Öneri Formu
Hadis Id, No:
61772, HM006917
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِي الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَامَ الْفَتْحِ يَقُولُ كُلُّ حِلْفٍ كَانَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ لَمْ يَزِدْهُ الْإِسْلَامُ إِلَّا شِدَّةً وَلَا حِلْفَ فِي الْإِسْلَامِ
Tercemesi:
Bize Musa b. Davud, ona İbn Ebu ez-Zinâd, ona Abdurrahman b. Hâris, ona Amr b. Şuayb, ona babası, ona da (Şuayb'ın) dedesi rivayet ederek fetih senesinde Resulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim dedi: "Cahiliye döneminde (iyilik üzerine) yapılmış bütün antlaşmaları İslam ancak kuvvetlendirmiştir ve İslam döneminde antlaşma yoktur."
Açıklama:
Bu isnad hasendir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6917, 2/684
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Siyer, Mekke'nin fethi
Açıklama: İsnadı hasendir. Hadisin bir kısmı şevahid rivayetleriyle sahih olmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
61847, HM006992
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ بْنُ عَطَاءٍ قَالَ وَحَدَّثَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ كُفُّوا السِّلَاحَ فَذَكَرَ نَحْوَ حَدِيثِ يَحْيَى وَيَزِيدَ وَقَالَ فِيهِ وَأَوْفُوا بِحِلْفِ الْجَاهِلِيَّةِ فَإِنَّ الْإِسْلَامَ لَمْ يَزِدْهُ إِلَّا شِدَّةً وَلَا تُحْدِثُوا حِلْفًا فِي الْإِسْلَامِ
Tercemesi:
Bize Abdülvehab b. Atâ, ona Hüseyin el-Muallim ona da Amr b. Şuayb babasından ve dedesinden rivayetle dedi: Resulullah'a (sav) Mekke'nin fethi nasip olduğunda "Silahlarınızı bırakın" buyurdu. Ravi Yahya ve Yezid'in rivayetlerinin benzerini zikrettikten sonra Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu söyledi: "(İyilik üzerine yapılmış )Cahiliye antlaşmalarına uyun, çünkü İslam ancak onların gücünü arttırmıştır ve İslam döneminde yeni antlaşma ihdas etmeyin.
Açıklama:
İsnadı hasendir. Hadisin bir kısmı şevahid rivayetleriyle sahih olmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6992, 2/699
Senetler:
()
Konular:
Ahit, Anlaşma, anlaşmalarda şartlara riayet,
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Siyer, Mekke'nin fethi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
60233, HM006681
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ حُسَيْنٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
لَمَّا فُتِحَتْ مَكَّةُ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ كُفُّوا السِّلَاحَ إِلَّا خُزَاعَةَ عَنْ بَنِي بَكْرٍ فَأَذِنَ لَهُمْ حَتَّى صَلَّى الْعَصْرَ ثُمَّ قَالَ كُفُّوا السِّلَاحَ فَلَقِيَ رَجُلٌ مِنْ خُزَاعَةَ رَجُلًا مِنْ بَنِي بَكْرٍ مِنْ غَدٍ بِالْمُزْدَلِفَةِ فَقَتَلَهُ فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ وَرَأَيْتُهُ وَهُوَ مُسْنِدٌ ظَهْرَهُ إِلَى الْكَعْبَةِ قَالَ إِنَّ أَعْدَى النَّاسِ عَلَى اللَّهِ مَنْ قَتَلَ فِي الْحَرَمِ أَوْ قَتَلَ غَيْرَ قَاتِلِهِ أَوْ قَتَلَ بِذُحُولِ الْجَاهِلِيَّةِ فَقَامَ إِلَيْهِ رَجُلٌ فَقَالَ إِنَّ فُلَانًا ابْنِي فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا دَعْوَةَ فِي الْإِسْلَامِ ذَهَبَ أَمْرُ الْجَاهِلِيَّةِ الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْأَثْلَبُ قَالُوا وَمَا الْأَثْلَبُ قَالَ الْحَجَرُ قَالَ وَفِي الْأَصَابِعِ عَشْرٌ عَشْرٌ وَفِي الْمَوَاضِحِ خَمْسٌ خَمْسٌ قَالَ وَقَالَ لَا صَلَاةَ بَعْدَ الْغَدَاةِ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ وَلَا صَلَاةَ بَعْدَ الْعَصْرِ حَتَّى تَغْرُبَ الشَّمْسُ قَالَ وَلَا تُنْكَحُ الْمَرْأَةُ عَلَى عَمَّتِهَا وَلَا عَلَى خَالَتِهَا وَلَا يَجُوزُ لِامْرَأَةٍ عَطِيَّةٌ إِلَّا بِإِذْنِ زَوْجِهَا
