Giriş

Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abdulkarî şöyle rivayet etmiştir: Ben Ömer b. el-Hattâb'ın (ra.) şöyle söylediğini işittim: Hişâm b. Hakim b. Hizam'ı, Furkan suresini benim okuduğumdan farklı bir şekilde okurken duydum. Bu sureyi bana Rasulullah (sav) öğretmişti. Bu yüzden neredeyse üzerine atılacaktım. Sonra vazgeçip okumasını bitirinceye kadar bekledim, sonra cübbesini göğsü üzerinde yakaladım ve onu Rasulullah'a (sav) götürdüm: Ey Allah'ın Rasulü, Ben bu adamın, Furkan suresini senin bana öğrettiğinden farklı bir şekilde okuduğunu duydum dedim. Hz. Peygamber ona, "oku!" buyurdu. O da aynen benim daha önce kendisinden duyduğum gibi okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "bu sure, böyle nazil oldu," buyurdu. Sonra bana, "sen oku!" dedi. Ben de okudum. Bana da "bu sure böyle nazil oldu. Şüphesiz bu Kur'an yedi harf üzere nazil olmuştur. Onlardan hangisi kolayınıza gelirse öyle okuyunuz," buyurdu.


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ أُنْزِلَ عَلَى سَبْعَةِ أَحْرُفٍ

    Öneri Formu
10319 D001475 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 22

Bize Ebu'l-Velid et-Tayâlisî, ona Hemmâm b. Yahya, ona Katade, ona Yahya b. Ya'mer, ona Süleyman b. Surad el-Huzâ'î, ona da Übey b. Ka'b (ra), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ya Übey! Bana Kur'an okutuldu ve bir harf üzere mi yoksa iki harf üzere mi? (okumak istediğim) soruldu? Benimle birlikte olan melek: İki harf üzere diye söyle! dedi. Ben de: İki harf üzere dedim. Bu sefer: İki harf üzere mi yoksa üç harf üzere mi? denildi. Yanımdaki melek yine; Üç harf üzere de! diye söyledi. Ben de Üç harf üzere dedim. Bu hâl, yedi harfe ulaşıncaya kadar devam etti. Rasulullah (sav) sonra şöyle buyurdu: Bunların her biri kâfî ve şâfîdir. Bir azap ayetini rahmet ayetine yahut rahmet ayetini azap ayetine çevirmedikçe, Âzîz ve hhakîmdir yerine Semî ve Alîmdir desen de olur."


Açıklama: "Yedi harf" konusunda farklı görüşler vardır. Bunların en meşhur olanı, Kur'an-ı Kerim’in yedi lehçe ile nazil olduğudur. Bunlar da Kureyş, Hevâzin, Sakîf, Tay, Yemen, Hüzeyl ve Temim lehçeleridir. Bu konuda iki hususa özellikle işaret etmek gerekir. Birincisi, Kur'an'ın bütün kelimelerinde yedi ayrı okunuş vâki değildir. Bu husus, ancak bazı kelimeler için vâriddir. Her kelimenin mutlaka yedi vecihde okunması da şart değildir. İki, üç veya dört olabilir. İkinci husus da kelimelerin farklı telaffuzu asla mana farklılığına yol açmamalı, müspeti menfiye, rahmeti azaba çevirmemelidir. Lafızlar; “helümme-teâl; kuûd-culûs” gibi müterâdif olmalıdır. Sonra bu lafız değişikliği de asla keyfi olmamalı, mutlaka Hz. Peygamber ve ashabından duyulmuş olmalıdır. Bu durumda bu mesele, Rasulullah'ın (sav) vefatı ile kapanmış demektir. Kur'an'ın yedi harf üzere nazil olmasının en önemli faydası da kolaylıktır. Çünkü İslâm, cahil, okuma-yazma bilmeyen bir kavme gönderilmiştir. Çeşitli kabile fertlerinin, kendi lehçelerinden başka bir lügatle Kur'an öğrenmeleri hayli zordu. İşte bu zorluğu izâle etmek ve ümmete kolaylık göstermek için yedi harf meşru kılınmıştır.

    Öneri Formu
10321 D001477 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 22

Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona da ez-Zührî demiştir ki: "Bu harfler (vecihler) ancak aynı hükümdedir. Helal ve haram konusunda farklılık göstermezler."


