Giriş

Bize Suveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Ebu Hayyan et-Teymî, ona Ebu Zur’a b. Amr b. Cerir, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'a (sav) bir gün et getirilmiş ve kendisine, (etin) sevdiği tarafı olan kol kısmı ikram edilmişti. Hz. Peygamber (sav) ondan bir ısırık aldıktan sonra şöyle buyurmuştur: "Ben kıyamet günü insanların efendisiyim! Bunun neden olduğunu bilir misiniz? Allah, Kıyamet günü insanların, ilklerini ve sonuncularını düz bir yerde toplar. Onlara münadiyi işittirir. Onlara görmeyi keskinleştirir. Güneş de yaklaşır. İnsanları güç yetiremeyecekleri ve tahammül edemeyecekleri gam ve keder kaplar. İnsanların bir kısmı, bir kısmına, 'içinde bulunduğunuz hali görmüyor musunuz? Başınıza geleni görmüyor musunuz? Rabbiniz için size şefaatçi olacak birine bakmaz mısınız?' der. İnsanların bir kısmı, diğer bir kısmına 'Adem'e gidin' der. Adem'e gelirler ve 'ey Adem! Sen, insanların babasısın. Allah seni kudreti ile yarattı, sana ruhundan üfledi ve meleklere emretti de sana secde ettiler. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Adem 'Rabbim bugün, o kadar öfkelendi ki ne bundan önce, ne de bundan sonra böyle öfkelenmeyecektir. O bana ağacı yasakladı. Ben ise ona isyan ettim! Ben derdime yanarım. Benden başkasına, Nuh'a gidin' der. Nuh'a gelir ve 'ey Nuh! Sen yeryüzündeki peygamberlerin ilkisin. Allah seni şükreden bir kul olarak isimlendirdi. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Nuh onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. Benim kavmime ettiğim bir dua vardı, (bundan dolayı ben şefaatte bulunamam), ben kendi derdime düştüm. Siz İbrahim'e (sav) gidin' der. İbrahim'e gelip 'sen Allah'ın Peygamberi, yeryüzündeki dostusun. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. İbrahim onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. Ben üç defa yalan söyledim -Ebu Hayyân bu yalanları hadiste zikretmektedir.- ben kendi derdime düşmüşüm, siz benden başkasına, Musa'ya gidin' der. Musa'ya (sav) gelip 'ey Musa! Sen, Allah'ın Rasulüsün. Allah, elçiliğine seçerek ve seninle konuşarak seni üstün kılmıştır. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Musa onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. Ben öldürmemem gereken birini öldürdüm. Ben kendi derdime düşmüşüm. Siz İsa'ya (sav) gidin. İsa'ya gelip 'ey İsa! Sen, Allah'ın Rasulüsün. İnsanlarla beşikte iken konuştun. Allah'ın, Meryem'e kendisinden ulaştırdığı bir kelimesi ve ondan bir ruhsun. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun. İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. İsa onlara 'Rabbim bugün bundan önce olmadığı kadar öfkelendi. Bundan sonra bunun gibi de öfkelenmeyecektir. -Hz. Peygamber, onun bir hatasını zikretmedi- Ben kendi derdime düşmüşüm. Siz benden başkasına, Muhammed'e (sav) gidin' der. En sonunda bana gelip 'ey Muhammed! Sen, Allah'ın Rasulü ve peygamberlerin sonuncususun. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır. Bizim için Rabbine şefaat dileğinde bulun İçinde olduğumuz durumu görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?' derler. Ben de kalkıp Arş'ın altına gelirim. Rabbim için secdeye kapanırım. Ardından Allah, bana ihsanda bulunur. Benden önce kimseye ihsanda bulunmadığı Hamd cümlelerini ve güzel övgülerini bana ilham eder. Ardından 'ey Muhammed! Kaldır başını, iste verilsin, Şefaat et, şefaatin kabul edilsin' denilir. Ben de başımı kaldırıp 'ya Rabbi! Ümmetim, ümmetim' derim. Bunun üzerine bana 'ey Muhammed! Ümmetinden hesaba çekilmeyecek olanları cennet kapılarının sağ kapısından cennete koy. Onlar, bu kapı dışındaki (kapılarda da) insanların ortaklarıdırlar' denilir. Muhammed'in canını kudretinde bulundurana yemin olsun ki, cennet kapılarından ikisinin arası Mekke ile Hecer arası ya da Mekke ile Busrâ arası gibidir." [Bu hususta Ebu Bekir es-Sıddık, Enes, Ukbe b. Âmir ve Ebu Saîd’den de rivayetler gelmiştir. Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Ebu Hayyan et-Teymî’nin adı Yahya b. Saîd b. Hayyan olup Kûfelidir, sika bir ravidir. Ebu Zur’a b. Amr b. Cerir’in adı ise Herim’dir.]


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنَا سَيِّدُ النَّاسِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ

    Öneri Formu
14180 T002434 Tirmizi, Sıfatü’l-Kıyâme, 10

Bize Ebu Muaviye, ona Muhammed b. Amr b. Alkame el-Leysî, ona babası (Amr b. Alkame), ona dedesi Alkame, ona Bilal b. Hâris el-Müzenî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah'ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Allah azze ve celle ona gazabını yazar." [Hadisi nakleden ravi, Alkame'nin (bu hadisi naklettikten sonra) şöyle dediğini söylemiştir: (Bazen söylemeyi düşündüğüm) nice sözler var ki, Bilal b. el-Hâris'in naklettiği bu hadis beni bu sözleri söylemekten alıkoymuştur'.]


Açıklama: Amr b. Alkame'den sadece oğlu Muhammed b. Amr rivâyette bulunmuştur. İbn Hibbân onu Sikât'ında zikretmektedir. Muhammed b. Amr b. Alkame hasenü'l-hadistir.