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Hüseyin ona da Amr b. Şuayb babasından ve dedesinden rivayet ederek dedi ki Resulullah'a (sav) Mekke'nin fethi nasip olduğunda şöyle buyurdu: "Benî Bekir'den Huzâ' kabilesi hariç silahlarınızı bırakın." İkindi namazı kılınıncaya kadar Resulullah onlara izin verdi sonra şöyle buyurdu: "Silahlarınızı bırakın." Ertesi gün Huzâ' kabilesinden bir adam Benî Bekir kabilesinden bir adamla Müzdelife'de karşılaştı ve onu öldürdü. Bu haber Resulullah'a (sav) ulaşınca sırtını Kabe'ye yanlanmış bir şekilde konuşma yaptığını gördüm, o şöyle buyurdu: İnsanlar içerisinde Allah'a en çok düşmanlık yapan kimse Harem bölgesinde düşmanlık yapan, katilinden başkasını öldüren ve Cahiliye kan davası sebebiyle bir kimseyi öldürendir. Bir adam ayağa kalkarak Ya Resulallah benim falanca oğlum bunun üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "İslamda davet yoktur, Cahiliye adetleri bitmiştir. Çocuğun (nesebi) yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina eden için (çocuğun nesebini almaktan) mahrumiyet vardır." Ya Resulallah, el-esleb nedir denilince "taştır, her bir parmak için onar deve, kemiğe varan yaralamalarda beşer deve diyet vardır. Sabah namazından sonra güneş doğana ve ikindi namazından sonra güneş batana kadar namaz yoktur. Bir kadın, halasının yahut teyzesinin üzerine nikahlanamaz. Evli bir kadın kocasının izni olmaksızın bir şey veremez.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6681, 2/632
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Hüseyin b. Zekvan el-Muallim (Hüseyin b. Zekvan)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Çocuk, nesebinin tayini
Hz. Peygamber, hitap şekilleri
İnfak, kadının kocasının malından harcaması
Kan dökmek, Mekke'de
Mülkiyet, Kadın, kocasının malından tasarrufta bulunması
Namaz, sabah ve ikindiden sonra nafile ibadet,
NESEB BİLGİSİ
Nesep, nesebin önemi
Nikah, aynı nikahta birleştirilmesi caiz olan/olmayan kadınlar
Nikah, kadının halası veya teyzesiyle birlikte nikahlanması
Recm, cezası
Siyer, Mekke'nin fethi
Yargı, adam öldürmek
Yargı, Diyet miktarı
Yargı, diyet, azaların
Yargı, nesebin Tespiti, çocuğun döşek sahibine ait olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
61788, HM006933
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ أَخْبَرَنَا حُسَيْنٌ الْمُعَلِّمُ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ
لَمَّا فُتِحَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَكَّةُ قَالَ كُفُّوا السِّلَاحَ إِلَّا خُزَاعَةَ عَنْ بَنِي بَكْرٍ فَأَذِنَ لَهُمْ حَتَّى صَلَّوْا الْعَصْرَ ثُمَّ قَالَ كُفُّوا السِّلَاحَ فَلَقِيَ مِنْ الْغَدِ رَجُلٌ مِنْ خُزَاعَةَ رَجُلًا مِنْ بَنِي بَكْرٍ بِالْمُزْدَلِفَةِ فَقَتَلَهُ فَبَلَغَ ذَلِكَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ إِنَّ أَعْدَى النَّاسِ عَلَى اللَّهِ مَنْ عَدَا فِي الْحَرَمِ وَمَنْ قَتَلَ غَيْرَ قَاتِلِهِ وَمَنْ قَتَلَ بِذُحُولِ الْجَاهِلِيَّةِ فَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ ابْنِي