166 Kayıt Bulundu.
Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Asım, ona da Muâze şöyle rivayet etmiştir: "Aişe'ye 'Hayızlı kadın neden tutamadığı oruçlarını kaza ediyor da kılamadığı namazlarını kaza etmiyor?' diye sorduğumda, Aişe bana 'Sen Harûrî misin?' dedi. 'Haruriyye'den değilim. Sadece soruyorum' dedim. (O zaman) Aişe 'Biz hayızlı olduğumuzda oruçları kaza etmekle emrolunur, namazların kazasını kılmakla emrolunmazdık.'"
Açıklama: Hadiste geçen "emrolunur ve emrolunmazdık" ifadeleri, Hz. Peygamber dönemindeki uygulamayı ve sünneti ifade etmek için kullanılmıştır.
Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara ٍدSüfyân b. Uyeyne, ona Yahya, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) gelip 'Ya Rasulullah! Helak oldum.' dedi. Hz. Peygamber (sav) "Seni helak eden de nedir?' buyurdu. Adam 'Ramazanda hanımımla beraber oldum' dedi. Rasulullah (sav) adama 'Azat edecek bir köle bulabilir misin?' deyince, 'Hayır' cevabını verdi. Nebî (sav) 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki altmış fakiri doyuracak yiyeceği bulabilir misin?' dedi. Adam yine 'Hayır' dedi. Ardından adam oturdu. Bir vakit sonra Rasulullah'a (sav) içi hurma dolu bir sepet getirildi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Al bunu, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Medine'nin şu iki siyah tepesi arasında bizden daha ihtiyaç sahibi yoktur' dedi. Bu cevap üzerine Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükecek kadar güldü, sonra da 'Had git, ailene o hurmaları yedir' buyurdu."
Bize Osman b. Ebî Şeybe ve Muhammed b. Alâ, onlara İbn İdris, ona Muhammed b. İshak, ona Muhammed b. Amr b. Ata, ona Süleyman b. Yesâr, ona da Seleme b. Sahr şöyle rivayet etmiştir: "Ben kadınlara başkalarının güç yetiremeyeceği kadar düşkün biri idim. Ramazan ayı geldiğinde, karımdan dolayı orucumu bozarım diye korktum ve sabah olduğunda ramazan ayı çıkana kadar karıma zıhâr yaptım. Bir gece karım bana hizmet ederken birden vücudunun bir kısmı açılıverdi, onunla ilişkiye girmekten kendimi alamadım. Sabah olunca kabile efradımın yanına gittim ve onlara durumu anlattım. Onlara 'Birlikte Rasulullah'a (sav) gidelim dedim.' 'Vallahi olmaz!' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber’e kendim gidip durumu anlattım. Hz. Peygamber 'Bu işi sen mi yaptın ey Seleme?' diye sordu. Ben de iki defa 'Evet, ben yaptım ey Allah'ın Rasulü' dedim ve sonra şunu ekledim: 'Allah'ın emrine sabrederim. Dolayısıyla benim hakkımda Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmet.' Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'Bir köle âzâd et.' buyurdu. Ben de elimle kendimi gösterip 'Seni hak ile gönderen Allah adına yemin ederim ki, benim bundan başka kölem yok' dedim. Bu sefer 'Öyleyse iki ay peş peşe oruç tut' buyurdu. Cevaben 'Zaten bu iş başıma oruç yüzünden geldi' dedim. 'Öyleyse altmış fakire bir vesak (ölçek) hurma dağıt' buyurdu. Ben de 'Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, biz hiçbir yiyeceğimiz olmadığı halde dün geceyi aç geçirdik' dedim. O zaman Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: 'Zurayk oğullarının zekatlarını toplayan memura git, o topladıklarını sana versin, sen de altmış fakire bir vesak (ölçek) hurma dağıt, kalanını da ailenle birlikte ye!" Bunun üzerine kabileme döndüm ve onlara 'Sizin yanınızda darlık ve kötü bir fikir, Allah Rasulü'nün (sav) yanında ise genişlik ve güzel fikir buldum. Hz. Peygamber sizin zekatlarınızın bana verilmesini emretti' dedim." Ravî İbn İdris şöyle ilave bir bilgi vermiştir: Beyâde (hadisin kahramanı olan Seleme b. Sahr'ın nisbelendiği aile), Zurayk oğulları kabilesinin bir koludur.
