Açıklama: İsnadı zayıftır. Müevvel'in su-i hıfz vardır ve Ali b. Zeyd zayıftır. Bu ikisi tâbî olunmuştur (mutâba'at). Bu durumda illet Halid b. Huveyris'te kalmıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
61895, HM007040
Hadis:
حَدَّثَنَا مُؤَمَّلٌ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ خَالِدِ بْنِ الْحُوَيْرِثِ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْآيَاتُ خَرَزَاتٌ مَنْظُومَاتٌ فِي سِلْكٍ فَإِنْ يُقْطَعْ السِّلْكُ يَتْبَعْ بَعْضُهَا بَعْضًا
Tercemesi:
Açıklama:
İsnadı zayıftır. Müevvel'in su-i hıfz vardır ve Ali b. Zeyd zayıftır. Bu ikisi tâbî olunmuştur (mutâba'at). Bu durumda illet Halid b. Huveyris'te kalmıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 7040, 2/713
Senetler:
()
Konular:
Kur'an
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51673, DM003396
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ بْنِ صَالِحٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى مَرْيَمَ عَنْ عَطِيَّةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَا مِنْ كَلاَمٍ أَعْظَمُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ كَلاَمِهِ ، وَمَا رَدَّ الْعِبَادُ إِلَى اللَّهِ كَلاَماً أَحَبَّ إِلَيْهِ مِنْ كَلاَمِهِ ».
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Salih, Muaviye b. Salih'ten, (O) Ebû Bekir b. Ebi Meryem'den, (O da) Atıyye'den (naklen) rivayet etti ki, 0 şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Allah katında, kendi sözünden daha büyük hiçbir söz yoktur! Kullar da Allah'a, kendi sözünden daha sevimli hiçbir sözle karşılık vermemişlerdir!'
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 5, 4/2110
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Atiyye b. Kays el-Kilabi (Atiyye b. Kays)
Konular:
Kur'an
Kur'an, diğer sözlere üstünlüğü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51675, DM003398
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ لَيْثٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ كُهَيْلٍ عَنْ أَبِى الزَّعْرَاءِ قَالَ قَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ : إِنَّ هَذَا الْقُرْآنَ كَلاَمُ اللَّهِ فَلاَ أَعْرِفَنَّكُمْ فِيمَا عَطَفْتُمُوهُ عَلَى أَهْوَائِكُمْ.
Tercemesi:
Bize İshak rivayet edip (dedi ki), bize Cerir, Leys'ten, (O) Seleme b. Küheyl'den, (O da) Ebu'z-Za'ra'dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Ömer İbnu'l-Hattab dedi ki: "Şüphe yok ki bu Kur'an, Allah'ın sözüdür. Binaenaleyh, (nefislerinizin) arzularına bağlandığınız şeyler sizi asla aldatmasın!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 5, 4/2111
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
Konular:
Kur'an
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51676, DM003399
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ التَّرْجُمَانِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ الْهَمْدَانِىُّ عَنْ عَمْرِو بْنِ قَيْسٍ عَنْ عَطِيَّةَ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« مَنْ شَغَلَهُ قِرَاءَةُ الْقُرْآنِ عَنْ مَسْأَلَتِى وَذِكْرِى أَعْطَيْتُهُ أَفْضَلَ ثَوَابِ السَّائِلِينَ ، وَفَضْلُ كَلاَمِ اللَّهِ عَلَى سَائِرِ الْكَلاَمِ كَفَضْلِ اللَّهِ عَلَى خَلْقِهِ ».
Tercemesi:
Bize İsmail b. İbrahim et-Tereümânî haber verip (dedi ki), bize Muhammed İbnu'I-Hasan el-Hemdânî, Amr b. Kays'tan, (O) Atıyye'den, (O da) Ebû Saîd el-Hudri'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel-km) şöyle buyurdu: "(Yüce Allah buyuruyor ki): uHer kimi, (ihtiyaçlarını) benden istemesinden, Kur'an okuması ve beni zikretmesi alıkorsa, ben ona, (ihtiyaçlarını benden) is~ teyenlerin en üstün sevabını veririm!" Allah'ın sözünün diğer sözlere üstünlüğü ise, Allah'ın, yarattıklarına üstünlüğü gibidir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 6, 4/2112
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
Konular:
Kur'an
Kur'an, diğer sözlere üstünlüğü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51677, DM003400
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَشْعَثَ الْحُدَّانِىِّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« فَضْلُ كَلاَمِ اللَّهِ عَلَى كَلاَمِ خَلْقِهِ كَفَضْلِ اللَّهِ عَلَى خَلْقِهِ ».
