222 Kayıt Bulundu.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mamer b. Raşid arasında inkıta vardır.
Bize Ebü'l-Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Hakîm b. Hizâm'ın naklettiğine göre o, Hz. Peygamber'e (sav) şöyle söylemiştir: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana bazı işlerin hükmünü söyler misin? Ben cahiliye devrinde akrabalarımla ilgilenme, köle azat etme ve sadaka verme türünden bir takım iyi işler yapardım. Bu iyiliklerin benim için bir sevabı var mıdır?' Hakîm dedi ki: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen geçmişteki yapmış olduğun iyilikler vesilesiyle Müslüman oldun." Buhari dedi ki: 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) kelimesi Ebu Yeman'dan 'أَتَحَنَّتُ' (etehannetü) olarak da nakledilmiştir. Mamer, Salih ve İbn Müsâfir bu kelimeyi 'أَتَحَنَّثُ' (etehannesü) şeklinde söylemişlerdir. İbn İshak 'التَّحَنُّثُ' (İbadet etmek, Allah'a yakınlaşmak) kelimesinin 'التَّبَرُّرُ' (Kendini temize çıkartmak) anlamında olduğunu ifade etmiştir. Bu üç kişiye Hişâm da babasından (Urve) nakletmiş olduğu rivayetle mütabaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası Nümeyr, onlara el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölünün arkasından yas tutmak için) yanaklarına vuran, elbisesinin yakalarını yırtan veya cahiliye devrindeki gibi ağıt yakan bizden değildir." [Bu Yahya'nın hadisidir.] [İbn Nümeyr ve Ebu Bekir ise (أَوْ) kelimesini elifsiz olarak (وَشَقَّ وَدَعَا) şeklinde (وَ) olarak rivayet etmişlerdir.]
Bize Vekî, ona Süfyân; (T) Bize Abdurrahman, ona Süfyân, ona Zübeyd, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(Ölüye yas tutarken) Yanaklarını tokatlayan, elbiselerinin yakalarını parçalayan ve cahiliyedeki gibi feryat edip bağıran bizden değildir."
Bize Ebu Muâviye, ona A'meşe, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona da Abdullah, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(Ölüye yas tutarken) Yanaklarını tokatlayan, elbiselerinin yakalarını parçalayan ve cahiliyedeki gibi feryat edip bağıran bizden değildir."
Bize Yahya, ona Süfyân, ona Zübeyd, ona İbrahim, ona Mesruk, ona da Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(Ölüye yas tutarken) Yanaklarını tokatlayan, elbiselerinin yakalarını parçalayan ve cahiliyedeki gibi feryat edip bağıran bizden değildir."
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona Mesruk, ona da Hz. Âişe Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "(Ölüye yas tutarken) Yanaklarını tokatlayan, elbiselerinin yakalarını parçalayan ve cahiliyedeki gibi feryat edip bağıran bizden değildir."
Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası Nümeyr, onlara el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölünün arkasından yas tutmak için) yanaklarına vuran, elbisesinin yakalarını yırtan veya cahiliye devrindeki gibi ağıt yakan bizden değildir." [Bu Yahya'nın hadisidir.] [İbn Nümeyr ve Ebu Bekir ise (أَوْ) kelimesini elifsiz olarak (وَشَقَّ وَدَعَا) şeklinde (وَ) olarak rivayet etmişlerdir.]
Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası Nümeyr, onlara el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölünün arkasından yas tutmak için) yanaklarına vuran, elbisesinin yakalarını yırtan veya cahiliye devrindeki gibi ağıt yakan bizden değildir." [Bu Yahya'nın hadisidir.] [İbn Nümeyr ve Ebu Bekir ise (أَوْ) kelimesini elifsiz olarak (وَشَقَّ وَدَعَا) şeklinde (وَ) olarak rivayet etmişlerdir.]
Bize Yahya b. Yahya, ona Ebu Muaviye; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ebu Muaviye ve Veki; (T) Bize İbn Nümeyr, ona babası Nümeyr, onlara el-A'meş, ona Abdullah b. Mürre, ona Mesruk, ona Abdullah (b. Mesud) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Ölünün arkasından yas tutmak için) yanaklarına vuran, elbisesinin yakalarını yırtan veya cahiliye devrindeki gibi ağıt yakan bizden değildir." [Bu Yahya'nın hadisidir.] [İbn Nümeyr ve Ebu Bekir ise (أَوْ) kelimesini elifsiz olarak (وَشَقَّ وَدَعَا) şeklinde (وَ) olarak rivayet etmişlerdir.]