهُ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"مِنْ أَيْنَ أَصَبْتَ هَذَا الذَّهَبَ." قَالَ مِنْ مَعْدِنٍ. قَالَ
"لاَ حَاجَةَ لَنَا فِيهَا وَلَيْسَ فِيهَا خَيْرٌ." فَقَضَاهَا عَنْهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona İkrime, ona da İbn Abbas'ın naklettiğine göre bir adam on dinar alacağı olan bir borçlusunun yakasına yapışıp vallahi, borcunu ödeyene veya kendine bir kefil bulana dek seni bırakmam dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) onun borcuna kefil oldu. Borçlu adam söz verdiği vakit O'nun (sav) yanına geldi. Hz. Peygamber de (sav) "nereden buldun bu altınları?" dedi. O da Ma'din'den diye yanıt verdi. Rasulullah da (sav) "bu altınlara ihtiyacımız olmadığı gibi onlardan hayır da gelmez" buyurdu. Ardından Rasulullah (sav) onun yerine borcunu kapattı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Buyû' 2, /777
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Osman Amr b. Ebu Amr el-Kuraşi (Amr b. Meysere)
4. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Borç, borç vermek, vadeli
Borç, borca kefil olma, kefil olanın durumu
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Doğal kaynaklar, yeraltı kaynaklarının kullanımı
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Ticaret, kefil olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18900, D003055
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَلاَّمٍ - عَنْ زَيْدٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَلاَّمٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ الْهَوْزَنِىُّ قَالَ لَقِيتُ بِلاَلاً مُؤَذِّنَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِحَلَبَ فَقُلْتُ يَا بِلاَلُ حَدِّثْنِى كَيْفَ كَانَتْ نَفَقَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَا كَانَ لَهُ شَىْءٌ كُنْتُ أَنَا الَّذِى أَلِى ذَلِكَ مِنْهُ مُنْذُ بَعَثَهُ اللَّهُ إِلَى أَنْ تُوُفِّىَ وَكَانَ إِذَا أَتَاهُ الإِنْسَانُ مُسْلِمًا فَرَآهُ عَارِيًا يَأْمُرُنِى فَأَنْطَلِقُ فَأَسْتَقْرِضُ فَأَشْتَرِى لَهُ الْبُرْدَةَ فَأَكْسُوهُ وَأُطْعِمُهُ حَتَّى اعْتَرَضَنِى رَجُلٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَقَالَ يَا بِلاَلُ إِنَّ عِنْدِى سَعَةً فَلاَ تَسْتَقْرِضْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ مِنِّى فَفَعَلْتُ فَلَمَّا أَنْ كَانَ ذَاتَ يَوْمٍ تَوَضَّأْتُ ثُمَّ قُمْتُ لأُؤَذِّنَ بِالصَّلاَةِ فَإِذَا الْمُشْرِكُ قَدْ أَقْبَلَ فِى عِصَابَةٍ مِنَ التُّجَّارِ فَلَمَّا أَنْ رَآنِى قَالَ يَا حَبَشِىُّ . قُلْتُ يَا لَبَّاهُ . فَتَجَهَّمَنِى وَقَالَ لِى قَوْلاً غَلِيظًا وَقَالَ لِى أَتَدْرِى كَمْ بَيْنَكَ وَبَيْنَ الشَّهْرِ قَالَ قُلْتُ قَرِيبٌ . قَالَ إِنَّمَا بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ أَرْبَعٌ فَآخُذُكَ بِالَّذِى عَلَيْكَ فَأَرُدُّكَ تَرْعَى الْغَنَمَ كَمَا كُنْتَ قَبْلَ ذَلِكَ فَأَخَذَ فِى نَفْسِى مَا يَأْخُذُ فِى أَنْفُسِ النَّاسِ حَتَّى إِذَا صَلَّيْتُ الْعَتَمَةَ رَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَهْلِهِ فَاسْتَأْذَنْتُ عَلَيْهِ فَأَذِنَ لِى فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى إِنَّ الْمُشْرِكَ الَّذِى كُنْتُ أَتَدَيَّنُ مِنْهُ قَالَ لِى كَذَا وَكَذَا وَلَيْسَ عِنْدَكَ مَا تَقْضِى عَنِّى وَلاَ عِنْدِى وَهُوَ فَاضِحِى فَأْذَنْ لِى أَنْ آبِقَ إِلَى بَعْضِ هَؤُلاَءِ الأَحْيَاءِ الَّذِينَ قَدْ أَسْلَمُوا حَتَّى يَرْزُقَ اللَّهُ رَسُولَهُ صلى الله عليه وسلم مَا يَقْضِى عَنِّى فَخَرَجْتُ حَتَّى إِذَا أَتَيْتُ مَنْزِلِى فَجَعَلْتُ سَيْفِى وَجِرَابِى وَنَعْلِى وَمِجَنِّى عِنْدَ رَأْسِى حَتَّى إِذَا انْشَقَّ عَمُودُ الصُّبْحِ الأَوَّلِ أَرَدْتُ أَنْ أَنْطَلِقَ فَإِذَا إِنْسَانٌ يَسْعَى يَدْعُو يَا بِلاَلُ أَجِبْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَتَيْتُهُ فَإِذَا أَرْبَعُ رَكَائِبَ مُنَاخَاتٍ عَلَيْهِنَّ أَحْمَالُهُنَّ فَاسْتَأْذَنْتُ فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَبْشِرْ فَقَدْ جَاءَكَ اللَّهُ بِقَضَائِكَ." ثُمَّ قَالَ
"أَلَمْ تَرَ الرَّكَائِبَ الْمُنَاخَاتِ الأَرْبَعَ." فَقُلْتُ بَلَى. فَقَالَ
"إِنَّ لَكَ رِقَابَهُنَّ وَمَا عَلَيْهِنَّ فَإِنَّ عَلَيْهِنَّ كِسْوَةً وَطَعَامًا أَهْدَاهُنَّ إِلَىَّ عَظِيمُ فَدَكَ فَاقْبِضْهُنَّ وَاقْضِ دَيْنَكَ." فَفَعَلْتُ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ ثُمَّ انْطَلَقْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَإِذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَاعِدٌ فِى الْمَسْجِدِ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ
"مَا فَعَلَ مَا قِبَلَكَ." قُلْتُ قَدْ قَضَى اللَّهُ كُلَّ شَىْءٍ كَانَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يَبْقَ شَىْءٌ . قَالَ
"أَفَضَلَ شَىْءٌ." قُلْتُ نَعَمْ قَالَ
"انْظُرْ أَنْ تُرِيحَنِى مِنْهُ فَإِنِّى لَسْتُ بِدَاخِلٍ عَلَى أَحَدٍ مِنْ أَهْلِى حَتَّى تُرِيحَنِى مِنْهُ." فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْعَتَمَةَ دَعَانِى فَقَالَ
"مَا فَعَلَ الَّذِى قِبَلَكَ." قَالَ قُلْتُ هُوَ مَعِى لَمْ يَأْتِنَا أَحَدٌ . فَبَاتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ وَقَصَّ الْحَدِيثَ حَتَّى إِذَا صَلَّى الْعَتَمَةَ - يَعْنِى مِنَ الْغَدِ - دَعَانِى قَالَ
"مَا فَعَلَ الَّذِى قِبَلَكَ." قَالَ قُلْتُ قَدْ أَرَاحَكَ اللَّهُ مِنْهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَكَبَّرَ وَحَمِدَ اللَّهَ شَفَقًا مِنْ أَنْ يُدْرِكَهُ الْمَوْتُ وَعِنْدَهُ ذَلِكَ ثُمَّ اتَّبَعْتُهُ حَتَّى إِذَا جَاءَ أَزْوَاجَهُ فَسَلَّمَ عَلَى امْرَأَةٍ امْرَأَةٍ حَتَّى أَتَى مَبِيتَهُ فَهَذَا الَّذِى سَأَلْتَنِى عَنْهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Muaviye-b. Sellam-, ona Zeyd -b. Sellam-, ona da Ebu Sellam -Memtur el-Esved-, Abdullah (b. Luhay) el-Hevzenîn'in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) müezzini Bilal'le (ra) Haleb'de karşılaştım ve Ey Bilal! Rasulullah (sav) geçimini nasıl sağlardı, bana anlat' dedim. (Şöyle) cevap verdi: Allah'ın O'nu (sav) Peygamber olarak gönderdiği günden vefat ettiği zamana kadar nesi varsa, onları kendisi adına idare yetkisi bana aitti. Kendisine Müslüman bir kişi gelirde onun üzerinde elbise yoksa git borç para bul (onunla) şu adama bir elbise alıp giydir ve onu doyur- diye bana emrederdi. Hatta (bir defasında) müşriklerden biri bana şöyle bir teklifte bulundu: Bilal! benim yeterince malım vardır. (Borç isteyeceğin vakit) Benden başka kimseden borç isteme" dedi. Bende (borç isteyeceğim vakit öyle) yaptım. Bir gün abdest alıp namaz için ezan okumak üzere kalkmıştım. Bir de baktım ki, o müşrik tacirlerden oluşan bir grup içersinde (bana doğru) geldi. Beni gördüğünde Ey Habeş'li diye seslendi. Ben de buyurun! diye cevap verdim. Beni kaba bir şekilde karşıladı ve bana ağır ifadeler kullanıp, seninle ay(ın sonu) arasında kaç (gün) kaldı (borcun ödeme vaktini) biliyor musun? dedi. Ben de (ayın sonu) yakındır dedim. Seninle onun arasında dört (gün) var. (Ayın sonu gelince seni) üzerindeki borca karşılık seni alıp, köle yapacağım. Daha önceki gibi yine davar güdeceksin insanların içini kaplayan (üzüntü o anda benim de) içimi kapladı. Nihayet yatsı namazını kıldım, Rasulullah (sav) ailesinin yanına döndü. Yanına (girmek için) izin istedim, izin verdi. (Yanına girince) Ey Allah'ın Rasulü (sav) anam ve babam sana feda olsun, kendisinden borç aldığım müşrik bana şöyle şöyle söyledi. Bunu benim adıma ödeyecek senin yanında da benim yanımda da bir mal yok. O beni rezil edecek. Allah, Peygamberine (sav) borcumu ödeyecek (kadar) bir mal ihsan edinceye kadar şu müslüman olan kabilelerden birine kaçmama izin ver! dedim. Ve (yanından) çıktım. Nihayet evime geldim. Kılıcımı, (kılıcımla kınını içerisine koyduğum) torbamı, ayakkabılarımı ve kalkanımı yanı başıma koydum. Nihayet (fecr-i sadık denilen) ilk sabahın dikey (aydınlığı) doğunca artık yola çıkmaya karar verdim. Bir de baktım ki: Bir adam koşar halde gelip şöyle diyordu: Ey Bilal! Rasulullah (sav) seni çağırıyor (git çağrısına) icabet et. Bunun üzerine hemen gidip yanına vardım ve (orada) yükleri üzerinde çöktürülmüş, dört deve gördüm. (Konuşmak için) izin istedim, Rasulullah (sav):
"Müjde olsun Allah borcunu ödeyeceğin (malı) gönderdi" dedi. Sonra şöyle buyurdu:
"Çöktürülmüş dört deveyi görmedin mi?" dedi. Ben de evet dedim. Bunun üzerine "onlar ve üzerlerindekiler senindir. Onların üzerlerinde giyecek ve yiyecek var. Onları bana Fedek'in reisi hediye etti. Onları al ve borcunu öde!" buyurdu. Bende (borcumu ödemek suretiyle öyle) yaptım. (Bilal) hadisi(n geri kalan kısmını şöyle) anlattı: Sonra mescide gittim. Bir de baktım Rasulullah (sav) mescidde oturuyor. O'na (sav) selam verdim:
"Mal borcu ödemen için yetti mi?" dedi. Allah, Rasulullah'ın (sav) üzerinde bulunan bütün borcu ödedi, (ödenmedik) bir şey kalmadı verdim.