فُلَانًا عَاهَرْتُ بِأُمِّهِ فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَقَالَ لَا دَعْوَةَ فِي الْإِسْلَامِ ذَهَبَ أَمْرُ الْجَاهِلِيَّةِ الْوَلَدُ لِلْفِرَاشِ وَلِلْعَاهِرِ الْأَثْلَبُ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ وَمَا الْأَثْلَبُ قَالَ الْحَجَرُ وَفِي الْأَصَابِعِ عَشْرٌ عَشْرٌ وَفِي الْمَوَاضِحِ خَمْسٌ خَمْسٌ وَلَا صَلَاةَ بَعْدَ الصُّبْحِ حَتَّى تَشْرُقَ الشَّمْسُ وَلَا صَلَاةَ بَعْدَ الْعَصْرِ حَتَّى تَغْرُبَ الشَّمْسُ وَلَا تُنْكَحُ الْمَرْأَةُ عَلَى عَمَّتِهَا وَلَا عَلَى خَالَتِهَا وَلَا يَجُوزُ لِامْرَأَةٍ عَطِيَّةٌ إِلَّا بِإِذْنِ زَوْجِهَا وَأَوْفُوا بِحِلْفِ الْجَاهِلِيَّةِ فَإِنَّ الْإِسْلَامَ لَمْ يَزِدْهُ إِلَّا شِدَّةً وَلَا تُحْدِثُوا حِلْفًا فِي الْإِسْلَامِ
Tercemesi:
Bize Yezid, ona Hüseyin el-Muallim, ona Amr b. Şuayb, ona babası ona da (Şuayb'ın) dedesi rivayet ederek dedi ki Resulullah'a (sav) Mekke'nin fethi nasip olduğunda şöyle buyurdu: "Benî Bekir'den Huzâ' kabilesi hariç silahlarınızı bırakın." İkindi namazı kılınıncaya kadar Resulullah onlara izin verdi sonra şöyle buyurdu: "Silahlarınızı bırakın." Ertesi gün Huzâ' kabilesinden bir adam Benî Bekir kabilesinden bir adamla Müzdelife'de karşılaştı ve onu öldürdü. Bu haber Resulullah'a (sav) ulaşınca bir hutbe verdi ve şöyle buyurdu: İnsanlar içerisinde Allah'a en çok düşmanlık yapan kimse Harem bölgesinde düşmanlık yapan, katilinden başkasını öldüren ve Cahiliye kan davası sebebiyle bir kimseyi öldürendir. Adam, Ya Resulallah benim falanca oğlum Cahiliye döneminde annesiyle yaptığım zinadan olmuştur. Resulullah şöyle buyurdu: "İslamda davet yoktur, Cahiliye adetleri bitmiştir. Çocuğun (nesebi) yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina eden için (çocuğun nesebini almaktan) mahrumiyet vardır." Ya Resulallah, el-esleb nedir denilince "taştır, her bir parmak için onar deve, kemiğe varan yaralamalarda beşer deve diyet vardır. Sabah namazından sonra işrak vaktine ve ikindi namazından sonra güneç batana kadar namaz yoktur. Bir kadın, halasının yahut teyzesinin üzerine nikahlanamaz. Evli bir kadın kocasının izni olmaksızın bir şey veremez. Cahiliye döneminde yapılan antlaşmalara uyun, çünkü İslam (iyilik üzerine yapılan) o antlaşmayı güçlendirmiştir ve İslam döneminde yeni antlaşmalar ihdas etmeyin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6933, 2/687
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Çocuk, nesebinin tayini
Çocuk, zina ile doğan
Hz. Peygamber, hitabeleri
İnfak, kadının kocasının malından harcaması
Kan dökmek, Mekke'de
Namaz, sabah ve ikindiden sonra nafile ibadet,
Nikah, aynı nikahta birleştirilmesi caiz olan/olmayan kadınlar
Nikah, kadının halası veya teyzesiyle birlikte nikahlanması
Recm, cezası
Şehirler, Mekke, Haram Bölge Oluşu
Siyer, Mekke'nin fethi
Yargı, çocuk nesebini tayin etme/ belirleme
Yargı, Diyet miktarı
Yargı, diyet, azaların
