174 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. İbrahim, ona Cerîr, ona Mansûr, ona da Muhammed b. Müslim ez-Zührî hadisi bu isnad ile (ve) İbn Uyeyne'nin rivayetine benzer şekilde nakletmiştir. (Ravi Mansur), rivayetinde, 'İçinde hurma olan bir sepet ki ona zenbil denir, (getirildi)' demiş ancak 'Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükecek şekilde gülüverdi' ifadesini zikretmemiştir.
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M002595.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'nin (sav) huzuruna gelip 'Şu topluluğun en rezili olan kimse ramazan ayında hanımı ile beraber oldu' dedi. Rasulullah (sav), 'Özgürlüğüne kavuşturacak bir köle bulabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. Nebî (sav) "O zaman altmış fakiri doyurmaya imkanın var mı?' deyince, adam yine 'Hayır' dedi. Derken Rasulullah'a (sav) içinde hurma bulunan bir arak getirildi (ki ona zenbîl, sepet denilir). Nebî (sav) 'Yaptığının kefareti olarak bunu fakirlere yedir' buyurdu. Adam 'Bizden daha ihtiyaç sahibi olana mı! Medine'nin iki taşlığı arsında bizden daha muhtaç ev halkı yoktur ki' dedi. Rasulullah da (sav) 'O zaman onu ailene yedir' buyurdu."
Açıklama: ''الأَخِرَ'' ifadesi ile olarak şerhlerde net yoruma rastlanmamış, mevcut görüşler içerisinden biri tercih edilmiştir.
Bize Yahya b. Yahya, Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Züheyr b. Harb ve İbn Nümeyr, onlara ٍدSüfyân b. Uyeyne, ona Yahya, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebî'ye (sav) gelip 'Ya Rasulullah! Helak oldum.' dedi. Hz. Peygamber (sav) "Seni helak eden de nedir?' buyurdu. Adam 'Ramazanda hanımımla beraber oldum' dedi. Rasulullah (sav) adama 'Azat edecek bir köle bulabilir misin?' deyince, 'Hayır' cevabını verdi. Nebî (sav) 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' diye sorunca, adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki altmış fakiri doyuracak yiyeceği bulabilir misin?' dedi. Adam yine 'Hayır' dedi. Ardından adam oturdu. Bir vakit sonra Rasulullah'a (sav) içi hurma dolu bir sepet getirildi. Hz. Peygamber (sav) adama 'Al bunu, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam 'Medine'nin şu iki siyah tepesi arasında bizden daha ihtiyaç sahibi yoktur' dedi. Bu cevap üzerine Hz. Peygamber (sav) yan dişleri gözükecek kadar güldü, sonra da 'Had git, ailene o hurmaları yedir' buyurdu."
Bize Yahya b. Yahya ve Muhammed b. Rumh, o ikisine Leys; (T) Bize Kuteybe, ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam ramazan ayında hanımı ile birlikte olup Rasulullah'a (sav) bu durum hakkında fetva sormak için geldi. Nebî (sav) ona '(Azat edecek) bir köle bulabilir misin?' diye sordu. Adam 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Peki iki ay oruç tutabilir misin?' buyurdu. Adam 'Hayır' deyince, Rasulullah (sav) 'O zaman altmış fakiri doyur' buyurdu."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bizler Nebî'nin (sav) huzurunda oturuyorken, bir adam geldi ve 'Helak oldum yâ Rasulallah!' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ne oldu, neyin ver?' diye sorunca, 'Oruçlu iken hanımımla beraber oldum' dedi. Nebî (sav), 'Azat edecek bir köle bulabilir misin?' deyince, adam 'Hayır' dedi. 'Peki peş peşe iki ay oruç tutabilir misin?' deyince, adam yine 'Hayır' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Altmış fakiri doyurma imkanın var mı?' diye sorunca, adam 'Hayır' cevabını verdi. Nebî (sav), bir müddet durdu. Biz bu haldeyken Rasulullah'a (sav) içinde hurma bulunan bir sepet getirildi. -Râvilerden biri arak'ın miktel (sepet, kova) olduğu açıklamasını yapmıştır- Hz. Peygamber (sav) 'Soru soran nerede?' buyurdu. Adam 'Benim' deyince de 'Al bunları, sadaka olarak dağıt' buyurdu. Adam, 'Yâ Rasulallah! Benden daha fakir birine mi dağıtayım? Vallahi iki taşlık arasında -râvilerden biri 'Medine'nin iki taşlığı' açıklamasında bulunmuştur- benim ailemden daha fakiri yoktur!' dedi. Bu söz üzerine Nebî (sav), yan dişleri gözükene dek güldü. Ardından da 'Onu ailene yedir' buyurdu."