174 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan b. Amr, ona Süfyan b. Abdülmelik, ona İbn Mübarek, ona Mamer, ona Eyyüb, ona da Muaze el-Adeviyye, Hz. Aişe'den önceki hadisi nakletmiştir. [Ebu Davud bu rivayette şu ziyadenin olduğunu söylemiştir: Hz. Aişe, "Biz orucu kaza etmekle emrolunur, namazı kaza etmekle emrolunmazdık" demiştir.]
Bize Osman b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. el-Alâ -mana ile-, onlara İbn İdris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Amr b. Ata, -İbnu'l-Alâ ona İbn Alkame b. Ayyâş dedi-, ona Süleyman b. Yesar, ona Seleme b. Sahr -İbnu'l-Alâ, ona el-Beyâdî dedi-, rivayet etmiştir: Ben kadınlarla temas konusunda başka kimsenin gücü yetmeyeceği kadar güçlü idim. Ramazan ayı gelince, karımdan dolayı başıma bir iş gelir ve sabaha kadar bu işi sürdürürüm korkusuyla, Ramazan ayı çıkana kadar karıma zıhâr yapmıştım. Bir gece karım bana hizmet ederken birden vücudunun bir kısmı açılıverdi; onunla ilişkide bulunmaktan kendimi alıkoyamadım. Sabah olunca kabile efradımın yanına gittim ve onlara durumu anlattım. Onlara birlikte Rasulullah'a (sav) gidelim dedim. Vallahi olmaz! dediler. Bunun üzerine ben kalktım, Hz. Peygamber’e gidip durumu anlattım. Hz. Peygamber, "bu işi sen mi yaptın ya Seleme?" diye sordu. Ben de iki defa evet, ben yaptım ey Allah'ın Rasulü dedim ve sonra şunu ekledim: Ben, Allah'ın emrine sabrederim; dolayısıyla benim hakkımda Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmet! Bunun üzerine Hz. Peygamber, "bir köle âzâd et!" buyurdu. Ben de elimi boynuma vurarak seni hakla gönderen Allah adına yemin ederim ki, benim ondan başka kölem yok dedim. Bu sefer "öyleyse iki ay peş peşe oruç tut!" buyurdu. Cevaben zaten bu iş başıma oruç yüzünden geldi dedim. "Öyleyse altmış fakire bir vesak hurma dağıt!" buyurdu. Ben de seni hakla gönderen Allah'a yemin ederim ki, biz geceyi aç geçirdik, hiçbir yiyeceğimiz yok dedim. O zaman Rasulullah (sav) dedi ki: "Zurayk oğullarının zekâtlarını toplayan memura git, o topladıklarını sana versin, sen de altmış fakire bir vesak hurma dağıt, kalanını da ailenle birlikte ye!" Hemen kabileme döndüm ve onlara sizin yanınızda darlık ve kötü bir fikir buldum, ama Allah Rasulü'nün yanında bolluk ve güzel fikir buldum. Hz. Peygamber sizin zekâtlarınızın bana verilmesini emretti dedim. [Ravî İbn İdris dedi ki: Beyâde, Zurayk oğulları kabilesinin bir koludur.]
Bize Osman b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. Alâ, onlara İbn İdris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Süleyman b. Yesâr, ona da Seleme b. Sahr şöyle rivayet etmiştir: "Ben kadınlara başkalarının güç yetiremeyeceği kadar düşkün biri idim. Ramazan ayı geldiğinde, karımdan dolayı orucumu bozarım diye korktum ve sabah olduğunda ramazan ayı çıkana kadar karıma zıhâr yaptım. Bir gece karım bana hizmet ederken birden vücudunun bir kısmı açılıverdi, onunla ilişkiye girmekten kendimi alamadım. Sabah olunca kabile efradımın yanına gittim ve onlara durumu anlattım. Onlara 'Birlikte Rasulullah'a (sav) gidelim dedim.' 'Vallahi olmaz!' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e kendim gidip durumu anlattım. Hz. Peygamber 'Bu işi sen mi yaptın ey Seleme?' diye sordu. Ben de iki defa 'Evet, ben yaptım ey Allah'ın Rasulü' dedim ve sonra şunu ekledim: 'Allah'ın emrine sabrederim. Dolayısıyla benim hakkımda Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmet.' Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bir köle âzâd et.' buyurdu. Ben de elimle kendimi gösterip 'Seni hak ile gönderen Allah adına yemin ederim ki, benim bundan başka kölem yok' dedim. Bu sefer 'Öyleyse iki ay peş peşe oruç tut' buyurdu. Cevaben 'Zaten bu iş başıma oruç yüzünden geldi' dedim. 'Öyleyse altmış fakire bir vesak (ölçek) hurma dağıt' buyurdu. Ben de 'Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, biz hiçbir yiyeceğimiz olmadığı halde dün geceyi aç geçirdik' dedim. O zaman Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Zurayk oğullarının zekatlarını toplayan memura git, o topladıklarını sana versin, sen de altmış fakire bir vesak (ölçek) hurma dağıt, kalanını da ailenle birlikte ye!" Bunun üzerine kabileme döndüm ve onlara 'Sizin yanınızda darlık ve kötü bir fikir, Allah Rasulü'nün (sav) yanında ise genişlik ve güzel fikir buldum. Hz. Peygamber sizin zekatlarınızın bana verilmesini emretti' dedim." Ravî İbn İdris şöyle ilave bir bilgi vermiştir: Beyâde (hadisin kahramanı olan Seleme b. Sahr'ın nisbelendiği aile), Zurayk oğulları kabilesinin bir koludur.
Bize Harun b. Abdullah ve Muhammed b. Alâ, onlara Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame), ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona Esma bt. Ebu Bekir (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) döneminde ramazanda bulutlu bir günde oruçlarımızı açtık. Sonra güneş (tekrar) göründü." Ebu Üsame, Hişâm'a 'Peki orucu kaza etmekle emrolundular mı?' diye sordu. O da 'Tabi ki, zorunlu olarak' cevabını verdi.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekr şöyle nakletmiştir: "Rasulullah (sav) hayattayken bulutlu bir günde iftarımızı açtık. Sonra güneş (bulutların arkasından) çıkıverdi." (Hadisin ravisi olan Ebu Üsame) Hişam b. Urve'ye şöyle sormuştur: 'Peki onlara oruçlarını kaza etmeleri emredildi mi?' Hişam cevaben '(Böyle bir durumda) kaza gerekir' dedi.
Açıklama: İsnad, İbnü'l-Mutavvıs ve babasının meçhûl olmalarından dolayı zayıftır.
Açıklama: İsnad Ebû Mutavvıs ve babasının meçhûl olmasından dolayı zayıftır.