Yargı, nesebin Tespiti, çocuğun döşek sahibine ait olması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282858, M002165-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ جَمِيعًا عَنْ أَبِى مُعَاوِيَةَ - قَالَ زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَازِمٍ - حَدَّثَنَا عَاصِمٌ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ لَمَّا نَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ ( يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لاَ يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئًا ) ( وَلاَ يَعْصِينَكَ فِى مَعْرُوفٍ ) قَالَتْ كَانَ مِنْهُ النِّيَاحَةُ . قَالَتْ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ فَإِنَّهُمْ كَانُوا أَسْعَدُونِى فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَلاَ بُدَّ لِى مِنْ أَنْ أُسْعِدَهُمْ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِلاَّ آلَ فُلاَنٍ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe T Züheyr b. Harb T İshak b. İbrahim, onlara Ebu Muaviye (Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr), ona Asım el-Ahvel, ona da Hafsa'nın (bt. Sîrîn) rivayet göre Ümmü Atiyye (r. anhâ) şöyle demiştir:
"Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, başkasının çocuğunu sahiplenerek kocasına isnadda bulunmamak ve uygun olanı işlemekte sana karşı gelmemek şartıyla sana beyat etmek üzere geldikleri zaman, onları kabul et; onlara Allah'tan bağışlanma dile; doğrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır.' (Mümtehine 60/12) ayeti nazil olunca Hz. Peygamber'in (sav) aldığı bey'at arasında ağıt yakma konusu da vardı. Kendisine dedim ki: 'Ya Rasulullah! Falan ailesine yapılacak ağıt hariç olsun. Onlar cahiliyye zamanında ağıt konusunda bana yardımcı olmuştu. Dolayısıyla benim de mutlaka onlara yardımcı olmam gerekir.' Bunun üzerine Rasulullah (sav); 'Falan ailesi hariç.' buyurdular."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2165, /363
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ümmü Hüzeyl Hafsa bt. Sirin (Hafsa bt. Sirin)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Biat, bağlılık bildirimi
cahiliye, âdetleri
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Kabilecilik, sahabe arasında
Kadın, cenazeyi takip etmemesi
Kadın, hak ve sorumlulukları
Kadın, Hz. Peygamber döneminde
Kadın, siyaseti
Kadın, sosyal hayatta
KTB, ÖLÜM
Sahabe, Hz. Peygamber'e itirazları
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Sünnet, Cahiliyeden devam eden
Tokalaşma, Musafaha, , kadınlarla musafaha / tokalaşmak / el sıkışmak
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اشْتَكَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ شَكْوَى لَهُ فَأَتَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُهُ مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَسَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنهم - فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ فَوَجَدَهُ فِى غَاشِيَةِ أَهْلِهِ فَقَالَ " قَدْ قَضَى " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَبَكَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى الْقَوْمُ بُكَاءَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَكَوْا فَقَالَ " أَلاَ تَسْمَعُونَ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُعَذِّبُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ ، وَلاَ بِحُزْنِ الْقَلْبِ ، وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا - وَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ - أَوْ يَرْحَمُ وَإِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ " . وَكَانَ عُمَرُ - رضى الله عنه - يَضْرِبُ فِيهِ بِالْعَصَا ، وَيَرْمِى بِالْحِجَارَةِ وَيَحْثِى بِالتُّرَابِ .