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd b. Seleme, Eş'as el-Huddani'den, (O da) Şehr b. Havşeb'den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Allah'ın sözünün yarattıklarının (sözüne) üstünlüğü; Allah'ın, yarattıklarına üstünlüğü gibidir!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 6, 4/2114
Senetler:
0. Mürsel (Mürsel)
1. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
Konular:
Kur'an
Kur'an, diğer sözlere üstünlüğü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19929, T003323
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنِى أَبُو الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رضى الله عنهما قَالَ: مَا قَرَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الْجِنِّ وَلاَ رَآهُمُ انْطَلَقَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى طَائِفَةٍ مِنْ أَصْحَابِهِ عَامِدِينَ إِلَى سُوقِ عُكَاظٍ وَقَدْ حِيلَ بَيْنَ الشَّيَاطِينِ وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ وَأُرْسِلَتْ عَلَيْهِمُ الشُّهُبُ فَرَجَعَتِ الشَّيَاطِينُ إِلَى قَوْمِهِمْ فَقَالُوا مَا لَكُمْ؟ قَالُوا حِيلَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ وَأُرْسِلَتْ عَلَيْنَا الشُّهُبُ . فَقَالُوا مَا حَالَ بَيْنَنَا وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ إِلاَّ أمر حَدَثَ فَاضْرِبُوا مَشَارِقَ الأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا فَانْظُرُوا مَا هَذَا الَّذِى حَالَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ؟ قَالَ فَانْطَلَقُوا يَضْرِبُونَ مَشَارِقَ الأَرْضِ وَمَغَارِبَهَا يَبْتَغُونَ مَا هَذَا الَّذِى حَالَ بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ فَانْصَرَفَ أُولَئِكَ النَّفَرُ الَّذِينَ تَوَجَّهُوا إِلَى نَحْوِ تِهَامَةَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ بِنَخْلَةَ عَامِدًا إِلَى سُوقِ عُكَاظٍ وَهُوَ يُصَلِّى بِأَصْحَابِهِ صَلاَةَ الْفَجْرِ فَلَمَّا سَمِعُوا الْقُرْآنَ اسْتَمَعُوا لَهُ فَقَالُوا هَذَا وَاللَّهِ الَّذِى حَالَ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَ خَبَرِ السَّمَاءِ . قَالَ فَهُنَالِكَ رَجَعُوا إِلَى قَوْمِهِمْ فَقَالُوا يَا قَوْمَنَا ( إِنَّا سَمِعْنَا قُرْآنًا عَجَبًا * يَهْدِى إِلَى الرُّشْدِ فَآمَنَّا بِهِ وَلَنْ نُشْرِكَ بِرَبِّنَا أَحَدًا ) فَأَنْزَلَ اللَّهُ عَلَى نَبِيِّهِ ( قُلْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنَّهُ اسْتَمَعَ ) وَإِنَّمَا أُوحِىَ إِلَيْهِ قَوْلُ الْجِنِّ . قَالَ وَبِهَذَا الإِسْنَادِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَوْلُ الْجِنِّ لِقَوْمِهِمْ ( لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا ) قَالَ لَمَّا رَأَوْهُ يُصَلِّى وَأَصْحَابُهُ يُصَلُّونَ بِصَلاَتِهِ فَيَسْجُدُونَ بِسُجُودِهِ قَالَ تَعَجَّبُوا مِنْ طَوَاعِيَةِ أَصْحَابِهِ لَهُ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ ( لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللَّهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًا ) . قَالَ أبو عيسى هَذَاَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
İbn Abbâs (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), cinlere Kur’ân’dan bir şey okumadı ve cinleri de görmedi. Rasûlullah (s.a.v.), ashabından bir gurupla birlikte Ukaz panayırına doğru yola çıkmışlar. Şeytanlarla sema haberleri arasına engel yapılmış haber almaya çalışan şeytanlar üzerine de akan yıldızlar gönderilmişti. Şeytanlar toplumlarına döndüklerinde, size ne oldu dediler. Onlarda: “Bizimle gök haberleri arasına sed çekildi ve üzerimize akan yıldızlar gönderildi” ve şöyle devam ettiler: Bizimle gök haberleri arasına mutlaka bir işten dolayı sed çekilmiştir dolayısıyla yeryüzünün doğularını ve batılarını dolaşınız. Sizinle gök haberleri arasına sed çeken bu şeyin