"(Gelen mallardan borç ödendikten sonra) Bir şey arttı mı?" diye sordu. Evet dedim.
"Beni on(u Allah yolunda harcamakla) rahatlat. Çünkü sen beni bundan kurtarıncaya kadar aile halkımdan hiçbirinin yanına girmem" buyurdu.
Rasulullah (sav) yatsı namazını kılınca beni çağırdı ve "yanındaki mal ne oldu?" diye sordu. Ben de o, (hala) yanımdadır. Çünkü yanıma kimse gelmedi dedim. Rasulullah da (sav) geceyi mescidde geçirdi. Evine gitmedi Bilal sözlerine devam ederek) hadisi(n kalan kısmını şöyle) anlattı. Ertesi gün yatsı namazını kılınca beni çağırdı:
"Yanındaki mal ne oldu?" diye buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Rasulü Allah seni on(un sıkıntısın)dan kurtardı dedim. Bunun üzerine bu mal yanında iken kendisine ölümün yetişmesi korkusundan (kurtulmasından) dolayı "Allahu ekber Elhamdülillah!" dedi. Sonra (oradan uzaklaştı) Bende peşinden gittim. Nihayet hanımlarının yanına varıp her birine ayrı ayrı selam verdi ve yatacağı yere vardı. İşte senin (benden) sorduğun (Rasulullah'ın geçimi) bundan ibarettir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 35, /713
Senetler:
1. Ebu Abdullah Bilal b. Rabah el-Habeşî (Bilal b. Rabah)
2. Abdullah b. Luhay el-Hevzeni (Abdullah b. Amir b. Luhay)
3. Ebu Sellam Memtur el-Esved el-Habeşî (Memtur)
4. Zeyd b. Sellam el-Habeşî (Zeyd b. Sellam b. Memtur)
5. Ebu Sellam Muaviye b. Sellam el-Habeşî (Muaviye b. Sellam b. Mamtur)
6. Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi' el-Halebî (Rabî' b. Nâfi')
Konular:
Borç, bir başkasının borcunu ödemek
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, beşte bir hisse
Geçim, Hz. Peygamber'in geçim sıkıntısı
Hz. Peygamber, cömertliği
Hz. Peygamber, zühdü
Müslüman, peygamber sevgisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22637, D003504
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ شُعَيْبٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِيهِ حَتَّى ذَكَرَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَمْرٍو قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَحِلُّ سَلَفٌ وَبَيْعٌ وَلاَ شَرْطَانِ فِى بَيْعٍ وَلاَ رِبْحُ مَا لَمْ تَضْمَنْ وَلاَ بَيْعُ مَا لَيْسَ عِنْدَكَ."
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. Uleyye, ona Eyyüb es-Sahtiyânî, ona Amr b. Şuayb, ona babası Şuayb b. Muhammed, ona babası Muhammed b. Abdullah, ona da Abdullah b. Amr (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Borç (para) verme şartıyla satış, bir satışta iki şart, dâmin olunmayan (riskine katlanılmayan) malın kazancı ve yanında olmayan bir şeyi satman helal değildir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 70, /813
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Muhammed b. Abdullah es-Sehmi (Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As b. Vail)
3. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
5. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Ticaret, bir satışta iki satış şeklinin yasaklanm.