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona Mansûr, ona da Muhammed b. Müslim ez-Zührî hadisi bu isnad ile (ve) İbn Uyeyne'nin rivayetine benzer şekilde nakletmiştir. (Ravi Mansur), rivayetinde, 'İçinde hurma olan bir sepet ki ona zenbil denir, (getirildi)' demiş ancak 'Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükecek şekilde gülüverdi' ifadesini zikretmemiştir.
Bize Yahya b. Yahya ve Muhammed b. Rumh, o ikisine Leys; (T) Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam ramazan ayında hanımı ile birlikte olup Rasulullah'a (sav) bu durum hakkında fetva sormak için geldi. Nebî (sav) ona '(Azat edecek) bir köle bulabilir misin?' diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki iki ay oruç tutabilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' deyince, Rasulullah (sav) 'O zaman altmış fakiri doyur' buyurdu."
Bize Muhammed b. Râfi, ona İshak b. İsa, ona Malik, ona da ez-Zührî hadisi bu isnad ile şöyle rivayet etmiştir: "Adamın biri ramazan ayında orucunu bozdu. Rasulullah (sav) da ona keffaret olarak köle azat etmesini emretti." Ardından Malik, İbn Uyeyne hadisinin benzerini aktarmıştır.
Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), ramazan ayında orucunu bozan adama, köle azat etmesini veya iki ay oruç tutmasını ya da altmış fakiri doyurmasını emretmiştir."
Bize Ebu Numan, ona Hammâd b. Seleme, ona Simâk b. Harb, ona Ümmü Hâni'nin kızının oğlu veya Ümmü Hâni'nin oğlunun oğlu Harun, ona da Ümmü Hâni şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), ben oruçluyken yanıma geldi. Geldiğinde ona içmesi için bir kap sunuldu. O da içti. Sonra kabı bana verdi. Ben de içtim. Bunun üzerine Allah Rasulü şöyle buyurdu: '(Bozduğun bu oruç) ramazan orucunun kazası idiyse, yerine bir gün oruç tut. Nafile idiyse, istersen kaza et, istersen etme.'"
Bize Harun b. Abdullah ve Muhammed b. Alâ, onlara Ebu Üsame (Hammâd b. Üsame), ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona Esma bt. Ebu Bekir (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) döneminde ramazanda bulutlu bir günde oruçlarımızı açtık. Sonra güneş (tekrar) göründü." Ebu Üsame, Hişâm'a 'Peki orucu kaza etmekle emrolundular mı?' diye sordu. O da 'Tabi ki, zorunlu olarak' cevabını verdi.
Bize Osman b. Muhammed, ona Cerîr, ona Yezid b. Ebu Ziyâd, ona Abdullah b. Hâris, ona da Ümmü Hânî şöyle rivayet etmiştir: Mekke'nin fethi günü, Ümmü Hâni (ben) Nebî'nin (sav) sağ tarafından iken, Fatıma gelip Rasulullah'ın soluna oturdu. Hizmetçi kız içerisinde içecek bulunan bir kap getirdi. Onu Hz. Peygamber'e (sav) verdi. Rasulullah (sav) da o kaptakinden içti. Ardından onu bana verdi ve ben de ondan içtim. Sonra, 'Yâ Rasulullah! Ben oruçlu idim, orucumu bozdum' dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana, 'Kaza orucu mu tutuyordun?' diye sordu. Ben 'Hayır' deyince, 'Nafile ise (orucunu bozmanın) sana bir zararı yoktur' buyurdu. [Ebu Muhammed (Dârimî) şöyle demiştir: Ben bu hadisin gereğince görüş beyan ediyorum.]