    Öneri Formu
10320 D001476 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 22

Bize İbnu'l-Müsenna, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona el-Hakem, ona Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona da Übey b. Ka'b'ın (ra) rivayet ettiğine göre; Hz. Peygamber (sav) Gıfar oğulları göletinin yanında iken Cebrail (as) gelip O'na dedi ki: "Aziz ve Celil olan Allah sana, ümmetine Kur'an'ı bir harf üzere okumanı emrediyor. Ben, Rabbimin af ve mağfiretini dilerim. Şüphesiz ki ümmetim buna takat getiremez. Sonra Cebrail (as) ikinci defa gelip aynı minvalde konuştu. Nihayet bu konuşma yedi harfe kadar ulaştı ve Cebrail (as) dedi ki: Yüce Allah, Kur'an'ı ümmetine yedi harf üzere okumanı emrediyor. Bunlardan hangisini okurlarsa, doğru okumuş olurlar."


    Öneri Formu
10322 D001478 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 22

Bize Hasan b. Ali el-Hallâl ve birden fazla kişi, onlara Abdurrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm b. Hizâm'e denk geldim. O Furkân Suresi'ni okuyordu. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde bu sureyi okumayı sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin oku­duğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasulullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi" buyurdu sonra da "Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayını­za gelirse, onu okuyunuz" buyurdu. Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Mâlik b. Enes bu hadisi Zühri’den aynı senedle benzeri şekilde rivâyet etmiş olup hadisin senedinde “Misver b. Mahreme’yi” zikretmemiştir.


    Öneri Formu
16828 T002943 Tirmizi, Kıraat, 9

Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: Bana Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona Misver b. Mahreme ve Abdurrahman b. Abdulkârî, onlara da Ömer b. Hattâb şöyle demiştir: Rasulullah (sav) henüz hayatta iken, ben Hişâm b. Hakîm b. Hizâm'ı Furkân Suresi'ni okurken işittim. Ve onun okuyuşuna kulak verip dinledim. Bir de baktım ki, Hişâm bu sureyi Rasulullah'ın bana okuttuğunun dışında bir çok harfle okudu. Az kalsın namazda ona müdahale edecektim, ancak selam verinceye kadar sabrettim. Selam verir vermez hemen elbisesinden yakalayıp "senden işittiğim şekilde bu sureyi sana kim okuttu" dedim. Hişâm "onu bana Rasulullah (sav) okuttu" dedi. Ben "yalan söyledin. Çünkü Rasulullah (sav) bu sureyi bana, senin oku­duğundan başka bir şekilde okuttu" dedim sonra onu yakasından tutarak Rasulullah'a götürdüm ve " ey Allah'ın Rasulu, bu adamın Furkân Sûresi'ni, Sen'in bana okuttuğundan farklı harflerle okurken işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu bırak" buyurdu. Ona da "oku ey Hişâm" diye emretti. O da, işittiğim şekilde Rasulullah'a okudu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Bu şekilde indirildi" buyurdu. sonra "ey Ömer, sen de oku" buyurdu. Ben de bana okutmuş olduğu okuyuşla okudum. Bana da "Bu şekilde indirildi" buyurdu sonra da "Şüphesiz bu Kur'ân yedi harf üzerine indirilmiştir. Bunlardan hangisi kolayını­za gelirse, onu okuyunuz" buyurdu.


    Öneri Formu
27418 B006936 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 9

Bize Muhammed b. Mesleme ve Hâris b. Miskîn, onlara İbn Kasım, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona Abdurrahman b. Abdulkârî, ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle demiştir: Hişâm b. Hakim b. Hizâm'ı Furkân Suresi'ni, benim okuduğumdan başka lehçe üzerine okurken işittim. Halbuki o sureyi Rasulullah (sav) bana okutmuştu. Hemen müdahale etmeyi düşündüm ama vazgeçip namazını bitirmesini bekledim. Sonra ridâsından tutup onu çektim ve kendisini Rasulullah'a getirdim ve "bu adamın Furkân Suresi'ni, bana okuttuğundan farklı şekilde okuduğunu işittim" dedim. Rasulullah (sav) bana "onu serbest bırak" buyurdu, sonra ona hitaben "oku" buyurdu. O da okudu. Rasulullah (sav) "Bu sure bu şekilde indirildi" dedi. Sonra bana "oku" bu­yurdu. Ben de okudum. Rasulullah (sav) yine "bu şekilde indirildi. Şüphesiz ki, Kur'an yedi harf üze­re indirilmiştir. Ondan kolayınıza geleni okuyunuz" buyurdu.


    Öneri Formu
277083 N000938-2 Nesai, İftitah, 37


    Öneri Formu
18098 B002410 Buhari, Husûmât, 1


    Öneri Formu
24651 N000941 Nesai, İftitah, 37


    Öneri Formu
24652 N000942 Nesai, İftitah, 37