Bize Asbağ’, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Sa’id b. el-Hâris el-Ensari, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir keresinde Sa’d b. Ubade bir hastalığa yakalanmıştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav), Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mes’ud ile birlikte Sa’d’ı ziyarete geldi. Sa’d’ın yanına girdiği zaman, onu aile fertleri tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Resul-i Ekrem "Sa’d öldü mü?" diye sordu. Oradakiler 'Hayır ey Allah’ın elçisi! Ölmedi' dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Orada bulunanlar, Rasulullah’ın (sav) ağladığını görünce, onlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İşitmez misiniz? Şüphesiz ki, Allah gözyaşı ve kalp üzüntüsü sebebiyle azab etmez. Lakin" - mübarek diline işaret ederek- "işte bunun yüzünden ya azab eder, ya da merhamet eder. Şübhesiz ölü, ailesinin kendisine (yasaklanmış bir ağlayışla) ağlamasından dolayı azab görür" dedi. Hz. Ömer de (Cahiliyye adeti üzere) ağlandığında (ağlayanı) sopa ile döver, üzerine çakıl taşları atar ve toprak saçardı.
Açıklama: Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9741, B001304
Hadis:
حَدَّثَنَا أَصْبَغُ عَنِ ابْنِ وَهْبٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْحَارِثِ الأَنْصَارِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ - رضى الله عنهما - قَالَ اشْتَكَى سَعْدُ بْنُ عُبَادَةَ شَكْوَى لَهُ فَأَتَاهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعُودُهُ مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ وَسَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنهم - فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ فَوَجَدَهُ فِى غَاشِيَةِ أَهْلِهِ فَقَالَ " قَدْ قَضَى " . قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَبَكَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَى الْقَوْمُ بُكَاءَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بَكَوْا فَقَالَ " أَلاَ تَسْمَعُونَ إِنَّ اللَّهَ لاَ يُعَذِّبُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ ، وَلاَ بِحُزْنِ الْقَلْبِ ، وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا - وَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ - أَوْ يَرْحَمُ وَإِنَّ الْمَيِّتَ يُعَذَّبُ بِبُكَاءِ أَهْلِهِ عَلَيْهِ " . وَكَانَ عُمَرُ - رضى الله عنه - يَضْرِبُ فِيهِ بِالْعَصَا ، وَيَرْمِى بِالْحِجَارَةِ وَيَحْثِى بِالتُّرَابِ .
Tercemesi:
Bize Asbağ’, ona İbn Vehb, ona Amr, ona Sa’id b. el-Hâris el-Ensari, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir keresinde Sa’d b. Ubade bir hastalığa yakalanmıştı. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (sav), Abdurrahman b. Avf, Sa’d b. Ebu Vakkas ve Abdullah b. Mes’ud ile birlikte Sa’d’ı ziyarete geldi. Sa’d’ın yanına girdiği zaman, onu aile fertleri tarafından kuşatılmış bir halde buldu. Resul-i Ekrem "Sa’d öldü mü?" diye sordu. Oradakiler 'Hayır ey Allah’ın elçisi! Ölmedi' dediler. Hz. Peygamber (duygulanıp) ağladı. Orada bulunanlar, Rasulullah’ın (sav) ağladığını görünce, onlar da ağladılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "İşitmez misiniz? Şüphesiz ki, Allah gözyaşı ve kalp üzüntüsü sebebiyle azab etmez. Lakin" - mübarek diline işaret ederek- "işte bunun yüzünden ya azab eder, ya da merhamet eder. Şübhesiz ölü, ailesinin kendisine (yasaklanmış bir ağlayışla) ağlamasından dolayı azab görür" dedi. Hz. Ömer de (Cahiliyye adeti üzere) ağlandığında (ağlayanı) sopa ile döver, üzerine çakıl taşları atar ve toprak saçardı.