Ticaret, elde / malik olmayan, olunmayan malın
Ticaret, Teslim-tesellüm
Ticaret, ticaret
Ticaret, ticari ilişkiler
Ticaret, yasak olan şekilleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22656, D003523
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ هُوَ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ أَبِى الْمُعْتَمِرِ عَنْ عُمَرَ بْنِ خَلْدَةَ قَالَ أَتَيْنَا أَبَا هُرَيْرَةَ فِى صَاحِبٍ لَنَا أَفْلَسَ فَقَالَ لأَقْضِيَنَّ فِيكُمْ بِقَضَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ أَفْلَسَ أَوْ مَاتَ فَوَجَدَ رَجُلٌ مَتَاعَهُ بِعَيْنِهِ فَهُوَ أَحَقُّ بِهِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî, ona (Muhammed) b. Ebu Zi'b, ona da Ebu Mu'temir (b. Amr), Ömer b. Halde'nin şöyle dediğini rivayet etti: İflas eden bir arkadaşımızla alakalı (görüşmek üzre) Ebu Hureyre'ye (ra) geldik. Size Rasulullah'ın (sav) hükmü ile hükmedeceğim ki (Rasulullah şöyle buyurdu:)
"Bir kimse (müşteri) iflas eder veya ölürse, bir adam da (satıcı) malını aynıyla bulursa ona (herkesten) daha fazla hak eder," dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 76, /816
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hafs Ömer b. Halde el-Ensarî (Ömer b. Abdurrahman b. Halde)
3. Ebu Mu'temir b. Amr el-Medeni (Ebu Mu'temir b. Amr b. Rafi')
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebû Dâvûd et-Tayâlîsî (Süleyman b. Davud b. Cârûd)
6. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
Ticaret, iflas hukuku
Yargı, miras Hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22655, D003521
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَوْفٍ الطَّائِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الْجَبَّارِ - يَعْنِى الْخَبَائِرِىَّ - حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ - يَعْنِى ابْنَ عَيَّاشٍ - عَنِ الزُّبَيْدِىِّ - قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهُوَ مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ أَبُو الْهُذَيْلِ الْحِمْصِىُّ - عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ قَالَ
"فَإِنْ كَانَ قَضَاهُ مِنْ ثَمَنِهَا شَيْئًا فَمَا بَقِىَ فَهُوَ أُسْوَةُ الْغُرَمَاءِ وَأَيُّمَا امْرِئٍ هَلَكَ وَعِنْدَهُ مَتَاعُ امْرِئٍ بِعَيْنِهِ اقْتَضَى مِنْهُ شَيْئًا أَوْ لَمْ يَقْتَضِ فَهُوَ أُسْوَةُ الْغُرَمَاءِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Avf et-Tâî, ona Abdullah b. Abdülcebbar, -el-Habairi-, ona İsmail-b. İbn Abbas-, ona Zübeydî - Ebu Davud: o Muhammed b. Velid Ebu Huzeyl el-Hımsîdir-, ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, Ebubekir b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) Nebi'den (sav) gelen rivayeti bir önceki hadisin mana ile rivayet etti ve şöyle de buyurduğunu ekledi:
"Eğer (müşteri) malın parasından bir şey ödemişse satıcı kalanı(nda) diğer alacaklılarla eşittir. Bir kişi yanında bir başkasının malı aynen durduğu halde ölürse, satıcı -müşterinin parasından bir miktar tahsil etsin veya etmesin- (diğer) alacaklılarla eşittir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 76, /816
Senetler:
1. Muhammed b. Avf et-Tâî (Muhammed b. Avf b. Süfyan et-Tâî)
2. Abdullah b. Abdülcebbar el-Habairi (Abdullah b. Abdülcebbar)
3. Ebu Utbe İsmail b. Ayyâş el-Ansî (İsmail b. Ayyâş b. Süleym)
4. Ebu Hüzeyl Muhammed b. Velid ez-Zübeydi (Muhammed b. Velid b. Amir)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
İFLAS
Ticaret, iflas hukuku
Yargı, miras Hukuku