    Öneri Formu
64622 HM015946 İbn Hanbel, III, 470

Bize İshak b. Mansur, ona Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Muhammed b. İbrahim b. el-Haris et-Teymî, ona İbn Câbir, ona da babası (Cabir b. Atîk) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Bazı kıskançlıklar vardır ki Allah onları sever. Bazılarını ise sevmez. Yine Allah böbürlenmenin bir kısmını sever, bir kısmını sevmez. Allah’ın sevdiği kıskançlık, şüpheli şeyler konusunda olandır. Allah’ın sevmediği kıskançlık ise şüpheli olmayan (helal) konudaki kıskançlıktır. Allah’ın sevdiği böbürlenme kişinin savaş sırasında (düşmanın kalbine korku salmak) ve sadaka verirken (teşvik etmek için) bunu yapmasıdır. Allah’ın kızdığı büyüklenme ise kişinin zulümde bu işi yapmasıdır."


    Öneri Formu
22358 N002559 Nesai, Zekât, 66

Bize Ebu Davud, ona Arim, ona Hammad, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Said el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın (ac) kendisine kızdığı (buğz ettiği) dört kişi vardır: Yemin ederek malını satmaya çalışan, kibirli fakir, zina eden ihtiyar ve zalim lider(imam)."


    Öneri Formu
22434 N002577 Nesai, Zekât, 77

Bize Yahya b. Said, ona Cerîr b. Hâzim, ona Adiy b. Adiy, ona Racâ b. Hayve ve Urs b. Amîre, onlara da babası Adiy şöyle demiştir: "İmru'l-Kays b. Âbis isminde, Kinde kabilesine mensup bir adam, Hadramevt bölgesinden bir adam hakkında Rasulullah'a (sav) gelerek bir arazi konusunda davacı oldu. Hz. Peygamber (sav), Hadramevt'li adamın delili olmadığı için onun delil getirmesine, İmru'l-Kays b. Âbis'in de yemin etmesine hükmetti. Bunun üzerine Hadramevt'li adam 'ey Allah'ın Rasulü, şayet ona yemin etme hakkı verirsen, Allah'a ya da Kabe'nin rabbine yemin olsun ki benim arazim elimden gider' dedi. Bunun üzerine Resulullah (sav) 'kim kardeşinin malını elde etmek için yalan yere yemin ederse, Allah'ın huzuruna O'nun gazabına uğramış halde gider' buyurdu ve ardından 'Onlar ki Allah'a verdikleri ahdi ve yeminleri az bir para karşılığında satan kimselerdir' [Ali İmran, 3/77] ayetini okudu. Bunun üzerine İmru'l-Kays, 'ey Allah'ın Rasulü, neyi kim için terk edenler' diye sordu, Rasulullah da 'cenneti' deyince, İmru'l-Kays 'öyleyse arazinin tamamını o adama bıraktığıma şahit ol' dedi."


    Öneri Formu
66403 HM017868 İbn Hanbel, IV, 191

Bize Ali b. Asım, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Ömer b. Kays, ona da Muhammed b. Eş'as, Hz. Âişe'nin şöyle dediğini rivayet etti: 'Ben Allah Elçisi'nin (sav) yanında iken Yahudi bir adam yanına girmek için izin istedi. Rasulullah (sav) onu kabul etti. Adam: 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' dedi. Nebi (sav) de: 'Ve aleyke (Senin üzerine olsun)' karşılığını verdi. Hz. Âişe şöyle demiştir: 'Bu durum karşısında ben tam bir söz söylemeye niyetlenmiştim ki, içeriye ikinci bir (Yahudi) adam daha girdi girdi ve aynı sözü söyledi. Peygamber (sav) yine, 'Ve aleyke (Senin üzerine olsun)' buyurdu. Hz. Âişe sözüne devamla, 'Sonra bir üçüncüsü girip, 'es-Sâmü aleyke (Ölüm üzerine olsun)' deyince ben de: 'Bilakis ölüm de, Allah'ın gazabı da sizin üzerinize olsun. Maymunların ve domuzların kardeşleri sizi! Siz Rasulullah'ı (sav) Allah'ın O'nu selamlamadığı bir şekilde mi selamlıyorsunuz?' dedim. Hz. Âişe sözünü şöyle sürdürdü: 'Hz. Peygamber (sav) bana baktı ve: "Yavaş ol! Şüphesiz Allah (cc) çirkin işi ve kötü sözü sevmez. Onlar bir söz söyledi; biz de onlara sözlerini (aynen) iade ettik. Bu bize bir zarar vermez ama (bizim sözümüz) onları kıyamet gününe kadar takip eder. Şüphesiz onlar, Allah'ın bize doğru olanı gösterip onları yanılttığı cuma günü, Allah'ın bizi doğruya yöneltip onları saptırdığı kıble ve imamın arkasında 'âmîn' dememiz hususlarında bizi kıskandıkları kadar başka hiçbir şeyi kıskanmazlar." buyurdu.'


    Öneri Formu
74036 HM025543 İbn Hanbel, VI, 134-135

Bana, Malik, ona Zeyd b. Eslem, ona da Ata b. Yesar’ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah’ım, kabrimi, kendisine ibadet edilen bir put kılma! Nebilerinin kabirlerini mescitler haline getiren kavme Allah’ın gazabı pek şiddetli olur."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ لاَ تَجْعَلْ قَبْرِى وَثَنًا يُعْبَدُ

    Öneri Formu
35276 MU000419 Muvatta, Kasru's-Salât, 24


    Öneri Formu
22389 N002571 Nesai, Zekât, 75


    Öneri Formu
63913 HM015721 İbn Hanbel, III, 440


    Öneri Formu
153844 BS16714 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VIII,254