ne olduğunu tesbit ediniz. Böylece yeryüzünün doğularını ve batılarını dolaşmaya başladılar kendileriyle gök haberleri arasına sed çeken bu şeyin ne olduğunu arayacaklardı. Şeytanların Tihame bölgesine yönelen kişileri de Ukaz panayırına gitmek üzere iken Nahle de bulunan Peygamber (s.a.v)’in yanına vardılar. Rasûlullah (s.a.v.), ashabına sabah namazını kıldırıyordu. Kur’ân-ı işitince ona kulak verdiler ve vallahi dediler sizinle gök haberlerinin arasına giren şey işte budur, dediler. Sonra kendi toplumlarına döndüler ve ey kavmimiz dediler. Biz doğru yolu gösteren ilginç bir Kur’ân dinledik ve ona iman ettik. Artık Rabbimize hiçbir şeyi ve hiçbir kimseyi ortak koşmayacağız. Bunun üzerine Allah, peygamberine Cin sûresini indirdi. Rasûlullah (s.a.v.)’e sadece cinlerin sözü vahyedildi.İbn Abbâs’tan aynı senedle şöyle dediği rivâyet edilmiştir. Cinlerin kendi toplumlarına sözü şöyleydi: (Cin sûresi 19. ayet) “Doğrusu Allah’ın kulu Muhammed Rabbine ibadet için kalkınca, inkârcı müşrikler neredeyse O’nun üzerine çullanıyorlardı veya cinler Kur’ân’ı dinlemek arzu ve hırsıyla neredeyse aşırı kalabalıktan dolayı birbirini ezeceklerdi.” Cinler, Rasûlullah (s.a.v.)’in namaz kıldığını ashabının da onun namazına uyduklarını ve onun secdesiyle secde ettiklerini gördükleri zaman, Ashabının ona bu derece itaat etmelerine şaşıp kaldılar ve kavimlerine: “Doğrusu Allah’ın kulu Muhammed; Rabbine ibadet için kalkınca inkarcı müşrikler nerdeyse onun üstüne çullanıyorlardı.” Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 72, 5/426
Senetler:
()
Konular:
Cin, Cinler
Kur'an
Panayır, cahiliye ve İslami dönemde panayır ve fuarlar
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
51678, DM003401
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ شُيُوخِ مِصْرَ أَنَّهُ حَدَّثَهُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو عَنْ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَنَّهُ قَالَ :« الْقُرْآنُ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ وَمَنْ فِيهِنَّ ».
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Salih rivayet edip (dedi ki), bize Yahya b. Eyyûb, Ubeydullah b. Ebi Ca'fer'den, (O da) Mısır'ın hocalarından bir adamdan (naklen) rivayet etti ki, o O'na Abdullah b. Amr'dan, (O da) Rasulullah'tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etmiş ki, O şöyle buyurmuş: "Kur'an Allah'a; göklerden, yerden ve bunların içindekilerden daha sevimlidir!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 6, 4/2115
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
Konular:
Kur'an
Öneri Formu
Hadis Id, No:
52672, DM003443
Hadis:
حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هَانِئٍ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ طَهْمَانَ حَدَّثَنَا عَاصِمٌ عَنِ الْمُسَيَّبِ بْنِ رَافِعٍ قَالَ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ : السَّبْعُ الطُّوَلُ مِثْلُ التَّوْرَاةِ ، وَالْمِئِينَ مِثْلُ الإِنْجِيلِ ، وَالْمَثَانِى مِثْلُ الزَّبُورِ ، وَسَائِرُ الْقُرْآنِ بَعْدُ فَضْلٌ.
Tercemesi:
Bize Muaz b. Hâni1 rivayet edip (dedi ki), bize İbrahim b. Tahmân rivayet edip (dedi ki), bize Asım, el-Museyyeb b. Rafî'den rivayet etti ki, O şöyle demiş: "Es-Seb'u't-Tuvel, Tevrat'ın benzeri; el-Miîn, İncil'in benzeri; el-Mesâni, Zebur'un benzeri; Kur'an'ın ondan sonraki geri kalanı ise (bize verilen) fazlalıktır!" Merfû şahidleri İçin bkz. Müsned, 4/107; Mecmâu'z-Zevâid, 7/46,158; Şuab, 2/465.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Fedâilü'l-Kur'an 17, 4/2140
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
Konular:
Kur'an
Önceki ümmetler, Zebur