387 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Ebu Muaviye, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona el-Esved, ona da Hz. Aişe (r.anha) demiştir ki: Rasulullah'a (sav), bir adamın üç talakla boşadığı karısı başka bir kocayla evlenir de kadının yeni kocası onunla gerdeğe girip cinsî münâsebette bulunmadan onu boşarsa bu kadının ilk kocasıyla evlenmesi helâl olur mu? diye soruldu, Hz. Peygamber (sav), "kadın ikinci kocasının balcığından ve o da kadının balcığından tatmadıkça ilk kocaya helâl olmaz" buyurdu.
Açıklama: "Balcık" kelimesi, kinâî bir lafızdır, cinsel ilişkiden kinayedir. Burada cinsel ilişkinin zevki, balın tadına benzetilmiştir. İslâm hukukuna göre kocasından boşanan bir kadının tekrar onunla evlenebilmesi için, kadının mutlaka başka bir erkekle sahih bir nikâh akdi ile evlenmesi gerekir. Hatta sadece nikâh kıyması yeterli olmayıp mutlaka onunla gerdeğe girmesi gerekir. Ondan sonra da normal şekilde ikinci kocasından ayrılması veya kocasının ölüp kendisinin dul kalması lazımdır. Ancak bundan sonra kadın ilk kocası ile tekrar evlenebilir. Şayet ikinci kocası ile evlenmesi sahih bir nikâh kastıyla değil de anlaşmalı bir evlilik yapılırsa veya nikâhtan sonra gerdeğe girilmezse, kadın ilk kocasına yine helâl değildir. İkinci evliliğin mutlaka sahih bir nikâh akdi ile yapılması ve ortada herhangi bir anlaşmanın olmaması gerekir. Aynı şekilde boşanmanın da hileli bir anlaşma sonucu değil, normal yollarla yapılmış olması gerekir. Aksi halde kadının ilk kocası ile yeniden evlenmesi yine câiz olmaz. Bu konuda mezhep imamları müttefiktirler.
Bize Ahmed b. Amr b. es-Serh, ona İbn Vehb, ona İyaz b. Abdullah el-Fihrî ve diğerleri, onlara İbn Şihab, ona Sehl b. Sa'd, (Uveymir ile karısının mulâanesi) konusunda şöyle dedi: "Uveymir Rasulullah'ın (sav) huzurunda karısını üç talakla boşadı. Rasulullah (sav) da bu talakları geçerli kıldı. Artık Hz. Peygamber'in (sav) huzurunda yapılan iş sünnet kabul edildi." [Yine Sehl dedi ki: "Ben Hz. Peygamber'in (sav) yanında bu olaya şahit oldum. Ondan sonra mulâane yapan karı-kocanın bir daha ebediyen birleşmemek üzere ayrılmaları sünnet oldu.]
Bize Mahmud b. Halid, ona Ebu Amr, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Fatıma bt. Kays'ın haber verdiğine göre; Ebû Amr b. Hafs el-Mahzûmî kendisini üç talakla boşamıştı... Sonra önceki hadisi ve Halid b. el-Velid'in haberini rivayet etti. Bu rivayete göre Hz. Peygamber (sav), "ona nafaka da yoktur, mesken de yoktur" buyurdu. Bu rivayette şu cümle de vardır: Rasulullah (sav) Fatıma'ya, kendi geleceğin hakkında bana sormadan bir karar verme diye haber gönderdi.
Bize Yezid b. Halid er-Remlî, ona el-Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre; "kendisi Ebu Hafs b. el-Muğîre ile evli idi ve kocası Ebu Hafs b. el-Muğîre onu üç talakın sonuncusu ile boşadı... Sonra Fatıma, Resulullah'a (sav) gidip evinden dışarı çıkması için fetva istediğini, Hz. Peygamber'in de ona, âmâ olan İbn Ümm-i Mektûm'un evine taşınmasını emrettiğini söyledi. Fakat Mervân b. el-Hakem üç talâkla boşanmış bir kadının evinden çıkması hakkındaki Fatıma'nın bu sözünü kabul etmekten çekinmiştir. Urve dedi ki: Hz. Âişe, Fâtıma bt. Kays'ın bu sözünü reddetmiştir. [Ebû Davud dedi ki; bu hadisi aynı şekilde Salih b. Keysân ile İbn Cüreyc ve Şuayb b. Ebu Hamza da ez-Zührî'den rivayet etmişlerdir.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Şuayb b. Ebu Hamza'nın babası Ebû Hamza'nın adı Dinar'dır ve Ziyâd'ın azadlı kölesidir.]
