418 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezid şöyle söylemiştir: 'Abdullah vadinin iç tarafından (Cemreye) taş attı. Ben, 'Ey Abdurrahman'ın babası! Bazıları bu cemreye üst taraftan taş atıyorlar' dedim. Bunun üzerine o şöyle dedi: "Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, kendisine Bakara suresinin nazil olduğu o Zatın (sav) (Hz. Peygamber) durduğu yer burasıdır." Abdullah b. Velid dedi ki Bize Süfyân, ona A'meş bu hadisi rivayet etti.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Velid arasında inkita vardır.
Bize Muhammed b. Hatim ve Abd b. Humeyd, o ikisine Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc, ona da Ebu Zübeyr'in haber verdiğine göre o, Cabir b. Abdullah'ı şöyle derken dinlemiştir: "Ben Hz. Peygamber'in (sav) fiske taşı gibi taşlarla cemre yaparken (şeytan taşlarken) gördüm."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezid şöyle söylemiştir: 'Abdullah vadinin iç tarafından (Cemreye) taş attı. Ben, 'Ey Abdurrahman'ın babası! Bazıları bu cemreye üst taraftan taş atıyorlar' dedim. Bunun üzerine o şöyle dedi: "Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, kendisine Bakara suresinin nazil olduğu o Zatın (sav) (Hz. Peygamber) durduğu yer burasıdır." Abdullah b. Velid dedi ki Bize Süfyân, ona A'meş bu hadisi rivayet etti.
Bana Mâlik, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer, ilk iki cemrenin yanında uzunca durup tekbir getirir, tesbih ve hamd eder, Allah’a dua ederdi; ama Akabe cemresinde durup beklemezdi.
Bana Mâlik, ona Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Ömer (Akabe) cemresine taş attığı sırada her bir taşı attıkça tekbir getirirdi. Yine Mâlik’in bana rivayet etiğine göre Mâlik, ilim ehli bazılarını “Cemrelere atılacak taşlar fiske taşları gibi olmalıdır.” derken dinlemiştir. Mâlik der ki: Bununla birlikte, bundan biraz daha büyük olmasının daha iyi olacağı kanaatindeyim.
Bana, ona Mâlik, ona Nâfi ve Abdullah b. Dinar, onlara Abdullah b. Ömer’in rivayet ettiğine göre Ömer b. el-Hattâb şöyle demiştir: Şeytan taşladıktan sonra, tıraş olan yahut saçlarını kısaltan ve eğer beraberinde varsa hediyelik kurbanlığını kesen bir kimseye (ihramı dolayısıyla) kendisine haram olan her şey –hanımlara yaklaşmak ve koku sürünmek dışında- ona helal olur. (Bu ikisi ise) Kâbe'yi tavaf etmeden ona helâl olmaz.
Açıklama: İsnadı Müslim'in şartına göre sahihtir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr, o ikisine İbn Uyeyne, ona Zührî, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) bir adam gelerek 'kurbanımı kesmeden tıraş oldum' dedi. Allah Rasulü 'şimdi kes bir sakıncası yoktur' buyurdu. (Bir diğeri) gelerek 'şeytan taşlamadan kurbanımı kestim' dedi. Allah Rasulü '(şimdi) şeytan taşla, zararı yok' buyurdu."