Açıklama:
Buhârî, bu hadiste geçen, ailesinin feryadı sebebiyle ölünün azap göreceğine dair tehdidin, hayattayken ailesini bu konuda eğitmeyen kimseler için geçerli olduğunu belirtir. "Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun" (Tahrim 6) ve "Hepiniz çobansınız..." hadisini bu hususta delil olarak gösterir. Buhârî, hayatta iken ailesine gerekli uyarı ve bilgilendirmeyi yaptığı halde ailesi yine de arkasından ağlarsa böyle bir kimse için bu hadisteki tehdidin söz konusu olmadığını kaydeder. Bu hususta da "Kimse kimsenin günahını yüklenmez" (En'am 164) ayetini delil gösterir. Bkz. Buhârî, Cenâiz, 32.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 44, 1/443
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Said b. Haris el-Ensari (Said b. Haris b. Ebu Said b. Mualla)
3. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Abdullah Esbağ b. Ferec el-Ümevî (Esbağ b. Ferec b. Said b. Nafi)
Konular:
Adab, Cenaze, ölüye ağlama adabı
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Hz. Peygamber, hastaları ziyareti
Hz. Peygamber, ümmetine merhamet
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
Bize Ahmed b. Muhammed b. Sabit el-Mervezî, ona Ali b. Hüseyin b. Vâkid, ona babası, ona Yezid en-Nahvi, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra); "Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye onların evlenmelerine de mâni olmayın. Ancak açıkça fuhşiyâtı irtikâb ederlerse müstesna" (Nisâ, 19), mealindeki ayet hakkında şöyle dedi: (Câhiliyyette) bir adam, yakınlarından bir kadına vâris olur, o kadın ölünceye veya (evlenirse kocasından alacağı) mehri kendisine verinceye kadar onu evlenmekten menederdi. Allah bunu yasakladı ve bu hareketten insanları menetti.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11985, D002090
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ ثَابِتٍ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنِى عَلِىُّ بْنُ حُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ يَزِيدَ النَّحْوِىِّ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ "( لاَ يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَرِثُوا النِّسَاءَ كَرْهًا وَلاَ تَعْضُلُوهُنَّ لِتَذْهَبُوا بِبَعْضِ مَا آتَيْتُمُوهُنَّ إِلاَّ أَنْ يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ )" وَذَلِكَ أَنَّ الرَّجُلَ كَانَ يَرِثُ امْرَأَةَ ذِى قَرَابَتِهِ فَيَعْضُلُهَا حَتَّى تَمُوتَ أَوْ تَرُدَّ إِلَيْهِ صَدَاقَهَا فَأَحْكَمَ اللَّهُ عَنْ ذَلِكَ وَنَهَى عَنْ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed b. Sabit el-Mervezî, ona Ali b. Hüseyin b. Vâkid, ona babası, ona Yezid en-Nahvi, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra); "Kadınlara zorla vâris olmanız size helâl değildir. Verdiğiniz mehrin bir kısmını kurtaracaksınız diye onların evlenmelerine de mâni olmayın. Ancak açıkça fuhşiyâtı irtikâb ederlerse müstesna" (Nisâ, 19), mealindeki ayet hakkında şöyle dedi: (Câhiliyyette) bir adam, yakınlarından bir kadına vâris olur, o kadın ölünceye veya (evlenirse kocasından alacağı) mehri kendisine verinceye kadar onu evlenmekten menederdi. Allah bunu yasakladı ve bu hareketten insanları menetti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Nikah 23, /485
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Ebu Hasan Yezid b. Ebu Said en-Nahvi (Yezid b. Abdullah)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ali b. Hüseyin el-Kuraşî (Ali b. Hüseyin b. Vakıd)
6. Ebu Hasan Ahmed b. Şebbuye el-Huzaî (Ahmed b. Muhammed b. Sabit)
Konular:
Boşanma, boşama konusundaki haksızlığın önlenmesi
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Yargı, miras Hukuku