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Amr en-Nakıd – hadisin lafzı Amr’a aittir- o ikisine Süfyan, ona ez-Zühri, ona da Urve, Aişe'nin (r.anha) şöyle anlattığını nakletti: Rifâa'nın eşi Nebi'ye (sav) gelerek; ben Rifâa'nın nikâhında idim. Beni boşadı ve (üç talâkla boşanmamı) kesinleştirdi. Ben de Abdurrahman b. Zebîr'le evlendim. Ama ondaki (erkeklik organı) elbisenin saçağı gibi (gevşek) dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) gülümseyerek; "Rifâa'ya dönmek mi istiyorsun? Hayır, sen onun balcağızını, o da senin balcağızını tatmadıkça (onunla zifafa girmedikçe) dönemezsin" buyurdu. [Aişe (şunları da) anlattı: Ebu Bekir (ra) Rasulullah’ın (sav) yanında idi. Halid ise kapıda kendisine izin verilmesini bekliyordu. Derken (bu Halid kadının bu sözleri üzerine) Ey Ebu Bekir! Bu kadının Rasulullah'ın (sav) huzurunda alenen ne konuştuğunu duymuyor musun diye seslendi.]
Bize İbn Serh ve İbrahim b. Halid el-Kelbi -diğerleri içinde- şöyle dediler: Bize Muhammed b. İdris Şafii, ona amcası, Muhammed b. Ali b. Şafii, ona Abdullah b. Ali b. es-Saib, ona Nafi' b. Uceyr b. Abd Yezid b. Rükane'den rivayet ettiğine göre; Rükane b. Abd Yezid karısı Süheyme'yi kesin olarak sözünü kullanıp boşadıktan sonra, bu durumu Hz. Peygamber'e (sav) haber vermişti. Rasulullah'a (sav), vallahi ben, sadece bir talak kastetmiştim dedi. Hz. Peygamber de(sav);"Allah adına doğru söyle, tek talak mı kastetmiştin?" diye sorunca, Rükane Allah adına söylüyorum ki, tek talak kastetmiştim dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber karısını ona geri verdi. Ama Rükane Hz. Ömer döneminde karısını ikinci defa, Hz. Osman döneminde de üçüncü defa boşadı. [Ebû Davud dedi ki; bu hadisin baş tarafı İbrahim'in rivayeti, son tarafı da İbn Serh'in rivayetidir.]
Bize Süleyman b. Davud el-Atekî, ona Cerîr b. Hazım, ona ez-Zübeyr b. Said, ona Abdullah bn. Ali b. Yezid b. Rükane, ona da babası vasıtasıyla dedesinin rivayet ettiğine göre; Rükane karısını kesin bir şekilde boşamıştı. Rasulullah'a (sav) gidip durumu anlatmış, Hz. Peygamber, "sen o boşama sözü ile ne kastettin?" diye sormuş, o da sadece bir talakı kastettim demiş. "Allah'a yemin olsun mu?" deyince de Allah'a yemin olsun karşılığını vermiş. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "öyleyse neye niyet ettin ise, odur" buyurmuş. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadis Rükane'nin karısını üç talakla boşadığını ifâde eden İbn Cüreyc hadisinden daha sahihtir. Çünkü bunun ravileri, Rükane'nin kendi ev halkıdır, şüphesiz onlar meseleyi başkalarından daha iyi bilirler. İbn Cüreyc ise, bunu Ebu Rafi'nin oğullarından biri vasıtasıyla İkrime'den, o da İbn Abbas'tan rivayet etmiştir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezîd el-Attâr, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays, Ebu Hafs b. el-Muğîre'nin, kendisini üç talakla boşadığını söyledi diyerek önceki hadisin aynısını rivayet etmiştir. Bu rivayette şu cümle de vardır: Halid b. Velid'le Benû Mahzûm kabilesinden bir kişi, Hz. Peygamber'a (sav) geldiler ve Ey Allah'ın Peygamberi, Ebu Hafs b. el-Muğîre karısını üç talakla boşadı ve ona az bir nafaka bıraktı dediler. Hz. Peygamber de "ona nafaka yoktur" buyurdu. [Daha sonra Yahya b. Ebu Kesir hadisin kalan kısmını sonuna kadar nakletti. Bir önceki Malik hadisi bu hadisten daha tamdır.]
Bize Kuteybe b. Saîd, ona İsmail b. Cafer, ona Muhammed b. Amr, ona Yahya, ona Ebû Seleme, ona da Fatıma bt. Kays şöyle dedi: Ben, Mahzûm oğullarından bir adamla evli idim. Kocam beni bain talakla boşadı. Sonra ravi (Muhammed b. Amr, Ebu Seleme vasıtasıyla Fatıma'dan nakledilen) Malik hadisinin bir benzerini rivayet etmiştir. Bu rivayette Hz. Peygamber'in Fatıma'ya, "geleceğin hakkında benden habersiz iş yapma" dediği cümlesi vardır. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde eş-Şa'bî ile el-Behiyy, Abdurrahman b. Asım vasıtasıyla Ata ve Ebu Bekir b. Ebu'l-Cehm de rivayet etmişlerdir. Bunların hepsi de Fatıma bt. Kays'tan kocası kendisini üç talakla boşadı diye rivayet ettiler.]