138 Kayıt Bulundu.
Bize Musa, ona Ebu Avane, ona Husayn, ona Ebu Vâil, ona Mesruk b. Ecda, ona da Aişe'nin de annesi olan Ümmü Ruman şöyle demiştir: Ateşli bir hastalığa yakalanan Aişe'nin yanında bulunduğum sırada Hz. Peygamber (sav) (içeri girdi ve) "belki de Aişe, hakkında çıkan söylentiden dolayı ateşlenmiştir" buyurdu. Ümmü Ruman, “Evet” dedi. Bunun üzerine Aişe yatağından doğrulup oturdu ve şöyle dedi: Benimle sizin durumunuz, tıpkı Yakup'la oğullarının durumuna benziyor. "Bu söyledikleriniz karşısında bana yardım edecek olan, sadece Allah'tır" (Yûsuf, 18).
"Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir. Ve bütün ailenizi bana getirin."
Bize Ali b. Abdullah, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da babası (Keysan el-Makburî), ona Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların en değerlisi kimdir?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah’a karşı en takvalı olan (O'nu en çok dikkate alan) kimsedir' buyurdu. Soru soranlar 'Biz onu sormuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyleyse babası peygamber (Yakub), dedesi peygamber (İshak), dedesinin babası Halilullah (İbrahim) olan Allah'ın Peygamberi Yusuf (as), (insanların nesep ve şeref açısından en değerlisidir)' dedi. Soru soranlar 'Biz Sana bunu da sormuyoruz' dediler. Bu defa Allah Rasulü (sav) 'Siz Arapların asıllarını soruyorsunuz? Sizin Cahiliye döneminde en değerli olanınız, (İslam'ın ahkâmını) derinlemesine bilip yaşadığı takdirde İslâm'da da en değerli olanınızdır' buyurdu." [Yine bu hadisi bize Ebu Usame ile Mu'temir, onlara Ubeydullah, ona Said, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den nakletmiştir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mu'temir b. Süleyman arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da babası (Keysan el-Makburî), ona Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların en değerlisi kimdir?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah’a karşı en takvalı olan (O'nu en çok dikkate alan) kimsedir' buyurdu. Soru soranlar 'Biz onu sormuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyleyse babası peygamber (Yakub), dedesi peygamber (İshak), dedesinin babası Halilullah (İbrahim) olan Allah'ın Peygamberi Yusuf (as), (insanların nesep ve şeref açısından en değerlisidir)' dedi. Soru soranlar 'Biz Sana bunu da sormuyoruz' dediler. Bu defa Allah Rasulü (sav) 'Siz Arapların asıllarını soruyorsunuz? Sizin Cahiliye döneminde en değerli olanınız, (İslam'ın ahkâmını) derinlemesine bilip yaşadığı takdirde İslâm'da da en değerli olanınızdır' buyurdu." [Yine bu hadisi bize Ebu Usame ile Mu'temir, onlara Ubeydullah, ona Said, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den nakletmiştir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hammâd b. Üsame arasında inkıta vardır.
Andolsun ki, kadın ona meyletti. Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti. İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik). Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı.
Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi.
Bize Humeydî, ona Süfyân, ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona da Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir: Kureyş İslam'a girmekte ağır davranınca Hz. Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un yedi yılı gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Bunun üzerine onları her şeyi kökünden silip gideren öyle bir kıtlık vurdu ki kemik yemek zorunda bile kaldılar. Hatta kişi göğe bakar ve kendisiyle gök arasında duman gibi bir şey görmeğe başlardı. Allah "O hâlde semanın aşikâr bir duman getireceği günü gözetle" buyurdu. Yine Allah: "Biz bu azabı biraz kaldıracağız. Fakat siz hiç şüphe yok ki, tekrar (şirke geri) döneceksiniz" (Duhân, 10-16) buyurdu. İbn Mesud der ki: Azap, Kıyamet günü (olsaydı eğer) onlardan hiç kaldırılır mıydı? Duhân (الدُّخَانُ) da Batşe (الْبَطْشَةُ) de (bu dünyada) olmuş bitmiştir
Bize Ali b. Abdullah, ona Yahya b. Said, ona Ubeydullah, ona Said b. Ebu Said, ona da babası (Keysan el-Makburî), ona Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah’a (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! İnsanların en değerlisi kimdir?' diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) 'Allah’a karşı en takvalı olan (O'nu en çok dikkate alan) kimsedir' buyurdu. Soru soranlar 'Biz onu sormuyoruz' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'öyleyse babası peygamber (Yakub), dedesi peygamber (İshak), dedesinin babası Halilullah (İbrahim) olan Allah'ın Peygamberi Yusuf (as), (insanların nesep ve şeref açısından en değerlisidir)' dedi. Soru soranlar 'Biz Sana bunu da sormuyoruz' dediler. Bu defa Allah Rasulü (sav) 'Siz Arapların asıllarını soruyorsunuz? Sizin Cahiliye döneminde en değerli olanınız, (İslam'ın ahkâmını) derinlemesine bilip yaşadığı takdirde İslâm'da da en değerli olanınızdır' buyurdu." [Yine bu hadisi bize Ebu Usame ile Mu'temir, onlara Ubeydullah, ona Said, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den nakletmiştir.]
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den daha çok bize müstahaktır. (İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır (inandım) ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti.)" (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve Saîd b. Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Şüphe duymak İbrahim'den (as) daha çok bize müstahaktır. İbrahim, “Rabbim! Bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster” dediğinde (Allah ona) “İnanmıyor musun?” diye sormuş, o da “Hayır inandım ancak kalbimin kanaat getirmesi için” demişti." (bakara, 260). "Allah Lût Peygamber'e de rahmet etsin, hiç şüphesiz o sağlam bir rükne (Allah'a) dayanmışken “keşke size karşı yetecek bir kuvvetim olsaydı yahut sarp bir kalaya sığınabilseydim” dedi." (Hûd, 80). "Eğer ben zindanda Yusuf'un kaldığı gibi uzun zaman hapis kalsaydım, onu hapisten çıkarmağa gelen kişinin davetine hemen icabet ederdim."