Bize Ahmed b. Şebbuye el-Mervezî, ona Abdullah b. Osman, ona İsa b. Ubeyd, ona Ubeydullah Mevlâ Ömer, ona da ed-Dahhak, önceki hadisi manen rivayet etti ve sonunda şunu ekledi:
"Allah bu konuda size öğüdü vermektedir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11986, D002091
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ شَبُّويَةَ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُثْمَانَ عَنْ عِيسَى بْنِ عُبَيْدٍ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ مَوْلَى عُمَرَ عَنِ الضَّحَّاكِ بِمَعْنَاهُ قَالَ
"فَوَعَظَ اللَّهُ (في) ذَلِكَ ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Şebbuye el-Mervezî, ona Abdullah b. Osman, ona İsa b. Ubeyd, ona Ubeydullah Mevlâ Ömer, ona da ed-Dahhak, önceki hadisi manen rivayet etti ve sonunda şunu ekledi:
"Allah bu konuda size öğüdü vermektedir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Nikah 23, /485
Senetler:
1. Ebu Kasım Dahhak b. Müzahim el-Hilalî (Dahhak b. Müzahim)
2. Ubeydullah Mevlâ Ömer b. Müslim el-Bâhilî (Ubeydullah)
3. Ebu Münîb İsa b. Ubeyd el-Kindî (İsa b. Ubeyd b. Mâlik)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Osman el-Ateki (Abdullah b. Osman b. Cebele b. Meymun)
5. Ebu Hasan Ahmed b. Şebbuye el-Huzaî (Ahmed b. Muhammed b. Sabit)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Yargı, miras Hukuku
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri, üzüme kerm demesin! Kerm (şerefli) olan ancak Müslüman kişidir."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
44451, HM008175
Hadis:
وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَقُلْ أَحَدُكُمْ لِلْعِنَبِ الْكَرْمَ إِنَّمَا الْكَرْمُ الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ
Tercemesi:
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri, üzüme kerm demesin! Kerm (şerefli) olan ancak Müslüman kişidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Hureyre 8175, 3/231
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Ukbe Hemmâm b. Münebbih el-Yemânî (Hemmâm b. Münebbih b. Kamil b. Sîc)
3. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
4. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
Konular:
Ahlak, söylenilmemesi gereken söz
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Konuşma, konuşma adabı
KTB, ADAB
Kültürel hayat, İsim verme kültürü
Müslüman, Mü'min
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271253, İM002287-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ وَأَبُو بَكْرٍ ابْنَا أَبِى شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُهَاجِرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ قَائِدِ السَّائِبِ عَنِ السَّائِبِ قَالَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم كُنْتَ شَرِيكِى فِى الْجَاهِلِيَّةِ فَكُنْتَ خَيْرَ شَرِيكٍ كُنْتَ لاَ تُدَارِينِى وَلاَ تُمَارِينِى .
Tercemesi:
Bize Osman ve Ebu Bekr İbn Ebu Şeybe, o ikisine Abdurrahman b. Mehdî, ona Süfyan, ona İbrahim b. Muhacir, ona Mücahid, ona Kaid's-Saib, ona da es-Sâib'den rivayet edildiğine göre; Peygamber'e (sav) şöyle demiştir:
Câhiliyet devrinde sen benim ortağım idin. Sen ortakların en hayırlısı idin. Sen bana ne muhalefet ederdin ne de münakaşa ederdin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ticârât 63, /365
Senetler:
1. Saib b. Ebu Saib el-Kuraşî (Saib b. Sayfî b. Âiz b. Abdullah b. Ömer b. Mahzum)
2. Kaidi's-Saib (Kaidi's-Saib)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. İbrahim b. Muhacir el-Becelî (İbrahim b. Muhacir b. Cabir)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
7. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Ticaret, Ortaklık