Giriş

Bize Ya‘mar b. Bişr, ona Abdullah b. Mubârek, ona Safvân b. Amr, ona Abdurrahman b. Cübeyr b. Nüfeyr, ona da babası (Cübeyr b. Nüfeyr) şöyle demiştir: "Bir gün, biz Mikdâd b. el-Esved’in yanında oturuyorduk. Derken bir adam oradan geçti ve 'Ne mutlu şu iki göze ki, Allah’ın Rasûlünü gördü. Vallahi biz de senin gördüğünü görmeyi, senin bulunduğun meclislerde bulunmayı çok isterdik' dedi. Bunun üzerine Mikdâd öfkelendi. Ben de hayret ettim, Çünkü adamın söylediği sözden başka bir şey (kötü bir niyet) görmemiştim. Sonra Mikdâd ona yönelerek şöyle dedi:" "Bir adamı, Allah’ın, kendisinin var olmadığı bir dönemde, yarattığı bir meclisi görmeyi temenni etmeye sevk eden şey nedir? Halbuki o kimse, o mecliste bulunsaydı nasıl davranacağını bilmezdi. Vallahi, Allah Rasûlü’nün (sav) huzurunda öyle kimseler bulundu ki, Allah onları yüzüstü cehenneme yuvarladı. Çünkü O’nun davetine uymayıp, O’nu tasdik etmediler. Siz Allah’a şükretmiyor musunuz? Allah sizi öyle bir zamanda var etti ki, sadece Rabbinizi tanıyor ve Peygamberinizin getirdiğini tasdik ediyorsunuz. Böylece siz (öncekilerin uğradığı) musibetten kurtuldunuz ve o imtihanı başkaları yaşadı. Vallahi, Allah Rasûlü (sav), en ağır şartlar altında, herhangi bir peygamberin gönderildiği en zor hal üzere gönderildi. Öyle bir fetret ve cahiliyet devrinde gönderildi ki, insanlar putlara ibadetten daha üstün bir din bilmiyorlardı. İşte O, Allah’tan, hak ile batılı birbirinden ayıran bir ‘Furkân’ ile geldi. Öyle ki, baba ile oğlunu birbirinden ayırdı. Kişi babasını, oğlunu yahut kardeşini kâfir olarak gördüğü halde, Allah onun kalbinin kilidini imana açmış olurdu. Böylece o kişi bilir ki, eğer babası, oğlu veya kardeşi bu hâl üzere ölürse, cehenneme girecektir. O da bunu bilirken gözü nasıl aydın (mutlu) olur ki, sevgilisi ateştedir? İşte 'Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan göz aydınlığı bağışla…' [Furkan, 25/74] ayeti bu konuya işaret eder."


    Öneri Formu
73518 HM024311 İbn Hanbel, VI, 3

Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Malik, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyd, onlara da Ebu Hureyre, bu hadisi Yunus'un Zührî'den rivayet ettiği hadisle aynı manada Rasulullah'tan rivayet etmiştir.


Açıklama: Hadisin tam metni için M000382-2 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
7108 M006143 Müslim, Fadâil, 152

Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Malik, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Ebu Ubeyd, onlara da Ebu Hureyre, bu hadisi Yunus'un Zührî'den rivayet ettiği hadisle aynı manada Rasulullah'tan rivayet etmiştir.


Açıklama: Hadisin tam metni için M006142 numaralı hadise bakınız.

    Öneri Formu
288844 M006143-2 Müslim, Fadâil, 152

Bize Züheyr b. Harb, ona Hüceyn b. Müsenna, ona Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, ona Abdullah b. Fadl el-Hâşimî, ona Abdurrahman el-A'rac, ona da Ebu Hureyre şöyle de­miştir. Bir yahudi ticaret eş­yasını satışa sunarken, bu eşyaya, hoşuna gitmeyen ya da razı olmadığı bir fiyat verildi, o da Hz. Musa'yı (as) bütün insanlardan üstün kılan (Allah)'a yemin olsun ki hayır bu olmaz dedi. Bu sözü ensardan biri işitti ve yahudiye bir tokat atarak Peygamber (sav) aramızda bulunduğu halde sen Musa'yı beşer üzerine üstün kılan Allah'a yemin ederim diyorsun öyle mi dedi. Bunun üzerine Yahudi, Peygamber'e (sav) gitti ve ey Ebu Kasım! Benim zimmet ve himaye anlaşmam varken, falanca adam bana tokat attı dedi. Peygamber (sav) o sahâbîye; "buna yine tokat attın" diye sordu. Ensarlı adam da ey Allah'ın Rasulü! Sen aramızda bulunduğun halde bu adam Musa'yı beşer üzerine üstün kılan Allah'a yemin ederim dedi diye anlattı. Hz. Peygam­ber (sav) öfke izi yüzünde görülecek derecede öfkelendi ve şöyle buyurdu: "Allah'ın peygamberlerini üstünlük yarışına sokmayın. Sûra üfürülür ve Allah'ın diledik­leri hariç, göklerde ve yerde kim varsa hepsi cansız bir şekilde yere düşer. Sonra Sûr'a bir daha üfürülür, ilk diriltilen ben olurum ve bir de bakarım ki Mûsâ, arşa tutunmuş bir şekilde diridir. Bilemiyorum acaba o Tur Dağındaki bayılmasında mı hesaba çekildi yoksa benden önce mi diriltildi. Ben, hiç kimsenin Yunus b. Mettâ'dan (as) daha hayırlı olduğunu söyleyemem."


    Öneri Formu
7116 M006151 Müslim, Fadâil, 159

Bize Ebu Kamil, ona İbrahim, ona İbn Şihab, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Abdurrahman el-A'rec, o ikisine de Ebu Hureyre şöyle demiştir: Bir Müslüman ile bir Yahudi birbirlerine sövdüler. Müslüman “Hz. Muhammed'i alemlere üstün kılan (Allah)'a yemin olsun” dedi. Yahudi “Hz. Musa'yı alemlere üstün kılan (Allah)'a yemin olsun” dedi. Müslüman kızıp Yahudi'nin gözüne bir yumruk attı. Bunun üzerine Yahudi gidip Rasulullah'a (sav) durumu anlattı. Hz. Peygamber (sav) adamı çağırtıp meseleyi ona sordu, adam da itiraf etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Beni Musa'dan üstün tutmayınız. Şüphesiz insanlar kıyamet günü baygın olurlar. İlk uyanan ben olurum ve bir de bakarım ki Musa, Arş'ın bir kenarına tutunmuş duruyor. Artık bilemiyorum, acaba baygın olanlar arasındaydı da benden önce mi uyandı, yoksa Aziz ve Celil Allah'ın istisna ettiklerinden miydi?"


    Öneri Formu
46665 HM007576 İbn Hanbel, II, 264


    Öneri Formu
23975 B006518 Buhari, Rikâk, 43


    Öneri Formu
279520 M006142-2 Müslim, Fadâil, 152


    Öneri Formu
288942 HM007576-2 İbn Hanbel, II, 264